Soru Ve Cevap: Daha İyi, Daha Güzel, Daha Doğruyu İstemek Şımarıklık mı?

Soru:

Merhaba,
Sizi bir süredir takip ediyorum. Yazılarınız çok güzel, insana gerçekten yaşama enerjisi veriyor.
Ben çok zor bir çocukluk ve gençlik dönemi geçirdim. Sıkıntılarımı yaşarken hep Allaha sığındım hep her şey daha iyi olacak diye uğraştım ve moralimi yüksek tuttum. Çok şükür, şimdi çok iyi bir üniversiteyi bitirdim, çok iyi bir işte çalışıyorum, çok iyi arkadaşlarım, eşim ve canımdan çok sevdiğim bir oğlum var. Sanırım çekim yasasını kendime göre uygulamışım :)

Size danışmak istediğim konu şu:
Şu an oturduğumuz evden memnun değilim, çok isteyerek aldık ama gerek konum, gerek komşuluk ilişkileri bakımından mutlu değiliz. En önemlisi oğlumun gelişimi için uygun olmadığını düşünüyoruz. Yakınında park yok ve sokaklar çok müsait değil. Şimdi bu evi satıp daha iyi bir ev almak istiyoruz.

Ama ben hep evimin satılacağını daha iyi bir ev alacağımı düşünüp dua ederken bir yandan tereddütler yaşıyorum. Diyorum ki bir sürü evsiz insan var, kirada oturan var, şımarma diyorum kendi kendime.

Bu çelişki nedir? Bir şeyi kendimize layık görmek ve istemek, diğer bir yandan da elimizdekine şükredip kıymet bilmek.
Sizce ne yapmalıyım? İstediğim gibi bir eve nasıl sahip olabilirim? Ya da oturduğum evi istediğim rakama nasıl satabilirim?

Şu an sizi bile meşgul ettiğim için üzgünüm. İnsanlar iflaslar geçiriyorlar, aileleri dağılıyor, ben size ne soruyorum.

Rumuz: Aysun

Cevap:

Sevgili Aysun arkadaşım,

Öncelikle söylemek istediğim şey şu ki, benim bu sayfaları hazırlama sebebim, Türkiye’mizdeki o bahsettiğin, iflas eden, ailesi dağılan, evsiz olan, binbir çeşit zorluklar yaşayan insanlarımızın, bu dertlerden kurtulup, senin seviyene çıkmaları.

Senin seviyene çıktıktan sonra da aynen senin gibi, daha iyi bir hayat, daha iyi bir çevre, daha iyi bir ülke, daha iyi bir dünya peşinde koşmaları, ve sonrasında da ruhi aydınlanma ve sonsuz mutluluğa kavuşmaları.

Hayat bir merdiven gibi, değil mi?

Hepimiz daha iyiye, daha güzele, daha doğruya, Allah’ın yol gösterişi doğrultusunda, yukarıya doğru çıkmak istiyoruz.

Bu sebeple, lütfen bana bu soruyu sorduğun için üzülmeyi bırak.

Bil ki, sorduğun bu soru aslında, pek çok insan için bir örnek, bir umut, bir ışık, bir başarı hikayesi.

Senin hikayen, başarılı bir çekim yasası hikayesi.

Gerçekten de, seni zor bir çocukluk ve gençlik geçirmene rağmen, hep Allah’a sığındığın, moralini yüksek tutup, karşına çıkan fırsatları -ben bunlara açılan kapılar diyorum- cesaret, kararlılık ve imanla adım atarak değerlendirdiğin için canıgönülden tebrik ederim.

Gerçekten de o zamanlar adını çekim yasası olarak bilmiyor olsak da, bu yasanın gereklerini, Allah’a imanın sayesinde çok güzel uygulamışsın.

Şu bir gerçek ki, çekim yasası biz istesek de istemesek de, adını bilsek de bilmesek de, inansak da inanmasak da, onun için uğraşsak da uğraşmasak da hep işliyor, her zaman işliyor.

İşin ilginç yanı, arzu ettiğimiz o güzel şeylere ulaşınca da işlemeye devam ediyor.

Sende gördüğüm kadarıyla, zor günlerinde sen, Allah’a teslim olmayı ve bunun sonrasında açılan kapıları cesaret, kararlılık ve imanla adım atarak, gereğini yapmayı başarmışsın ama şimdilerde, yani iyi bir eğitim, iş, eş, evlat, ev gibi harikulade güzelliklere ulaştıktan sonra bunları biraz boşlamış ve biraz suçluluk, şımarma korkusu vs. gibi duygulara kapılmışsın.

Şu da bir gerçek ki, daha iyi bir ev veya iş, daha iyi bir hayat istemekte, bunun için uğraşmakta hiçbir sakınca yok. Ama bu Allah’a olan şükrümüzü ve teslimiyetimizi bozuyorsa, işte o zaman sakıncalar başlıyor.

Dört tavsiyem olacak:

1 - Şu anki evin için ve tüm sahip oldukların için bol bol şükret ve kesinlikle suçluluk duyma.
(Günlük bir şükür defteri tutmuyorsan, mutlaka hemen başla. Sabah-öğle-akşam 5′er dakikanı bu defteri, hayatındaki güzellikler için şükrederek doldurmakla geçir. Hatta şu anki eviniz için ayrı bir defter tut.)

2- Daha iyi, daha güzel, daha doğru şeyler için yine Allah’a sığın ve ondan yardım iste. Onun her şeyin en hayırlısını karşına çıkartacağına tam bir imanla inanıp, güven. (Aynı o çocukluk ve gençlik döneminde yaptığın gibi.)

3- Bu şükür ve imanın arkasından açılacak kapılara, kararlılık, cesaret ve imanla adım at. (Aynı o çocukluk ve gençlik döneminde yaptığın gibi.)

4- Seni üzen, insanların evsiz olması, kirada olması, ailesi dağılan veya iflas eden çevrendeki insanlara, maddi veya manevi, elinden geldiğince, (seni ve aileni sarsmayacak düzeyde) yardım et. Veya değer verdiğin bir sosyal yardım kurumuna destek ver, hatta onlara katıl. Elinden geleceğine inandığın bir şekilde bu konular üzerinde çalış.

Bu son 4. tavsiyemin sebebi şu ki, madem insanların bu hali seni üzüyor, bu konuların halledilme yolu, senin durumunun kötüleşmesi değil.

İnan bana, üzülmenin ve suçluluk duymanın hem onlara bir faydası yok, hem de sana.

Hatta sana büyük bir zararı olduğunu kesinlikle söyleyebilirim.

Bu konuda benim de çocukken bir tecrübem olmuştu ve bu konuda bir yazı yazmıştım. Lütfen onu da oku:
Haksızlık, Şükretmek ve Çekim Yasası

Bu yazımda anlattığım gibi, ben de durumu kötü olan insanları görünce suçluluk hissine kapılmıştım ve bu benim için uzun yıllar sürecek bir aşağı inişin başlangıcı olmuştu.

Oysa ki, yüzümüz hep yukarı ve hep daha iyi, daha güzel, daha doğruya dönük olmalı.

Yüzümüz Allah’a dönük olmalı.

Durumu iyi olmayan insanlara yol göstermek, yardım etmek, Allah’ı hatırlatmak da zaten onların bu sıkıntılarından çıkmalarının en güzel ve en hayırlı yolu.

Kısaca özetlemek gerekirse, sadece sıkıntılı olduğumuz zamanlarda değil, ferah zamanlarımızda da, hep Allah’a sığınıp, daha iyi-daha güzel-daha doğru şeyler için çabalamak ve bu konularda her zaman uyanık ve tetikte olmak gerekiyor.

NOT: İdealindeki ev için şu verdiğim egzersizi kullanabilirsin. İdealler Egzersizi Bu egzersiz için de ayrıca bir defter tutmanı ve içinden geldiğince idealindeki evin özelliklerini, hayalinde canlandırıp, bu deftere detaylarıyla yazmanı tavsiye ederim. Bir gün gelecek bir de bakacaksın, bu yazdıklarının aynısı veya daha iyisi hayatına girivermiş. :D

Şimdiki evini iyi bir fiyata satmak için de, gönlündeki rakamı belirleyip, önce Allah’tan rica edip, sonra da dua etmek, şükretmek ve bunların üzerine açılacak kapıları değerlendirmek şeklinde ilerlemeni tavsiye ederim.

(Bu konuda açılan kapılar çeşit çeşit olabilir, bir tanıdığa bahsetmek, ilan vermek, emlakçılarla konuşmak vs. vs.  Burada önemli nokta, Allah’a sığındıktan sonra, “Ne yapabilirim?” diye sorup, içinden gelen o yol gösterişi takip etmek. Benim de zamanında böyle bir tecrübem olmuştu ve içimden gelen tek şey dua etmekdi ama herkesin durumu farklı. O sebeple, senin kendi içinden geleni dinlemen çok önemli. )

Yazılarım hakkındaki güzel yorumların için de çok çok teşekkürler. :D

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (1)
  1. Funda Teyze
    17:52, 5 Ocak 2011

    Bu arkadaş maşallah, yukarıdaki tavsiyeme uymuş ve tam da arzu ettiği o güzel sitede bir ev sahibi olmuş. :D

    Hem de eskisini satmadan. :D Ne güzel bir mucize.

    Şükürler olsun Rabbime. Bir aileye daha bir fayda, bir güzellik gelmesine bir katkım oldu.

    Ne mutlu bana. :D

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...