Çekim Yasası Paraya İşlemiyor mu?

Bu yazı sizin için, eğer,

  • Aylardır (veya yıllardır) çekim yasasını  öğrenmeye, anlamaya, kullanmaya çalışıyorsunuz ama para hala gelmiyorsa…
  • Orada burada bir iki ufak da olsa başarı edindiniz ama hayatınıza ekonomik özgürlük ve bol para çekmeye gelince ”bana mısın” demiyorsa…
  • Çekim yasasını sürekli uygulamanıza rağmen, bir türlü işiniz düzgün gitmiyor ve para açısından ya az ya da hiç bir sonuç alamıyorsanız…

Çekim yasası  diyor ki,

  1. Düşüncen hislerini oluşturur.
  2. Hislerin yaydığın enerjinin tonunu belirler.
  3. Yaydığın enerji, çevrendeki benzer enerjileri mıknatıs gibi sana çeker.

Eğer bol parayı çekemiyorsanız, bunun sebebini dışarıda aramayın. Kendi içinize bakın.

Şu soruları kendinize sorun:

  • Para hakkında düşüncen ne? (Senin için para kazanmak zor mu kolay mı?)
  • Paraya ve zenginliğe karşı neler hissediyorsun? (Sence zenginler sevilecek insanlar mı? ”Paranın gözü çıksın’ diye arada bir öfke ve isyanla doluyor mu için?)’
  • Para durumun ne? (Para durumun yaydığın enerjinin göstergesi. Borç içinde misin? Maaşı alır almaz dağıtıp bitiriyor va ayın sonuna kadar idare etmek için bin dereden su mu getiriyorsun?)

Diyelim ki aylarca süren bir sabırlı çalışmadan sonra bu duygu-düşünce girdabını hallettiniz. Düşünceleriniz oldukça pozitif, duygularınız da oldukça hoş. Ufak tefek mucizeler oluyor hayatınızda, ama hala bir şey yanlış gibi ve bol para hala görünürde yok.

İşte eğer böyle bir durumdaysanız, (ben buna üzerine ölü toprağı serpilmesi diyorum) bakmanız gereken bir iki önemli şey var:

  • Bir şeyi ücret ödemeden almak hoşunuza gidiyor mu? Hep, takıntı halinde karşılıksız bir şeyler elde etmeye mi odaklanmışsınız?
  • Hep ucuz veya bedava şeylerin peşinde mi koşuyorsunuz?
  • Fatura, vergi, kira vs. ödemek ne sebeple olursa olsun, ağırınıza gidiyor mu? Bir fırsatını bulsanız bunları ödememek sizi mutlu eder miydi?

Maalesef, ucuz düşünceler, sonunda ucuz sonuçlar doğuruyor.

Nefretle harcanan para, gelen paranın da nefretle gelmesine sebep oluyor.

  • Senden çıkan paranın musluğunu kısarsan,
  • ve aktığı zaman nefretle veya korkuyla akıtırsan,

sana gelen paranın da musluğu kısık olur ve nefretle veya korkuyla gelir.

Bu kafa yapısı üzerinde de çalışıp, onu da halledersen, çekim yasasını kendi lehine kullanmayı da öğrenmiş olursun.

Unutma:

Sen  o kadar harikulade bir varlıksın ki, sahip olmak istediğin herşeyin karşılığını fazlasıyla verebilecek şekilde yaratılmışsın.

Senin bedava şeyler peşinde koşmana gerek yok.

Sen her şeyin en ucuzuna değil, en iyisine layıksın.

Yeni Yılınız Kutlu Olsun!!!!!!!!

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (4)
  1. era
    15:53, 7 Kasım 2009

    Bilinçaltımla sürekli mücadele ediyorum, herşeyin düzeleceğine, bütün sıkıntılarımın geçeceğine inanmaya çalışıyorum. Aslında en zoru inanmak…
    Ben inanıyorum derken, zihnim bana ‘hayır bu dediklerin olmayacak’ diyor.

    Bunu nasıl aşabilirim?

  2. Sevgili Era

    Sorduğun bu mükemmel, içten ve son derece “kısa ve öz” soru için çok teşekkür ederim. Cevabımı öz tutmaya çalışsam da kısalık konusunda söz veremiyorum.

      İlk söylemek istediğim şey şu:

      Hadi, hemen şimdi, bunu bir “mücadele” ve “aşılması zor bir engel” gibi görmek düşüncesini değiştirelim.

      Her derdin bir çaresi var.

      Her işin bir bileni var.

      Her sorunun bir cevabı var.

      Bulana kadar aramaya devam etmekse heyecanlı bir macera gibi.

      Kendimizi kasmamıza, mücadele etmemize gerek yok. Hem bedenen, hem zihnen, hem de ruhen rahatlamaya odaklanalım.

      Çünkü ne kadar rahatlamışsak, her şey de o kadar kolay ve çabuk düzeliyor.

    İçinden gelen o negatif ses, geçmişteki bazı acılı olaylar sırasında verdiğin kararlardan, kabul ettiğin söz ve düşüncelerden kaynaklanıyor.

    Bugün, o olaylar geçmiş gitmiş ama verdiğimiz kararlar ve düşünceler taptaze hala içimizde.

    Mesela, babamı kaybettiğimde, kalp acısı içinde, dünyanın artık hiçbir şekilde eskisi kadar güzel olamayacağına karar vermiştim.

    Elbette içten içeydi bu karar…

    Zannediyordum ki, sonraki günlerde kendiliğinden kendime geleceğim ve dünya benim kontrolüm dışında eskisi gibi ışıldamaya başlayacaktı.

    Ama maalesef, böyle olmadı. Dünya benim kararımın önüne geçemedi.

    Tam 15 sene boyunca, dünya aynı kasvet ve sıkıntılı olaylarla dönmeye devam etti.

    Ta ki, ben o verdiğim kararı bulup, tekrar ele alıp, bilinçli bir şekilde değiştirene kadar.

    4 sene önce, o acılı olayı alıp masaya koydum. Acımı tamir ettim, ve acı içinde verdiğim kararın doğru olmadığını görüp, doğrusu ile yerini değiştirdim.

    “Dünya her şeye rağmen güzel.”

    Ve 4 senedir, benim için dünya güzel, hem de her şeye rağmen güzel. Olaylar da benim düşünce va kararlarımı takip etti.

    Sana tavsiyem ve senden ricam, içinde bulunduğun sıkıntılı durum hakkında güvenebileceğin bir kişiye konuş ve içini boşalt.

    Hem sıkıntılı durumun, hem de bu sıkıntının kaynağı olabileceğini düşündüğün olaylar hakkında, rahatlayana kadar konuş.

    Ama dikkat et, çekim yasasını bilen birisi olsun. Anlattığın sıkıntılar üzerine durumun kötülüğü hakkında seni körüklemeyecek birisi olması lazım. Sadece dinleyecek, az konuşacak ve yorum yapmayacak birisi olması lazım.

    Bu rahatlamanın ilk yolu.

    Zihnimizi bu eski ve istenmeyen düşüncelerden temizlemenin ve rahatlamanın etkili bir başka yolu da, evde veya varsa bahçede temizlik yapmak.

    Bu temizlik ne kadar ağır iş gibi olursa etkisi de o kadar iyi oluyor.

    İşe yaramayan, kullanılmayan, eski, bozuk şeyleri çöpe atmak da çok etkili.

    Tüm bunların üzerine, dördüncü rahatlama yolu olarak, “pozitif sorular” yöntemini kullanmanı tavsiye ederim.

    Bu yöntem, cevap vermeye çalışmadan, kendine arka arkaya pozitif sorular sormaktan ibaret:

    Neden her şey yolunda?

    Neden bu kadar rahatım?

    Neden bu kadar mutluyum?

    Neden bu kadar çok param var?

    Neden her sıkıntım mucizevi bir şekilde çözüm buluyor? gibi…

    Ben sırf bunlar için ayrı bir defter tutuyorum.

    Zihnimiz problem çözmek için programlanmış bir bilgisayar gibi, hem de şimdiye kadar yapılmış en iyi bilgisayardan çok çok daha iyi.

    Ne soru sorarsak ona cevap buluyor.

    Ama biz onu kullanmasını bilmiyoruz ve “negatif sorular” sorarak hata ediyoruz.

    Neden her şey kötü gidiyor? diye sorarsak, zihnimiz de kötü giden şeyleri bulup, bize gösteriyor. Biz kötü şeyleri görüp onlara odaklanınca da, çekim yasası gereği daha da kötü şeyleri kendimize çekiyoruz.

    “Pozitif sorular” sorarsak, zihnimiz bize iyi giden şeyleri bulup gösterecek. Biz iyi şeyleri görüp onlara odaklanınca da, çekim yasası gereği daha da iyi şeyleri kendimize çekeceğiz.

    Sana tavsiyem bu 4 yöntemi, kendini sıkmadan, mücadele ederek değil de sanki bir macera yaşıyormuşcasına -ki gerçekten de öyle, hayatının macerasını yaşıyorsun- tatlı bir heyecan ve beklenti içinde uygula.

    Bize, en büyük destek de Allah’tan geliyor. O, bizi öylesine güçlü yaratmış ki, ne dilesek, ne düşünsek, neye niyet etsek, neye karar versek oluyor.

    Dünya, evren bizim kararımızın önüne geçemiyor.

    Biz ne dersek oluyor. Allah da bize aklımızı doğru kullanmamızı öğütlemiyor mu?

    Seni bedenen, zihnen ve ruhen rahatlatacak şeylere ver aklını, dikkatini ve zamanını.

    İnşallah, soruna sana yardımcı olacak bir cevap verebilmişimdir.

    Senden tekrar duymak ümidiyle…

  3. cemhez
    04:58, 1 Şubat 2010

    Merhaba.
    Ben hayatı çok ama çok seven biriyim. Çekim yasası hakkında hiçbir şey bilmediğim zamanlarda düşüncelerimle hayatıma bir şekilde yön verebiliyor ve olacak iyi yada kötü tüm olayları önceden hissedebiliyordum.
    Bir süre önce yaşadığım duygusal bir olumsuzluk sonucu düşüncelerim karmakarışık oldu.
    Hislerim köreldi ve sinirlenmek yada mutlu olmak gibi insani duygularımı kaybettim. Şimdi hiçbir şey beni etkilemiyor ve tabiri caizse, ot gibi duvar gibi oldum, duygusuzlaştım.
    Merak ettim, araştırdıkça aslında önceden çekim yasasından bilmeden yararlandığımı farkettim. Çok pozitif bir insandım ve hala öyleyim. Sadece duygularım alt üst oldu. Çok uzattım biliyorum ama, sorumu anlatabilmek için açıklama yapmam gerekti. Tekrar düzelmek ve yine sade halime dönüp, yaşayan biri haline dönüşmek istiyorum.
    Neler yapmam gerektiğini de, nereden başlamam gerektiğini de tam olarak bilmiyorum.
    Yardım edermisiniz? Yazımı okuduğunuz için de ayrıca teşekkür ediyorum. İyi akşamlar.

  4. Sevgili “cemhez” rumuzlu arkadaşım,

    Tabii ki elimden geldiğince yardım etmek isterim.

    Tekrar düzelmek istemeni çok iyi anlıyorum.

    Çekim yasası açısından bakarsak, hislerimiz çok önemli ve onların hayatımıza olan etkileri de çok büyük.

    Bir süre önce yaşadığın, o duygusal olumsuzluğu halletmek, yaşadığın olayları anlamak, hayatı, hayat değerlerini, hayat amacını anlamak ve bunlara odaklanmak seni en kısa zamanda kendine getirecektir diye düşünüyor ve inanıyorum.

    Özel raporumuzu okuduğunu tahmin ediyorum. (Okumadıysan, lütfen acilen oku.)

    Önce oradaki egzersizleri yapmanı tavsiye ederim.

    Onların dışında, eğer bana bir e-mail gönderip, o yaşadığın olayı biraz anlatırsan, sana özel ayrı bir egzersiz de verebilirim.

    Zaten hep hayata olumlu bakmış bir insan olarak, en kısa zamanda tekrar mutlu, huzurlu, anlayış, sevgi, af ve şükür dolu olacağına en ufak bir şüphem dahi yok. :D

    Anlayışlı ve Sevgi dolu Allah’a emanet ol.

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...