Niyet Etmek

Sevgili arkadaşlarım,

“Harikulade Dilekler Maratonu” katılan katılmayan tüm arkadaşlar için, daha başlamadan bile (25 Mayıs’ta başlıyor) harikulade kapılar açmaya devam ediyor.

İşte maratona katılmak isteyen ama bu konuda, sağolsun kendini de kibarca tanıtarak, içtenlikle bilmediği anlamadığı noktayı soran bir arkadaştan gelen soru ve benim cevabım:

“Funda Teyze, niyet nasıl olacak? Maratona katılmak istiyorum. Niyet ve dilekler nasıl olacak bu konuda beni bilgilendirirseniz sevinirim….Şimdiden çok teşekkürler. Niyetim kendimle ilgili….Ama niyet ederken bile nasıl başlayacagımı dahi bilmiyorum…”

Sevgili arkadaşım,

Niyet etmek, niyet edebilmek, bize Allah’ın lütfettiği ve dileklerimize tez zamanda kavuşmamızı sağlayan harikulade ve olağanüstü güzel bir konu. Ya da son zamanlarda çok sevdiğim üzere, dileklerimize Allah’ın izniyle çoktan kavuşmuş olduğumuzun farkındalığını yaşamamızı sağlayan bir yeteneğimiz. :D

Çekim yasası zaten niyetler üzerine çalışıyor.

Niyetlerimiz ve onların gücü, hayatta kendimize çektiğimiz veya ittiğimiz şeyleri belirliyor.

Allah bize niyet etmenin pratiğini, her sene Ramazan ayında çok güzel yaptırıyor.

Ben çocukken hatırladığım kadarıyla oruç tutmayı istediğim zamanlarda, annem bana “Çocuklar tekne orucu tutarlar.” deyip yarım gün tuttururdu. “Acaba beni kandırıyor mu?” diye düşündüğüm olurdu ama şimdi bakıyorum da, bir çocuğun oruç gününü başarıyla bitirip, kendisiyle gurur duymasını sağlayacak ne kadar güzel bir yardımmış bu. :D

Oruç konusunda bir de acılı bir hatıram var aslında. İşin ilginç yanı, zamanında çok üzülmeme, hatta kızmama sebep olan bu olay, bana inanılmaz bir biçimde NİYET ETMENİN ne demek olduğunu öğretmiş. Bu olayı da sizlerle paylaşmak isterim.

Çocukken, Ramazan’da bir gündü ve oruç tutuyordum, hatta annemin yap dediği “tekne orucu” değil, tam gün tutmaya kararlıydım. Büyük amcamlar karşımızdaki evde oturuyorlardı. Kapıda amcamla karşılaştım hatta ona gururla “ben orucum” dediğimi de hatırlıyorum.

Karşılaşmamız sırasında, 1-2  dakika kadar bir başka konudan konuşuldu. Ve tam vedalaşmak üzereyken amcam bana bir şeker verdi.

Ben dalıp şekeri ağzıma atıverdim. Evimize girdim 20-30 saniye kadar sonra, oruç olduğumu hatırladım.

O an, benim için çok büyük bir şoktu tabii. Hemen ağzımdaki şekeri çıkartıp attım ve amcama çok ama çok kızdım. :D

Nasıl yapabildi? Niye bana şekeri verdi? Oysa ben ona söylemiştim, orucum diye. Yoksa bilerek mi verdi? Amcam beni sevmiyor mu? Benim başarısızlığımı mı istiyor? Ve daha neler neler… :D :D

Hatta, o olaydan sonra amcamdan da hep uzak durmaya karar vermiştim.

Oysa ki, şimdiki aklımla baktığımda bu olay bana niyet etmenin önemini, nasıl niyet edilmesi gerektiğini öğretmiş.

Amcamın o şekeri vermekteki amacını tabii ki bilmiyorum, Allah rahmet eylesin. Ben onu affettim, zamanında ona kızdığım, ve hakkında kötü şeyler düşündüğüm için de Allah’a sığınıp, kendimi de affettim. :D

Ama benim bu olaydan öğrendiğim şey şu:

Herhangi bir konuda KARAR VERMEK kadar, NİYET ETMEK de önemli.

Ben o gün oruç tutmaya karar vermiştim. Bu kararımdan çok mutluydum. Hatta oruç tutmanın bir gereği olan, “Niyet ettim Allah rızası için oruç turmaya.” sözünü de söylemiştim.

Ancak, niyet etmek, sadece sözle söylemek demek değil.

Niyet etmek, nasıl desem, kendimizi belli bir mod’a sokmak gibi bir şey.

Belli bir havaya girmek.

Hayalinizde başınıza bir kaptan şapkası geçirin. Hatta hayalinizde tamamen kaptan gibi giyinin. Kendinizi kaptan olarak düşünün. Ve bütün gün nereye giderseniz gidin, ne yaparsanız yapın, o kaptan şapkasının kafanızda olduğunu hayal edin. Böyle yaptığınız zaman hareketleriniz, yürüyüşünüz, konuşmanız, yemeniz, içmeniz bile bir kaptan gibi olacaktır.

Kafanızda o kaptan şapkasını hayal ederken, ister istemez kendinizi kaptan olarak görüp, kaptan gibi hareket edeceksiniz.

İşte niyet etmek aynı buna benziyor.

Oruç için niyet ederken, aklımda ve kalbimde, “oruçlu” havasına girmem ve bu havayı, (bu şapkayı) tüm gün iftara kadar tutmam gerekiyor.

Bu sanki, onu bütün gün hatırlamak gibi bir şey.

O kararı unutmamak.

Tüm gün boyunca, sözlerimin, hareketlerimin, düşüncelerimin, hislerimin bu kararla uyumlu olup olmadığını kontrol etmek, eğer uyumlu değilse düzeltme yapmak, uyumlu olmayan şeylere “HAYIR” demek, uyumlu şeylere “EVET” demek.

Eğer ben çocukken yaşadığım bu olayda, sadece karar vermeyip, niyetime sımsıkı sarılsaydım, hayalimde “oruçlu” şapkamı kafamda tutsaydım, başımdan aşağı “oruçlu insan” havasına bürünseydim, amcamın şekeri vermesiyle,

  • ya o şekeri teşekkürle kabul edip, akşama yemek üzere cebime koyabilecektim,
  • veya “hayır, ben orucum.” diyebilecektim.

****************************************

Soruyu soran sevgili arkadaşım, hayatta 1 gün dahi olsa, oruç tutmuş olduğunu tahmin ediyorum. Bu sebeple bu örneği verdim, kolay anlayabilmen için.

Bu konuyu dileklerimiz için niyet etmekle birleştirdiğimiz zaman ise şu örneği verebilirim.

Diyelim ki, dileğin ev sahibi olmak.

Önce Allah’a sığınıyoruz ve ev sahibi olmaya karar veriyoruz. Karar verirken, karar verdiğimiz şeyin, hayatımızın her parçasına güzellikler getiriyor olmasına dikkat ediyoruz.

“Ben ev sahibi olmaya karar verdim” veya “Ev sahibi olacağım.” şeklinde bu kararı düşünce ile, sözle veya yazı ile de pekiştiriyoruz.

Önce şunu çok iyi anlayalım: Allah bizim ev sahibi olmamızı istiyor. :D

Sonra niyet konusuna gelelim. Ev sahibi olmaya niyet ediyoruz. Bunu “Niyet ettim ev sahibi olmaya” diyerek yapabiliriz.

Ama yukarıdaki oruç örneğinde olduğu gibi, bu sadece sözde ve düşünce de kalmamalı.

Başımızdan aşağı, “ev sahibi bir insan” havasına girmeliyiz.

“Ev sahibi insan” havasına bürünmeliyiz.

Ev sahibi bir insan nasıl düşünür, nasıl düşünmez, nasıl hisseder, nasıl hissetmez, nasıl konuşur, nasıl konuşmaz, nasıl hareket eder, nasıl hareket etmez, ne yapar, ne yapmaz?

İşte biz de aynen onlar gibi düşünüp, hissedip, konuşup, hareket edip, onların yaptıklarını yapacağız. (Tabii ki hayatımızın 8 parçasına da faydalı olacak şekilde. Kendimize bu tür ev sahibi insanları örnek alacağız.)

Ve onların düşünmeyeceği şekilde düşünmeyip, hissetmeyeceği şekilde hissetmeyip, konuşmayacağı şekilde konuşmayıp, hareket etmeyeceği şekilde hareket etmeyip, yapmayacağı şekilde yapmayacağız. (Tabii ki yine hayatımızın 8 parçasına da faydalı olacak şekilde. Kendimize yine bu tür ev sahibi insanları örnek alacağız.)

Örnek vermek gerekirse, ev sahibi bir insan, “Kiralar ne kadar da pahalı” diye düşünmez veya konuşmaz. Hayatının 8 parçasını düşünen bir kimse ise, kiraların “hak” bir karşılık olmasını ister. Ne kiracıların mağdur olmasını, ne de ev sahiplerinin mağdur olmasını istemez.

Ev sahibi bir insan, oturduğu evin duvarlarına vs. zarar verecek şekilde bir şeyler asmaz, evini bakımlı tutmaya özen gösterir vs.

****************************************

Tabii, dileğimize sahip çıkmak ve sorumluluk almak, dikkat gerektiriyor.

Dileğimiz hakkında ince ince düşünmek ve kafamızı, kalbimizi dileğimiz hakkında açıklığa kavuşturmak gerekiyor.

İşte maratonda da zaten yaptığımız bundan ibaret.

Çünkü, Funda Teyze, sizi ve harikulade dileklerinizi seviyor. :D

Funda Teyzenin dileği zaten hepberaber dileklerimize mutlulukla, huzurla ve Allah’ın izni, yardımı ve yol gösterişi ile ulaşmak. Sonuçta da hepberaber, Allah’tan bir hoşnutluk kazanmak. :D

Ben de dileğim hakkında ince ince düşündüm, bu konuda aklımı ve kalbimi açıklığa kavuşturdum. Hala da bu konuda çalışmaya devam ediyorum.

Ben de dileğimi seviyorum ve dileğim için niyetimi her gün her an, taptaze tutmanın, hem benim hem de sizin dilekleriniz için, önemini çok iyi biliyorum.

Dileğinizden vazgeçmeniz için size şeker dağıtanlara, gülümseyin, ve kibarca, “Ben niyetliyim” deyin.

Ve dilekleriniz için canla başla çalışmaya devam edin.

Ve unutmayın:

Dilekleriniz “Harikulade Dilekler Maratonu”nu seviyor. Siz de sevin. :D

**********************************

Sevgili arkadaşlarım,

Niyet konusunda şu önemli noktayı da belirtmeden edemeyeceğim:

Niyet etmek bize “Allah vergisi bir armağan” dedim.

Ve niyet etmenin gücünün büyüklüğünü, hatta onun en mükemmel, en inanılmaz örneğini hepimiz her gün, her an, her saniye yaşıyoruz.

Aslında milyarlarca örnek olmasına rağmen, bugün beni hep şaşırtan bir tanesine bakalım mı?

Allah’ın niyeti ile kararı ile, dünyanın uzayın boşluğunda dönmesi.

*****************************************************
Bir iş ve oluşa karar verdiğinde sadece ona “Ol!” der; ve o hemen oluverir.
Ali Imran suresi  47

Kuran Tercümesi:
Sayın Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk
*****************************************************

Boşlukta dönüp duran kocaman toplar.

Şu an onları orada tutan şey, Allah’ın niyeti. Onları orada tutan fizik kanunları, Allah’ın kararının ve niyetinin eseri.

Ve Allah o niyeti bıraktığı anda, hepsi yok oluverecek.

Şükürler olsun Allah’a, bize hala hayatımızın 8 parçası için sorumluluk alma, dileklerimiz konusunda iyi, güzel, doğru hareketler etme fırsatı verdiği için.

O gün geldiğinde, inşallah, hepimiz Allah’ın karşısına yüzümüzün akıyla çıkarız ve “Şükürler olsun Allah’a, ben hayatımın 8 parçası için de iyiden, güzelden, doğrudan yana oldum. Bilerek veya bilmeyerek yaptığım tüm yanlışlardan dönmeye kararlı ve niyetli bir hayat sürdüm. Hayatımın 8 parçasında da, dileklerime sarıldım, onlar için niyetlerimi hep tazeledim. Niyetlerimin, sönmesine, azalmasına, kararmasına izin vermedim. Dileklerime kavuşmak için önüme çıkan fırsatları elimden geldiği kadarıyla değerlendirmeye hep büyük bir özen ve dikkat gösterdim. Dileklerime kavuşmamda bana yardım edenlerden, ben de yardımımı, sevgimi, desteğimi, teşekkürümü, özürümü  eksik tutmadım. Beraber iyi, güzel, doğrudan yana olduk. Ne mutlu bize.” deriz. :D


Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (8)
  1. ayşe
    20:57, 29 Aralık 2011

    Yazılarınızı çok istekli ve inanarak okuyorum uzun zamandan beri..allah sizden razı olsun..çekim yasasını para sıkıntım için uyguladım ve ummadığım anda elime o anki sıkıntımın giderilmesi için gerkeli olan para geçti..fakat ruh halim her zaman uygulayabilmeme izin vermiyor bazen. zorluyorum kendimi. ben bir kamu da bir birimin sorumlusu olarak çalışmaktayım 8 senedir. ama hep ayağımı kaydırmaya çalışan beni yetkililere kötüleyen kişiler oldu hayatımda. şimdi de bağlı olduğum üst müdür benim altımda çalışan biriyle sırf hemşehrisi diye işbirliği içinde ve benim önümü tıkıyor,aksilik çıkartıyor, beni yıldırmaya çalışıyor her türlü. ve bana yetkili birinin söylediği görevimin sallantıda olduğu. görevimi aşkla yapıyorum. ve dahada iyi konumlara gelmek istiyorum. dahada yetkili biri olmak ve daha fazla hizmet verebilmek istiyorum. bu durumda ne yapmam nasıl düşünmem gerekiyor. bu durumu lehime nasıl dönüştürebilirim. hangi formülü uygulayacağım. bana yardımcı olursanız çok memnun olurum… teşekkür ederim..

  2. Funda Teyze
    19:47, 30 Aralık 2011

    Ayşe arkadaşım,

    Çekim yasası açısından bu duruma baktığımızda,

    Senin en önce, hayatının 8 parçası açısından senin bu işte çalışmanın en hayırlı ve en güzel şey olup olmadığına bakman lazım.

    Eğer bu iş hayatının 8 parçası açısından en hayırlı şey ise, senin en başta odak noktanı kendine yapılan haksızlıklardan alıp, hayatının 8 parçasının hayrına, iyiliğine ve şükre çevirmen gerekiyor.

    Ama bu yapılan haksızlıklara göz yummak demek değil tabii.

    Sen önce şükre odaklan, sonra eğer bu haksızlıklar hala devam ediyorsa, bu konuları halletmek için Allah’a sığınıp, aklının ve kalbinin hemfikir olduğu bir adım vardır mutlaka.

    Her şeyin bir çaresi vardır tabii ki. Ama senin o çareleri görebilmek için, huzura odaklı olman gerekiyor.

    Bir de kamu kuruluşlarında bu tür olayların yaygın olması konusundaki düşünce ve duygularına da bak.

    Eğer bu tür düşünce ve inançların varsa, bu tür olayları da daha çok kendine çekeceğin kesin olmaz mı sence de?

    Çekim yasasını lehimize çalıştırmak için bu tür düşüncelerimizi temizlemek gerekiyor.

    Yazılarımı uzun zamandır takip ediyorsan, bu temizliği de çok iyi biliyor olduğunu tahmin ediyorum.

    Kolay gelsin,

    Çok çok sevgiler,

  3. Özlemi
    10:26, 17 Aralık 2013

    Bu güzel anlatım için,bu güzel makale için sonsuz teşekkürler :D

    Bu sabah bu makaleyi okumak beni yeniden yeniden umutlandırdı şükürler olsun.

    Hayat amacıma ve hayatın 8 parçasına uyumlu yaşamaya yeniden niyet ediyorum.

    Siz sevgili öğretmenime de çok çok teşekkürler :D :D :D

  4. Funda Teyzen
    18:48, 19 Aralık 2013

    Ne ilginç, Özlemi arkadaşım bir arkadaş daha senin bu yorumu yazdığın günlerde, umutlandığından bahsederek bana e-posta göndermişti.

    Gerçi sanırım o e-magazinimden ve son makalelerimden bahsediyordu, bu makaleden değil ama yine de bana ilginç geldi, arkadaşlarımın yeniden umutlandığını görmek çok güzel.

    Heves ve umudumuzun uyanmasının hayatımızda çok ama çok önemli bir yeri var. :D

    Allah hepimizin ve herkesin hayata kaşı, hayat amacına karşı ve hayatın 8 parçasına karşı, heves ve umudunu arttırsın.

    Çok çok teşekkürler yorumun için.

    Çok çok sevgiler
    2k

  5. Özlemi
    12:11, 20 Aralık 2013

    Ne zaman sizin makalenizi okusam umutlarım daha da artıyor. Ben sizin anlatımınızda ki doğallığı, içtenliği ve gerçekliği yürekten hissediyor ve çok seviyorum.

    Sağ olun var olun :D

    Kolaylıklar diliyorum ben de size.

    2k 2k 2k

  6. Funda Teyzen
    12:45, 20 Aralık 2013

    :D :D :D

    Çok çok sağ olasın Özlemi arkadaşım. :D

    Aslında o senin iyiliğin. :D Allah razı olsun.

    Çok çok sevgiler
    2k

  7. Sevda
    00:35, 26 Mart 2014

    Çok muhteşem, çok güzel anlatmışsınız öğretmenim.
    Ilk okuduğumda anlayamamışım meğer.
    Bugün bir farkındalık yaşadım ve hemen sizin makaleniz aklıma
    geldi tekrar okudum.

    Allah sizden razı olsun.
    Başarılarınız daim olsun
    Sevgilerimle 2k

  8. Funda Teyzen
    13:48, 31 Mart 2014

    Maşallah, Sevda arkadaşım.

    Ben de sana bol bol başarılar, anlayışlar ve keşifler dilerim.

    Çok çok teşekkürler.

    Çok çok sevgiler
    2k

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...