Yüzümüzü Ekşitiyor muyuz?
- Perşembe Nis 18,2013 04:45 PM
- By Funda Teyzen
- In Çekim Yasası, Değer Vermek, Dilekler, Hazır Olmak, Sahip Olduklarımız
Hepimizin harikulade dilekleri var.
Elbette hepimiz daha güzel bir hayat, daha güzel bir gelir, daha güzel bir gelecek istiyoruz.
Fakat, şu an sahip olduklarımızı beğenmedikçe daha iyisi, daha güzeli, daha çoğu biraz ZOR gelir, sevgili arkadaşım.
Küçüğünü sevmeden büyüğünü alamazsın. |
İyi ve kalbi temiz insanlar için geçerli olmak üzere:
Küçük evi beğenmeden, büyüğünün kapıları açılamıyor.
Küçük parayı takdir etmeden, büyüğü elde edilemiyor.
**************************************
Günlük hayatımızın akışında, hayatın bize sunduğu güzelliklerden biraz sıkılabiliyor, onları biraz kanıksayabiliyoruz.
Yediğimiz yemek…
Oturduğumuz oda…
Bize biraz ‘normal’ gelmeye başlıyor.
Coşkumuzu kaybedebiliyoruz.
Ve hatta bazen, sahip olduklarımıza karşı bir bıkkınlık bile geliştirebiliyoruz.
Kimisi arabasından bıkıyor, kimisi evinden bıkıyor, kimisi mutfağından bıkıyor.
Ancak biliyor musun, sevgili arkadaşım,
Sen elindekine karşı coşkunu kaybettiğinde daha iyisini çekecek coşku çoktan bitmiş demek oluyor.
Geriye ise sadece çok zayıf bir umut, çok hayali ve bulutların ötesinde belli belirsiz istekler kalıyor.
‘Bu mutfağı sevmiyorum, eğer harika ve kocaman bir mutfağım olsaydı, onu çok sevebilirdim, evet öyle bir mutfağı isterdim.’
Bu örnekteki ‘Evet öyle bir mutfağı isterdim.’ duygusu yeterli değil, öyle bir mutfağı kendimize çekmek için.
Olması gereken, ‘Mutfağımı çok seviyorum, mutfakları çok seviyorum, bence mutfak harika bir şey.’ şeklindeki coşku, sevgi dolu mutluluk, işte bu daha iyi mutfakları kendimize çekecek güce sahip duygu.
Benzer şekilde, hayatına giren helal ama küçük para ile coşkuyla sevinemeyen insan, büyük paralara da kapısını kapatmış oluyor.
Tabii bu sadece mutfak ve para için geçerli değil.
Aynı şey diyelim, örnek vermek gerekirse, bizi seven, bizi dinleyen insanlar için de geçerli.
Eğer bizi seven, bizi takdir eden BİR KİŞİYİ hazine bulmuş gibi heyecanla karşılayamıyorsak, en azından kalbimiz tatlı tatlı heyecanlanmıyorsa, nasıl pek çok kişiye ulaşma yolunda olduğumuzu iddia edebiliriz ki?
Özellikle büyümek ve daha çok kimseye hizmet etmek isteyenler, bu konuya çok dikkat etsin.