Çekim Yasası – ‘Her Gün Yaz’ ve ‘Ben Zaten Biliyordum…’

Sevgili arkadaşlarım,

Geçen makalemde ilk kez başlattığım ankete cevap veren tüm arkadaşlara çok çok teşekkürler.

Özellikle makalemden çok faydalanan, bulmacanın çok önemli bir parçasını bulmuş, o makaledeki örneklerle düğümü çözmüş veya çözme yolunda çok ilerlediğini yazan, çok güzel anlayış ve keşiflere ulaşan arkadaşlara çok çok teşekkürler. :D :D

Makalelerimin derinliği, açıklığı, netliği, sadeliği ve güzelliği hakkında yorum yapan arkadaşlara da çok çok teşekkürler. :D

Sizler de sağ olun, var olun.

Benden daha sık makale yazmamı, hatta makaleleri kitaba çevirmemi isteyen arkadaşlara da çok çok teşekkürler. :D

‘Funda Teyze ne yaparsa güzel yapar’ diyerek bana güveninden sevgiyle bahseden bir kaç arkadaşıma da çok çok teşekkürler. :D :D

Mutlulukla okudum. :D

Ve özellikle benden HER GÜN makale almak isteyen sevgili arkadaşım, :D, sen de ilgin için sağ olasın, var olasın. :D

Bana cevap vermen açısından değil ama aklında ve kalbinde düşünmen ve kendi kendine bir cevap vermen ve yepyeni farkındalıklara ulaşman açısından şu sorularımı da dikkatle oku ve düşün lütfen:

** Her gün makale yazmanın da bir emek, bir zaman gerektirdiğinin dilerim farkındasındır. :D Her gün makale yazmak, hiç bir karşılık almadan yapılırsa, kişinin hayatına hayatının 8 parçasına sence nasıl faydalı olur?

Evet, hayatımın 3. parçasına senin de dediğin gibi bir fayda getirecektir ve sizler yararlanabilirsiniz ve senin de dediğin gibi bu beni mutlu da eder. Ama hayatımın diğer parçaları açısından sence durum nasıl olur?

** Bir kişinin yaptığı işi, hiç bir karşılık almadan her gün yapmasını beklemek ve istemek sence nasıl bir şey olur?

Senin bir işin var mı yok mu bilmiyorum ama yaptığın işi, hiç bir karşılık almadan yapmanı isteselerdi, hatta diyelim karşılık olarak karın tokluğuna yapmalarını isteselerdi, bunun adı ne olurdu?

Sanırım vereceğin cevabı duyuyorum. :D Evet, kölelik olurdu.

Kölelik, köle olmak da, köle sahibi olmak da, sahip olmak istemek de iyi bir şey değil.

Ve lütfen unutma ki, Basamak Atlamak kursum için ben her gün bir makale ayrıca yazıyorum ve nasıl desem, bu oldukça büyük sorumluluk gerektiren bir iş. :D

Hiç bir makalem, öylesine yazılmış şeyler değil.

Büyük bir özen ve dikkatle, arkadaşlarımın belli bir farkındalığa ulaşmalarını sağlamak amacı ile yazılıyor.

Şu an sana özel yazdığım bu satırlarda buna dahil. :D

Senin de hayatın 8 parçasına fayda, ve zarar üzerine bir farkındalık elde etmeni ve bu farkındalık üzerine hayatında iyi, güzel, doğru bir karar almanı, niyet etmeni ve bu karar ve niyet çerçevesinde, hayatının 8 parçasına hayırlı uğurlu bir adım atmanı amaç edinerek yazıyorum.

Ve bu amaçla işte dikkatle cevaplamanı istediğim bir soru daha:

** Madem, her gün makale almak isterdin, neden bunu alabileceğin, üstelik de hayatının her parçasına hayırlı uğurlu olacak, Basamak Atlamak e-kursuma katılmıyorsun? :D

*****************************

Ve işte bu anket sayesinde yine uzun zamandır yazmak istediğim ama bir türlü fırsat olmayan, çok önemli bir konu hakkında daha yazı yazmak için de kapı açılmış oldu. :D

Sevgili arkadaşlarım,

Hayatta bir problemimiz olduğunda ve bu probleme hayatın 8 parçasına da hayırlı ve uğurlu bir çözüm ararken, kişinin başarısız olmasının en büyük garantisi NEDİR biliyor musunuz?

Karşılaştığı, iyi, güzel, doğru, hayırlı ve uğurlu bir çözüm için, ‘Ben zaten biliyorum.’ demek.

‘Ben zaten biliyordum.’

‘Ben bunları zaten biliyorum.’

Oysa ki, madem bir problem var ortada, bu demek oluyor ki, daha önce 1000 defa duymuşsak da o çözümü, demek ki, ya bir parçasını tam anlayamamışız, ya yıllardan beri içimizde biriktirdiğimiz yalan yanlış fikir, düşünce ve öğretiler, yaşadığımız acılı olaylar, okuduğumuz kitaplar, seyrettiğimiz filmler ve diziler, dinlediğimiz şarkılar, o çok iyi bildiğimizi sandığımız bilginin üstünü örtmüş ve bizim doğru adımı atmamıza engel oluyor.

Herhalükarda, ‘ben zaten biliyorum’ demek ve anlamadığımız bir minicik parçanın dahi olmadığını farzetmek, önümüze çıkan çözüme bu kapalı ve isli pencereden bakmak ve reddetmek, hatta yürüyüp gitmek, maalesef, kişinin sahip olduğu o problemin daha da büyümesinden başka bir işe yaramıyor.

Bu konu, hayatta bir derdi olup da, karşısına hayırlı uğurlu bir çözüm çıktığında ‘Ben zaten biliyorum’ demenin EN BÜYÜK zararı.

Bir de hayatta bir derdi olmayıp da, karşısına iyi, güzel, doğru bir şey, hayatının 8 parçasına hayırlı uğurlu bir şey çıktığında, ‘Ben zaten biliyorum’ diyenler ve o hayırlı uğurlu şeye ‘Hıh’ deyip arkasını dönenler var.

İşte maalesef, hayatın 8 parçası da, akıl da, kalp de, en özde, en temelde, bu hareketten nasıl desem, iğrenç bir şey görmüş gibi tiksiniyor.

Hayatın 8 parçasına hayırlı uğurlu bir şeyi reddeden bir kişi, maalesef o an hiç bir derdi yoksa bile, hayatının 8 parçasının birinden veya bir kaçından veya hepsinden bombardımana tutulmaya başlıyor.

Tabii zaman konusu ayrı bir konu.

Bu bombardıman hemen başlıyacak diye bir şey yok.

Allah biliyor  ne zaman başlayacağını. :D

Ama başlayacağının garantisini hem tecrübe ile hem de tarih bilgimizle hepimiz çok iyi biliyoruz.

Hem de Kuran’ı dikkatle okuyunca, bunun bize Allah’ın bir vaadi, bir sözü olduğunu görüyoruz.

Kısacası sevgili arkadaşlarım, ister dertli olun, ister dertsiz, hayatta karşınıza çıkan,

** iyi, güzel, doğru, hayırlı, uğurlu şeyler için,
** iyi, güzel, doğru, hayırlı, uğurlu çözümler için,
** iyi, güzel, doğru, hayırlı, uğurlu öğretiler için,

‘Ben zaten biliyorum’ deyip, burun kıvırmayın.

Her zaman hayatın 8 parçasına iyilik, güzellik için, iyiden, güzelden doğrudan, hayırlıdan, uğurludan yana kararlar alın, niyetler edin.

Ve aynı şekilde ‘Ben zaten biliyorum’ deyip burun kıvırdığınız şeylerle beraber görülen bir diğer hastalıktan da vazgeçin:

Aklınıza ve kalbinize, HER ÖĞRETİYİ, HER BİLGİYİ, HER ÖNÜNÜZE ÇIKANI dur durak bilmeden alma hatasından da vazgeçin.

Geçen gün şehrin binalarla, insanlarla, işyerleriyle, evlerle dolu bir semtinden geçerken, boş bir arsa ile karşılaştım.

Tam da bu aşırı doldurma ile, her önüne gelen bilgiyi sorgusuz sualsiz, hayatın 8 parçasına iyilik, güzellik, hayır, uğur, fayda açısından BAKMADAN alan arkadaşlarımı düşünürken, bu boş arsa çok güzel bir örnekti.

Hemen resmini çektim. :D

Şu güzeller güzeli şehir içinde, insanlarla dolu yerde, bu arsada ne güzel bir ev yapılır aslında, değil mi sevgili arkadaşlarım?

Veya hayatın 8 parçasına hayırlı uğurlu olan bir ürün veya hizmet sunan bir dükkan.

Veya çocukların  güvenle oynayacağı, mutlulukla öğreneceği bir park.

Veya insanın içine mutluluk veren bir bahçe.

Ve daha hayatın 8 parçasına hayırlı uğurlu neler neler yapılır bu arsada.

Oysa ki, bu hayır ve uğur, bu fayda ve iyilik düşünülmeden, kendi haline bırakılmış, başı boş bırakılmış, şu arsaya bir bakın.

Sizin de bu saydığım yapılabilecek hayırlı uğurlu şeyleri düşününce içiniz sızlamıyor mu?

İşte önüne gelen HER BİLGİYİ, hayatın 8 parçasına hayırlı olup olmadığına bakmadan, aklına ve kalbine almış ve alan ve bunu marifetmiş gibi anlatan, ‘Ben çok okudum, ben hepsini biliyorum’ diyen arkadaşlar gördüğümde de ben aynı bu iç sızlamasını hissediyorum.

Kurslarımda çalıştığımız arkadaşlarla yaptığımız da, işte bu bahçeyi temizlemeye benziyor.

Yavaş yavaş, bahçenin her alanına el atıyoruz ve yıllardan beri topladığımız HER BİLGİYİ, elden, gözden, akıldan kalpten geçirip, hayatın 8 parçasına hayırlı mı, uğurlu mu, faydalı mı, yararlı mı, yoksa hayırsız, uğursuz, faydasız, yararsız mı, diye TEKER TEKER bakıyoruz.

‘Ben zaten biliyorum’ diyen arkadaşlar işte bu sebeple kurslarıma gelemiyorlar, gelseler bile devam edemiyorlar.

Ben bile, 20 yıldır temizlik yapmama rağmen, hala ‘Ben zaten biliyorum’ demekten KESİNLİKLE kaçınıyorum.

1000 defa okumuşsam bile, 1000 defa duymuşsam bile her önüme çıkan bilgiyi, sanki ilk kez duymuş gibi, aklımın, kalbimin, süzgeçinden geçiriyorum.

Öğrencilerimin HER yazdıklarını sanki İLK KEZ duyuyormuş gibi okuyup, sanki İLK KEZ okuyormuş gibi okuyorum.

Ve Allah’a sığınıp aklıma ve kalbime bakarak karar veriyorum.

Aynı şekilde HER yazdığım yazıyı, sanki İLK KEZ yazıyormuş gibi yazıyorum.

Neden?

Çünkü, ‘Ben zaten biliyorum’ demek hayatta belki de yapabileceğimiz EN BÜYÜK yanlışlardan.

Otomatik pilota almak, kontrolü elimizden bırakmak, aklımızı ve kalbimizi köreltmek demek.

AKLIMIZ ve KALBİMİZ çalıştıkça daha da güzel işliyorlar. Daha da güzel parlıyorlar.

‘Ben zaten biliyorum’ demek aklımızı ve kalbimizi EN körelten şeylerden.

Geçen haftaki makaleme de HER makaleme de, ‘Ben zaten biliyorum’ diyen arkadaşlara sevgiler, Allah yolunuzu açık etsin diyorum.

Bu vesile ile biz her bilgiyi İLK KEZ okuyormuş gibi okuyup, akıl ve kalp süzgeçimizden, hayatın 8 parçasına fayda, uğur, iyilik açısından geçiren arkadaşlara da sevgiler ve selamlar, Allah bizim de yolumuzu açık etsin diyorum.

:D :D

Ve karşılaştığı her bilgiyi, ilk kez duyuyormuş gibi akıl  ve kalp süzgeçinden, hayatın 8 parçasına fayda, uğur, iyilik açısından geçirebilecek arkadaşlara kurslarıma davetimi tekrar ediyorum.

:D :D

İşte anket ile gelen bir anlayış, keşif ve farkındalık:

Anketle gelen bir anlayış, keşif  ve farkındalık hikayesi:

Perde örneği kafamı inanılmaz açtı. Meğer ben de boşa gidecek veya masraf olacak diye kıstığım pek çok şeyle aslında çekim yasasının aleyhime çalışmasına sebep oluyormuşum. Bunu çok güzel bir şekilde anladım. Bu tavsiyeyi paylaştığınız için çok teşekkür ederim, hocam.

Ve Basamak Atlamak e-kursumdan bir başarı:

Basamak Atlamak e-kursumdan bir başarı hikayesi:

Hocam ben kursumuza başladığımdan beri hiç pişman olduğum, beni rahatsız eden bir alışveriş yapmadığımı fark ettim.

Eskiden çok yapardım. Çünkü eskiden içimdeki boşluğu alışverişle doldurmaya çalışırdım. Ama kurs başladığından beri, kış mevsimi boyunca hiç kullanmadığım, yada kullanmayacağım bir şeye para harcamadım. Aldığım şeyler de hep lazım olan, severek kullandığım şeyler oldu.

Eskiden ayın ortasında maaşım biterdi, şimdi ay bitiyor ama daha param kalıyor.

Kendimde de hiç bir eksiklik hissetmiyorum.

Aksine tam bir bolluk, mutluluk, huzur içinde olduğumu hissediyorum.

Bu kurs, öğrettikleriniz, yaptığım temizlikler, siz, Allah’ın izniyle bana çok şey kattınız hocam. Gerçekten de, içtenlikle, çok çok çok teşekkür ederim. :D

Allah sizden razı olsun. :D
Çok çok çok sevgiler. :D

İşte hayatımızın 8 parçasına hayırlı uğurlu bir şey için paramızı harcadığımızda Allah’ın yardımı ve izniyle yaşayabileceğimiz mucizelere, başarılara ne kadar da güzel bir örnek.

Ben de arkadaşıma paylaştığı için çok çok teşekkür ediyor, daha nice başarılar, bolluk, bereket, neşe ve huzur dolu günler diliyorum. :D

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (0)

Henüz yorum yok.

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...