Funda Öğretmen’in Cumartesi günkü Temizlik Saati ertesinde, Pazar günü aniden gerçekleşen farkındalığı ve bu konuda yaptığı temizliğin son adımı:

Pazar günü, nasıl buldum, nasıl anladım, nasıl hatırladım bilmiyorum.

Sanırım Cumartesi günkü teleseminerde yaptığımız temizliklerin ve başarımın bir ödülü olsa gerek, şükürler olsun, aniden, çocuklukta babamın bana uyumadan önce sık sık anlattığı bir Keloğlan masalı geldi.

Hatırladığım kadarıyla, 3-5 koyunun derisini kurusun diye bir kayanın üzerine koyar Keloğlan, ertesi gün geldiğinde deriler gitmiştir.

Cahil Keloğlan da, kayayı dövmeye başlar. Kaya benim derimi ver. Kaya benim derimi ver.

Bu masal meğer bende ne büyük bir iz bırakmış. Çeşit çeşit yalan yanlış fikirler üretmişim hayat hakkında.

Allah’ım affet. Tüm o fikirleri ben ürettim. O masaldan ben etkilendim.

** Biz cahil insanların, olayların sebeplerini bilmeden yalan yanlış fikirler edinip, kayayı suçlayacağına inandım. Hatta kimi zaman da suçladım.
** O çaresizliği, kişinin elindeki maddi değerleri kaybedişini aynen hissettim. Kendi hissim gibi hissettim.
** O zamandan beri hayatıma hep gizli gizli hakim oldu.
** Yıllar içerisinde bu masal ara ara aklıma geldi, şaka niyetine ‘kaya benim derimi ver’ dedim.
** ‘İnsanlar çaresiz, cahil’ türünden bir fikir bir acıma hayatıma gizli gizli hakim oldu.

Allah’ım tüm bu düşünce, duygu, söz ve hareketlerimden ben sorumluyum.

Ben yaptım ben yaptım ben yaptım.

Bir masala inandım. O masalı hissettim, yaşadım. Hayatıma hakim olmasına izin verdim.

Affet Allah’ım affet affet affet.

Sen affetmeyi çok seversin, hatasını anlamış kapına gelmiş af dileyenleri asla geri çevirmezsin. Sen çok sevgi dolu ve çok anlayışlısın. Beni de affet.
Bu yalan ve yanlış sebebiyle hayatıma verdiğim, hayatımın 8 parçasına verdiğim tüm zararı affet ve tamir etmeme fırsat imkan olanak ver.

Senin affediciliğini ve sevgi dolu oluşunu ben de kendime örnek alarak kendimi affediyorum ve çok seviyorum Allah’ım.
Kendimi affediyorum ve çok seviyorum.
Kendimi affediyorum ve çok seviyorum.
Kendimi affediyorum ve çok seviyorum.

Şükürler olsun artık ben, bir masaldan daha uyanmış olarak, senin sayende temizlenmiş olarak, hayatımın her parçasına daha da sıkı sarılıp, hayatımı tüm çaresizliklerden, tüm yalanlardan, yanlışlardan, tüm uykulardan uyandırmaya, sana sığınmaya, senden yardım istemeye, eğer sahip olduğum o deri, post, mal mülk kaybolmuşsa, ne son bıraktığım yeri veya kişiyi veya kendimi suçlamamaya, ‘kaya benim derimi ver’ dememeye, sana sığınıp, gerçekleri doğruları araştırmaya, gerçekleri doğruları bulmaya, gerçekler ve doğrularla yaşamaya karar verip niyet ediyorum.
Şükürler olsun, şükürler olsun, şükürler olsun.

Derisini kayaya bırakıp, sonra da kaybedip veya çaldırıp, cahilikle kayayı sorumlu tutup, kayadan isteyenlere de, Keloğlanın çaresizliğini hissedenlere de, elimden gelen, yazılarımla yardım etmeye, onları kurslarıma davet edip, uyanmaları için yardım etmeye ve bu yolda çalışmaya, ve bu yolda daha da azimle çalışmaya karar verip niyet ediyorum.

Teşekkür ederiz Allah’ım bizi uyandırdığın için.
Teşekkür ederiz bizi bu yalan ve yanlışlarla başbaşa bırakmadığın için.
Teşekkür ederiz bize herhalükarda yardım ettiğin için.
Dualarımızı kabul ettiğin için.
Bizi tamamen uyandır Allah’ım.
Tamamen temizlenelim bu yalan ve yanlışlardan.
Bana bu yolda yürüyecek samimi arkadaşlar nasip eyle.
Birbirimize yardım ederek ilerleyeceğimiz arkadaşlar.
Şükürler olsun tüm yardımların için.

Funda Öğretmen’in temizlik ertesinde ulaştığı anlayış, keşif ve farkındalık :

Son temizliğimle farkettim ki,

Keloğlan, önce Allah’a sığınmalıydı.

Aklını ve kalbini dinleyerek,

** ya derileri orada açıkta bırakmayacaktı.
** ya kendi de başında bekleyecekti.

Eğer aklı ve kalbi bırakmakta hemfikir idiyse, ertesi gün bulamazsa, (ki eğer aklı kalbi hemfikirse belki de bu olay olmayacaktı bile, ama yine de olduysa)

** yine Allah’a sığınıp o olaydan ders çıkartacaktı.
** sonra da hayatını bu ders çerçevesinde yaşayacak aynı hatayı tekrar tekrar yapmayacaktı.
** Allah’ın ona daha nice postlar, deriler lütfedeceğine inanıp güvenecek ve kendini paralamayacaktı.

Acaba o masalı yazanlar bu güzel sonuçlara mı ulaşmamızı istediler?

Ancak maalesef bu sonuca ulaşılamayabiliyor.

Bence bu masallarla çocuğa bir şey öğretmeye çalışmak, ona doğruyu anlatmadan, kendisinin bulmasını istemek, çok zor bir sınav.

Allah’ım koru çocukları bu tür ders veren ama dersi vermeden, dersi öğretmeden sınava sokan masallardan.

Yardım et biz insanlara, yardım et Allah’ım.

Funda Öğretmen’in bir farkındalığı daha :

Ve yine farkettim ki, bizler özellikle çocukken çevremizde gördüğümüz her çaresizliği, her olumsuzluğu,

‘üzerimize almadık, biz asla öyle olmayacağız’ desek bile, az veya çok alıyoruz.

Bunu o hissetme yeteneğimizle yapıyoruz. Nasıl bir his diye merak edip, hissediyoruz ve hisseder hissetmez de yapışıyoruz.

Tabii ki tam olarak bu kadar basit değil ama yine de sonuçta böyle.

Allah yardımcımız olsun hepimizin.

Zaten hep derim ya, Allah yardım etmeseydi halimiz ne olurdu diye.

Şükürler olsun Allah’a bizi hep beterin beterinden koruyor çok şükür.

Funda Öğretmen’in bir farkındalığı daha:

Olumsuzlukların içine girmemek, Allah’a sığınmak bu sebeple bizi koruyor çok şükür.

Olumsuzlukların içine girmek, hissetmek, nasıl bir şey bir hissedeyim de bakayım demek, hayatımızda çok büyük olumsuzluklara sebep olabiliyor.

Tüm filmleri, şarkıları, romanları HİSSEDEREK yaşamak işte bu yüzden iyi olmuyor.

Yapışıyor.

Allah korusun hepimizi.

Funda Öğretmen’in bir farkındalığı daha:

Bir farkındalığım da bu tür çaresizlik dolu masal ve mesajlardan çıkan sonuçlar, Allah korusun, insanın Allah’tan soğuması, Allah’tan şüphe etmesi vs oluyor.

Bu masalda sanki Allah’a sığınanlara da bir hakaret var. Daha doğrusu Allah’a sığınmaktan insanı soğutan bir şey var.

İnsanı SADECE aklını kullanmaya yönlendiren bir şey var.

Oysa ki benim hayatta en iyi öğrendiğim şey, sadece akıl yanılabiliyor.

Sadece kalp de yanılabiliyor.

En güzeli, bunların ortak kullanımı.

Kayayı suçlamak saçma ve alakasız olunca, sanki kişi, sadece aklını kullanmalı ve olağanüstü şeylere bile şüpheyle bakmalı türünden bir şey var.

Allah korusun hepimizi herkesi. D

Master yapmış bilgili eğitimli bayanların beni kendilerine yakın görmeleri bana Allah’ın çok büyük bir lütfu, şükürler olsun.

Benim bu tür bir özel isteğim olmadı ama şimdi farkediyorum ki, okumayı yazmayı sevmeyenlerin sanırım benimle çalışmaları kolay olmaz.

Ayrıca çok şükür, Allah’a dua etmeyi seven insanlar benimle çok rahat çalışıyorlar.

Allah’ım ülkemizin bu bilgili, görgülü, samimi, sevgi dolu, hayatta, hayatın her parçasında harikulade bir değer yaratmak isteyen bayanlarına yardım et.

Onların işlerini kolaylaştır.

Benimle çalışmalarını kolaylaştır.

Kapılarını kolaylaştır.

Beraber temizlik yolunda ilerleyelim.

Hayatımızın her parçasını koruyalım, kollayalım, yardım edelim.

Bizim gibi seni seven, okumayı yazmayı seven, sana sığınan, kafası yalan yanlış öğretilerle, evrenden istemelerle ve benzeri şeylerle karışmamış, karışsa bile temizlik yapan, her gün biraz daha uyanan ve hayata sarılan, bilgili görgülü bir bayanlar grubu, şu dünyada başka var mıdır acaba?

Varsa da yoksa da, Allah’ım biz senin bizim için burada ve şimdi, çok özel, harikulade bir fırsat yarattığını, birbirimize yardım ederek, hayatın 8 parçasında sürekli devam eden o aşağı inişleri durdurmak, yukarı çıkmak ve inşallah bir daha inmemek için bize yardım ettiğinin, bizim de birbirimize yardım ettiğimizin farkındayız.

Birimizin temizliği hepimize yardım ediyor.

Hepimizin temizliği birimize yardım ediyor.

Allah’ım hızımızı arttır, bize harikulade mucizelerini, yardımlarını, yol gösterişlerini görmeyi nasip eyle.

Gözümüzdeki, kulağımızdaki, aklımızdaki kalbimizdeki perdeleri kaldır.

Bizi uyandır.

Senin sevgine, yardımına, anlayışına ve hoşgörüne uyanalım.

Şükürler olsun bunu dileyebildiğim için.