Archive for the ‘Kalp’ Category

Kendi Kalbini de Kırma…

Bugünkü pırlantamız da,

** kendi kalbini kıran,

** kendini acımasızca eleştiren,

** kendine kızan,

** kendini suçlayıp duran,

arkadaşlara…

**********************************

Sevgili arkadaşım,

Dünkü pırlantamızda,

‘Kalbini hayatındaki en değerli hazine olarak görüp, kimsenin kırmasına izin vermemen gerekiyor.’ dedik.

Peki ya kalbinin KENDİN tarafından kırılması nasıl oluyor bu durumda?

Kendi kendini beğenmemek, eleştirmek, kızmak, suçlamak?

Kalbini kendine karşı da korumaya alıp, GERÇEKTEN GERÇEKTEN GERÇEKTEN sevmeye başla kendini.

Allah’a sığın ve onun anlayışını ve sevgisini hisset.

Sen de kendine anlayışlı ol.

Hata yapınca daha doğrusu hata yaptığını farkedince de kendine anlayışlı ol, sevgi dolu ol.

Tabii ÖNCE o farkettiğin hatadan vazgeçmeye karar verip niyet et ki, bu anlayış ve sevgi güzel sonuçlara vesile olsun.

Ve bundan böyle kendini eleştirip, kendine kızdığını, suçladığını hissettiğin HER AN, hemen bir saniye dur ve ‘Hayır’ de.

‘Hayır, ben kendime iyi davranacağım.’

‘Kendi kalbimi kendimin kırmasına izin vermeyeceğim.’

‘Kendime karşı, kendim, karmaşa, ihanet, düşmanlık, şüphe, külfet basamaklarına inmeyeceğim.’

‘Allah’a sığınıp, Allah’a tutunup, Allah’tan yardım alıp bunu başaracağım.’ de.

Sen Seni Bil, Sen Seni Sev. :D

Kolay gelsin,

Funda Teyzen’den de çok çok sevgiler…

 

Dilekler ve Kalp

  • Çarşamba May 18,2011 11:00 AM
  • By Funda Teyzen
  • In Dilekler, Kalp

Dilekler kalbimiz isterse gerçekleşiyor

Ancak, kalbimiz, hayattaki amaçlarımız ve dileklerimizle ilgili olarak, küskün ve isteksiz olabilir.

Aklımız ve ağzımız dileklerini, isteklerini, şükürlerini sürekli ifade ederken, hayatta başınıza gelenler, bunların tam tersi oluyorsa eğer, bunun en temel sebebi, aklımızdan ve ağzımızdan düşürmediğimiz bu dilek ve dualarımızın ruhumuza ve kalbimize ulaşamaması, oradan kabul görmemesi.

Aslında yaralı olan ruhumuz, küskün ve sessiz.

Ağlayan, somurtan, küsmüş bir çocuk gibi “Banane, istemiyorum işte” diyor.

Unutmayalım, isteklerimize mucizelerle katkı yapan ruhumuz. Aklımız ve beynimiz değil. Mucizeler için ruhumuzun işbirliği, onayı, istemesi gerekiyor.

“Başarılı olmak istiyorum” şeklindeki masum dileklere ruhumuz neden isyan etsin, neden küskün davransın? Çünkü eski başarısızlıklar var, o başarısızlıklarda kırılan kalbimiz var, kendimize yakıştırmadığımız için yok saydığımız hayata küsmeler var, insanlara küsmeler var.

Nasıl bileceğiz ve çözeceğiz kalbimizin derinlerindeki sessiz isteksizlikleri, sessiz kırılmaları?

Bir, ruhumuzda bu itirazların olabileceğinin farkına vararak.

İki, kendimizi katıksız bir sevgi ve anlayış ile sorgulamak, kendimizi yalansız sorgulamak. “Acaba bir isteksizlik, bir kırılma, bir küskünlük, bir çocukça duygular var mı?” diye, “İstemiyor muyum acaba içten içe? Kırgın mıyım acaba hayata eski acılar yüzünden?”

Merak etmeyin, ruhunuzun kaprisleri kalıcı değil, onları dinlediğinizde ve anladığınızda, gereken alaka ve dikkati verdiğinizde, ağlayan bir çocuğun ağlamasının geçmesi gibi, ruhunuzun keyfi yerine geliverecek.

NOT:
Bu anlayış ve keşif üzerine yazdığım makale şu adreste:
http://cekimyasasi.net/makaleler/2009/11/15/icindeki-yarali-cocuga-mektup/