Arzu Ettiğimiz Hayatı Planlamak…
Yıllar boyunca, gerek “İşte Başarı” gerekse “Hayatta Başarı” ile ilgili okuduğum her kitapta, gittiğim her seminerde “PLAN” yapmanın önemini öğrendim.
- Şu an nerdesin?
- 1 sene sonra nerede olmak istiyorsun?
Eğer bu iki sorunun cevabını biliyorsan, buradan oraya nasıl gideceğini, hangi adımları atman gerektiğini, hangi işi veya işleri yapman gerektiğini vs. vs. bulabilirsin.
Özellikle iş hayatında doğru planlamanın önemi tartışılamaz herhalde.
Ama özel hayatımızda, planlama yapmak sanırım pek çoğumuz için, her yılbaşında bir kaç genel karar vermek, veya tam olarak ne olduğunu bilmeden, gözü kapalı bir şekilde olabileceklerin en iyisini dilemek ve dua etmek şeklinde gerçekleşiyor.
Demek istediğim bunlar mesela, “Hayırlısıyla bir ev sahibi olayım” veya “Hayırlısıyla bir işe gireyim” veya “Şansım dönsün, piyango bana çıksın” vs. şeklinde olabiliyor.
Çekim yasası açısından bakarsak, nasıl bir planlama hayatta istediğimiz her şeye ulaşmamıza yardım ederdi acaba?
Nasıl bir planlama ile arzuladığımız hayata en kısa sürede ulaşabilirdik?
Bu soruya cevap vermeden önce bir düşünün…
Mesela annemizin veya anneannemizin yaptığı en lezzetli bir yemeği veya böreği düşünelim.
Hani o en lezzetli olanı…
Hani benzerini nerede yersek yiyelim hiç bir zaman onun yaptığıyla aynı olmayan, o en lezzetli olanını.
Benim anneminki, patatesli börek…
Kimse onunki gibi yapamaz. Herkes ondan o böreği yapmasını ister. Ve kimsenin yaptığı da onunkine benzemez.
Siz de buldunuz mu, sizin annenizinkini? (Eğer size özel bir yemek varsa onu da düşünebilirsiniz, ille de annenizinki olmasına gerek yok.)
Şimdi bu böreği yada yemeği yaparken, annenizin nasıl her bir ölçüyü tam olması gerektiği gibi ölçtüğünü, her bir işlemi nasıl tam olması gerektiği gibi yaptığını, pişirmeyi nasıl tam olması gerektiği gibi yaptığını düşünün.
Biliyoruz değil mi eğer tuz biraz fazla olsa tat başka olacak. Fırında 5 dakika fazla kalsa bütün tat, kıvam her şey başka olacak.O son ürüne ulaşmak için her şeyin TAM olması gerektiği gibi yapılması çok önemli, değil mi?
İşte arzuladığımız o hayatın gerçekleşmesi için de her şeyin tam olması gerektiği gibi gelişmesi gerekiyor.
Peki, bu hayatın TARİFİ nerede? Ya da herkese uyan belli bir tarif var mı?
Yok, herkesin o en özel yemeği gibi, arzuladığımız hayatın tarifi de kişiye özel.
Benimki bende, sizinki de sizde…
Ben sizinkini bilmiyorum ama kendi arzuladığım hayatı çok iyi biliyorum.
Ve işte planlama, burada devreye giriyor. Sanki yemeğin tarifini yazmak gibi.
Tam istediğim şekilde…
Her sene Ocak ayının ilk günlerinde, ben de arzuladığım hayatın planını yazıyorum.
Hayat amacıma, hayat değerlerime, hayatın vazgeçilemez 8 parçası ile uyum içinde olacak şekilde ve yeteneklerimi, hobilerimi en iyi şekilde kullanabileceğim bir HAYAT PLANI yazmak…
Tabii, tüm bunlarla birlikte şu sorunun da sorulması gerekiyor:
- Kaç liralık bir gelirim olmasını istiyorum?
Genellikle bu soruya cevap verirken,
“Ben ne iş yapabilirim?
Bu işe verilen ortalama veya en yüksek maaş nedir?
X lira…
İşte ben bu kadarlık bir gelirim olmasını istiyorum” şeklinde bu soruya cevap veririz.
Oysa ki çekim yasası açısından bakarsak, bu bakış açısı ile geldiğimiz nokta, içimize değil dışarıya bakıp, kalbimizi hiç hesaba katmadan, mantık yürüterek geldiğimiz bir nokta.
Ve bu şekilde yaklaşırsak olaya, alacağımız sonuç da gene içimizden gelen değil, dışarıdan gelen o mantıkla alacağımız sonuçlar olacaktır.Yani, işsizlik, yokluk, asgari maaş, borçlar, kredi kartları vs. vs.
Çünkü eğer sadece aklımızla plan yapmaya çalışırsak, hemen oracıkta bekleyen korkular, negatif düşünceler, televizyonda duyduğumuz, gazetelerde okuduğumuz kötü ekonomi haberleri planımıza hakim olacak.
Eğer kalbimize, gönlümüze sorsak, “kaç liralık bir gelirim olmasını istiyorum? ” diye ve bunu yaparken, 3 senelik bir plan yapsak, (tabii ki yaşımız gençse bunu 5 veya 10 sene de yapabiliriz)
- Hayatta ne istiyorum?
- Nasıl bir evde yaşamak istiyorum?
- Evimin nerede olmasını istiyorum?
- Ne çeşit eşyalar olurdu bu evde?
- Ne çeşit elbiseler giyiyor olurdum?
- Seyahat eder miydim?
- Evetse, nereye ve ne sıklıkta?
- Nasıl bir iş yapmak isterdim?
- Bir günüm nasıl geçerdi?
- Bir haftam nasıl geçerdi?
- Bir ayım nasıl geçerdi?
- Bir yılım nasıl geçerdi?
Bunları ve bunların olası yıllık maliyetini teker teker bir kağıda yazıp toplarsak, üzerine genel bir yiyecek, elektrik, gaz vs. faturaları ve diğer hayatımızda olması ve ödenmesi gereken eğitim vs. gibi şeyleri ve emeklilik yıllarımız veya acil bir durum için bir birikme parası da ekledikten sonra, bunun üzerine bir de bu gelir için ödenmesi gereken vergiyi katarsak, elde edeceğimiz rakam, bizim gerçekten kalpten istediğimiz gelir olurdu.
Çekim yasası açısından bakarsak işte bu rakam, içimize bakarak bulduğumuz bir rakam olurdu, dışarıya bakarak değil.
Ama tabii gerçekten içten gelmesi lazım.
Mesela ben eskiden zannederdim ki seyahat etmeyi, yeni ülkeler görmeyi çok isterim. Oysa ki şimdi artık anlıyorum ki, bu da dışarıdan bana gelmiş bir istekmiş.Kendi kalbime gerçekten bakıyorum da, ben aslında evimde oturmayı seviyorum, bir bahçem olsun, orada çiçekleri kuşları seyredeyim, yazı yazayım, kitap okuyayım, çok çok daha mutluyum. Seyahat etmek benim için angarya gibi bir şeymiş.
(4 Şubat 2012′de eklediğim bir not:
Aslında burada kitap derken kastım Türkçe Kuran, ama Sayın Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün kelimelerin TÜM anlamlarını bölü işareti ile ayırarak verdiği ve bu sebeple Kuran’ı aslına en yakın şekilde okuyup anlayabildiğimiz Türkçe meal.
Ve yazı yazmak derken de, sevgili öğrencilerime yazdığım yazılar, kurslar, dersler, e-postalar, ve yepyeni projeler hakkında planlar.
Seyahat etmek hala beni asıl sevdiğim şeylerden biraz uzaklaştırabiliyor ama internet teknolojisi ile Allah’a çok şükür, daha severek yapabiliyorum. :D)
Söylemek istediğim, gerçekten ne istediğinize, kalbinize çok iyi bakmanız lazım.
Bazen çok istediğimiz bir şey aslında bize dışarıdan benimsetilmiş olabiliyor. Özellikle filmler, diziler, bazı kitaplar, reklamlar çok ustalar bize aslında istemediğimiz şeyleri, bize bizim isteklerimizmiş gibi sunmayı…
Peki diyelim, gerçekten size ait bir plan yaptınız ve bu rakamı buldunuz. O zaman ne olacak?
Eğer, Allah’ın izniyle, gönlünüz bu konuda rahat, niyetiniz kuvvetli, düşünceleriniz yapıcı, duygularınız mutlu, inançlarınız ve beklentileriniz umutlu, kalbiniz şu an sahip olduklarınıza şükür dolu ise ve bu plan ve rakam gerçekten, hayat amacınız, değerleriniz ve hayatın vazgeçilemez 8 parçası ile uyumlu ise, önünüze sizi o yöne doğru götürecek minik fırsatlar çıkmaya başlayacak. (Gerçi benim için böyle oldu, ama sizin için ani ve büyük bir fırsat da çıkabilir, ben bilemem. Ben sadece kendi yaşadıklarımdan konuşabiliyorum.:D)
Bu fırsatları görebilmek ve bu adımları atabilmek çok önemli. Çünkü, her bir adımda, yeni bir fırsat ve yeni bir adım belirecek.
Bu işin en ilginç tarafı adımların teker teker çıkması ve hatta bazen son noktayla alakasız gibi görünmesi.
İşte bu bilinmeyenlere rağmen bu adımları atma cesareti gösterdikçe, arzuladığımız o hayat da karanlıkların, sislerin ardından yavaş yavaş görünür hale geliyor.
Allah çok iyi biliyor, bizi nasıl o gerçekten arzulağımız noktaya getireceğini, bize düşen ise imanla ve cesaretle önümüze çıkan adımları atmak oluyor.
2010 yılının bu ilk günlerinde size de tavsiye ediyorum. Sessiz, huzur dolu bir köşe bulun, elinize büyükçe bir kağıt veya defterle kalem alın ve kalbinizi dinleyerek, kendinize 3 senelik bir plan yapın.
Gerçekten, ama gerçekten SİZ nasıl bir hayat isterdiniz? Annenizin, babanızın, arkadaşınızın istediği veya bir dizide gördüğünüz veya kitapta okuduğunuz bir kahramanın hayatı değilde, SİZ nasıl bir hayat isterdiniz?
Kalpten istediğiniz, özel raporum “Hayatının Gerçek Amacı”ında belirttiğim o hayat değerleri, hayatın vazgeçilemez 8 parçası, ve size özel o hayat amacınızla uyum içinde olan, yaşamak için doğduğunuz o hayat nasıl olurdu?Yazın…
Gelecek senenin ilk günlerinde bu yazdıklarınıza baktığınız zaman inanamayacaksınız.
Daha doğrusu benim için şu an öyle.
Geçen sene, 4 Ocak 2009′da yazdıklarıma bakınca inanamıyorum, hayatım nasıl da inanılmaz bir şekilde arzuladığım o hayata doğru şekil almaya başlamış ve ne kadar yol almışım…
Rabbime şükretmekten başka söyleyecek bir şey bulamıyorum…
NOT:
4 Ocak 2009′da yazdıklarım, sanki o gün 4 Ocak 2012 imiş gibi ve ben o an neredeyim, nasıl bir hayat yaşıyorum vs. vs. istediğim her şey olmuş gibi yazıyorum. Bugün yazdıklarım ise sanki bugün 3 Ocak 2013 ve ben bu 3 sene zarfında nasıl bir gelişme ve ilerleme kaydetmişim, hayatım nasıl bir akış seyretmiş ve ben şu an 3 Ocak 2013 de neredeyim ve nasılım, şeklinde yazıyorum. İnanın çok eğlenceli, size de mutlaka tavsiye ediyorum.
Pinterest'te Takip Et!Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.
07:47, 5 Ocak 2010
Öyle bir zamanda çıktınız ki karşıma…
Hani “Eee tamam da nasıl yapacağım?” dediğim anda “Soracak kimse yok, imkanın yok, biraz daha bekle…” diyen iç sesimin karşısında, ruhumun harika bahçesine açılan bir kapı oldunuz…
Rabbime dua ederken “Hayırlı kullarınla karşılaştır” derim hep,
Allah emeğinize ve düşüncelerinize bereket versin…
06:56, 5 Ocak 2010
Süper!!!
Başka bir şey diyemiyorum. Yorum yok :)))
Hemen başlayacağım planımı yapmaya.
10:04, 6 Ocak 2010
Bny, Nurcan arkadaşlarım,
Güzel yorunlarınız için çok çok teşekkürler.
Güzel haberlerinizi duymak dileği ile, çok çok sevgiler.
15:31, 31 Ağustos 2011
Karma karışık duygular içersinde idim… Siteleri karıştırırken size rastladım. Haberim bile yoktu sizin varlığınızdan. Allah sizi karşıma çıkardığı için müteşekkirim.
Makalelerinizi okudukça rahatlamaya başladım. Tabiki uygulamaya da niyet ve şükran duygularıyla başlamış bulunuyorum. Maddi çöküş içerisinde bulunduğumuz bu dönemde karşıma çıktınız. Kızım nişanlı ve oğlum çok çalışkan olmasına rağmen işsiz ve borçlu. Çeyiz hazırlama imkanım yokken, yani çaresiziz ve öyle olduğumuzu düşünürken sizi buldum. Ve sizi takip ederek Allah izin verirse sorunların üstesinden geleceğiz inşallah. Allah sizden razı olsun. Tam anlayağımız dille açıklamışsınız. Niyet ettim Allah rızası için……..
09:14, 11 Eylül 2011
Tülay arkadaşım,
Karmaşadan çıkmak ve Allah’a sığınıp, aklımızın ve kalbimizin hemfikir olduğu adımlar atmak anahtar.
Güzel haberlerini duymak dileği ile, çok çok sevgiler.
00:57, 17 Ağustos 2012
Benim bazı soru işaretlerim var bu konuda.Plan yapmak istiyorum,ama benim planım şöyle oluyor;güzel bir ev,güzel bir araba,hayatımla uyum içerisinde bir iş ve eş,zenginlik.Ve bu zenginliği eşimle seve seve hayırlı işlerde harcamak,insanların elinden tutmak yardım etmek.Yani hayal ettiğim zenginlik hem kendim ve ailem için hem eşim olacak kişiyle ulaşabileceğimiz maddi manevi yardım edebileceğimiz her insan için…Ama ben nasıl bir iş istediğime henüz karar veremedim.21yaşındayım üniversite öğrencisiyim.Ve zaman ne gösterirse ona göre hareket ederim gibi düşünüyorum,davranıyorum.
Yani işimden nasıl imkanlar istediğimi biliyorum ama bunu nasıl bir işte sağlayabilirim henüz o konuda düşüncem yok.
Bu şekilde bir plan eksik mi olur?Kendimi sıkıp bir an önce bir hayale sarılmam mı gerekir?
Tüm güzel paylaşımlarınız ve bizlere kattıklarınız için sonsuz teşekkürler…
17:08, 11 Eylül 2012
Yasemin arkadaşım.
Madem üniversite öğrencisisin, bence senin şu an bakman ve ilgilenmen gereken okuduğun bölümü seviyor musun, isteyerek mi girdin, ve benzeri, sorulara cevap aramak.
Eğer isteyerek girdin ve memnunsan, öğrenciliğini başarıyla yapmak. Öğrenmek.
Çekim yasasını da başarılı bir öğrenci olarak kullanman.
Bunu yaparken, hayatının 8 parçasının hayrı üzerine de düşünce, duygu, söz ve hareketlerini uyumlu tutarsan, hayatının HER PARÇASINDA güzellikler yaşayacaksın.
Buna eşin, işin ve tüm konular dahil.
Ama sevmediğin istemediğin bir konuda okuyorsan şu anda, tavsiyem önce bu konuyu hazır yaşın da gençken düzeltmen.
Bilmem anlatabiliyor muyum?
Hayat amacını bulmak üzerine çalışmak da çok faydalı olur. Biliyorsun benim kursum var bu konuda da.
Bol ve büyük başarılar dilerim.
Kolay gelsin,
Çok çok sevgiler
22:55, 4 Kasım 2012
merhaba
tesadüf eseri yazınızı okudum ve hemen deneyeceğim bir çok yolu denememe ragmen hayal ettiğim hayata kavuşamadım iki yıldır 4 işten çeşitli sebeplerle çıkarıldım kariyer elde etmişken kaybettim maddi sıkıntılardayım çok guzel ve alımlı olmama ragmen ve herkesin beğendiği biri olmama ragmen hayalımdekı evlılıgı yapamadım hersey elımden kaydı sürekli nedenini arıyorum ama bulamıyorum umarım bu yöntem işime yarar
11:49, 11 Kasım 2012
Emel arkadaşım,
Geçmişe şu oldu, bu oldu, kavuşamadım, kaybettim diye bakmak ve bir çok yol denedim olmadı, bir de bu yöntemi deneyeceğim diye yaklaşmak yerine, HAYATA BAKIŞ AÇINI DEĞİŞTİRMENİ, Allah’la, hayatın 8 parçasıyla aranı düzeltmeni tasviye ederim.
Bunu nasıl yapacağın ise, makalelerimde mevcut. Yavaş yavaş okuyup, hayatına adapte etmeye çalış.
Kısacası tasviyem, “bir de şu yöntemi deneyeyim” değil de, hayata bakışında KÖKLÜ bir devrim yapman.
Kolay gelsin.
Çok çok sevgiler.
20:54, 6 Aralık 2012
Merhaba şu an itibariyle yazınızı okudum ve yazmak ıstedim. kısa ve içten buldum. zaman çok çabuk geçiyor ve bende hala planını yapmak isteyen yapamamışlardanım. ama eskiye dönersek üstümüzde büyük yaptırımlar zorlamalar ve iknalar etkilenmelerle (iyi veya kötü: aile ve çevre) büyütülüyor yaşama hayata atılıyoruz. kimse bana hayatımı bırakmadı e şimdi elime alıcam ama hayata dair inancım ve isteğim kalmamış. hatırlıyorumda lise yıllarımda nasılda istekli açık fikirli içimde idealist fırtınalar kopan bir gençtim. keşke şimdi de o duyguları yaşayabilsem. çünkü ne heyecan ne istek ne de hayal kaldı. eldeki durumlardan bile keyif alamaz haldeyim. e böyle olunca oturup plan yapmaya başlamak istediğimde oyun gibi geliyor gerçek dışı kendimi kandırdığımı düşünüp vazgeçiyorum. devlet kapısında; tabırı caizse ..3 askarı ucretlinin maaşından fazla maaşı olan 33 yaşında 5 yıldır yalnız orta okula başlamış bır kızıyla yaşamaya çalışan bir bayanım. bana cevap vermek isterseniz zevkle okurum teşekkürler…
06:41, 9 Aralık 2012
Eda arkadaşım,
Lise yıllarında, istekli, açık fikirli, içinde fırtınalar kopan bir genç olmak, iyi hoş da, eğer SARSILMAZ BİR GÜVENLE hayatta iyi-güzel-doğru şeylerle, kötü yanlış çirkin şeyler arasındaki farkı öğrenmemişsek, sevgiyle öğretilmemişsek, insanın hayatta irili ufaklı hatalar yapması da kaçınılmaz oluyor.
Bu hepimiz için geçerli.
Ve işte bu hatalar, yanlışlar ve bunun da üstüne, yalanlar da içimizdeki o mutluluk ateşini söndürüyor.
Benim sana tavsiyem, SARSILMAZ BİR GÜVENLE hayatta iyi-güzel-doğru şeylerle kötü-yanlış-çirkin şeyleri bil.
Planına buradan başla.
Sen bunu yapınca, tabii bu yaşına kadar, senin de minik veya büyük yoldan çıkmış olduğun anların hatıraları gelecektir, aklına ve kalbine.
Bunlardan kaçmak veya halının altına itip saklamak yerine, sorumluluk al ve temizlik yap.
Allah’a bunların farkında olduğunu, ve vazgeçtiğini bildir, beyan et. Yardım iste af dile.
Temizlik yapmak hakkında, şu yazımı da oku:
http://cekimyasasi.net/makaleler/en-temel-temizlik-islemi/
Eğer bu şekilde başlarsan planına, iyi-güzel-doğru bir şekilde ve kendini kandırmadan plan yapmayı başarabilirsin.
Bu konuda kendini daha da geliştimen için, Yaşar Nuri Öztürk’ün çevirisi ile, Türkçe Kuran’ı anlayarak ve düşünerek okumanı da tavsiye ederim.
Ben de kolay gelsin diyorum.
Kurslarımda, maratonlarımda bu temizlikleri beraber yapmak dileği ile,
Çok çok sevgiler
14:11, 9 Aralık 2012
Bu son yorumla beraber ben de bu makalemi tekrar okudum.
Çok şükür şu an maratonda zaten ideal hayat alıştırmamızı yapıyorum ama, ondan da ayrı olarak bu çok sevdiğim alıştırmayı, Ocak ayını beklemeden yapmak istedim.
Sabah erkenden, herkes ve her şey sessizken, sadece kuşlar uyanmışken, daha da bir güzel oluyor.
Mutlaka tavsiye ederim.
Bir de bugünkü pırlanta sebebiyle, eski piyango oynayışlarım için de Allah’a sığınıp temizlik yapınca…
Ardından da ailemle sevgi ve huzur dolu bir kahvaltı ve ardından da bir yürüyüş.
İşte benim en ideal Pazar sabahı mutluluklarım.
Şükürler olsun Allah’a.
Dilerim bu mutlulukları herkes yaşar.
17:16, 30 Aralık 2012
Funda Teyze, o kadar güzel yazıyorsun ki gerçekten belki de 4-5 sene sonra ilk kez böyle huzur doluyum.. Sonsuz teşekkürler, gerçekten …
17:19, 31 Aralık 2012
Çok çok teşekkürler Beyza arkadaşım,
Bu yorum, tam da 30 Aralık günü gelince, makaleme şöyle bir göz gezdirirken, makalenin sonundaki 3 Ocak tarihini farkettim.
Bu gerçekten de Allah’tan harikulade bir mucize. 3 Ocak 2013′te çok özel, çok önemli yepyeni bir kursa başlıyoruz çok sevgili öğrencilerimle.
İdeal hayatım için dileklerde bulunurken, 3 Ocak 2013 tarihini düşünerek yapmam, ve sonra da bunu tamamıyla unutup, yeni ve çok özel kursumun o tarihte başlıyor olması, Allah’tan ideal hayatım için harikulade bir işaret, tesadüf, mucize.
Şükürler olsun, şükürler olsun, şükürler olsun.
Henüz kaydolmamış arkadaşlarım,
Aşk ve Evlilik hakkında bilmeniz gereken 14 sırrı, öğreteceğim bu kursa katılmak için adres:
AşkveAşk.com
12:40, 22 Ağustos 2014
Ben geçen yıl kpss hazırladım ama gerçekten çok inanarak hazırlanmıştım demek yanlış bişeyler yapmışım olmadı ve çalıştığımız çok aşağısında puan aldım en çok ta kazanıp memleketimi gitmek istiyordum demek eksik bişeyler varmış olmadı bu sene daha azimli kararlı mutlu ve inanarak hazırlanacam bana yardımcı olurmusunuz?
18:24, 5 Eylül 2014
Zeynep kardeşim, yardımcı olmak isterim tabii ancak bir sorum var önce.
Geçen sene ve ayrıca bu sene de, bu sınava hazırlanırken, bebeğin ne alemde?
Hazırlıkla beraber bebek nasıldı?
Ve bu sene de bu hazırlık sırasında ve hatta ertesinde, bebeğini nasıl büyüteceğin, eğiteceğin hakkında planların neler?
12:49, 19 Eylül 2015
Slm funda teyze,
Bu siteyi ilk defa görüyorum,yazılarınızın bir kısmını okudum ve yorum yapanlara da yardımcı olduğunuzu ve en önemlisi vakit ayırıp cevapladığınız için buraya yazmak istedim. Benim merak ettiğim konu 26 yaşındayım ve yaklaşık 13 senedir sağlık sorunları yaşıyorum ve artık tabiri caizse çok yoruldum ve hastalanmaktan da aşırı korkuyorum.Bu kronik hastalıkları ben mi kendime çekiyorum bunları çok sorguladım ama cevabını bir türlü bulamadım,yıllarca bunlar neden benim başıma geldi diye isyan ettim çok ağladım,en güzel çağlarımı hastalıkla geçti hayatı kaçırdım,yaşayamadığım pek çok şey ukte kaldı..en kötüsü aşırı stres ve üzüntüden olduğunu düşünüyorum unutkanlık hastalığına yakalandım…bir işim yok yaşayan ölümüyüm diye düşünüyorum. .Benim sorum hâlâ benim için ümit var mı? İyileşip hayatla ahenk içinde olabilir miyim,küllerimden doğabilir miyim? Düşüncelerimi değiştirmem mümkün mü?
15:04, 19 Eylül 2015
Sedef arkadaşım,
13 yaşından beri ne hastalık yaşadığını söylememişsin, tedavisini de dolayısıyla bilmiyorum ama tıp çok şükür hızla ilerliyor. Henüz yoksa bile eminim o konuda da ilerleme vardır.
Onun için tabii ki ümit her zaman var.
Eyüp peygamber var önümüzde hastalıklara rağmen Allah’a sığınmayı, güvenmeyi, ümidi kesmemeyi öğreten en güzel örnek.
Kuran’ı Türkçe okuyup Allah’a sığınmanın güzelliğini daha da bol tatmanı ve Allah’a sığınmanın huzuru ile aklını kalbini dinleyerek, hareket etmeni öneririm.
Hem kendi hayatımda hem de öğrencilerimin hayatında çok iyi biliyorum, olumsuzluk ve korkularla doktora gidip olumsuz sonuçlar alan, Allah’a sığınıp, huzur dolu gidip olumlu sonuçlar alan pek çok kişiyi.
Yani sen de Allah’a sığın, ve bu yönde hayırlı adımlar at.
Senin hastalığını dediğim gibi bilmiyorum ama mucizevi bir şekilde iyileşen pek çok insanın hayat hikayelerini duymuşsundur sende eminim.
En azından Eyüp peygamber var.
Yani ortalıkta dolaşan iyileştim kitapları yalan-dolan da olsa, Kuran’daki Eyüp peygamber hikayesi yalan olamaz bence.
Sence??
Çok çok sevgiler.