Hayatının Gerçek Amacını Keşfetmek
Ben de hatırlıyorum, hayatımın amacını ilk keşfettiğim zamanı…Ne kadar da hayat dolu, neşeli, enerji dolu hissetmiştim.
Hele bu amacı hayatımın gündelik rutinlerine eklemeyi ilk başardığımda, hissettiğim enerji, canlılık ve neşenin yanında, en belirgin fark, gece başımı yastığa koyduğum zamanki iç huzuruydu. Hayatının amacını yaşayan bir insanın, o günkü görevini başarıyla yapmış olmasından hissettiği kendine güven, saygı ve sevginin verdiği iç huzuruydu bu. O zaman anlamıştım ki, eğer bir kişi hayatının gerçek amacını her gün yaşayabiliyorsa, ancak o zaman gerçek mutluluğu tadabilir.
Bu iç huzurunu Allah’ın herkese nasip etmesini dileyerek, bir kaç şey söylemek istiyorum hayatımızın amacı hakkında.
Hayatımızın amacını bulmak,
- “Ben kimim?” “Burada ne yapıyorum?” “Neden bu yaşadıklarımı yaşıyorum?” “Nereye gidiyorum?” sorularına cevap vermemizi sağlıyor.
- Hayatımızın anlamını bulmamızı sağlıyor.
- Geçinip gitmek için, ayın sonunu getirmek için çalışmaktan, hayatta bir değer yaratmak ve başkalarının hayatlarında pozitif bir değişiklik yaratmak, onlara iyilik ve güzellik vermek, hizmet etmek için çalışmaya terfi etmemizi sağlıyor.
Hayatımızın amacını yaşamak ise, son nefesimizi verip diğer aleme geçtiğimizde, görevini yapmış ve hayatını olması gerektiği gibi yaşamış bir kimsenin iç huzuruyla mutlu bir şekilde gitmemizi sağlıyor. (Tabii ki bunun öyle olacağını tahmin ediyorum. Ya da en azından ben öbür aleme bu şekilde gitseydim, mutlu ve huzurlu giderdim diye düşünüyorum.)
Her durumda da, hayatımızın amacını keşfetmek ve onu yaşamak, mutluluğun anahtarı diye düşünüyorum.
Peki, hayatımızın amacını nasıl bulacağız?
7 adımı var bu işlemin.
Hayatımızın Amacını Bulmanın 7 Adımı:
1 - En önce, hayatımızın amacını bulmak istememiz lazım.
2 - “Hayatın amacı” ne demektir, iyi anlamamız lazım.
Şu bir gerçek ki, toplum her tarafımızdan bize bir çok mesajlar gönderiyor.
TV, internet, yazılı iletişim araçları, gazete, dergiler, reklamlar, filmler, dizi filmler, programlar, kitaplar, yazarlar, iş ve ürün sahipleri, vakıflar, dernekler, politikacılar…
Gönderilen mesajın ana noktası da, mutlu olmak için satın almamız gereken çok şey var ve bunları satın almak için de çok paraya ihtiyacımız var.
Daha yeni bir reklam gördüm, bir seyahat şirketi “Tatil için çalışıyoruz.” dediği bir reklamla, hayatımızın anlamını bize öğretiyor ki biz de onun hizmetlerinden yararlanıp mutluluğu bulalım. Gerçek şu ki, eğer tatil için çalışıyorsak, son derece mutsuz olduğumuz bir işte çalışıyoruz demektir. Sizce de öyle değil mi?
Yanlış anlamayın, tatil yapmakta bir kötülük yok ve ben de çok severim tatili. Burada anlatmak istediğim, hepimizin, çalışmamızın amacı, hayatımızın amacı hakkında bir bombardımana tutulduğumuz ve bunları dinleyip inanarak özümüzden, gerçek amacımızdan uzaklaştığımız.
İyi anlamamız gereken şey şu ki, gerçek mutluluk paradan veya paranın satın aldığı şeylerden gelemez.
Ne kadar pahalı, ne kadar değerli bir şeyi satın alırsak alalım, eninde sonunda o da hayatımızdaki diğer eşyalardan biri konumuna düşüp, o ilk heyecan gidecek ve bizi yeni arayışlar, yeni mutluluklar peşinde koşmamıza engel olamayacaktır.
Evet, gerçek mutluluk paradan veya paranın satın aldığı şeylerden gelemez. Bunlar hep geçici olacak ve bizi hep daha yeni, daha büyük, daha pahalı şeylerin peşine gitmemize teşvik edecektir.
Gerçek mutluluk, etrafına sadece ve sadece senin verebileceğin, başka hiçbir kimsenin senin gibi yapamayacağı o katkıyı, hizmeti veya ürünü bulup, onu günlük hayatına sokmakla ve bu katkını bol bol vermekle gelir.
Hayatının amacı da işte bu, dünyaya sadece ve sadece senin sağlayabileceğin katkıyı bol bol sağlamak ve dünyaya bu sadece ve sadece senin getirebileceğin güzelliği cömertçe getirmektir.
3 - Hayatımızın amacını bulmak için üçüncü yapmamız gereken de, hayatımıza ve geçmişte yaşadığımız olaylara yeni bir gözle bakmak.
Bakış açımızda şunu temel alarak bakmalıyız her olaya:
Hayatımızın amacı ile uyum içinde olduğumuz dönemlerde, hayatımızda kolaylıklar, işlerin yolunda gitmesi, mucizevi başarılar veya ummadık yardımlar başımıza gelmiş.
Hayatımızın amacı ile uyum içinde olmadığımız dönemlerde ise, zorluklar, yokluklar, acılı olaylar, ve genel bir işlerin yolunda gitmemesi durumu hayatımıza hakim olmuş.
İşte bu bakış açısı ile hayatımıza ve geçmişte yaşadığımız olaylara bakarsak, bir sonraki adımda hayatımızın amacı ile ilgili pek çok ipucu elde etmiş olacağız.
4 - Bu yeni bakış açısıyla bakarak, yaşadığımız acı-tatlı olayları değerlendirmek.
Hayatta yaşadığımız her olay, sanki bizi amacımıza hazırlamak için yaşanmışlar diye düşünerek, yaşadığımız acı-tatlı her olayı yeni bir gözle inceleyip, bunların bize ne kattığını, bunlardan ne öğrendiğimizi ve bunlar sayesinde hangi yeteneklerimizin geliştiğini bulmamız lazım.
Geçirdiğimiz kazalar, çok sevdiğimiz bir yakınımızı kaybetmemiz, güvendiğimiz birisi tarafından aldatılmak gibi acılı olaylarla beraber, yaşadığımız mutluluklar, sevinçler ve başarılar da bizi biz yapan, bizi herkesten ayıran özelliklerimizin oluşmasını sağlıyorlar.
İşte biz de bu olayları değerlendirerek hayatımızın amacı hakkında ipuçları bulabiliriz.
5 - Bu yeni bakış açısı ile, hayatta bize mutluluk veren, yapmayı sevdiğimiz, hayatımıza anlam geldiğini düşündüğümüz zamanları bularak, hayatımızın amacı hakkında yeni ipuçları bulabiliriz.
Burada önemli olan yapay tatlandırıcı şeklinde olan, insanoğlunun keşfettiği eğlenme tanımına uyan aktivitelere karşı dikkatli ve bilinçli yaklaşmamız gerekiyor.
Gerçekten hayat amacımız olabilirler mi, yoksa sadece bizi eğlendiren şeyler mi?
TV seyretmek, film seyretmek, eğlenmek, tatil yapmak vs gibi zamanları dikkatle ve bilinçle incelememiz lazım.
6 - Bazı basit sorularla hayatımızın amacı hakkında ipuçları edinmek.
- Çocukken, büyüyünce ne olmayı istemiştin?
- Çocukken, büyüyünce ne yapmayı hayal etmiştin? gibi…
7 - Tüm yukarıdaki basamaklarda elde ettiğimiz bilgilerin yorumlanması ve bunların ışığında hayatımızın amacını keşfetmek.
Bazen, biz kendi yeteneklerimizi yeterince idrak edemediğimiz için, ve kendimize dışarıdan bakamadığımız için, bu adımda anlayışlı ve sevgi dolu bir büyüğümüzün veya arkadaşımızın yardımına ihtiyacımız olabilir.
Bilen ve gören bir göz, bizim farkedemediğimiz şeyleri görüp bize, bu yorum ve keşif adımında yardımcı olabilir. Ben de bu adımı yaparken, yardım almıştım.
************************************************************************************************
İşte ben bu adımları yaparak hayatımın amacını keşfettim.
Hepimizin kendimize özel bir amacı var hayatta.
Bu amacına uyumlu hayat yaşayanlar, hayatta inanılmaz başarılara imza atabiliyorlar.
Kişi kendi amacını bulduğunda, yetenekleri ile sevgisinin ortak titreşimlerinden ve ruhunun gizli yeteneklerinden, ortaya inanılmaz bir enerji, inanılmaz bir yaşama gücü ve inanılmaz güzellikler, mucizeler ortaya çıkacaktır.
Ne zaman ki sevmediğimiz, yetenekli olmadığımız, ruhumuza doğal gelmeyen işleri yapıyoruz, her taraf yokuş oluyor, engeller, durdurmalar, ağrılar, acılar etrafımızı kaplıyor.
Bir arkadaşımın dediği gibi insan hayat amacını bulduğu zaman kendisini bulmuş oluyor.
Senin de kendi hayatının amacını bulup, onunla uyum içinde bir hayat yaşamanı diliyorum.
Benimle beraber bir arkeolog gibi, bir define arayıcısı gibi, bir dedektif gibi çalışmak istersen, bir e-kurs hazırladım.
Evinin rahatlığında, bilgisayar ve internet, e-posta aracılığı ile benimle yazıp konuşarak, bu 7 adımı beraber atmak istersen, işte kursumun kayıt sayfası:
Hayatının Gerçek Amacını Keşfetmenin
7 Adımı
Çalışma Kılavuzu E-Kurs
(bayanlara özel)
http://hayatiningercekamaci.com/
Pinterest'te Takip Et!Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.
23:02, 24 Kasım 2009
BU KADAR GÜZEL SÖZLERE İLAVE SÖZ BULAMIYORUM. % DE YÜZ KATILIYORUM.
23:31, 24 Kasım 2009
Sevgili Serpil arkadaşım,
Çok teşekkür ederim güzel yorumun ve desteğin için.
Kalbinden ve aklından geçen bu güzel düşünceleri hepimizle paylaştığın için sağolasın.
Yolunun buraya düşmesine çok sevindim.
07:05, 6 Ocak 2010
İki yıl önce ajandama “hayatımın gerçek amacı” diye bir şeyler karalamışım. Aynısını aktarıyorum:
“Hayatımın gerçek amacı, kişisel ve toplumsal anlamda yaşam kalitesini yükseltmeye çabalamak. Yaşlanıp, hayatıma geri dönüp baktığımda, yaşadığım çevrede yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik çabalarımın olumlu sonuçlarını görmeyi isterim.”
İki yıl içinde ne değiştiğini soracak olursanız, öncelikle düşüncelerimin kalitesinin yükseldiğini içtenlikle söyleyebilirim.
Konfüçyus “Sen değişirsen, şansın da değişir” demiş. Gerçekten de, düşüncelerimin değişmesi ile yaşam kalitem de değişmeye başladı. Benimle beraber, yaşadığım çevrenin de değişeceğinden eminim.
Yeni yılda herkes istediği değişime kavuşsun…
08:18, 6 Ocak 2010
Sevgili Dilekcan arkadaşım,
Çok teşekkürler paylaşımların için.
Hayatının gerçek amacını “yaşam kalitesini yükseltmek” olarak bulmana çok sevindim.
Bu amacı günlük hayatında kullanmaya başlayabildin mi? Diğer bir deyişle hayatını bu amaçla uyumlu olarak yaşıyor musun?
Her şeyin en iyisini, en doğrusunu, en güzelini diliyorum senin için…
05:17, 10 Ocak 2010
Günlük hayatımda yaşam kalitesinin yükselmesi adına yapmaya çalıştığım pek çok şey var. Bunlardan biri, yaşayan herkesin sağlıklı ve temiz bir çevreye sahip olması… Yıllardır (15 yıldır) katı atıkların yerinde ayrıştırılıp geriye dönüştürülmesi için uğraşıyorum. İşin en çok eğitim kısmını önemsiyorum. Hep derim ya, “farkındalık” öğrenmekle mümkün. Bununla ilgili eğitici slaytlar hazırlayıp okullara, dershanelere gönderiyorum. Diğer ilgilendiğim konu da enerji verimliliği… Bu konuyla ilgilenmeye 3 yıl önce başladım. Çekim yasası sayesinde bu konuyla hem ilgili hem de bilgili dünya güzeli insanlarla tanıştım. Onları tanıyıp hayatıma kattığım için çok şanslıyım. Bakın, 15.Mart.2009 tarihinde günlüğüme yazdıklarım:
“Bugün, ilk defa mesleğimi çok sevdim. Bana hazırladığı ve sunduğu sürprizi de çok sevdim. Mesleğimin doğru rotasını buldum sonunda. İnanıyorum ki; mesleki çizgimde ilerledikçe kendim için, ailem için, çalıştığım yer için ve de ülkem için kısaca evren için en hayırlısı olana doğru ilerlediğimi göreceğim pek yakında. Galiba ilk kez kendime bu kadar çok güveniyorum. İlk kez ne kadar şanslı olduğumu farkediyorum. Bunun için de yaradana şükrediyorum.”
15 yıldır süregelen çalışmalarıma ve 10 ay önce yazdıklarıma bakılırsa, hayatımı amacıma çoktan uyumlamışım. ŞÜKÜRLER OLSUN…
17:37, 10 Ocak 2010
Dilekcan arkadaşım, ben de buradan şükürlerine katılıyorum. Hem senin için hem de ulaştığın tüm insanlar için…
İyi ki varsın hayatımızda. Çevrene saçtığın güzellikler için çok çok teşekkür ederiz.
Türkiyemizde senin gibi hayatımızı güzelleştirmek için çalışan insanların olduğunu bilmek ne kadar da güzel.
Allah razı olsun.
Daha nice nice başarılar diliyorum hayatında.
Senin başarın, hepimizin başarısı…
09:53, 17 Ocak 2010
Dilek arkadaşımıza ben de başarılarının devamını diliyorum.
Ülkemizin böyle güzel insanlara ihtiyacı var diyorum…
Şükürler olsun… Yolunuz daima açık olsun…
19:05, 28 Ocak 2010
Sevgili Nes, yazdıklarınız için geç de olsa teşekkür ederim.
Aynı güzellikleri duyumsayabilen insanları buluşturduğu için bu güzel sitenin kurucusuna da ayrıca teşekkürler…
15:54, 27 Eylül 2010
Değerli Funda Hanım,
Siteniz, makaleleriniz ve siz harikasınız. Emeklerinize paha biçilemez, bu konuya gönül verdiğiniz ve samimiyetiniz çok belli.
Ben de bu hayat amacını bulma konusunda sorun yaşayanlardanım. Çocukken büyüyünce ne olmak istemiştin? Ne yapmayı hayal etmiştin diyorsunuz. Benim bilinçli olarak böyle bir istek ve hayalim olmamıştı. Hiç hatırlamıyorum. Soran öğretmenlerimiz olursa bundan 25 yıl evvel öğretmen ya da hemşire derdik, o da sırf cevap vermiş olmak için. Ama en çok sevdiğim, kendimi en iyi hissettiren şey kitap okumaktı, ondan da hiç vazgeçmedim. Biraz tiyatro yeteneğim vardı, bunu herkes söylerdi. Şiir yazardım yarışmalara girer kazanırdım. Resim yapmayı severdim, fakat bunların hiçbiri tutku derecesini bulmadı.
Onsekiz yaşımdan beri yirmi yıldır ruhuma hiç uymayan sevmediğim bir mesleği yapmaya çalışıyorum, dört yıl da yatılı okul hayatım var. Emekli olmak için dua ediyorum. Ve böylece sevdiğim şeyleri özgürce yapabileceğim. Kişisel gelişimcilik, yaşam koçluğu gibi konularda eğitim alarak insanlara faydalı olabileceğimi umuyorum. Bu konulara çok ilgi duyuyorum. Çünkü çektiğim sıkıntıların nedenlerini bu konularla ilgilnince öğrendim ve çok şaşırarak heyecanlandım. Bir çok şeyin bizlerin elinde olduğunu bilmek kurban olmadığını anlamak beni çok mutlu edip umutlandırdı. O nedenle ben de ihtiyacı olan diğer insanlara yardım etmek istiyorum.
Ama Funda Hanım, bu hayat amacım olabilir mi, gerçek hayat amacım nedir, bulamıyorum. Bilmiyorum yapınca gerçekten mutlu olur muyum ya da yapabilir miyim? Size saygı, sevgi ve takdirlerimi sunuyorum…
18:47, 30 Eylül 2010
Sevgili Portakal Çiçeği,
Öncelikle güzel yorumların için çok çok teşekkürler.
Hayat amacı konusunda yaşadığın sorunu anladım. Kişisel gelişime olan merakını ve bu sayede edindiğin farkındalıkları da çok iyi anladım.
Bu farkındalıklar için çok çok tebrik ederim.
Tabii ki hayat amacın konusunda, cevap hep sende.
Çocuklukta da bilinçli bir şekilde olmasa bile, kendini kaybederek yaptığın, çok sevdiğin bazı uğraşılar vardı mutlaka.
Bahsettiğine göre bu kitap okumaktı. Buradan da pek çok ipuçları toplayabilirsin. Ne tür kitaplardı? vs gibi.
Hayat amacımızı keşfetmek çok özel ve çok hassas bir konu. Benim tavsiyem, bol bol Allah’a sığınman, bol bol ondan af ve yardım dilemen.
Neden dersen, özellikle şu sıralar, gerek Allah’ın adını kullanarak, gerekse Allah’ın adını unutarak uygulanan pek çok yöntem, hem Türkiye’mizi, hem de dünyayı sarmış durumda.
Doğruyu ve doğru yolu bulmak için Allah’ın yardımına ve desteğine çok ihtiyacımız var.
Ben de Rabbimizden hem kendimi, hem seni, hem de tüm insanları en iyi, en güzel, en doğru yola iletmesini rica ediyorum.
Ancak, her şeyin en iyisini Allah bilir.
Ben, benim “Hayat Amacını Keşfetmenin 7 Adımı” adlı e-kursumu kesinlikle tavsiye ederim.
Çok çok sevgiler,
17:32, 15 Ekim 2010
Ben de hayatının amacını arayanlardanım:)
Benim çocukken yaptığım, kendimi kaybedercesine yaptığım şeyler var. 7 yaşında okulun bahçesinden killi toprak kazır eve gelir bahçede bunlardan çanak çömlek yapardım, fırınlayım süslerdim.
Herkes sokakta oyun oynarken ben mahalledeki esnaflara gider onlarla pipolara gümüş tel kakardım, terlik yapmayı öğrenirdim.
Yani elsanatlarının tümü ilgi alanımdı, hem de o yaşta. 12 yaşında kumaş yaka iğnesi yapıp satması için manifaturacıya götürdüğüm dün gibi aklımda.
Hala da yapıyorum çeşitli şeyler ama bunların hiç birini paraya çeviremiyorum, satamıyorum. Çocukluğumda olumsuz biri birşey mi dedi nedir bilmiyorum, ama böyle ben kendi ayaklarımın üstünde durmaya çalıştıkça hep birilerine muhtaç durumda kalıyorum ..(
Ancak sanırım sorun şurdan kaynaklanıyor: kendimden geçerek yaptığım işler bittiği zaman beğenmiyor, hemen birilerine hediye edip kendimden uzaklaştırıyor ve kullanmıyorum.
Benim için o iş yapana kadar. Yaptıktan sonra bende değeri hiç kalmıyor. Yaptıklarım çocukça ve komik geliyor. Bu durumu nasıl olumlu bir duruma dönüştürebilirim bilmiyorum, sizden yardım rica ediyorum bana bir yol gösterseniz.
Yapmak istedğim o kadar çok şey var ki, bunları yapabilmem için de maddi olarak güç gerekiyor.)
Yorumunuz için şimdiden çok çok teşekkür ederim iyi varsınız.
01:44, 31 Ekim 2010
Mine kardeşim,
Demişsin ki,
“Ancak sanırım sorun şurdan kaynaklanıyor: kendimden geçerek yaptığım işler bittiği zaman beğenmiyor, hemen birilerine hediye edip kendimden uzaklaştırıyor ve kullanmıyorum. Benim için o iş yapana kadar. Yaptıktan sonra bende değeri hiç kalmıyor. Yaptıklarım çocukça ve komik geliyor. Bu durumu nasıl olumlu bir duruma dönüştürebilirim bilmiyorum”
Gerçekten de kendi ürünlerine değer vermemen, probleminin kaynağı.
Kendi ürünlerimize değer vermemek, hayatımızda başka konularda da kendini gösteriyor. Başkalarının ürünlerine değer vermemek, pahalı diye şikayet etmek vs. Bu da bizim bir yokluk, darlık mentalitesine daha da girmemize sebep oluyor.
Öncelikle bu yanlışını farkettiğin için tebrik ederim. Şimdi yapman gereken kendini bu yanlıştan temizlemek.
Hem kendi hem de başka insanların ürünlerini takdir etmeye niyet edip karar ver. Allah’a sığınıp, ondan bu önceki yanlışların için içtenlikle af dile. Sonra onun affetmeyi çok sevmesini kendine örnek alarak, sen kendini de affet.
Kendi ürünlerini sevmeye odaklan. Başkalarının ürünlerini henüz alamayacağın şekilde pahalı bulsan dahi takdir et. Ve Allah’a sığın. Sahip oldukların, üretme yeteneğin, yaratıcılığın için, Allah’a şükret ve gözünü aç. Çevrende üretebileceğin ve bu ürünlerin başkalarına faydalı oılabileceği, bunlara ihtiyacı olan insanları bulmaya çalış. Bunları gördüğün zaman da imanla adım at.
E-kitabımın bu konularda sana çok faydalı olacağına inanıyorum. Okumanı tavsiye ederim:
http://www.parabollukbereket.com/
Kolay gelsin,
Çok çok sevgiler ve başarılar…
17:14, 23 Şubat 2011
Selamlar! Cok etkılendım. Yorumları da okudum ve sitenızı cok beğendım. Bence mutluluk insanlara faydalı olabılmektır. Ne mutlu bizlere kı Rabbim boyle bır duygu tattırdı. Bir de etrafındaki herşeyi sevmek. Çok teşekkür ederim.
15:03, 25 Mart 2011
Mutluluk faydalı olabilmektir sözüne ben de katılıyorum, Saniye arkadaşım. VE hayatının 8 parçasına diye de bir ek yapmak istiyorum.
Güzel ve faydalı yorumun için sağ olasın.
21:24, 3 Aralık 2011
Merhaba,
Gercekten güzel cok tesekkür ederim. Bu konularda ingilizce, türkce, almanca cok kitap okuyorum, söyledikleriniz cok dogru aynen katiliyorum. Ancak ben hala tam olarak ne alanda yetenekli oldugumu bulabilmis degilim. Esasen benim iyi oldugum cok alan var ancak hangisi icin dünyaya geldigimi bilmiyorum.
Bir bulabilsem sonuna kadar gidecegim, imkanlarim cok iyi. Yurtdisinda yasiyorum. Elbette istedigim iste calismak istiyorum ancak hangi alanda en iyi oldugumu bir türlü bulamiyorum. Bugüne kadar isteyipte elde edemedigim birsey olmadi, ancak 1 yildir ne istedigimi bilmiyorum…
Her tavsiyenize acigim, cok tesekkürler!
17:12, 25 Aralık 2011
Sevgili arkadaşım,
Madem imkanların çok iyi, madem o konuyu bir bulsan azimle ilerlemeye kararlısın, eğer makalelerimi okuduysan ve hayatının 8 parçasını kucaklayarak hayatını yaşamak konusunda bir problemin yoksa, yani hayatın 8 parçasına zararlı şeylerden uzak durmak, faydalı şeylere yakınlaşmak konusunda yazdıklarımla hemfikirsen, neden ‘Hayat Amacını Keşfetmenin 7 Adımı’ adlı kursuma yazılmayı düşünmüyorsun?
Hayatın 8 parçası hakkında bilgiyi şu makalemde de bulabilirsin:
http://cekimyasasi.net/makaleler/2010/01/25/hayati-anlamak-ve-sevmek/
Çok çok sevgiler,