7 – Çekim Yasası: Hayvanların da Canı Var. Hayatın 5. Parçası Doğa’dan Büyük İbret Dersleri

Dün, Ağustos 2012, Ankara seminerime gelmek üzere kayıt yaptırmış çok sevgili bir arkadaşımızdan içtenlikle yazılmış bir mesaj aldım.

Seminerime davet için hazırladığım bu mini kurstaki 5. derste, “kediler” hakkındaki sözlerime üzülmüş ve bana sevgi-saygı ama az biraz sitem içeren bir mesajdı bu.

Bu mesaj sadece içeriği bakımından değil, yazılış tarzı itibarıyla da, içten, sevgi ve saygı dolu olduğu için, ben de mutluluk ve hevesle bu arkadaşıma yepyeni farkındalıklara ulaşabilmesi, bu konu dolayısıyla açılan temizlik kapılarını farkedebilmesi için, ona yine içtenlikle bir mesaj yazdım.

Hem bu arkadaşımın bana olan iletişimi, hem de benim ona cevabım, OLUMLU ve POZİTİF yaklaşmanın, sadece çekim yasasında değil, hayatın her alanında, ve özellikle de İLETİŞİM konusunda, ne kadar önemli olduğunun bir göstergesi.

Tam da bu mesajdan önce, yine aynı konuda, bir başka okuyucudan son derece NEGATİF ve OLUMSUZ dilde yazılmış bir mesaj almıştım.

Tabii bu olumsuzluğun ve negatifliğin sonucu olarak da, sizin de tahmin edebileceğiniz gibi, aramızda her ikimiz için de pek çok anlayış ve keşiflere sebep olabilecek bir iletişim olmadı, olamadı. Onun bu saygısız ve sevgisiz iletişimine benim de cevap vermek içimden gelmedi.

“Sevgi, saygı, olumlu olmak, ne kadar da güzel ve ne kadar da faydalı sonuçlar doğuruyor.” diyerek bana sevgi, saygı ve içtenlikle iletişim kuran arkadaşımla aramızda geçen konuşmalarımızı kendisinin de rızasıyla sizlerle paylaşmak isterim.

Dileğim, eğer “Çekim Yasası: Anlaşılmak ve Anlamak” adlı makalemde yazdıklarım sizin için  de bir temizlik kapısı açtıysa, sizler de bu kapının hakkını vermek için elinizden geleni yapabilesiniz, bu olumlu, pozitif iletişimden sizler de faydalanabilesiniz.

Bu içten ve kalpten iletişimi için arkadaşımızı tekrar kutluyor ve yazışmalarımızı sizlerle de paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum:

Çok sevgili bir öğrencimin İÇTEN, SEVGİ ve SAYGI dolu mesajı :

Merhaba Funda Hocam,

Dünkü ”Anlaşılmak ve Anlamak” makalenizin bir bölümünde hayvanlarla ve özellikle kedilerle olan bölümünü okurken biraz üzüldüğüm için, üstelik Ankara Semineri de işin içine girince düşüncemi yazmanın doğru olduğuna karar verdim.

Rahmetli annemin benim çocukluğumdan onun ölümüne kadar süren hastalığı sebebiyle, sırasıyla bir çok hayvan beslendi evimizde.

Köpek, kedi, kuşlar, bir ara tavşan dahi vardi, hayvanlarla yakınlık ona iyi geliyordu, yaşamının son yıllarında da bakımı kolay olduğu için muhabbet kuşları vardı arkadaşları olarak yanında, ben de tüm hayvanları severek ve onları izleyerek büyüdüm. Şu anda da yine hepsine çok büyük sevgim vardır.

Benim de yıllar önce büyük akvaryumum vardı, vermek zorunda kaldım, 2 yıl kadar papağanım vardı ve çok çok çok şeyler ögretti bana hayata dair bu değerli kuş, daha sonra bakımı zor olduğu için yeğenlerime verdim hala gidip görebiliyorum.

Geçen yıl yalnızlığıma arkadaş olsun diyerek ve annemi 1,5 sene önce kaybettiğim için onun da anısına yavru bir kedi almıştım, maalesef odam çok küçük olduğu için iyi bakamadığımı farkedince bir arkadaşıma verdim ve şimdi orada çok iyi bakılıyor, ben de ziyaret ediyorum ara ara.

Bu arada yavru bir kedi almaya karar vermiştim hem de 10 mayısta yeni doğmuşlar, resimleri geldi çok güzeller.

3 ay sonra vermeyi düşünüyorlar alıp almama arasında bocalıyorum. Ama kediler çoooooookkkkkk özel, kendi karakterleri olan, hisleri kuvvetli ve gerçekten temiz hayvanlardır, onları sessizlikte takip ederek insanların öğreneceği çok şeyler olduğunu düşünüyorum.

Evimin yakınındaki parkta koşu veya yürüyüş yaptığım zamanlarda kuşlar koro halinde şarkı söylüyorlar bundan büyük bir zevk alarak her defasında onlara teşekkür ediyorum, ördeklere selam verip çok güzelsiniz diye sesleniyorum ve onların göldeki uğraşılarını izliyorum, bazı anlar oluyor ormanda dolaşırken yavru bir kertenkeleye selam veriyorum, hepsi çok güzel ve özeller, çünkü hayatımızın 8 parçasına aitler, Allah´ıma şükürler olsun içimdeki sevgiyi hissedip paylaşabildiğim için.

Size yine çok teşekkür ediyorum ve çok çok sevgi gönderiyorum.

Funda Teyze’nin cevabı :

Sevgili arkadaşım,

Allah rahman ve rahim.

Sen hangisini istiyorsun?

Birisi, kendisine, inanan inanmayan HERKESE sevgisini rahmetini vermesi.

Diğeri de, dünya hayatını buyruklarına UYGUN YAŞAYANLARA çok özel rahmetler sunması.

Allah’ın çok sevdiği bu kullardan olmak istiyorsak bunun koşulları neler acaba?

Sanırım en önemli koşul, İYİDEN TARAF OLMAK. İyi gözükene dahi taraf olmak.

KÖTÜDEN UZAK olmak, Kötü gözükenden dahi uzak olmaya çalışmak.

Ama en önemlisi, KALBEN hangisine meylettiğimiz, ne kadar sorumluluk aldığımız meselesi.

Bana bu konuda güvenmeni rica ediyorum.

Ben senin kedi sevmene saygı duyuyorum. Herhangi bir hayvanı sevebilmene de seviniyorum ve Allah’a şükrediyorum çünkü senin hayatta mutluluk alabileceğin bir hayvanın var, bu güzel bir şey, hoş bir şey.

Sen de bana bir öğretmen olarak saygı duy ve güven ki, kedi sevmeye meyletmekte, kedi sevmekte bir sakınca görmemekte, yavru kedilerin tatlılığında kaybolmakta ve bazı gerçeklere gözü kapatmakta biraz ters bir şeyler var.

Fakat, eğer bu yanlışları hemen şimdi çabucak göremiyorsan, eğer hayatının her parçasında kursumuzun bu ilk bir kaç dersinde gösterdiğin performansla temizlik yapmaya devam edersen, BİR GÜN sen de bu konudaki doğrulara ulaşabileceksin.

Senin benim öğrencim olman, kendi başına kalp önünde, Allah önünde, bu temizlikleri yapabilme potansiyelini gösteriyor.

Ben sana güveniyorum.

Henüz anlamasan bile, merak etme, temizliklerine devam et.

Yavru kertenkeleye selam ver, acı ona, yardım et, ama onun Kuran’da da belirtildiği gibi, eski bir ümmet olduğunu bil.

Eğer kalbin meylediyorsa, kime neden meylettiğini bil.

Allah önünde, kalbin için ve kalbinin meylettiği her şey için sorumluluk almaya çalış.

Tüm hayvanları sevmek bir yana, hayatın 8 parçasını sevmek ve yardım etmek, TÜM insanlar arasında bile, iyiye kayanı, kötüye kayanı ayırt etmeyi gerektiriyor.

Herkesi sevmek, her şeyi sevmek amacı iyi hoş görünüyor ama hayatın 8 parçası için SORUMLULUK almak, kötüyü iyiden ayırmayı ve kötüye kötü, iyiye iyi demeyi gerektiriyor.

Hayvanların da canı var, onların da kendine has ruhları var ve bu sebeple onlarda da iyilik kötülük, hainlik, dostluk var.

Hayvanlar makine değiller, onların da en az bizim kadar mutlu ve adaletli yaşamaya, acıdan uzak kalmaya hakları var.

Bazı hayvanlar, etraflarına fazla acı çektirmeyen bir hayat düzeninde yaşıyorlar. Bazı hayvanlar ise, etraflarına acı çektirerek yaşıyorlar.

Bir kuş, akşam yemeği önüne gelmiş ve yemiş olmasına rağmen, dışarıya çıkıp, sırf avlanmak uğruna avlanan bir kediye yem olduğunda sadece o kuş değil, o kuşun geride kalan yavruları da acı çekiyor, hayat arkadaşını kaybeden eşi de.

Tabii bu olaya bakıp da kalbimiz kırıldığı için, tarafsız olmak ve ’doğanın düzeni bu’ ’Allah böyle yaratmış’ gibi ifadeler kullanabiliriz.

Halbuki işin doğrusu, orada acı çeken canlılar ve ruhlar var. Onlar zor bir hayat yaşıyorlar ve bizim bu rahat hayatımızdan YARDIM gitmesi gerekiyor.

Yardımını ÖNCE iyiye vereceksin.

Kötüye tabii ki, yardım et, yol göster ama ÖNCE İYİYİ kollamak gerekiyor.

Allah’tan istediğimiz merhametli ve bizi zalimlerden koruyan yaklaşımını BİZİM de bizden alttaki o varlıklara, eski ümmetlere göstermemiz gerekiyor.

Onları da kendi içlerindeki zalimlerden, cahillerden korumamız gerekiyor.

İster miydik ki, biz bir zalimlikle karşılaştığımızda, ve Allah’tan yardım istediğimizde, Allah bize,

’Dünyanın düzeni bu katlan.’

’Ben hepinizi EŞİT seviyorum, sana arka çıkamam’

’O çooook özel, kendi karakteri olan, hisleri kuvvetli, üstelik de çok güzel, o yüzden benim ona özel sevgim var seni kollayamam.’

’Ben karışırsam, dünyanın düzeni bozulur.’ deseydi.

ALLAH’A ÇOK ŞÜKÜR ÖYLE DEMİYOR ALLAH.

Biz bir zalimlikle karşılaşırsak, kendisine sığınınca, HEMEN yardımını bize gönderiyor.

Bizim de hayvanlar aleminde, oradaki düzeni, dengeleri fazla bozmadan yardıma ihtiyacı olan varlıklara yardım etmemiz, zarar üzerine yaşayan varlıkların zararlarını en azda tutmamız, en azından Allah’ın karşısında ikiyüzlü duruma düşmememiz için gerekiyor.

Biz Allah’tan yardım ve kollama beklerken, bizim gücümüzün yettiği hayvanlar aleminde benzer şekilde, Allah’tan beklediğimiz şekilde yaklaşmamız gerekmez mi?

Bu da bize, tüm hayvanlara yardım etmek için, onlar arasında da iyiden yana olmak gibi bir sorumluluk veriyor.

Kalp desteğimizi kime ve neden verdiğimiz hayvanlar konusunda da geçerli.

Evet hayvanlar alemi birbirini yeme üzerine kurulu ve acılarla dolu bir düzen. Bunu tamamen çözemiyoruz fakat en azından orada olup biten acıyı en azda tutmak için çaba göstermemiz gerekir, eğer hayvanların da bir canı olduğuna inanıyorsak.

Ve eğer hayvanlar alemi, Kuran’da belirtildiği gibi, eski ümmetlerden oluşuyorsa, ve biz de bir gün yaramazlıklar yapıp, Allah korusun, o hale düşebileceksek, sanırım şu anki karşımızda duran o hayvanlar alemine, hayatı daha az acılı hale getirmekte, sanırım bizim için de, çekim yasası açısından da büyük bir fayda var.

Bilmiyorum bu yazdıklarım senin bu konuda bazı farkındalıklara ulaşmanı sağlayacak mı?

Ben sana hayatta Allah’ın izni ve yardımıyla ulaştığım TÜM bilgiler dahilinde, farkındalıklar elde etmene, temizlik yapmana yardım etmek üzere yardım edebiliyorum.

Bilmeni istediğim konu, eğer bu yolda azimle ilerlersen, sana da hayat hakkında, insanlar, hayvanlar hakkında pek çok bilgi nasip olacak ama benim kastettiğim bilgi, ’araştırdım buldum’ türünden değil, TEMİZLİKLER YAPA YAPA, aklında ve kalbinde Allah’ın izni ve yardımıyla ulaştığın anlayış ve keşifler şeklindeki bilgiler.

Bu tür bilgiler bize Allah’tan armağan ve yol gösteriş.

Bu kedi meselesinde de Allah’a sığın, ’Allah’ım bilemediğim göremediğim ama Funda Teyze’nin bir bildiği varsa, ben sana sığındım’ de.

’Yanlış yapmaktan sana sığınırım Allah’ım’ de.

O seni doğru yola iletecektir.

Hiç bir şeyi ’İlle de seveceğim’ deme. Kalbinin neye meylettiğine iyi bak.

Dediğim gibi, ’Yanlış yapmaktan sana sığınırım Allah’ım’ dersen, o seni doğru yola iletecektir.

Bu yol benimle beraber değilse bile, Allah en iyisini, en doğrusunu bilir.

Bu sebeple üzülme, rahat ol. Güvende olduğunu bil, tabii ’yanlış yapmaktan sana sığınırım Allah’ım’ dediysen. :D

Düşüncelerini içtenlikle yazdığın için teşekkür ederim.

Ben de sana içtenlikle ve elimden geldiğince cevap vermeye çalıştım.

Bu konularda da dilerim gönül rahatlığı ile bir karara varırsın.

Ve bu konu senin için çok özel bir temizlik kapısı da olabilir.

Kediler, doğa, hayvanlar, iyi, kötü, adalet, doğada iyilik kötülük var mı?

Kediler nereden gelmiş? Belki kedi kedi olmayı seçmemiş.

Bu durumda biz kedilere nasıl davranacağız?

Can dostu olmaya layık ve aday mı kediler?

Biz akşam yemeklerini verdikten sonra, onlar yine de dışarıya ava çıktıklarında, orada olup bitenler hakkında ne hissetmeliyiz?

Ne hissetmemiz doğru olurdu?

Yoksa acaba o konuyu görmemezliğe mi geliyoruz?

Sorumluluk almak konusuyla, doğa ile ilişkimiz nasıl bağdaşacak?

Doğada olup biten herşey, Allah’ın yarattığı ilk halinde mi?

Yoksa Kuran’da belirtildiği gibi, Allah’ın yaratışı, yarattıkları zalimlik ve cahillikle şeytana uyularak değiştirilmiş mi?

*******************

Nisa 119 (Nisa: kadınlar)

Onlara muhakkak emredeceğim de Allah’ın yaratışını, yarattıklarını değiştirecekler.

*******************

Sevgili arkadaşım,

Sen ne dersin?

Bu bir temizlik kapısı olabilir mi senin için?

Çok çok sevgiler.

Çok sevgili arkadaşımızın cevabı :

Çok değerli Funda Hocam, harikulade bir temizlik kapısı açtınız bana çok teşekkür ederim. Büyük bir şaşkınlık ve merakla okudum ve inanılmaz farkındalık yaşadım, size tüm kalbimle güveniyorum,saygi duyuyorum, bilmeden kırdımsa çok özür diliyorum, sizi cok seviyorum ve bilemedigim konularda Allah´a sığınıyorum. Şimdi temizlik yapmaya niyet ediyorum ve diğer bölüme geçiyorum.

Çok çok çok sevgiler.

Funda Teyze’nin cevabı:

Sevgili arkadaşım, çok çok tebrikler ve çok çok teşekkürler.

Güvenin için çok çok sağ olasın. Tavsiyelerimi de Allah’a sığınarak dinlediğin için çok çok tebrik ederim.

Bunu bir temizlik kapısı olarak görmene çok ama çok sevindim.

HAYIRLI UĞURLU OLSUN.

Bilmeni isterim ki, bu ÇOK BÜYÜK bir kapıydı geçtiğin.

Şükürler olsun Allah’a. Ama ben şaşırmadım, annenannesinin özel sevgisine sahip olmuş, onun o değerli balını lütuf olarak yemiş bir arkadaşımdan başka türlü beklemezdim. :D :D

Tekrar çok çok teşekkürler. :D

Bu çok önemli konudaki aramızda geçen bu konuşmaları makaleme eklemek isterim, ismini vermeden yazdıklarını kullanmamda bir sakınca var mı senin için?

Çıkartmanı istediğin bir yer olursa da lütfen söyle.

Tekrar çok çok tebrikler. :D

Çok çok sevgiler.

NOT:

Sevgili arkadaşım, biz kedilere de merhamet ve yardımla davranmaya kararlı ve azimli insanlarız. Bir yanlış anlama olmasını istemem. Ne de olsa onlar da bir çeşit düşmüş canlılar, yani kader kurbanı denilen türden. Bize düşen iyiyi desteklemek ama kötü zannettiğimiz şeye de belli bir merhamet ve Allah’a sığınışla yaklaşmak. Onlara da tamamen cephe alırsak, biz de zalimlerden oluruz.

Bu konular işte ince bir çizgi.

Benim uyarım, “gerçekleri gözardı edip, kalbimizi açtığımız” her şeyde bilinçli olmak. Sevdiğimiz şeyleri NEDEN sevdiğimizi anlamak.

Hayatta sevdiğimiz şeyler, meylettiğimiz şeyler, içimizde gizli kalmış, farkında olmadığımız bazı zayıflıklarımızın ipucu olabilir.

Daha da önemlisi ise, kendimize de eziyet etmemek anlayışlı olmak.

Sevgili arkadaşlarım,

Bu yukarıda detaylarını gördüğümüz konuşma, arkadaşımız, Basamak Atlamak e-kursumuzdaki bir dersini yaparken gerçekleşti.

Basamak Atlamak kursumuz sırasında, gerek kursumuzla ilgili gerekse açılan herhangi bir kapımızla ilgili olarak konuşabiliyoruz.

Zaten kursun başarısının temelinde de bu iletişim ve birliktelik var.

Sanıyorum, çekim yasası ile daha yakından ilgilenmek isteyen arkadaşlarım için en uygun ilk adım, Basamak Atlamak e-kursu. Gerek kursta edinilen bilgi ve yapılan alıştırmalar, gerekse benimle neredeyse günlük olarak gerçekleşen iletişim, çekim yasasında ilerlemek isteyen arkadaşlar için harikulade bir fırsat yaratıyor.

Geçenlerde gözüme ilişti, kursta arkadaşlarla 11-11-11 tarihinden bugüne sevgi ve yardım dolu iletişimlerimizin adedi 20.000 rakamını geçmiş. Maşallah, maşallah, maşallah. Sevgi, saygı, yardım,  temizlik, kutlama, tebrik dolu 20.000 mesaj. Tüm arkadaşlarıma teşekkür ediyorum, kendimi de kutluyorum.

Basamak Atlamak e-kursumun İLK 21 dersinin Ağustos 2012′de Ankara’da vereceğim,1 günlük Para Bolluk Zenginlik Temizlik Seminerinin hediyesi olduğunu da tekrar hatırlatmak isterim.

Bu seminer, bir İLK ve TEK.

Ağustos’tan sonra bu seminer bir kere daha tekrar eder mi?

Allah bize bu fırsatı, bu birlikteliği, bu mutluluğu bir kere daha yaşatacak mı?

Bilmiyorum.

Ama bildiğim şey şu:

Bu fırsat şu an mevcut.

İşte kayıt sayfası:

http://parabollukzenginlik.com/

Hayatının 8 parçasında kalbinin meylettiği şeyler sebebi ile, kendine çektiğin tüm zorlukları da sıkıntıları da anlaman, çözmen, tıkanıklıklarını açman için beraber temizlik yapabileceğimiz bir seminer kapısı şu an açık.

Açılan kapılar için bilmemiz gereken EN ÖNEMLİ KONU, onların hakkını vermemiz gerektiği konusu.

Kapıların hakkını vermek de sadece ve sadece Allah’a sığınıp aklımızı ve kalbimizi dinleyerek adım attığımızda gerçekleşiyor.

Allah’a sığınmazsak, aklımızı ve kalbimizi dinlemezsek ve bu şekilde adım atmazsak, veya hiç adım atmazsak, o kapının hakkı verilmemiş oluyor.

Kapıların hakkını verince ne oluyor?

Kapıların hakkını vermeyince ne oluyor?

Kapıların hakkını verdiğimizde, harikulade güzelliklere doğru, katmer katmer açılan yepyeni harikulade kapılarla karşılaşıyoruz.

Kapıların hakkını vermeyince ise…

Sanırım bu konuyu özellikle bu yazılarımı okuyanlar arasında bilmeyen yoktur. :D

Hayatta başımıza gelen her sıkıntı aslında hakkını veremediğimiz bazı kapıların sonucu.

Hayatta başımıza gelen her güzellik de, hakkını verdiğimiz kapıların sonucu.

VE asla unutmayalım:

Kapıların hakkını vermek de sadece ve sadece Allah’a sığınıp aklımızı ve kalbimizi dinleyerek adım attığımızda gerçekleşiyor.

Allah’a sığınmazsak, aklımızı ve kalbimizi dinlemezsek ve bu şekilde adım atmazsak, veya hiç adım atmazsak, o kapının hakkı verilmemiş oluyor.

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (2)
  1. Özlem
    10:44, 21 Mayıs 2012

    Sevgili Funda Hocam,

    Hevesle bazen de şaşırarak okudum makalenizi. Teşekkür ederim ben de bilmediğim birşeyi daha öğrendim. Ve ben de yanlış yapmaktan Allah’a sığınırım demenin huzurunu hissediyorum bile şükürler olsun şükürler olsun :D :D

  2. Funda Teyze
    12:01, 21 Mayıs 2012

    Çok sevgili Özlem arkadaşım,

    Çok çok sağ olasın.

    Allah’ın izni ve yardımıyla 2012 Ağustos seminerimizde buna benzer, makalelerimde o kadar anlatamadığım ancak yüzyüze konuşabileceğimiz daha pek çok konuyu göreceğiz. :D

    Faydalanacağına inandığın, senin gibi temizlik yapabilecek, kalbi senin kalbine yakın hissettiğin arkadaşlarını lütfen davet et.

    Bu fırsat bir daha önümüze çıkar mı bilmem. Faydalanacağına inandığın tüm arkadaşlarına, akrabalarına, ablana, haber ver lütfen.

    Çok çok sağ olasın.

    Çok çok sevgiler

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...