Kırık Kiremitler
Çocukken, evimiz normal sağlamlıkta ve çok hoş kırmızımsı pembe bir evdi ama bir ara yağmurda çatımız 3-4 noktada akmıştı.Ve işin ilginç yanı bunlardan bir tanesi, tam benim uyuduğum ve başımın geldiği noktaya şıpır şıpır damlıyordu.
Evimiz normal bir ev olmasına rağmen, bu yağmurda akan çatı (üstelik de benim başıma) bende bir güvensizlik yaratmış.
Sanırım, “evimiz çok sağlam değil, her an bir elek gibi bizi korumasız bırakabilir” şeklinde idi bu belli belirsiz güvensizlik.
Annemle acil olarak halletmek için, tavan arası da diyebileceğimiz, çatı katına çıkıp o noktalara, yağmur içine dolsun diye kap vs. koymuştuk.
Yukarıya doğru açılan ve kısa bir merdivenle çıkılan bir kapaktan başımı çıkartınca, kiremitleri görebiliyorduk ama koskoca çatıda, yüzlerce kiremit arasında o kırık olanları bulmak, hele hele bu amaçla orada yürümek düşüncesi bile hem beni hem de annemi korkutmuştu.
Acemi halimizle kiremitlerin üzerine çıksak, aşağı düşme tehlikesinin yanında, bir de üzerine bastığımız sağlam kiremitleri kırma tehlikesi de vardı.
Yine de çocuk aklımla, ben o kapaktan, bulutlara, görebildiğim kadarıyla mahallemize ve komşu çatılara bakmaktan çok hoşlanmıştım. Ve yılda bir de olsa o kapaktan dışarıya bakmak benim için çok güzel çocukluk tatlarımdan birisi olarak hala aklımdadır.
Yağmur durunca, tüm bu olanlar, tüm bu dertler aklımızdan çıkıp gitmişti. Ama sonra gene yağmur yağınca ve kap dolunca benim başıma, gene uyurken yağmur damlamaya başlamıştı.
Bu böyle bir süre devam etti. Sonunda bir tamirci çağırmak aklımıza geldi (:D) ve bu amca bizim korkudan çıkamadığımız damda, güven içinde yürüyüp beni şaşırtarak, kırık kiremitleri sağlam olanlarla değiştirmişti ve damımız mucizevi bir şekilde akmasını bırakmıştı.
*************************************Çekim yasası da aynı buna benziyor:
Çatıdaki kırık kiremitlerin, yağmuru fırtınayı içeri alıp hayatımızı allak bullak etmesi gibi, sahip olduğumuz “kırık ve yanlış” düşünce-his-beklenti-inanç ve bilgiler hayatımıza istemediğimiz şeyleri hızla ve giderek artarak çekiyor.
Bu “kırık ve yanlış” düşünce-his-beklenti-inanç ve bilgileri “sağlam ve doğru” olanlarla değiştirince, hayatımızdaki tüm bozukluklar mucizevi şekilde ANİDEN düzeliveriyor.
Tabii dikkat etmek gerekiyor, özellikle bu çatı meselesinde öyle her tamirci çıkıp yukarıda dolaşamıyor.
Çatı tamirinin incelikleri var.
Çekim yasası ve Allah’ın kurduğu düzen de bizim hayatımızda bir çatı görevi gördüğü ve hayatımız, sonsuzluğumuz söz konusu olduğu için, aynı çatı tamiri gibi, çok dikkat etmemiz gerekiyor.
Çekim yasası konusunda da en birinci, en güvenilir tamircimiz Kuran olsun.
Eğer Arapçayı anadilimiz gibi bilmiyorsak, Kuran’ı bir bilenden öğrenmemiz şart.
Sayın Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün parantezsiz (yani şu an yaptığım gibi, ne demek istendiğini parantez içinde yorum vererek anlatmak olmadan) ve eğer bir kelimenin birden çok anlamı varsa, tüm anlamları bölü işareti ile ayırarak verdiği Kuran tercümesini canıgönülden tavsiye ederim.
O Kuran tercümesi benim hayatımı, sonsuzluğumu kurtardı dersem, sanırım abartmış olmam.
Ama Kuran’ı anadillerinde okuyan Arapların bile halini, Kuran’ın ışığında inceleyince görüyoruz ki, önemli olan anadilimizde okumaktan da çok, temiz bir kalp ile okumak.
Ancak temiz bir kalple, anlayarak okunan Kuran, “kırık ve yanlış” olanı “sağlam ve doğru” olandan ayırt edebilmemizi sağlıyor.
Aksi takdirde, Kuran’ı okuyup da yine de sapıtanlar çok.
Bu konuda Kuran’da çok sevdiğim ayetler şunlar:
*************************************
BAKARA 26
Şu bir gerçek ki Allah, bir sivrisineği hatta onun da üstündeki bir varlığı örnek göstermekten sıkılmaz. Böyle bir durumda, inananlar bilirler ki o, Rablerinden bir gerçektir. Küfre sapmışlar ise şöyle derler: “Allah, bunu örnek vermekle ne demek istedi?” Allah onunla birçoğunu saptırır, birçoğunu da onunla doğruya ve güzele kılavuzlar. Allah onunla fâsıklardan başkasını saptırmaz.
HADÎD 14
Onlara seslenirler: “Biz sizinle değil miydik?” Derler ki: “Evet, bizimleydiniz. Ancak siz kendinizi yaktınız, bekleyip durdunuz, şüphe ettiniz, hayal ve kuruntular/hurafeler/anlamını bilmeden okuyuşlar sizi aldattı; nihayet Allah’ın emri geldi. O yaman aldatıcı, sizi Allah ile aldattı.”
*************************************
Kuran Tercümesi
Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk
*************************************
Bakara: İnek
Küfür: imansızlık
Küfre sapmak: imansızlığa, inkara yönelmek
Fasık: günahkar
Hadid: Demir
Kuruntu: yanlış ve yersiz düşünce
Hurafe: uydurma, düzme
*************************************
NOT: Evimize olan bu güvensizliğim benim hayatta bazı büyük acılar yaşamama sebep oldu. Bu güvensizliğin sonu, evimi kaybetmeye kadar gitti.
Gerçi şimdiki bakışımla bu bir kayıp değil kazançmış benim için.
Hayatta kaybettiğim maddi şeylerin karşılığında aldığım manevi şeylere paha bile biçemiyorum. Bunu Yunus Emre’den daha iyi kim anlatabilir?
Sevgili Yunus Emre’miz, bir kıtlık zamanında, Hacı Bektaş-ı Veli’ye gidip buğday isterken, eli boş gitmemek için yolda alıç toplayarak gider. (Bu hikaye hep benim gözlerimi yaşartarak duygulandırır. İşte biz bu ataların çocuklarıyız. Ne mutlu bize. :D)
Hacı Bektaş-ı Veli ise bu alıçlara karşılık buğday değil de “nefes” vermeyi teklif eder ama o zamanlar daha “nefes”in ne olduğunu bilmeyen Yunus Emre buğdayı tercih eder.
Ve bu tercihin pişmanlığını da daha köyüne bile geri dönmeden hisseder. Onun bu pişmanlığı bana hep ders olmuştur.
İşte bu sebeple, ben de varımı yoğumu, tüm emeklerimi, çabalarımı “aldığım bu nefeslere” ve arkadaşlarıma, öğrencilerime “verdiğim nefeslere” adadım.
Kabul et, Rabbim.
Bana da, tüm arkadaşlarıma da bu nefeslerden bol bol ver, Rabbim.
Rabbim, şahit olarak sen yetersin.
Verdiklerin için sonsuz teşekkürler.
Biz yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
Dosdoğru giden yola ilet bizi…
Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlık ve şaşkınlığa saplanmamışların yoluna…
Hepimize olan sonsuz anlayışın ve sevgin için çok çok teşekkürler.
Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.
22:51, 17 Aralık 2010
Sevgili hocam, Allahtan bana bir kapı açmasını dileğim bir zamanda, tesadüfen sitenizi gördüm. (aslında bir tesadüf değil!) Yazılarınızı sabırsızlıkla okumaya başladım. Size çok teşekkür ediyorum, şükretmeyi bildiğimi zannediyordum ama şükretmenin verdiği mutluluğu daha derin yaşıyorum şu anda… Size bir sorum olacak, ben kendimi bildim bileli, ‘herşeyim zor oluyor’, ‘her işim de bir terslik çıkıyor, kolayca halledemiyorum hiç birşeyi’ gibi cümleler kuruyorum. acaba bu durumumun, doğarken ters doğmamla (önce ayaklarımdan gelmişim dünyaya!) ilgisi olabilirmi? benim inancımda acaba, hayatım zor geçecek, herşeyi tırnaklarımla kazıyarak, didinerek elde edeceğim gibi bir düşünce mi var? bunu değiştirmek istiyorum, ama nasıl yapacağımı bilmiyorum…bütün yazılarınız ve emekleriniz için tekrar teşekkür ediyorum size, sevgiyle kalın…
16:48, 18 Aralık 2010
Nur arkadaşım,
Güzel sözlerin için çok çok teşekkürler.
Soruna gelince, kayıtlarım bana senin e-kitabımı aldığını gösteriyor.
Lütfen dikkatle oku. Orada bu temizliği nasıl yaptığımızı anlatıyorum.
Sen hayatını son derece negatif bir şekilde etkileyen yanlış bir inancı bulmuşsun. Şimdi bu inanç üzerine kitaptaki TEMİZLİK bölümünü okuyup uygulaman lazım.
Ama lütfen her bölümü hakkını vererek oku ki, maksimum faydayı elde et.
Bu yanlış düşünce ve inançlarla beraber yaşamak zorunda değiliz. Temizlik yap ve kurtul.
Kolay gelsin.
Güzel haberlerini duymak dileği ile.
Çok çok sevgiler.