BAHAR: Uyanmak, Öğrenmek ve Değişim Zamanı

Bahar, dünyanın topaç gibi, hafif eğik dönmesi sebebi ile kuzey yarımküre’de güneşe sırtını dönmeyi bırakması ve tekrar güneşe doğru eğilmesi sebebi ile oluşuyor.

Güneş’in ışınları giderek daha dik ve daha uzun süre kalıyor, günler uzuyor, geceler kısalıyor ve hava ısınıyor.

Karanlık ve soğuk bir gecenin ardından, uykuda olan doğa, güneş’i hissetmeye başlıyor ve uyanıyor.

Bahar sadece doğa için değil, bizim için de bir uyanış.  Bizde de, aklımızda, kalbimizde, vücudumuzda, ruhumuzda uyanışlar, harekete geçişler, coşkular yaratıyor.

Bu sebeple, bahar ÖĞRENMEK İÇİN çok uygun bir zaman.

Belki de bu sebeple Japonlar okullarını bahar’da başlatıyorlar sanırım. Çocukların bahar sevinci ile içleri hareketlendiği ve bir yerlere gitme ihtiyacı, coşkusu hissettikleri anda, HAYDİ OKULA diyerek bu coşkudan faydalanmış oluyorlar. Ne ilginç!

Sakura isimli, pembe-beyaz kiraz çiçekleri rüzgarda uçuşurken, sokakları doldururken, çocuklar ağırlık sınırı olan, özel yapılmış sırt çantaları ile, kuşlar gibi şakıya şakıya okula koşuyorlar.

———————————

Tabii okul hangi mevsimde başlarsa başlasın, bir bahar ikindisinde pencereyi açıp bahar havasıyla ders çalışmak kadar güzel bir şey var mı hayatta?

Sanki okuduğumuz ders kitapları aniden dünyaya açılan bir pencere haline gelir ve içimizi okumak, bir yerlere varmak ve tüm dünyaya bir faydada bulunmak isteği doldurur.

Ki bu ders çalışma sebeplerinin EN GÜZELİ.

Yoksa yüksek not almak için, kendimizi birilerine kanıtlamak için ders çalışmak, ders çalışma sebeplerinin en acılı olanı olsa gerek.

Ya da sevgili bir arkadaşımın bahsettiği gibi, daha fazla para kazanmak için sevmediğimiz bir konuyu çalışmak ezberlemek, öğrenmek de acılı.

Oysa ki insan sevdiği konuları öğrense, kendisinin de severek faydalandığı, başkalarına da, ailesine de, çevresine de, severek faydada bulunacağı konuları öğrense, ne güzel olur.

Hayat insanlara mutlu olmak için ne kadar çok fırsat ve ortam sunuyor, değil mi sevgili arkadaşlarım?

Mevsimler de bu fırsatlarından biri. Şükürler olsun Allah’a!

———————————-

Ben de bu heves ve mutlulukla bu bahar, YENİ BİR E-KURS başlatmaya niyet ettim, karar verdim.

Ve siz sevgili arkadaşlarımı da bu bahar coşkusu ile, uyanmak için, öğrenmek için, değişim için bu kursa davet ediyorum.

Sevgili arkadaşlarım,

Biliyoruz ki, EN BAŞTA düşüncelerimiz, duygularımız, ardından da düşünce ve duygularımızla şekillenen kararlarımız, niyetlerimiz, ve onların ardından onlarla şekillenen sözlerimiz, hareketlerimiz hayatta yaşadığımız, yaşamakta olduğumuz, ve yaşayacağımız olayları belirliyor, şekillendiriyor.

Çekim yasasının özü bu.

Şikayet ettikçe şikayet edilecek olayları, insanları hayatımıza çekiyoruz.
Şükrettikçe de şükredilecek olayları, insanları.

O sebeple Kuran ‘şükreden kendi lehine şükreder.’ diyor.

Peki, söz ve hareket derken, EL YAZIMIZ da hayatımızın, BİZİM önemli bir parçası değil mi?
Hayatta düşüncelerimizi, duygularımızı ifade ettiğimiz çok önemli bir araç el yazısı.

İster kendi kendimize yazalım, ister bir başkasına iletişim kurmak amacıyla yazalım, el yazımız düşünce, duygu, karar, niyet ve sözlerimizi ortaya döktüğümüz bir iletişim aracı.

Düşünce duygularımızı kağıda dökmek onları daha da kuvvetlendiiryor, buna hiç şüphe yok.

Ve unutmayalım, çocukluk yıllarında öğrenmeye başladığımız, annemiz, babamız, öğretmenlerimiz tarafından da şekillendirilen, yönlendirilen bir şey el yazısı.

Sadece o da değil, mesela ben ilk okulda çok güzel el yazısı ile yazmayı öğrenmiştim. Hayal meyal hatırlıyorum çok da güzel bir yazım vardı. Sonra ortaokula başlayınca, ve çeşit çeşit öğretmenlerle tanışınca, el yazısını bırakmamız ve kitap harflerine dönmemiz istenmişti. Sanırım gerekçe öğretmenlerin bazı yazıları okuyamaması idi, ya da zor geliyordu okumak galiba.

Neyse işin o kısmı değil de, hatta el yazımızın böyle zorlanarak değişimlere uğramasından da öte, mesela lisede yakınlaştığım bir arkadaşımın sağa doğru eğik yazmasına, a harfini yuvarlak değil de hani kitap harflerinde olduğu gibi üstten çengelli yazmasına özenip, ben de eğik yazıp, a harflerini de o şekilde değiştirdiğimi hatırlıyorum.

Burada anlamamız ve bilmemiz gereken şey, bir başkasının el yazısını kendimize örnek aldığımızda, bu aynı zamanda o kişinin kişiliğini, hayat görüşünü, düşünce ve duygularını da üzerimize almak ve ben buyum, ben de böyleyim demek bir yerde.

Varsa sizin de böyle bir olayınız, bir düşünün, o kişi, hayatta örnek alınacak bir kişi miydi? Hayatınız bu kararın ardından ve el yazınızı değiştirdikten sonra, iyiye doğru mu gitti, kötüye doğru mu gitti? O kişi hakkında yıllar içerisinde neler farkettiniz? Onu örnek almak size hayırlı uğurlu şeyler mi katmış, yoksa sizi olumsuzluğa mı itmiş?

Şahsen benim için olumsuzluklar başgöstermeye başlamıştı ki o arkadaşımın hayırlı bir arkadaş olmadığını da yıllar içerisinde tecrübelerle öğrendim.

Ve bu sebeplerle de açıkca ve rahatlıkla söyleyebiliyorum ki, el yazımızı değiştirmek hayat görüşümüzü değiştiriyor, ya da hayat görüşümüz değiştikçe sadece hayatımız değil, el yazımız da değişiyor.

Ve bu değişimlerin bilinçli bir şekilde yapılması bence en güzeli. :)

Şahsen ben, ilerleyen zamanlarda, o eski sevdiğim, el yazısına dönmek istememe rağmen artık bilmiyorum bir bıkkınlık mı, bir acelecilik mi, ama hayatın akışında, yazımın giderek daha garipleştiğini, hatta hızlı yazdığımda değil başkalarınının KENDİMİN dahi okuyamadığı bir hale geldiğini hatırlıyorum. :)

Ama çok şükür 1992 yılında çekim yasasını öğrendikten ve KENDİ düşünce ve duygularımın, söz ve hareketlerimin sorumluluğunu almaya başladıktan bir süre sonra, sıra el yazıma da gelebildi. :)

Ve yavaş yavaş, harf harf el yazımın da sorumluluğunu almaya başladım. Ve bu yolda hayırlı bir öğretmen bulup, güzel de bir yol katedip, başarılar da elde ettikten sonra, yazdıkları şükür veya temizlikleri bana fotoğraflarını çekerek gönderen sevgili öğrencilerimde de bazı hassas durumlar farkedip onlara da yardım etmek isteyince, işte geçenlerde YENİ BİR KURSA da kapı açılmış oldu. :)

EL YAZINI DEĞİŞTİR, HAYATIN DEĞİŞSİN!

Kursumuzda bebek adımlarıyla el yazımızı ve dolayısıyla da hayat görüşümüzü, düşünce ve duygularımızı iyiden, güzelden, doğrudan yana değiştireceğiz.

Henüz sırasını belirlememekle beraber her ay BİR konu üzerinde çalışacağız.

Yavaş yavaş, adım adım, rahat rahat çalışacağız.

Bileceğiz ki elimize kalem alıp yazı yazdığımız HER AN aslında hayatımızı da şekillendiriyoruz.

Günlük olarak, defterimize benim vereceğim bir kaç paragraflık bir yazıyı yazarak ve bahsettiğim konuları inceleyerek ve tekrar yazıp değiştirerek ve 1 sayfa da düşünce ve duygularımızı yazıp, farkındalıklarımızı kursumuzda paylaşarak kursa katılacağız. (tabii o ayki çalışma konumuzu el yazımızda değiştirmeye özen göstererek yazacağız. İlerleyen aylarda da önceki aylarda gördüğümüz konulara özen göstermeye devam ederek.)

Kursumuzda çalışacağımız belli başlı bazı konular:
ŞÜKÜR, DİNLEMEK, DİSİPLİN, DÜRÜSTLÜK, HEVES, SABIR, ANDA OLMAK, AFFETMEK, SANAT, ARKADAŞLIK, İÇERLEME, AKICI DÜŞÜNCE

Şu an bile 12 aylık bir kurs çıktı. :D

Hele bir bunlarla ilgilenelim, Allah kısmet ederse heves ve başarılarımıza bağlı olarak devam etmek de mümkün.

Ama şimdilik kursumuzu bu planla başlatacağım. (Konuların sırasını ise katılan arkadaşlarımın mevcut el yazılarına göre herkese en faydalı olacak şekilde belirleyeceğim.)

Kursun aylık ücreti 150 lira. Ancak ben siteme veya kendime doğrudan para kabul edemediğim için, benim belirleyeceğim ve yardım etmek istediğim kurum veya kişilere parayı göndermenizi isteyeceğim. Ve havale dekontunu bana mesaj veya e-posta ile göndererek kayıt olabilirsiniz.

Dilerim beraber çalışalım ve el yazımızın da sorumluluğunu alalım, el yazımızı da iyilikten, şükürden, hevesten, mutluluktan yana değiştirelim ve onunla beraber hayatımızı da değiştirelim. :)

El yazını değiştir, hayatın değişsin maratonunda buluşmak üzere, hepinize çok çok sevgiler…
2k

Notlar:

1- Bu kurs bayanlar için.
2- Kursumuz için 2 adet çizgisiz kalın, kenarı spiralli defter alacağız. Fotokopicide kağıtları spiralle tutturmak da olabilir. Defteri yandan kullanacağız geniş olması ve rahat yazabilmemiz için. Tabii çizgisiz olması çok önemli.
3- Güzel yazan, tutuşunu sevdiğiniz bir tükenmez kalem kullanacağız. Rengi önemli. Annenizin sevdiği renk değil, ilkokul öğretmeninizin kullanmanızı istediği renk değil. SİZİN SEVDİĞİNİZ RENK OLMALI.
4- Kayıt için e-posta da yazabilirsiniz, FB’dan mesaj da gönderebilirsiniz. Facebook
5- E-kursumuzda buluşmak üzere, ve bahar coşkusuyla hayatımızda harikulade değişimler yaratmak dileği ile… :D

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (0)

Henüz yorum yok.

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...