Sözsüz Şükredebilmek…

Bugün tüm okuyucularıma bir Ramazan hediyesi vermek isterim. :D

Geçtiğimiz Cumartesi, Maraton‘un 20. günü idi ve uygulayanlara harikulade mutluluklar ve farkındalıklar yaşatan bir maraton mesajını sizlerle de mutlulukla paylaşıyorum.

Ve dilerim gelecek maratonlarda, ve kurslarımda daha nicelerini yaşarsınız.

Biz söylemesek de Allah aklımızda da kalbimizde de ne varsa her şeyi olduğu gibi biliyor.

Allah’ın karşısına kalbimizde şükür hisleri ile çıktığımızda, aklımızda veya dilimizde hiç bir kelime olmasa dahi, kalbimizdeki o şükür hissi, iletişimlerin en güzelini sağlıyor.

************************************

Funda Teyze’nin Maraton 20. Gün yazısı:

Sevgili arkadaşlarım,

Bugün şükredeceğiz.

Evet biliyorum, her gün şükrediyoruz ama bugün daha bir özel olacak.

Oturduğunuz yerde, bir an gözünüzü kapatın.

Ve Allah’a sığının. Bunu içinizden içtenlikle ”Allah’ım sana sığınıyorum ben” diyerek yapıyoruz.

Ve ardından da oturduğunuz yeri hissedin, içinde bulunduğunuz odayı hissedin, üzerinizdeki kıyafetleri veya yanı başınızda, elinizin altında ne varsa.

Canlılığınızı hissedin, VE hayatta olduğunuz için sevinin. Allah’a sevinçle teşekkürle yönelin.

Bunu sözlerden ziyade hissederek yapın.

Sadece hissederek şükredin. Bilmem anlatabiliyor muyum? Söze dökme ihtiyacı veya telaşı duymadan, sevinç hissederek ve teşekkür hisleriyle Allah’a yönelin.

Bugün sözle değil, hisle şükredeceğiz Allah’a.

Varlığınız için.

Hayat için.

Anneniz babanız için. Onların sizin şu an burada ve şimdi hayatta olmanıza katkılarını düşünüp onlar için de hissederek şükredin.

Size bu şansı, fırsatı verdikleri için.

Ne şansı, ne fırsatı?

Burada ve şimdi, bu şükrü yaşayarak hissetmenin fırsatı.

Tüm ülkenizi, arkadaşlarınızı, öğretmenlerinizi de düşünün. Sizin burada olmanıza katkıları var hepsinin şöyle veya böyle.

Tüm insanlar da aynı şekilde.

Doğa da aynı şekilde. Bizi besliyorlar hayatta tutuyorlar, yaşatıyorlar.

Fiziksel evren de aynı şekilde.

Hava, su, taş, madenler….

Hepsi sanki sizi bir meyve veya sebze gibi büyütmüşler değil mi?

Kendinizi bir ürün, beslenip büyütülmüş ve bu ana getirilmiş bir ürün olarak görün.

Şu anki bu şükür hissinize sizi ulaştırdılar.

Ve evrenin de ötesinde, ruh var.

Yani sen.

Ve pek tabii, ben, o, ve hepimizin ayrı ayrı ruhları.

Ve bizi yaratan Allah var bunun da üzerinde.

Bizi koruyan, bize yardım eden, sığınabileceğimiz bir varlık.

Sen de hayatının 8 parçası için, her biri için sevinç hisset.

Varolduğun için, hepsinin değerini bilebildiğin için sevin.

Bugün şükrünü sözle değil, hisle ilet hepsine.

Hepsine ve pek tabii kendine de.

Ve pek tabii Allah’a da.

Sevin sevin sevin. VE bu sevinci hisset.

Ve ulaştığın anlayış, keşif, farkındalık ve başarıyı bize de anlat.

Paylaş.

:D

Dilerim, gelecek maratonlarda ve e-kurslarımda daha nicelerini yaşarsın.

2k



Yorum