Archive for the ‘Maraton’ Category

O Yoldan Gitme Arkadaşım…

Geçen günkü e-magazinimde, Budizm ile karıştırılmış bir takım adı lazım olmayan konuların benimle alakası olmadığını söylemiştim.

3 senelik bir sessiz okuyucu, üyelikten ayrılmış, bir diğer sessiz okuyucum da sessizliğinden çıkıp, Budizm’de ne kötülük var diye sormuş, yoga yapmak, zihnini dinlendiriyormuş ve çok faydalıymış.

İşte kendisine ve bu konuyu merak eden diğer arkadaşlarıma açık bir cevap:

*******************************

Sevgili arkadaşlarım,

Yoga ve Budizm ve meditasyon, ve benzeri işlemler, farkındaysanız, insan ruhunun insan aklının çok derinlerine işleyebilen, son derece ciddi şeyler.

Eğer bunların her hangi birinde ben uygulayanlara bir kötülük, bir zarar olduğunu gördüysem, bunu söylemek benim insani görevim.

Bu sebeple ben derim ki, hem bu dünyada hem de ahirette, eğer mutluluk ve başarı köyüne ulaşmak istiyorsan,

O Yoldan Gitme Arkadaşım…

 

Peki ama ben, yoga ve Budizm ve meditasyon konusunda, uygulayanlara ne zarar geldiğini gördüm?

1 . Zarar:

Allah’tan bolluk bereket, yardım, alma kapıları neredeyse tamamen kapanıyor.

Takdir edersiniz ki Allahsız bir dinin egzersizlerini yaparak yaşayanlara Allah’ın da sımsıcak bir sevgiyle yaklaşması zor oluyor, tabii Allah’ın diledikleri hariç.

Tabii ki Budizm, çıktığı toplumlara Allah’ın bir rahmeti olabilir. O toplumlara huzur ve medeniyet getirdiği iddia edilinebilir. Fakat Kuran ile Allah’ın birebir sözlerini ve konuşmasını almış, birebir Allah’tan bir kitap almış toplumlara, Budizm ve onun egzersizlerinden medet ummak pek yakışmıyor.

2. Zarar:

Meditasyon ve benzeri işlemler yapıldığında, ruh bastırılıyor. Kişi vücudun hayvani merkezlerini öne çıkartıp, uyandırıyor, bunu yaparken de ruhunu bastırıyor.

Ruhunun günlük dertleri sıkıntıları, hayalleri, acıları vs. kişi bunlara SUS deyince, ruhunu bastırmış oluyor. Kişi içerisinde sessiz durabilen tarafını ortaya çıkarınca, uyandığını, rahatladığını, sükunet bulduğunu zannediyor fakat aslında ruhunu bastırmış ve susturmuş oluyor. Ortaya çıkan sessiz sessiz bakan bir inek benzeri bir canlıya dönüşüyor.

Budizm’de ineklerin kutsal olması da ne ilginç bir tesadüf, değil mi?

Tabii şaka gibi geliyor ama, maalesef Allah’ın koruması olmayan yollardan giden kişiler, işte böyle ineğe tapmak gibi durumlara da düşebiliyorlar, ruhlarını bastırıp, kendilerini inek benzeri bir hale de getirebiliyorlar, şeytanın oyuncağı oldukları için.

*******************************************************

Aslında daha pek çok zarar daha sayabilirim ama bunlar yetmiyor mu, sevgili arkadaşım?

Ama Budizm konusunda son bir uyarım daha olacak ki, çok önemli:

Yoga ve meditasyon ve benzeri işlemleri öğrenmek ve uygulamak için, haşır neşir olmanız gereken kitaplar ve insanlar, genellikle hayatın 8 parçasına tamamen aykırı oluyorlar.

Onlar mı Budizm’e zarar veriyor, Budizm mi onlara bunu yaptırıyor, bilmiyorum ama benim tavsiyem, o çevrelerden, o kitaplardan uzak durmanız, inanın bu geleceğiniz, mutluluğunuz açısından daha hayırlı.

********************************************************

Ve işte çekim yasasını çok iyi anlayıp, çok ustaca çalıştırmak için Allah’a sığınıp, sorumluluk alıp, temizlik yaparak ilerleyebileceğimiz ve benim YÜREKTEN tavsiye ettiğim yol:

Maraton 1 Temmuz’da başlıyor.

Daha önce hiç bir maratona katılmamış, kurslarıma katılmamış okuyucularıma verdiğim ÇOK ÇOK ÖZEL İNDİRİM için bugün son gün.

Ben derim ki, BU YOLDAN GİT, sevgili arkadaşım, Allah’a sığınan arkadaşlarla, Allah’a sığınan çekim yasası öğretmeni ile yol almakta büyük fayda var.

 

 

 

 

Herhangi bir konuda, bir söz söylerken ya da bir adım atarken, eğer aklımız ve kalbimiz hemfikir değilse, o söz, o adım, görünüşte doğru söz veya adım gibi görünüyorsa da, maalesef hayırlı olmuyor.

Yapmış olmak için iş yapmak…

Söylemiş olmak için söz söylemek…

O söz, o iş, akla mantığa uysa da, kalbin onayını alamıyorsa…

Kalbin onayını almasına rağmen, aklın onayını alamıyorsa…

Orada, o an, yanlış bir söz veya hareket haline geliveriyor.

Bu durumda, biraz duruvermek ve aklımıza kalbimize dikkatle bakmak, ve olası pürüzleri bularak, her ikisinin de onaylayacağı şekilde İYİ, GÜZEL, DOĞRU bir çare ve çözüm bulmak en güzeli.

(Ben de bu akşamki telesemineri bugün iptal edip, o zamanı, şöyle bir aklıma ve kalbime daha dikkatli bakmak için kullanacağım.  :D )

Her söz ve her hareket, aklımız ve kalbimiz HEMFİKİRSE hayırlı hale geliyor.

 

**********************************************

Son günlerde de, eski bir maratona katılmasına ve o maraton sayesinde elde ettiği başarılar olmasına rağmen, ne maraton arkadaşlarına ne de maratonun kurucusu bendeniz Funda Öğretmen’e, ne bir paylaşım, ne bir sevinç, ne bir kutlama iletmeyen bir arkadaşın, maratona katılmak isteğini aklım ve kalbim hemfikir olamadığı için reddetmek durumunda kaldım.

Ve yine geçenlerde, benim öğrettiğim konuları, adları lazım olmayan ama Budizm’le karıştırılmış, bir şeylerle ortak tutan bir arkadaşa ‘Kusura bakma, benim onlarla bir alakam yok’ demek ve hizmetlerime bu durumda katılmasının mümkün olmadığını bildirmek durumunda kalmıştım.

Sadece bu kadarla da kalsa yine iyi, beraber pek çok başarılar elde ettiğimiz, eski bir öğrencimin, benden uzaklaşmasının 7 ay kadar öncesinde, büyük bir başarısından sonra hem bana bir pay vermemesini, hatta açtığım ‘Hayat Bir Okul’ projeme, ‘Ben Hayat Bir Okul öğretmeni olmak istemiyorum’ diye önce reddetmesini ve üstüne üstlük, BOLLUK elde ettiği zaman, o gelen bolluğu nasıl altına yatırıp, bolluk basamağının hakkını verememesini hatırlamama sebep olan, bir başka hakkı tam verilemeyen bir başarı yaşadım.

Benden uzaklaşan o arkadaşın benden uzaklaşması, hakkını veremediği o İLK kapıdan yaklaşık 7 ay sonra, İSTER İSTEMEZ gerçekleşmiş.

Bir başka deyişle, basamakların hakkı verilmedikçe, basamakları değil çıkmak, olduğumuz basamakta bile kalamıyoruz.

Mutlaka aşağı iniş gerçekleşiyor ve biz buna engel olamıyoruz. Tabii engel olmanın TEK ÇARESİ, içinde bulunduğumuz o basamağın hakkını verebilmek.

Başka bir basamağın hakkını değil, İÇİNDE BULUNDUĞUMUZ, O AN YAŞAMAKTA OLDUĞUMUZ o basamağın hakkı…

Bolluk basamağının da hakkı BORÇ ödeyerek gerçekleşiyor.

Bu borç, maddi de olabilir manevi de.

Ama maddi kazanımlarla gerçekleşen BOLLUK basamağında hem maddi hem manevi olarak BORÇ ödemek şart.

Benim BOLLUK basamağının hakkını verirken elde ettiğim tüm başarı ve başarısızlıklar sonucu bulduğum yüzde oranlarını da merak ediyorsan, sevgili arkadaşım, şu pırlantada bulabilirsin:

Hani insan zor durumdayken, eminim istisnasız hepimizin, herkesin başına geldiği üzere, Allah’tan yardım ister ya, ‘Allah’ım ah bir bolluğa kavuşayım, söz şunu şunu yapacağım, bunu yapacağım, şuna şuna yardım edeceğim, yaşadığım bolluğu hayırlı uğurlu olacak şekilde paylaşacağım.’

Ne ilginç ki, kişi o dua ettiği bolluğu yaşar yaşamaz, tadar tatmaz, sanki o duaları eden o değilmiş gibi, hemen fikri değişiveriyor.

Sanki, ‘Alma moduna girdim, artık ben hep almaya devam edeceğim’ diye düşünüyor.

Oysa ki almanın ardından VERMEK ve PAYLAŞMAK da gelmeli.

Hepsini değil tabii ki, ama makul bir minik parçasını.

Bu paylaşım gerçekleşmeyince, ve o borç ödenmeyince, bolluk basamağının hakkı verilememiş oluyor.

***********************************************

Tabii bir öğretmen olarak, bolluk basamağını YAŞATARAK öğretmek benim için de hep çok zorlu oldu.

Öğrencilerimin yaşadıkları bolluklardan, BASAMAĞIN GEREĞİ olarak bana da bir pay vermelerini istemek hep çok zor oldu, hatta gerçekleşemedi bile.

Kibarlık edip, tüm o bollukların hatırı için yeni ürünlerimi alın, hatta arkadaşlarınıza alıp hediye edin demeyi başarabildim.

Oysa ki, işte ilk kez BOLLUK BASAMAĞI hakkında şu gerçeği size açık açık söylüyorum:

Karşılığında aldığımız bir ürün ve hizmet OLMADAN da, sırf teşekkür ve sevgi adına, PAYLAŞMAK adına, VERMEMİZ gerekiyor, eğer bolluk basamağının hakkını vermek istiyorsak.

Yani “Ben nasıl olsa şu şu hizmeti alıyorum, veya nasıl olsa şunu şunu aldım, onun için O verdiğim miktarlar, BU bolluk basamağının hakkı.” diyemiyoruz. Tekrar ediyorum, DİYEMİYORUZ.

Tüm o hizmet veya ürün almak için verdiğimiz paranın da dışında, kendine nazır, hiç bir karşılık beklemeden, maddi ve manevi bir BORÇ ödeme bilinci ile, yaşadığımız bolluğun, en az %1 (ki bu gerçekten de en az) gibi bir rakamı vermemiz gerekiyor, gönül ferahlığı ve rahatlığı ile, şükür ve teşekkür hisleriyle, eğer bolluk basamağının hakkını GERÇEKTEN vermek istiyorsak.

Tabii bu bazı kimseler için çok zor bir kapı biliyorum, ben de bir zamanlar bu kapıda çok takılıp, pek çok defalar geriye doğru düşmüştüm. Ama Allah’a çok şükür ki, HİÇ vazgeçmedim.

Ve bu zorlu basamağın da hakkını nasıl vereceğimi, hem çok iyi öğrendim hem de çok iyi vermeye başladım.

Tabii bir basamağın hakkını vermek başka, o basamağın hakkının nasıl verileceğini öğretmek başka.

Öğretmeye kalktığımda, öğrencilerimden para istemek zorunda kalmak ve bundan utanmak, sıkılmak, hatta söyleyemeyip, susup, bazen 1-2 bazen 5-6 bazen de 7-8 ay sonra o öğrencimin çekim yasası gereği bolluk basamağının hakkını veremediği için, kendine çektiği olaylar sonucunda ister istemez uzaklaşmasını görmek, tüm bunlar işte maalesef çekim yasası öğretmenliğinin zorlu tarafları.

Ama Allah’a sığınıp, ANLATMAYA ve ÖĞRETMEYE niyet ederek, karar vererek, ve şu an yazdığım yazıyı yazmak, Allah’a çok şükür, gayet kolay. :D

Şükürler olsu Allah’a.

Dilerim, Allah’ın dilediği kimseler ve Allah’tan dileyenler ve dilemiş olanlar, bu pırlantada anlattığım konuyu çok iyi öğrenirler.

Dilerim bu dersi geç olmadan anlarlar ve BOL BOL kullanırlar.

****************************************

Bu arada benim en ileri seviyedeki kursum olan PARA BOLLUK BEREKET adlı kursuma YENİ bir katılım şartı getirmeye karar verdim.

Bu elzem ve önemli bolluk basamağı dersinin, daha en baştan anlaşılmasını ve öğrenilmesini sağlayacak bir şart.

Bugünden itibaren, o kurstaki öğrencilerimin, elde edecekleri bollukları akılları ve kalpleri hemfikir olacak şekilde ve kurs ödemesinin de dışında olacak şekilde,

** en az %5-10 benimle de paylaşmalarını,

** her ay en az 1-5 Kuran tercümesini uygun görüp seçtikleri kimselere hediye etmelerini,

** uygun gördükleri, ihtiyacı olan, kayıt şartları ile uyumlu, en az 1-2 kişiye maratonu hediye etmelerini,

kayıt olma şartı yapıyorum.

Bu sayede, sevgili öğrencilerimin de elde edecekleri BOLLUKLARIN bir seferlik olmadan, Allah’ın izni ve yardımıyla, çekim yasasının gücünü kullanarak, sürekli artarak, devam etmesini sağlamış olacağız.

Sadece zorluk zamanlarında ve SÖZDE paylaşma ifadeleri ile değil, GERÇEKTEN bolluk yaşadığında mutlulukla paylaşacak ve sevinçle borç ödeyecek arkadaşlar diliyorum Allah’tan.

Hep beraber yepyeni bolluklara ulaşmak dileği ile.

Maraton’da da, bu harikulade BOLLUK basamağına, çıkma ve ulaşma yolunda beraber çalışacak, beraber temizlik yapacak, bolluğa ulaştıktan sonra da sevgiyle iletişime ve paylaşmaya devam edecek arkadaşlarla çalışmak dileği ile.

Maşallah, Funda Teyze, öğrencilerinin hayatında ister zaman, ister para, ister temizlik, ister sorumluluk alma olsun, ister sevgi, saygı, güven, huzur ve başarı konularında olsun, BOLLUK yaratmakta çok usta. :D

(Maşallah, Türkçesi ile, Allah dilemiş de olmuş, demek. Şükürler olsun Allah’a tüm öğrettikleri için, lütfettiği tüm bolluklar için. Hayatımızın 8 parçasıyla BOL BOL paylaşamı da nasip et Allah’ım. Allah dilediğine/dileyene öğretiyor, yol gösteriyor. Sen de bolluk basamağının bu önemli dersini çok iyi öğren, sevgili arkadaşım. Allah’tan sana nice nice bolluklar diliyorum.)

Hayata olan sevgimizi, enerjimizi artıran şeyler de var, azaltan şeyler de var.

En başta insanlar…

Sürekli şikayet eden, hayata olumsuz bakmakta ısrarlı ve mutsuz bir abla…

Her buluştuğunda sürekli konuşup dertlerinden bahseden ama en ufak bir tavsiyeyi bile dinlemeye niyeti olmayan bir arkadaş…

Seni dikkatle dinleyen ama gidip başkalarına anlatacak bir şey arayan, sürekli ayağını kaydırmaya ve seni beceriksiz göstermeye çalışan iş arkadaşları…

Ve daha neler neler…

********************

Hayat sevgimiz, enerjimiz, ister istemez azalıyor.

Özellikle bu kimselerin bizi etkilemelerine izin verirsek, onlara kapılıp gidersek, azalıyor.

Onların bizi etkilemelerine neden izin veriyoruz?

** Belki iletişime girmek istiyoruz, ve bu insanlardan sevgi almak, sevgi vermek istiyoruz. Ama maalesef o insanların sevgi verebilecek veya alabilecek bir durumda olmadıklarını farkedemiyoruz, anlayamıyoruz.

** Belki de alışkanlık olarak insanları sevdiğimiz için kalbimizi çabucak açıveriyoruz. Ama herkes, bu yakınlığa layık daha doğrusu HAZIR olmayabiliyor/olamayabiliyor, ve incitiliyoruz.

** Belki sadece zararsız bir sohbet etmek istiyoruz. Fakat onlar kendilerine verdiğimiz bu “zararsız sohbet etme” sorumluluğunu dahi kaldıramayacak bir durumdalar ve oklarını fırlatıveriyorlar. Uygunsuz bir iki laf ediveriyorlar.

** Belki de sevgiyi aramamamız gereken kişilerde arıyoruz ve onlar vermeyince de, bozuluyoruz.

Evet, bunların hepsi haklı ve doğru sebepler.


Ama etkilenmemizin GERÇEK sebebi, ASIL sebebi bunlar değil, sevgili arkadaşım.

Etkilenmemizin, onlara kapılıp gitmemizin, hayat sevgimizin ve enerjimizin azalmasının ASIL sebebi, şunlar:

1- Düşünce ve duygularımız için, söz ve hareketlerimiz için TAM sorumluluk almamamız.

Biz Allah’a sığınınca, ve hayatımız için SORUMLULUK alınca, düşünce ve duygularımıza da sahip çıkıyoruz ve kapılıp gitmiyoruz tüm bu olumsuzluklara.

2- Hayatımızdaki iletişim, sevgi, saygı, güven açlığını o kadar büyütmüşüz ki, olmayacak, veremeyecek insanlardan dahi bunları almaya çalışıyoruz. Oysa ki hasta bir insanın hasta olduğunu bildiğimizde, ondan iş beklemek biraz garip olur değil mi? O zaman sevgi vermek konusunda problemi olan ve bunu bize yüzlerce kez ispatlamış kimselerden sevgi ve düzgün iletişim beklemek ne kadar doğru olur ki?

Önce BİRİNCİ sebebi halledince, durum düzelebiliyor, Allah’ın yardımıyla.

Sonra İKİNCİ sebebi de halledip, hayatımıza yerleştirince, işte o zaman, kimse hayat sevgimizi, enerjimizi aşağıya çekemiyor.

Ve pek tabii ki, enerjimizi azaltan insanlara değil, arttıran insanlara daha çok zaman ayırmak en kesin çare.

Enerjimizi arttıran insanlarla her gün nasıl konuşabiliriz, o kimseleri nasıl bulabiliriz?

İşte size sizi dinleyecek, sizi anlayacak, sizi coşturacak, sevgi, saygı, güven içerisinde İLETİŞİM kurabileceğiniz arkadaşlarla tanışma ve konuşma fırsatı:

YEPYENİ TAPTAZE HARİKULADE maraton arkadaşlarımız ve pek tabii ki, bugün de anlayış ve keşiflerle okuyup, huzur bulduğunuzu düşündüğüm bu yazının yazarı, Funda Teyze…

1 Temmuz’da harikulade bir maraton daha başlıyor, Allah’ın izniyle…

Akıldaş, kalpdaş, yazılarımı anlayış ve keşiflerle okuyan TÜM arkadaşlarımı mutlaka beklerim.

 

 

 

 

Dileklerimize Ulaşmanın En Basit ve En Güçlü Formülü

Sevgili arkadaşım,

Hayatta gerçekleştirmek istediğin hedeflerin, dileklerin var mı?

Peki ya onlara ulaşmak yolunda elini kolunu bağlayan, sıkıntıların?

Yoksa artık bunlara ulaşmak için, değil çaba göstermek, onları hayal etmekten bile çekinir bir hale mi geldin?

ÇARE:

Dileklerimize ulaşmanın en basit ve en güçlü formülü: 

1- Allah armağanı aklını ve kalbini sürekli dinleyerek,

2- Açılan her konuda, kapıların hakkını vermek.

3- Özgüvenini, Özsaygını, Özsevgini arttırmak.

 

Bu adımları uygulamada devamlılık ve kararlılık gerekiyor.

1 Temmuzda açılacak Maratonda, tüm katılan arkadaşlarımızla beraber, yukarıda saydığım adımları ve daha da fazlasını hep beraber, benim gözetimimde uygulayacağız. Allah’ın izniyle, hep beraber dileklerimize ulaşmak ve seni de aramızda görmek dileğiyle.

Yepyeni Taptaze Harikulade…

Yepyeni, taptaze, harikulade bir başlangıç yapmayı kim sevmez?

** Uzun ve soğuk bir kışın ardından gelen o ilk bahar günü…

** Senenin ilk kelebeği…

** Yeni doğan bir bebeğin minicik elleri…

** Okuldaki ilk günün heyecanı…

** Yepyeni bir defter ve tertemiz sayfalar…

** Tertemiz yıkanmış veya yeni alınmış çarşaflar…

** Yeni bir kıyafet giymek…

** Yeni bir işteki ilk günün o heyecanı…

** Yazın sıcacık ve taptatlı ilk günü…

** Tutabileceğimizi yürekten bildiğimiz yepyeni bir karar vermek ve niyet etmek…

** Kışın yağan o ilk kar…

** Hatta, saç kestirmenin ferahlığı… :D

Tabii bunu sevmenin de ötesinde, bu konuda çekim yasası açısından son derece elzem bir durum da var.

Dileklerimizin gerçek olması için, dileklerimize karşı da sürekli YEPYENİ, TAPTAZE, HARİKULADE duygularla yönelmemiz ve kalbimizi açmamız gerekiyor…

 

Yepyeni, taptaze, harikulade…

Bir başka ifadeyle ferah, temiz, rahat…

Funda Teyzen de bu konuda azimle çalışmak isteyen, dileklerine YEPYENİ TAPTAZE HARİKULADE bir bakışla, yepyeni taptaze harikulade bir başlangıç yapmak isteyen okuyucularıyla 23 gün beraber çalışmak (artı 1 gün de kutlamak) ve onlara yardım etmek için YEPYENİ, TAPTAZE HARİKULADE bir maraton’u daha  1 Temmuz‘da başlatıyor.

KAYITLAR BUGÜN AÇILDI…

HEMEN ŞİMDİ KATIL!!!

NOT: Yepyeni, Taptaze Harikulade başlangıçlar yapmanın, bu konuda da sorumluluk almanın önemini, kayıt sayfasından okuyabilirsin.

 

 

Sevgili arkadaşım,

Hayatımızda olmasını istediğimiz, gerçekleşmesini istediğimiz tüm güzellikler hemen yanı başımızda bizi bekliyorlar.

Tekrar ediyorum, evet:

Hayatımızda olmasını istediğimiz, gerçekleşmesini istediğimiz tüm güzellikler hemen yanı başımızda bizi bekliyorlar.

Peki ya sıkıntılar, zorluklar, dertler, yokluklar?

Evet onlar da maalesef hemen yanı başımızda, orada mevcutlar.

Cennetten kandırılarak da olsa kendi isteğimizle çıktığımızdan beri, maalesef onlar da oracıkta hazır bekliyorlar.

Ancak Allah’tan bir lütuf ve armağan olarak, şunu biliyoruz ki, biz hangisine odaklanırsak, hayatımızda da onu buluveriyoruz.

Bu sebeple işte, hem dileklerimize kavuşmak için, hem de hem bu hayatta hem de bu hayattan sonra cennete tekrar kavuşabilmemiz için, sürekli atmamız gereken 5 adım:

*************************************

1- Harikulade dileklerin için Allah’a sığınıp açılacak temizlik kapılarını, kapatma kapılarını, geçme ve gereğini yapma kapılarını görmeye karar ver, niyet et ve  görmek için aklını kalbini, gözlerini, kulaklarını aç. Kapıların gereğini yapmak için her seferinde Allah’a sığınıp aklının ve kalbinin HEMFİKİR olmasına önem ve özen göstererek hareket et.

2- Özellikle açılacak temizlik kapılarını bekletmeden hallet ve temizle. Her temizlikle Allah’a daha da sığın ve karar-niyetini daha da tazele, aklını, kalbini, gözünü, kulağını daha da aç.

3- Kötü, yanlış ve çirkin şeyleri, dileklerine ve hayatın 8 parçasına zararlı şeyleri hayatından mümkün olduğunca uzak tutmaya çalış, en azından onlara prim verme.

4- İyi, güzel, doğru şeylere ve pek tabii harikulade dileklerine odaklan ve şükret. Allah’ı sevgiyle, şükürle ve övgüyle an.

5- Çevrenin, hayatın 8 parçasında iyilikten, güzellikten, doğruluktan yana ve bu yönde  seni destekleyen insanlarla çevrili olmasına özen ve önem ver.

**************************************

İşte 1 Temmuz’da başlayacak maratonda da biz, 23 gün boyunca, HER GÜN bunu yapıp, bu konuları hayatımızda kalıcı ve sürekli bir alışkanlık haline getirmek için çalışacağız.

Harikulade dileklerimiz de, hayatımız da, bu hayattan sonraki hayatımız da, biz de, bu desteği, bu yardımı, bu çalışmayı hak ediyor.

Kayıtlar 12 Haziran’da.

Mutlaka beklerim.

Hayatına Aşık Ol…

Hayattaki problemlerimizi hayattan ve sıkıntılardan kaçarak çözemiyoruz.

Hayattaki problemlerimiz, hayata aşık olunca kendiliğinden yok oluyor.

İrili ufaklı dertlerimize, tasalarımıza, bakarak bazen, kaçasımız gelir değil mi?

Elbette bazı dertlerin tek çaresi, o derdin kaynağından, o derdi yaratan kişiden, mekandan, ortamdan uzaklaşmak.

Fakat dertlerimizin çoğu, bizim kaçmamızı gerektirecek dertler değil.

Peki o zaman çözüm ne?

Nasıl yaşayacağız o dertlerle ve daha da önemlisi NASIL çözeceğiz?

Çözüm çok basit ve sana ezbere gibi gelebilir ama, inan hiç de ezbere ve basmakalıp değil bu cevap: 

SEVGİ

 

Evet sevgili arkadaşım,

Çözüm çok basit ve sana ezbere gibi gelebilir ama, inan hiç de ezbere ve basmakalıp değil.

Çözüm: SEVGİ

Ve tabii ki sevginin AYRILAMAZ ve VAZGEÇİLEMEZ arkadaşları olan, iletişim, anlayış, hemfikirlilik.

Ne yapacağız yani, derdimizi sevecek miyiz?

Hayır.

Derdimizin gerçekleştiği ve ortaya çıktığı, ortamları, konuları, işleri, kişileri SEVGİ kollarımızla saracağız.

O konulara, taptaze bir bakış açısı, taptaze bir kalp, taptaze bir yaklaşımla tekrar sarılacağız.

O konularla iletişime gireceğiz.

O konuları inceleyeceğiz.

O konuları gözlemleyeceğiz.

O konularla ilgileneceğiz.

O konularla meşgul olacağız.

O konuların altından girip, üstünden çıkacağız.

Taa ki, o konularda ve derdimizin etrafındaki BÜTÜN iletişimsizlikler, sevgisizlikler, tıkanıklıklar, bilinmeyenler, söylenmemişler, söylenmişse de dinlenmemişler, dinlense duyulmamışlar, ortaya çıksın, temizlensin, ferahlasın.

İşte Funda Teyze de maraton ve e-kurslarında, teleseminerlerinde, bunu yapıyor.

Kısacası, tüm o dertlerimizin içinde, dışında, çevresinde TEMİZLİK yapıyor.

Allah’ın yardımıyla mucizelerimize de hiç şaşmamak gerekiyor.

İşte geçenlerde bir maraton arkadaşımdan gelen sevgi dolu bir mesaj:

**************************************

Allah’ım sana şükürler olsun yolumuzu Funda öğretmenle buluşturduğun için.

Maşallah maşallah maşallah.

Sen diledin de oldu Allah’ım.

Sen bizim iyiden, güzelden, doğrudan yana olmamızı istedin ki karşımıza Funda öğretmenimi çıkardın.

Şükürler olsun Allah’ım sana.

Ben eskiden öfkeli, umutsuz, ailesine karşı kırgın, özsevgisi az bir insanken şimdi tam aksi bir şekilde sevgi dolu, umutlu, özsevgisi yüksek, sana sığınıp aklını ve kalbini dinleyen bir insana dönüştüysem bu senin bunu dilemen ve Funda öğretmenimi karşıma çıkarman ile oldu. Ve onun sabırla büyük emeklerle bana verdikleri, öğrettikleri, elimden tutarak gösterdikleriyle oldu.

Öğretmenimden sen razı ol Allah’ım.

Bana bu güzellikleri layık gördüğün için şükürler olsun Allah’ım.

Öğretmenim size çok çok teşekkür ederim.

Allah’ım sana şükürler olsun.

Tüm övgüler sanadır Allah’ım.

Sen çok anlayışlısın, çok sevgi dolusun.

:kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp:
:kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp:
:kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp:
:kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp:
:kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp:
:kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp:
:kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp:
:kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp:
:kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp:
:kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp:
:kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp:

********************************************

Tam bu SEVGİ ve ŞÜKÜR DOLU mesajın ertesinde arkadaşımızın harikulade bir mucize yaşaması, sizce tesadüf müydü?

Bence hiç de tesadüf değil, Allah’tan HARİKULADE bir lütuf ve armağan.

Şükürler olsun Allah’a.

Ben de teşekkür ederim arkadaşıma.

Yaşattığı huzur ve mutluluk için. :D

Peki, benim ona mesajımı merak ediyor musunuz?

Ediyorsanız işte cevabım:

**********************************************

:kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp:

Sevgili arkadaşım,

Gerçekten Allah diledi de oldu.

Sen de sana düşen kısmı maşallah, Allah diledi ki, çok güzel yerine getirdin.

Son yaptığın temizliği de mutlulukla okudum.

Allah razı olsun.

Allah ülkemizi senin gibi annelerle doldursun inşallah.

:D

Çok çok sevgiler

VE bir 500 kalp daha. 1000′ ulaşsın. :D :D

:kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp:

*******************************

Peki benim bu cevabım üzerine o arkadaşımızın yazdığı cevabı merak ediyor musunuz?

İşte onu da buraya aynen getiriyorum. :D

*******************************

Çok teşekkür ederim Funda öğretmenim bu güzel sözleriniz için :)
Bu güzel kalpler için de :)
1000 kalp te benden :)
:kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp: :kalp:

******************************************

Sevgili arkadaşım,

Hayatına aşık ol derken kastettiğim, YAPILAN TEMİZLİKLER ertesinde edinilen işte bu tür bir karşılıklı sevgi, iletişim, hemfikirlik ve anlayış.

Allah’tan diliyorum, hepimiz tüm dertlerimiz için bu sonuca ulaşmamızı sağlayacak temizlikler yapalım.

Hepimize kolay gelsin.

Çok çok sevgiler

2k

NOT:

23 gün boyunca Funda Teyze ile ve akıldaş, kalpdaş arkadaşlarımızla beraber dileğin hakkında bu tür temizlikler yapmak istersen, 1 Temmuz’da başlayacak maratonu kaçırma.

Kayıtlar 12 Haziran’da açılacak.

Mutlaka beklerim. :D

Çekim Yasasında Arkadaşın Önemi…

Hani derler ya…

Üzüm üzüme baka baka kararır.

Bu durumda arkadaş konusuna bakınca diyebiliriz ki, üzüm üzüme baka baka aydınlanır da.

Yeter ki baktığımız o arkadaşlarımız, hayallerimize, dileklerimize giden yolda seçtiğimiz o arkadaşlarımız, bize ışık tutacak, bizi aydınlatacak, bizi dileklerimize ulaştıracak iyilikte ve kalitede olsun.

Arkadaş kimdir?

 

Hayatın 8 parçasına fayda, hayır ve uğur üzerine,** insanın güvenebileceği,** aklını ve kalbini alay edilmeden, kızılmadan, eleştirilmeden açabileceği, 

** gerektiğinde destek, gerektiğinde tavsiye, gerektiğinde yardım, gerektiğinde cesaret alabileceği,

** karşılıklı birbirlerinin sevinçlerine ortak olup, beraber mutlu anları da paylaşabilecekleri,

** hayatın 8 parçasına fayda, hayır ve uğur‘dan az biraz uzaklaşsak, bizi hemen tekrar doğru yola iletecek,

kişilerdir, arkadaşlar.

Tabii ki, insanın eşi, anne-babası, kardeşleri, çocukları da arkadaş gibi olabilir, fakat arkadaşın yeri aslında ayrı ve bambaşka.

Evet, o yakınlarımızla elde edeceğimiz farkındalıklar, anlayışlar ve keşifler sonsuz.

Ama bir arkadaş sayesinde elde edeceğimiz farkındalıklar hepsinden de başka oluyor.

Mesela yakınlarımız bize karşı aşırı koruyucu olabiliyorlar hayallerimizden bahsedince.

Yorulmamızı, zorluk çekmemizi, bir başarısızlık yaşamamızı istemedikleri için, bizi hayallerimizden vazgeçirmeye bile kalkabiliyorlar.

Ancak bir arkadaş, bize bu konularda gerektiği kadar rahat ve pozitif yaklaşabiliyor.

Dileklerimizin yeşermesi için, aklımızın ve kalbimizin bu rahatlığa ve pozitifliğe hatta biraz da gözüpek bir cesarete ihtiyaçları var.

İşte arkadaşlar bu konuda bize çok yardımcı oluyorlar.

Sevgili arkadaşım,

Dilerim senin de, hayallerini, dileklerini paylaştığın, hayırlı, uğurlu arkadaşların vardır.

Ama bu konuda çok çok güzel bir fırsat da ben sunmak isterim.

** İnternette,

** istediğin saatte ve istediğin sıklıkta katılabileceğin,

** arkadaşlarımızla karşılıklı mesajlar yazarak konuşacağımız,

** akıldaş, kalpdaş ve seçme çekim yasası arkadaşlarımızla beraber geçireceğimiz,

23 gün artı 1 gün de kutlama.

Harikulade bir maraton daha, 1 Temmuz’da başlayacak.

Kayıtlar 12 Haziran’da açılıyor.

Dilerim sen de benim o akıldaş, kalpdaş ve seçme çekim yasası arkadaşlarımdansındır.

Eğer makale, pırlanta, sevgi yağmuru mektuplarımı ve tavsiyelerimi,

** anlayışlar ve keşifler elde ederek okuyorsan,

** benim yazarken hissettiğim o sevgiyi, huzuru ve anlayışı, sen de okurken hissediyorsan,

** e-postalarımı heves ve mutlulukla açıyorsan,

** Funda Teyze acaba bugün hangi konudan bahsedecek diye tatlı bir heyecan hissediyorsan,

** tavsiyelerimi hiç geciktirmeden HEMEN uygulamaya başlıyorsan,

** temizlik yapmak senin de benim olduğu gibi en sevdiğin günlük uğraşın haline gelmişse,

senin de o arkadaşlarımdan olduğun kesin. :D

12 Haziran’da erken kayıt olanlar için sürprizlerimi görünce 1 Temmuz’u beklemeden HEMEN kayıt yapacağını düşünüyorum. :D

2k

 

 

Geçenlerde çok sevgili bir arkadaşımdan bir mesaj aldım:

Bizim elimizde mi yoksa kader mi?

İşte bu konuda sevgili arkadaşımıza verdiğim cevap:

*******************************

Sevgili arkadaşım,

Kader senin, Allah’a sığınarak, yani tevekkül ederek yaklaşman gereken varoluş gerçeklerinden birisi.

Bizim bir kul olarak görevimiz kaderimizin ne olduğunu bilmek değil, ELİMİZDEN GELENİN EN İYİSİNİ yaparak yaşamak.

Ve kader konusunda da Allah’ın her şeyi, geçmişi de, geleceği de bildiği gerçeğini, Allah’a sığınarak karşılamak.

Bu konuda varolduğunu sandığımız mantık çelişkisi, bizim gaybı ve onun gizemli bilgilerini, kurallarını bilmememizden kaynaklanıyor.

Bu insanı meraklandıran gizemli çelişki, “kader mi, ben mi” sorusu, Allah’ın kullarını sınamak için kullandığı konulardan birisi.

Bizim de bu sınavı tevekkül ile, Allah’a havale ve Allah’a güvenerek geçmemiz gerekiyor.

Bizim elimizde mi, kader mi?

Cevap, ikisi de.

Evet, senin elinde,VE 

Evet, Allah biliyor.

Allah biliyor diye hiç sorumluluk almadan önümüze geleni kabul etmek durumunda değiliz.

Sorumluluğu kadere atamıyoruz.

Hesaplarımızı kadere göre yapamıyoruz.

Çünkü BİZ bilmiyoruz. Allah biliyor.

Biz aklımızı ve kalbimizi temizleyerek ve dinleyerek karar verip hareket etmek durumundayız.

Aklımızı kalbimizi temizlemeden ve o temiz aklımızı ve kalbimizi dinlemeden, hareket etmek sonra da kaderim buymuş demek, Allah önünde bir özür teşkil etmiyor.

O gün geldiğinde Allah’ım sen biliyordun zaten onun için affet diyemiyoruz.

Evet Allah biliyor, ama bize akıl ve kalp vermiş kullanmamız için.

Allah,

** aklımızı ve kalbimizi temizlememizi,

** ve kaderimizi kendimizin iyi güzel ve doğru bir şekilde yazmamızı istiyor.

***********************

Sen de kaderini,

** Allah’a sığınıp, iyi, güzel, doğru bir şekilde yazmak için,

akıldaş ve kalpdaş arkadaşlarla beraber çalışmak istersen,

İşte sana harikulade bir kapı:

Harikulade bir maraton daha, 1 Temmuz’da başlayacak.

Kayıtlar, 12 Haziran’da açılacak.

Hazır mısın, sevgili arkadaşım?

Beraber şükredip, aklımızda ve kalbimizde temizlik yapıp, harikulade dileklerimize hayat vermeye?

Dileklerimiz hazır.

Şimdi sıra bizde.

12 Haziran’ı bekle. :D

2k

 

 

 

Tanıdığınız birisi var mı?

Hayatta, dileklerine ulaşmak isteyen ama bunun nasıl olacağını bilmeyen, dileklerine ulaşmak konusunda kendisini çaresiz, köşeye sıkışmış, umutsuz hisseden bir arkadaşınız veya tanıdığınız var mı?

Bu kişi sevdiğiniz birisi mi? İyi, güvenilir bir insan mı?

O arkadaşınıza, o tanıdığınıza yardım etmek istiyor musunuz?

Eğer cevabınız evetse, o arkadaşınıza “Harikulade Dilekler Maratonu”nu tavsiye edin.

Bu tavsiyeniz için size ömür boyu minnettar kalacaktır.

http://harikuladedileklermaratonu.com/
Pages (2): 1 2 »