Reklamlar
Sevgili arkadaşlarım,Kuran’ı hakkını vererek okuduğumuz zaman anlıyoruz ki,
Hayatta üretmek herkesin hakkı.
Hatta hayata iyi-güzel-doğru bir katkıda bulunmak, hayatın herhangi bir parçasına veya her parçasına faydalı bir ürün çıkartmak hakkımız olmasından da öte, üzerimize bir borç.
Bu faydalı ürünü tanıtmak, insanlara sunmak, duyurmak da üzerimize bir borç.
Hayatta bir ürün çıkartmayı hayal dahi edemeyen insanlar, çaresizliklerini ve karmaşalarını, üreten insanları içerleyerek açığa çıkardıklarının ve daha da kemikleştirdiklerinin farkında bile değiller.
Hatta daha da kötüsü, hayata kötü-çirkin-yanlış bir darbe vuran, hayatın herhangi bir parçasına veya her parçasına zararlı olan bir ürün çıkartmak veya bu tür ürünleri desteklemek, tanıtmak, reklamını yapmak ve satın almak için adeta bir yarış var.
Bu kadarla da kalsa yine iyi, bu zararlı ürünlerin tanıtımları, reklamları televizyonlardan, radyolardan, gazete ve dergilerden, beyin yıkarcasına bize, çocuklarımıza, ailemize, arkadaşlarımıza arka arkaya verilirken, “İyi-güzel-doğru şeyleri takdir edin, Kuran’ı anlayarak okuyun, şükredin” diyerek hayatınızın her parçasını kucaklamanızı isteyen benim gibi bir öğretmene, yazılarımda kendi reklamımı yaptığım şeklinde komik bir eleştiri geldi geçen gün.
Sevgili arkadaşlarım, bu kişi ve onun bulunduğu seviyeyi e-kitabımda vermiştim. (Onun deyimiyle bir reklam daha yapayım bari :D)
Aslında bu bir reklamdan ziyade okuyucularıma bu kişilerin bulunduğu seviyeyi, daha da önemlisi kendilerini anlamaları ve farkına varmaları için bir fırsat vermek. Ama tabii ki bu sadece anlayabilenler için böyle.
Tabii ki kendimi tanıtacağım.
Tabii ki harikulade ürünlerimi ihtiyacı olanlara sunacağım.
Tabii ki reklamımı yapacağım.
Çünkü harikulade ürünlerim var. (Şükürler olsun Rabbime. :D)
Asıl sessiz kalırsam, asıl ürün çıkartmazsam, asıl ürünlerimi ihtiyacı olan arkadaşlarıma sunmazsam, onlara kötülük etmiş olurum.
Eğer gündelik hayatlarında yaşadıkları onca negatif olaydan, onca negatif insandan nasıl etkilenmeyeceklerini, nasıl Allah’a şükürlerini bozmadan, huzur ve mutluluk içinde yaşayacaklarının yollarını onlara göstermez, bildiklerimi, gördüklerimi onlara sunmazsam, ürünlerimin reklamını yapmazsam, onları sigaralarıyla, lotolarıyla, kimbilir belki, falcılar, kumar, yalan yanlış şeyler öğreten kitaplar ve öğretmenlerle başbaşa bırakırsam onlara haksızlık etmiş olurum.
Tabii bu yazdıklarımı anlayabilmek için, kabul etmek için, Kuran’ı anlaya anlaya okumuş olmak lazım.
Akıl, kalp, vicdan olarak açık, net ve temiz olmak lazım.
Her yazımda, harikulade ürünlerimi sunmama bozulan bu kişi, bir de “Bir Şeyi Çok ama Çok İstemek” adlı yazımda verdiğim lokanta örneğini, adını dahi duymadığım bir kitaptan alıntı olduğunu iddia etmiş.
Kendisine yazdığım cevabı, tam da Rabbime şükür namazı kılmak için kalktığım sabahın erken bir saatinde yazdıktan sonra o kadar sevdim ki, siz sevgili arkadaşlarımla da paylaşmaya karar verdim.
Aşağıda kendisine verdiğim cevabı okuyabilirsiniz.
***************************
Allah’a milyon kez şükürler olsun ki, o bahsettiğin kitabı değil okumak, adını dahi duymamıştım. Yani ilk eleştirin yerden göğe kadar haksız.
Ben Allah’ın yol gösterişiyle ilerlerken, dileklerini evrene yapanlardan ne kadar uzak olduğumu anlattığım şu yazının tam da senin ihtiyacın olan yol gösteriş olduğunu düşünüyorum.
http://cekimyasasi.net/makaleler/2010/02/14/gezegenler-ve-ogretmenler/
Ve o yazımda da belirttiğim gibi “Yolun açık olsun” diyorum.
Funda Teyze
Bir minik not:
Bir kişinin harikulade bir ürün veya hizmet çıkartmasında ve bu ürünü veya hizmeti insanlara sunmasında hiç bir utanç veya kötülük olmadığını idrak edebilmen için Kuran’ı okumanı tavsiye ederim. Sen torpilini evrenden ararken, ben Allah’tan aramanızı öğretiyorum. Ve ürünlerimi takdir edecek insanlara sunmaktan da hiç çekinmiyorum. (Bu eleştirinde de yerden göğe haksızsın.)
Sabah namazımı kılmak için kalktığım şu saatte, senin gecenin 3ünde yazıp da tahminimce uyumaya gittiğin bu eleştirilerin, aramızdaki bu farkı da bana kanıtladı. İyi uykular, güzel rüyalar dilerim.
YOLUN AÇIK OLSUN.
****************************
Aslında orada “İyi uykular” yerine “İyi uyumalar” deseymişim daha doğru olurmuş diye düşünüyorum şimdi.
Çünkü Kuran’ın bize çok iyi anlattığı gibi, bu insanlar uyanıklar ama aslında uyuyorlar. Gözleri görüyor ama aslında körler. Kulakları duyuyor ama aslında sağırlar.
Allah peygamberleri insanlar üzerine bekçi tayin etmemiş, benim ne haddime.
Verdiğim lokanta örneği tabii ki patentini aldığım bir fikir değil.
5 milyar insanın yaşadığı şu dünyada iki kişi aynı şeyi düşünemez, ille alıntı yapmış olması lazım diye düşünmek…
Sevgili arkadaşlarım, e-kitabımdaki seviyelere bakarsanız, göreceksiniz ki, bu kişiler içinde bulundukları o seviye gereği “doğru ile yanlışı” ayırt edemiyorlar.
Benim o yazımda Allah’a iman etmeyen bir kimseyi doğru yola iletmeye çalışmamı görecek yerde, lokanta örneğimin alıntı olduğunu sanma yanlışlığına düşüp, üstelik de sitemden çekip gidecek yerde, bana yazma cüreti gösteriyor.
Oysaki benim babam lokantacıydı. Kendimin de şahsen hafif yemekli, o sebeple lokantamsı bir kafe işletme maceram da olmuştu.
Pide ve ayran da benim en sevdiğim yiyeceklerden.
Çeşit çeşit müşterileri şahsen gözlemledim ve bu gözlemlerimi istediğim şekilde örneklemekte hiçbir eksiklik hissetmiyorum. Ve Allah’ın adını anmayan öğretmenler arayıp da bilgimi geliştirmek gibi bir çabam yok.
Peki ama bunları neden size anlatıyorum?
Çünkü tüm öğrencilerimin gün gelip kendi ürünlerini, hayata bir fayda sunan o harikulade ürünlerini çıkartmalarını istiyorum.
Ve bu ürünlerinizi çıkarttığınız, meyvelerinizi vermeye başladığınız zaman, taş atanlar olursa, tek sığınağınızın Allah olduğunu, her zaman ona güvenmenizi, her zaman ona teslim olmanızı, ona sığınmanızı, şimdiden öğretmek istiyorum. Bunu yaparsanız atılan taşlardan hiçbir zarar görmeyeceksiniz. Allah’a olan şükürlerinizde hiçbir bozulma olmayacak. Ahiret hayatında da iyilikler güzellikler bulacaksınız. (Bu bize Kuran’dan öğrendiğim Allah’ın vaadi. Allah vaatlerini mutlaka yerine getirir. Şükürler olsun. :D)
Gecenin üçlerine kadar, sağlığına zarar verecek şekilde, internette oradan oraya savrulup, iyi-güzel-doğru bir şey bulmayı başarıp bunu kucaklamak yerine, taş atmayı tercih edip, üzerine uyumaya giden bu tür kişilerin ne düşündüklerinin, ne söylediklerinin bizi ilgilendirmemesi için size örnek ve destek olmaya çalışıyorum.
Siz çiçek açıp, meyve vermeye odaklanın, bırakın onların körlükleri ve sağırlıkları Allah tarafından hakettikleri neyse onunla ödüllendirilsin.
***************************************
Sevgili öğrencilerim,
Sizlerin o harikulade ürünlerinizi görmek için, onları yeşerterek büyütmenizde sizlere yardım etmek için sabırsızlanıyorum.
Sizlere güveniyorum.
Hayat amacınızla, hayat değerlerinizle, hayatta sevdiğiniz şeylerle uyum içinde, hayata, hayatın tüm parçalarına harikulade bir fayda getiren o ürünlerinizi, hizmetlerinizi, yürekten destekliyorum.
Onların çok değerli olduklarını düşünüyorum.
Ve şahsen kendim de o harikulade ürünlerinizi ve hizmetlerinizi satın almaktan da ve diğer sevgili arkadaşlarıma tanıtmaktan da büyük bir mutluluk ve gurur duyuyorum.
Ben hem harikulade dileklerinizin teyzesiyim, hem de o harikulade ürünlerinizin ve hizmetlerinizin teyzesiyim.
Haydi, artık hem kendi reklamımızı hemde hayat amacı olarak iyi-güzel-doğru ürünler çıkartan insanların reklamlarını yapmaktan utanmayalım, çekinmeyelim.
Meydan çok boş kaldı. Alakasız her şeyle doldu taştı.
Haydi, Kuran’dan başlayalım.
Sayın Yaşar Nuri hocamızdan başlayalım.
Bunların reklamlarını bol bol yapalım. Allah’a yüzümüz ak çıkalım.
Ben bu konuda bir de “Olmuyor Kapılar Açılmıyor” isimli makaleyi yazdım.
İyi okumalar, bol bol anlayış ve keşifler dilerim.
Pinterest'te Takip Et!Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.
15:25, 11 Nisan 2014
Bu harikulade makalenize daha önce neden yorum yazmadığıma şaşırdım. Ne güzel de anlatmışsınız, emeğinize sağlık. Bu makale insana kendine güvenmeyi, doğru ve güzel işler yaptığımız da Allah’a da sığınarak bunları yaptığımızda özgüven, özsevgi ve özsaygımızın nasıl da güzel arttığını anlatıyor. Şükürler olsun. Allah öğrenmeyi, anlamayı, uygulamayı, ilerlemeyi ve de meyve vermeyi de bizlere de nasip etsin inşallah.
Çok çok teşekkürler
16:42, 11 Nisan 2014
Çok çok teşekkürler Özlemi arkadaşım.
Sayende ben de okudum bu makaleyi tekrar ve o anın elektriğini tekrar hissettim.
Çok şükür artık bu tür olumsuz mesajlar almıyorum. Gelse bile bana ulaşmıyor.
VE senin dileğine aynen katılıyorum.
Allah öğrenmeyi, anlamayı, uygulamayı, ilerlemeyi ve de meyve vermeyi HEPİMİZE nasip etsin inşallah.
VE bir ek olarak da,
Allah inşallah, hayırlı uğurlu ürün ve hizmetlerin reklamının BOL BOL yapıldığı, hayırsız uüğursuz ürün ve hizmetlerin ise, değil reklamı, böyle ürün ve hizmetlerin OLMADIĞI bir dünya ve hayat nasip etsin bize.
Çok çok sevgiler