Archive for the ‘Harikulade Dilekler’ Category

Geçenlerde çok sevgili bir arkadaşımdan bir mesaj aldım:

Bizim elimizde mi yoksa kader mi?

İşte bu konuda sevgili arkadaşımıza verdiğim cevap:

*******************************

Sevgili arkadaşım,

Kader senin, Allah’a sığınarak, yani tevekkül ederek yaklaşman gereken varoluş gerçeklerinden birisi.

Bizim bir kul olarak görevimiz kaderimizin ne olduğunu bilmek değil, ELİMİZDEN GELENİN EN İYİSİNİ yaparak yaşamak.

Ve kader konusunda da Allah’ın her şeyi, geçmişi de, geleceği de bildiği gerçeğini, Allah’a sığınarak karşılamak.

Bu konuda varolduğunu sandığımız mantık çelişkisi, bizim gaybı ve onun gizemli bilgilerini, kurallarını bilmememizden kaynaklanıyor.

Bu insanı meraklandıran gizemli çelişki, “kader mi, ben mi” sorusu, Allah’ın kullarını sınamak için kullandığı konulardan birisi.

Bizim de bu sınavı tevekkül ile, Allah’a havale ve Allah’a güvenerek geçmemiz gerekiyor.

Bizim elimizde mi, kader mi?

Cevap, ikisi de.

Evet, senin elinde,VE 

Evet, Allah biliyor.

Allah biliyor diye hiç sorumluluk almadan önümüze geleni kabul etmek durumunda değiliz.

Sorumluluğu kadere atamıyoruz.

Hesaplarımızı kadere göre yapamıyoruz.

Çünkü BİZ bilmiyoruz. Allah biliyor.

Biz aklımızı ve kalbimizi temizleyerek ve dinleyerek karar verip hareket etmek durumundayız.

Aklımızı kalbimizi temizlemeden ve o temiz aklımızı ve kalbimizi dinlemeden, hareket etmek sonra da kaderim buymuş demek, Allah önünde bir özür teşkil etmiyor.

O gün geldiğinde Allah’ım sen biliyordun zaten onun için affet diyemiyoruz.

Evet Allah biliyor, ama bize akıl ve kalp vermiş kullanmamız için.

Allah,

** aklımızı ve kalbimizi temizlememizi,

** ve kaderimizi kendimizin iyi güzel ve doğru bir şekilde yazmamızı istiyor.

***********************

Sen de kaderini,

** Allah’a sığınıp, iyi, güzel, doğru bir şekilde yazmak için,

akıldaş ve kalpdaş arkadaşlarla beraber çalışmak istersen,

İşte sana harikulade bir kapı:

Harikulade bir maraton daha, 1 Temmuz’da başlayacak.

Kayıtlar, 12 Haziran’da açılacak.

Hazır mısın, sevgili arkadaşım?

Beraber şükredip, aklımızda ve kalbimizde temizlik yapıp, harikulade dileklerimize hayat vermeye?

Dileklerimiz hazır.

Şimdi sıra bizde.

12 Haziran’ı bekle. :D

2k

 

 

 

Yaşadığımız her saniye, hayata olan yaklaşımımız ya yavaş yavaş KORUMA felsefesine doğru kayıyor, ya da yavaş yavaş COŞMA felsefesine doğru kayıyor.

Eğer kendimizi hayatın akışına bırakırsak ve karşımıza çıkan problemleri çözmeyi HAYAT zannederek hayatı yaşarsak, elbette alışkanlık olarak koruma ağırlıklı, kendini savunma ağırlıklı, balıktaki kılçığı, yerdeki taşı arayan gözlerle hayatı yaşar hale geliyoruz.

Halbuki, işin doğrusu şu ki, en kısa zamanda bunun ötesine geçmemiz gerekiyor.

Elimizdekini korumak değil, yeni güzellikler ortaya çıkararak hayatı yaşamak daha iyi, daha güzel, daha doğru, daha başarılı oluyor.

Ama bunun için, enerjimizi sadece dertleri çözmekten değil, kendimize mutlu ve bereketli yarınlar hazırlamaktan almamız gerekiyor.

Korkunun bizi ittirmesi ile değil, kendi belirlediğimiz, iyi, güzel, doğru dileklerimizin coşkusuyla, planlarıyla, umutları ve heyecanıyla hayatı yaşamamız gerekiyor.

 

********************************

Tabii toplumdaki gidişat sebebi ile, hayatın vazgeçilmez 8 parçasına verilen zararlar sebebi ile, ben hep “Hayatımızın 8 parçasını koruyalım, kollayalım.” diyorum.

Ancak, normalde olması gereken aslında biraz daha değişik.

Bu korumayı yapar yapmaz, HEMEN ardından hayatı coşarak ve gerçekten yaşamaya başlamalıyız.

Hayatın vazgeçilemez 8 parçasını, sürekli korunacak şeyler olarak değil, coşulacak şeyler olarak görmeliyiz.

Ve bunun için gerekli olan emeği de sergilemeliyiz.

Haydi sevgili arkadaşım, sen de coştur hayatının 8 parçasını.

İyilikte, güzellikte, doğrulukta, hayırda, uğurda coşalım.

Elimize yakın olan, o an ulaşabildiğimiz, herhangi bir konuya biraz emek verelim, can katalım, göreceksin o canlılık tüm hayatımıza yayılıverecek.

Bizi coşturan, hayata sımsıkı sarılmamızı sağlayan o harikulade dileklerimize sahip çıkalım, onlar için elimizden geleni, hatta belki elimizden gelenin biraz daha fazlasını yapalım.