Özlem arkadaşım,

Yukarıda bahsettiğin o içindeki öfkeyi huzura ve anlayışa ÇOK ÇOK GÜZEL değiştirdin.

Bunun gereklerini kurslarıma katılarak ve azimle yaptığın temizliklerle çok güzel başardın.

Bu yazıyı ilk yazdığında ben cevap vermemişim, meğer kısmet kutlama yazısı yazmakmış.

Şükürler olsun Allah’a çok çok tebrikler sana.

Bu arada zaman içerisinde bu yazıyı ihtiyacın olunca okumanı ve Allah’ın sana önüne çıkardığı yol gösterişler şeklindeki kapılarının hakkını nasıl verdiğini de sırf yorumlarını okuyarak bile görebiliyoruz.

Gerçekten de çok çok tebrik ediyorum.

Allah’tan daha nice mutluluklar, daha nice ve derin temizlikler, ailenle, hayatının 8 parçasıyla yaşayacağın harikulade güzellikler diliyorum,

Çok çok sevgiler

Ben de çok severim bu makaleyi Özlem arkadaşım.

İhtiyaç duysak da duymasak da, okumakta büyük fayda var.

Ben de sayende tekrar okudum, sağ olsın.

Çok çok sevgiler

Çok çok teşekkürler Sevgin arkadaşım.

Senin sayende ben de tekrar okudum, ne güzel.

Ben de BENİ asıl ilgilendiren şeylere odaklanmam gerektiğini tekrar hatırladım.

Bu makaleyi aslında 3-4 ayda bir okuyup odak ayarı yapmak ne güzel olurdu.

Sizlerin güzel yorumlarınız hem vesile oluyor hem odak ayarı yaptırıyor hem de insanın içi sevinçle doluyor, akıldaş kalpdaş arkadaşlarla birlikte olmanın sevinci.

Allah herkese bu sevinci bol bol yaşatsın inşallah, tabii hayırlı uğurlu konularda akıldaş kalpdaş olmak da ayrıca çok önemli, değil mi?

Çok çok sevgiler

Elif arkadaşım,

Gülüp geçmekte her ne kadar zorlansak da, çok şükür bu tür olayları artık temizlik kapısı olarak görüyoruz biz. (Yani ben ve arkadaşlarım, öğrencilerim. :D)

Acaba benzeri bir durum bizim hayatımızda, minicik de olsa MİNİMİNNACIK DA OLSA var mı, olmuş muydu, ya da benzeri bir durum bir başkasının başına gelip de biz de şahit olarak susup kalmış ve istemeden de olsa onaylamış gibi mi olmuştuk, ya da acaba içten içe biz böyle bir duruma katılıp onay vermiş miydik?

Allah’ın izniyle harikulade temizlik kapıları açılıyor, çok şükür.

Ve ancak bu temizlikler yapıldıktan SONRA, bu olaylara gülerek olmasa bile, Allah’a sığınmanın huzuru ve bir minicik gülümseme ile bakabiliyoruz.

Ve madem uzun zamandır uzak kalmıştın, tekrar hoşgeldin, diyeyim, Elif arkadaşım.

Çok çok sevgiler

Bugün Allah’In izni ve yardımıyla bu makalemi yazışımın TAM 6. Yıldönümü.

Şükürler olsun tekrar okudum.

Allah’a şükrettim.

Tüm övgüler Allah’adır.

Allah bana yaz demesiydi ben de yazamazdım.

NE yazacağımı öğretmeseydi yazamazdım.

Ve asıl, son zamanlarda, mutlulukla okuduğumuz Fetih suresi 29. ayette, yazılanların tam da bu makalemde yazanlarla ne kadar alakalı olduğunu görmek ben daha da mutlu etti.

Şükürler ve övgüler olsun Allah’a.

Galiba bu makale en çok sana ve bana yarıyor ve en çok sen ve ben okuyoruz Özlemi arkadaşım.

Ben de geçenlerde tekrar okumuştum.

Teşekkürler güzel mesajın için de. (Her okuduğumuzda buradan selamlaşmak ve birbirimize can katmak da güzel. :D)

Not: Aradan geçen yıllarda edindiğim farkındalıklarla bir iki eklemeler yaptım, sen de farkettin mi onları? İLK ve basit halini de seviyordum ama şimdi daha tam oldu sanki.

Kasas 37 (kasas: peygamberlerin hayat hikayeleri)

Şu bir gerçek ki zalimler iflah etmezler.

—————————————————-

iflah: tam kurtuluş

Bu makalede anlattığım konu, hemen ardından gelen makaledeki ‘topu hep başkasına atmak’ konusu ile ASLA çelişmiyor.

http://cekimyasasi.net/makaleler/2009/04/12/topu-hep-baskasina-atmak/

Diyelim, taa çocukluktan beri ana-babamızdan, çevremizden ‘inatçı’ ‘inatçısın’ ‘inatçı keçi’ ‘çok inatsın’ sözleri ile büyüdük ve bu şekilde taa 20′li 30′lu yaşlara geldik.

Dİyelim, Funda Teyze’nin yazılarını da ilgiyle okuduk okuyoruz. Ve yine diyelim, farkettik ki, gerek ailemizde, gerek arkadaş ve iş çevrelerinde, irili ufaklı olumsuzlukları çekiyoruz hayatımıza.

Hatta Funda Teyze ile konuşurken o bile diyor ki, ‘İletişimlerin, tavrın hep bir gardını alma yani savunma şeklinde, hep bir ama ben haklıyım, çabası var ve benim iyi niyetle verdiğim bir tavsiyeye bile, ya ben onu zaten yapıyorum ya da ben zaten biliyorum, ya da yok bu durum öyle değil, şeklinde cevap veriyorsun. Oysa ki, ben bir kimseye bir öğüt, bir tavsiye verdiğimde, en başta ONUN KENDİ SÖZLERİNDEN yola çıkarım, o tavsiyeye gerek olmasa söylemem ki.’

Evet, ‘inat’ ‘inatçısın’ söyleri ile damgalanarak büyümüş olabiliriz ve bu iyi değil, ama anlamamız gereken şu ki, bu damgaya KENDİMİZ de uymuşsak ve üstüne de ben inatçı değilim, ben inatçı değilim, bana yanlış davranıldı, şeklinde topu hep başkasına atarak hayatımızı yaşamaya çalışırsak, işte bu tam da hani hep o ‘tozu kiri halının altına süpürmek’ dediğim şey.

Yapmamız gereken, ALLAH’A SIĞINMAK.

Ve sığındığımız zaman göreceğiz ki,

‘Evet istisnalar hariç, her çocuk irili ufaklı pek çok konuda inatçılık da edebilir, anababanın yaklaşımı tabii ki önemli ve o çocuğu damgalamadan tatlı dille de idare edebilirlerdi ama etmediler, ama bu demek değil ki, ben de hiç inat etmedim. Evet ben de inat ettim, hatta onlar üzerime geldikçe daha da inat ettim, ve bu olumsuz özelliği iyice çuval gibi üzerime geçirdim ve kendim hakkında pek çok konuda gerçeklerle yüzleşemedim. Evet Allah’ım, ben de en baştan beri az veya çok inatçılık ettim. Ben yaptım. Ben yaptım. Ben yaptım.’ (Burada En Temel Temizlik devreye girmeli. http://cekimyasasi.net/makaleler/en-temel-temizlik-islemi/#content )

Ve ardından da inat, inatçılık konusunu Allah’a sığınıp iyi anlamak ve yeni niyetler etmek yeni kararlar vermek de lazım.

Mesela inat iyi bir şey değil ama kararlılık ile çok benzeyen de bir şey.

Aradaki tek fark şu:

Hayırsız, uğursuz, faydasız, anlamsız, boş, gereksiz, hatta zararlı şeyler de kararlı olduğumuzda bu inat oluyor.

Hayırlı, uğurlu, faydalı, anlamlı, gerekli, iyi, güzel, doğru şeylerde kararlı olduğumuzda buna azim, sebat, kararlılık diyoruz.

Yani aslında iyi bir özellik de, HANGİ KONU veya KONULARDA kullanıldığı önemli.

Bir çocuk henüz bu farkı anlayamayabilir ama yavaş yavaş ve tatlılıkla da öğrenebilir.

Çocukluk çağımızı geçmişsek de, yine Allah’ın yardımı ile karşımıza bu farkı tatlı tatlı anlatacak insanlar çıkabilir. (Ne mutlu bu yazıyı da okuyanlara. Bu da Allah’tan bir lütuf değil mi?)

Uzun lafın kısası, bizi çeşit çeşit yollarla küçültmeye çalışan insanları da hayatımıza biz çekiyoruz.

İyilikden, güzellikten, doğruluktan bize ne ererse Allah’tan, (şükürler olsun). Kötülükten, çirklinlikten bize ne ererse kendi nefsimizden. Bir diğer ifade ile kendi düşünce ve duygularımızdan. Kendi süregelen hatalarımızdan, yanlışlarımızdan, yanlış kararlarımızdan.

O halde, bu makalede dediğim gibi, bizi asıl ilgilendiren,

İyiye, güzele, doğruya doğru,

büyümek,
gelişmek,
ilerlemek,
çiçek açmak,
meyve vermek,
ve iyinin, güzelin, doğrunun,

tadını çıkartıp şükretmek,
başkalarına, sevdiklerine de bunlara ulaşmasına yardım etmek ve bu uğurda çalışmak.

Bunu yapabilmek de EN BAŞTA,

Allah’a sığınıp, evet ben de inatçılık ettim, hala da ara ara ediyorum, affet Allah’ım, ana-babamı da affet, diyerek EN TEMEL TEMİZLİĞİ yapabilmek ile mümkün.

Hepimize kolay gelsin!

Kusura bakma geç gördüm mesajını Özlemi arkadaşım.

2018′de hatta 2019′un yarısından fazla, bu makaleyi hatırlamaman harikulade gerçekten de. Çok şükür. Çok şükür. Şimdi de okuma sebebin ise daha da harikulade.

Çok şükür temizlik odaklı yaşamak bizim karar ve niyetimiz. Allah’a bin şükür bize öğrettiği tüm temizlikler için, yol gösterişler için.

Temizlik odaklı bir hayat! Ne güzel bir lütuf, ne güzel dilemiş Allah!!

Çok şükür. Çok şükür. Çok şükür.