Sevgiler Sunuyorum…

Sevgili arkadaşlarım,

Sizleri çok seviyorum. :D

Diyeceksiniz ki bu da nereden çıktı? :D

Allah’a çok şükür binlerce okuyucum var, ve her gün teşekkürlerle, kalplerine verdiğim desteğin paha biçilemez olduğunu söyleyen yorumlarla, elde ettikleri başarılarla dolu e-postalar alıyorum.

Tabii ki birebir bu arkadaşlara teşekkürlerimi sunmayı hiç ihmal etmiyorum ama farkettim ki, bu teşekkürlerimden, bu başarılardan makalelerimde biraz az bahsetmişim.

Bunun bir sebebi sanırım, biraz utanmak. Her ne kadar bu konu üzerinde çok çok temizlik yapsam dahi, “Hayat Aynası” makalemde bahsettiğim, o sahip olduklarımdan veya başarılarımdan utanmak meselesi hala biraz orada kalmış veya ummadık bir şekilde gelebiliyor. :D

Her gün aldığım,

– Hocam,

– Sevgili hocam,

– Sevgili öğretmenim,

–Sevgili Funda Teyze,

–Sevgili Funda abla,

– Funda abla,

diye bana sevgi ve saygıyla hitab eden, beni öğretmen olarak kabul etmiş sevgili dostlarımdan gelen yorumları, soruları yoğunluk dolayısıyla geç de olsa cevaplamaya özen gösteriyorum.

Ama maalesef insan ancak aynada bir olumsuzluk görünce, şöyle bir durup, güzellikleri daha da derinden takdir ediyor.

Geçen hafta aldığım, sevgisiz ve saygısız bir e-postayı, sevgi ve saygı ile iade ettim ama içim huzursuz olmuştu bir kere.

Tabii ki benim hayat aynamda gördüğüm bu olumsuz olayın sebebini kendimde aramam gerektiğini bildiğim için, ben de dikkatle iç alemimi inceleyince gördüm ki, “Zor durumdaki insanlar ne düşünür?” diyerek, çekim yasası ile elde ettiğim pek çok başarımın üzerini örttüğümü, hatta okuyucularımın, öğrencilerimin başarılarını da duyurmaktan biraz çekindiğimi farkettim.

Bu farkındalık, bu anlayış ve keşif tabii ki, bir açılan kapı ve zor da olsa imanla adım atmam gerekiyor.

Yazılarımda bahsettiğim gibi ben çekim yasası ile 1992 yılında tanıştım ama jetonun düşmesi Şubat-Eylül 2006′da oldu.

O zamandan şu güne, yaklaşık 4 yıldır, hayatımda elde ettiğim başarıları özetle söylemek gerekirse,

1- Kendimi bildim bileli burnumda bir tıkanıklık vardı, hep ağzımdan nefes almak zorunda hissederdim kendimi. Hatta ben bunu benim bir özelliğim, karakterim zannederdim. Oysa ki son yıllarda, burnum tamamen açık, derin derin nefes alabiliyorum, çok şükür. Yine aynı şekilde, yıllardır, nezle soğuk algınlığı vs bilmiyorum, çok şükür. Yine sağlık konusu ile ilgili olarak, dişlerimden bazen şikayetim olurdu ama çok şükür ondan da kurtuldum.

2- Hayatımdaki insanlara sevgimi çekinmeden verebiliyorum. Başkalarından sevgiyi şükranla ve rahatlıkla kabul edebiliyorum. Negatif insanları ve onların negatif sözlerini, negatif hareketlerini sevgiyle reddedebiliyorum ve kendi enerjimi yukarıda tutmayı çok güzel başarıyorum. Sanırım bu insan ilişkileri konusundaki en büyük başarılarımdan.

3- Hayatıma, hayata, insanlara, faydalar getirdiğine inandığım kurumlara ortalama 350.000 TL civarında bağışta bulundum. Batan dükkanını 150.000 TL borç içinde kapatmak zorunda kalmış bir kimse için bence bu harikulade bir başarı. Allah hepimize çok çok daha büyük hayırlar yapmayı nasip etsin inşallah.

Ve bazı arkadaşlarımın, öğrencilermin başarılarına gelince,

1- Bir arkadaşımın annesi ve kız kardeşi, deniz kenarında yazlıkta yaşamaya başladı. Kiraya veremedikleri bir evleri, bankada sıfır paraları varken, şimdi kirada bir evleri var ve bu gelir geçimlerini sağlıyor, bankada da 20.000 TL paraları var. Günleri huzur ve mutluluk içinde geçiyor, çok şükür. Bu arkadaşım ise, kursum sonucu elde ettiği “hayat amacı” bilgisinin ışığında umutla, mutlulukla ve hevesle insanlara hizmet etmek, bir ürün çıkartmak ve hizmet sunmak için canla başla çalışıyor.

2- Bir başka arkadaşımın 5.000 TL lık bir kredi başvurusu banka tarafından reddedildikten sonra, benim yol gösterdiğim şekilde iç aleminde yaptığı bir temizliğin ardından, aynı banka ona 20.000 TL lik bir kredi vermeyi ve bununla diğer banka borçlarını kapatarak boşu boşuna her ay ödediği faizden kurtulmasını teklif etti. Düşünebiliyor musunuz? Aynı banka. İşte ben buna “mucize” derim. :D

3- Bir başka arkadaşım, “Kazanırken işçi ruhluyum, harcarken Karun ruhluyum.” “Borç meselelerim çözülecek ama beni çok yoracak” şeklinde yanlış bazı inançlarla hayatı yaşarken, kendisine verdiğim alıştırmayı yapmasının, sanırım 3-5 gün içerisinde, acil borçlarını eşinin büyük destek ve yardımlarıyla büyük zorluklar çekmeden, halletti. Üstelik gerek sağlık, gerek para konularında kendisine sürekli ayakbağı olan işyerini kapatarak, kurduğu yeni işinde, umutla, mutlulukla ve hevesle insanlara hizmet etmek, bir ürün çıkartmak ve hizmet sunmak için canla başla çalışıyor.

4- Hayat amacını keşfeden bir başka arkadaşım da, bu amacı hayata geçirmek için, sahip olduğu Allah vergisi yeteneği insanların hizmetine sunup, hayata bir değer katmak için canla başla uğraşıyor.

5- İşsizlikten kurtulan, düzenli bir gelire kavuşan arkadaşlarım da var.

6- Bir başka arkadaşım, ulaşılmaz görünen, sevdiği işi yapma, hayat amacına uygun harikulade değerde bir hizmet sunma ve karşılığında bol gelir elde etme konusunda son derece yapılabilir, son derece erişilebilir bir iş olanağı ve iş planı hazırladı. İnşallah kısa zamanda bu planı hayata geçirebilir. Kolay gelsin, Allah yardımcısı olsun. :D

7- Satılmıyor, satılmıyor diye ağladıkları evlerini, verdiğim alıştırmalardan sonra, çok uygun fiyatlarla satmayı başaranlar.

8- Nasıl alabileceği hakkında hiç bir fikri yokken, tam da hayalindeki gibi bir eve kavuşanlar, üstelik eskisini de satmadan.

9- Kalben, aklen, ruhen ve dünyevi özellikler açısından da istediği gibi bir eşe kavuşup şükredenler.

10- İmkansız gibi görünse de istediği arabayı alıp, kullanamaz gibi görünse de kullanmaya başlayanlar.

11- Kendinin en büyük eleştirmeni olmayı yıllar boyunca başardıktan sonra, kurslarımda ilerledikçe, kendisinin en büyük yardımcısı, en sevgili dostu, arkadaşı, en sevgi dolu destekleyicisi haline gelenler. tabii hep hayırlı uğurlu konularda. :D

12- Arabesk bir hayat yaşamaya yıllardır alışmış, yapışmış, hayatta her türlü olumsuzluğu kendisine çekmekte ustalaşmış arkadaşlarımın, tüm bu yalanlardan uyanması ve huzur, mutluluk dolu bir hayat yaşamaya başlamaları.

Ve daha irili ufaklı, ne başarılar, ne anlayışlar, ne keşifler.

Sevgili arkadaşlarım, burada bahsedememiş olsam da hepinizin başarılarını heyecanla ve sevinçle karşıladığımı, hepsini yürekten takdir ettiğimi ve desteklediğimi biliyorsunuz.

Allah hepimize daha nice başarılar nasip etsin inşallah.

Hepinizi çok seviyorum.

Sizler hayatımın çok önemli bir parçasısınız. Vazgeçilemez bir parçası. :D

Sizlerin başarısı hepimizin başarısı.

Hayatta ne kadar olumsuz olaylarla veya olumsuz insanlarla karşılaşırsanız karşılaşın, enerjinizi hep yüksek tutmaya odaklanın. Aşağı düşse bile, hissedin ama hemen yukarı çıkmaya odaklanın.

Amaç hep yukarı çıkmak olsun. Hemen kendi düşünce, duygu ve inançlarınızı inceleyin. Değiştirmeniz gerekenleri bulun ve değiştirin. Bunlara bağlı olarak söz ve hareketleriniz üzerinde de çalışın.

Allah’tan daha nice başarı dolu, mutluluk ve huzur içinde günler diliyorum.

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (8)
  1. Suna
    02:21, 11 Ekim 2010

    Merhaba yazılarınızı beğeniyle takip ediyor ve hepsini okumaya çalışıyorum.

    Ben son dönemlerde hem parasal konuda bir karamsarlık ve sıkıntı hem de insanlarla ilişkiler konusunda benzer sıkıntılar yaşıyorum. Olumlu düşüncenin gücüne inansam da tam olarak konsantre olamadığımdan sanırım istediğim sonucu alamıyorum şuan çalışmıyorum, 12 yıllık muhasebe finans deneyimim olmasına rağmen her konuda kendime güvenim tam olduğu halde istediğim gibi bir iş imkanı bulamıyorum bu yüzden de maddi zorluklar yaşıyorum acilen yardımınıza ihtiyacım var bana ne tavsiye edersiniz şimdiden teşekkürler Allah sizden razı olsun.

  2. Nalan Ç.
    11:35, 11 Ekim 2010

    Sevgili Funda Abla,
    Yazılarınızı heyecanla okuyorum ve tavsiyelerinize uymaya çalışıyorum. Ama ne yapsam en şikayetçi olduğum sorunumu aşamıyorum: sinirlilik…
    Normalde sakin biriyim ama en ufak bir şeyde sinirleniyorum, kaşlarım çatılıyor ve bağırmaya başlıyorum, özellikle de küçük kızıma:((( Tabi sonrasında inanılmaz bir pişmanlık, suçluluk duygusu… Ama o an nasıl öfkeden gözüm kararıyor ve bağırıp çağırmak, kırıcı olmak istiyorum; ne fena değil mi? Tanıyamıyorum kendimi…O an beni bir gören olsa beni tanıyamaz… Rica ediyorum bana bir akıl verin, ne yapmalıyım

  3. melidia
    11:54, 11 Ekim 2010

    Biz de sizi çooook seviyoruz hocamm…

  4. pınarf
    12:35, 11 Ekim 2010

    Merhaba,
    benim özel hayatımda yolunda değil 2yıl önce birisinden ayrıldım ve o başkasıyla evlendi şimdiii parasal çok borcuum var 12000tl ve sigortasız bir işte çalışıyorum üni mez olmama rağmen doğru dürüst iş bulmadaım annemle babmda ayrıldı ve evin sorumluluğu bende ama elimi kaldırcak dermanım yok devamlı yorgun hissediyorum evimiz çok kötü inançlı insandım ama bazen inancın sınırlarına geliyorum çok içten mutlu olduğum günleri hatırlamıyorum ve herşeye herkese kaşı devamlı birşüphe var sizin yazları kuyorum ama yinede bir şüphe var çünkü hiçbşişyee iancım kalmadı yaş ilerliyor ama kendimi okadar yetersiz görüyorumki neevlilik ne kariyer hiçbişey yokkkk çok iç karatıcı bir tablo oldu galiba ii düşündüğümde oldu ama pek yaramıyor işe ne yapabilirim bende işe yaramoyor pek galiba çekim yasasııı teşekkür ederimmm.

  5. Funda Teyze
    18:19, 12 Ekim 2010

    Suna arkadaşım,

    Yazılarım hakkındaki güzel yorumun için çok çok teşekkürler.

    Sorduğun soru hakkında tavsiyem, elinden gelen her şeyi yaparak bu karamsarlıktan çıkmak için uğraşman.

    Karamsarlık, sana daha çok sıkıntıdan başka bir şey getirmeyecektir.

    Senin kendi bulacağın, keyfini yerine getirme yöntemlerinin yanında benim tavsiyem:
    *****************************
    Bir defter edin.
    Sabah öğlen akşam ve aklına her gelen zamanda şunları kalbinde hissederek, tüm varlığınla kabul ederek yaz ve aklına gelen zamanlarda tekrar oku:

    Hayatı seviyorum.
    İnsanları seviyorum.
    Kendimi seviyorum.
    Ailemi seviyorum.
    Mesleğimi seviyorum.
    İşimi seviyorum.
    Arkadaşlarımı seviyorum.
    Ülkemi seviyorum.
    İnsanları seviyorum.
    Hayvanları seviyorum.
    Doğayı seviyorum.
    Dünyayı seviyorum.
    Allah’ı seviyorum.
    Her yer şirketlerle dolu.
    Muhasebe ile ilgili eleman arayan ne kadar çok şirket var.
    Allah’ım benim için en iyisi hangisi ise o olsun.
    İşimde çok iyiyim.
    İşimi çok iyi biliyorum.
    İşimi çok seviyorum.
    Çalışacağım şirkete ne güzel faydalar getireceğim.
    Ben işimi çok iyi yaparım.
    Ben çok yetenekliyim.
    ******************************

    Sabah öğlen akşam bunları defterine hissederek yazarken, bunların arasında da, Allah’a sığın, yardım iste ve gözünü dört aç.

    Bir gazete ilanı mı dikkatini çekecek, belki bir arkadaşın aklına gelebilir, belki bir arkadaşın seni arayabilir. Aklını ve kalbini dinleyerek, önüne açılacak kapılara dikkat et ve sonra yine aklına ve kalbine dikkat ederek, bunların hemfikir olduğu adımlar at.

    Kolay gelsin,

    Güzel haberlerini duymak dileği ile…

  6. Funda Teyze
    17:10, 13 Ekim 2010

    Nalan arkadaşım,

    Öncelikle ortada bir problem olduğunu görebilmen, ve bu durumu değiştirmek istemen iyi bir şey.

    İlk tavsiyem öncelikle yaşı ne kadar ufak olursa olsun, kızına bir açıklama yapman, özür dilemen. Bu sinirliliğin onun suçu olmadığını hissettirmen. Merak etme o anlayacak, hatta sana sımsıcak bir sarılış veya öpücük veya gülümseme ile destek de olacaktır.

    İkinci tavsiyem ise, çevrende sorup soruşturup, işini çok iyi bilen bir beslenme uzmanı bulman. Bazen belli bazı vitamin eksiklikleri, sinirlilik, öfke vs. şeklinde belirtilere sebep verebiliyor.

    Bir hafta boyunca yiyip içitiğin her şeyi miktarlarıyla yazıp, bu uzmana gösterirsen, o sana düzgün beslenip beslenmediğini, hangi vitaminlerin eksik kaldığını söyleyebilir. İşini iyi bilen bir uzman, belki bu bahsettiğin belirtileri söyler söylemez, “şu, şu, şu eksik kalmış” diyecektir.

    Benim buradan söylemek istediğim,

    “Her şeyin bir sebebi ve her şeyin bir çaresi var.”

    Bazen 3-5 vitamin eksikliğinden hayatlar, aileler dağılabiliyor. Ben buna ömrüm boyunca defalarca şahit oldum.

    Allah hepimize, ülkemize bilimle aydınlanmış, yiyeceğimizden, düşüncelerimize, sözlerimizden, hareketlerimize pırıl pırıl hayatlar nasip etsin.

    Küçük çocuklar, evde okulda, her yerde, bilinçli, bilgili, imanlı büyüklerle tatlı zamanlar geçirsinler. :D

    Kolay gelsin,

    Güzel haberlerini duymak dileği ile…

  7. Funda Teyze
    17:38, 13 Ekim 2010

    Sevgili Pınarf,

    Yazının sonuna doğru yaptığın bir tespit çok doğru, diğer bir tesbit ise yanlış.

    Yaptığın doğru tesbit: “çok iç karartıcı bir tablo oldu galiba”

    Yaptığın yanlış tesbit: “bende işe yaramıyor pek galiba çekim yasası”

    Neden dersen, çekim yasası ille de iyi şeyleri kendine çekeceksin demek değil.

    Çekim yasası senin düşüncelerin gönül açıcı ise hayatında da gönül açıcı olaylar olur, iç karartıcı düşünceler ise hayatına iç karartıcı olaylar getirir demek.

    Bir başka deyişle çizdiğin bu iç karartıcı tablo ile, çekim yasası senin hayatında aynen, %100 çalışmış ve aynen gerçekleşmiş.

    Yorumunda benden de şüphen olduğunu söylemişsin. Yazında Allah’ın adını bile hiç anmamışsın ama inançlı bir insandım derken sanırım Allah’a olan inancından bahsediyorsun. O konuda da şüpheye düştüğünü söylüyorsun.

    Eğer hayatına bir çekidüzen vermekte kararlı ve azimliysen, önce içinde bulunduğun durumu çok iyi kavraman lazım.

    Eğer bu düşüşten kurtulmak ve yukarı çıkmak istiyorsan, bu konuda ciddiysen, e-kitabımı okumanı tavsiye ederim.

    Ama ciddi değilsen, o kitap bir fayda getirmeyecektir. Boşuna paranı harcamanı istemem.

    Güzel bir hayat yaşamaya karar vermen ve bu yönde imanla adımlar atman dileği ile…

  8. Funda Teyze
    18:15, 13 Ekim 2010

    Sağ olasın Melidia arkadaşım. :D

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...