Kim Vurduya Gitmek:
Alışkanlıklarımız ve Çekim yasası
‘Kim vurduya gitmek’, bir kargaşa veya kavga ortamında, kim tarafından vurulduğunu dahi bilemeden vurulmak veya ölmek demek.
Hayatımız da sanki aynı böyleymiş gibi gelmiyor mu size de bazen?
Her şey ters gidip, battıkça batabiliyoruz ama nedir bunun sebebi bir türlü çözemiyoruz.
Tam bir “kim vurduya gitme” örneği gibi…
Bir de çok sevdiğim bir başka deyimimiz daha var Türkçemizde “Ummadık taş baş yarar”
Ummadık bir taş yüzünden kim vurduya gidiyoruz da haberimiz yok.
Türk Dil Kurumu, “küçük veya önemsiz şeyler çoğu kez büyük etkiler yapabilir” şeklinde tarif ediyor bu deyimi.
Peki nedir bu önemsiz gibi görünüp büyük etkisi olan ve milyonlarca hatta milyarlarca insanın “kim vurduya gittiği” o ummadık taş?
İşte şu:
3-5 adet alışkanlığımız…
Evet, hayatımızı tam gaz dibe götüren 3-5 alışkanlığımız var:
- Olumsuz bakış açımız.
- Olayları, insanları beğenmememiz,
- Şikayet etmeye karar verişimiz,
- Hayata somurtarak bakmamız,
- Ve her fırsatta bunları dile getirişimiz…
Ne kadar da basit ve zararsız görünüyorlar değil mi?
Sanki en doğal hakkımız bunlar: beğenmemek, şikayet etmek, somurtmak, eleştirmek ve eleştiren gözlerle bakmak…
Mesela, annemizle tartışıp duruyoruz.
Yani bizim kızmaya, somutmaya hakkımız yok mu? Bir arkadaşımıza içimizi döküp, annemiz hakkında konuşamayacak mıyız? Bizim canımız yok mu?
Şikayet etmenin bizim en doğal hakkımız olması bir yana, eğer bunları yapmazsak ve beğenmediğimizi söylemezsek, nasıl değiştireceğiz, nasıl daha iyiye ulaşacağız?
“Ağlamayan çocuğa süt verilmez” sözü ne olacak? Biz ağlamazsak, yakınmazsak, şikayet etmezsek, istediğimizi nasıl alacağız?
Maalesef, tüm bu mantıklı sözlerin, mantıklı soruların çekim yasasının işleyişini değiştirmeye hiç bir faydası yok.
Sarsılmaz bir şekilde işleyen çekim yasasına göre:
Aklını verdiğin şey başına geliyor.
Devamlı korktuğun, çekindiğin şey başına geliyor.
Gönülden inandığın şey başına geliyor.
Devamlı konsantre olduğun şey başına geliyor.
Kalbinin derinliklerine girmesine izin verdiğin şey başına geliyor.
Sürekli diline dolanmasına izin verdiğin şey başına geliyor.
Allah’ın ruhumuza verdiği, bu büyük güç ne kadar da inanılmaz, değil mi?
İnsan şaşakalıyor.
Peki, madem artık biliyoruz “kimin vurduğunu”, nasıl çıkacağız bu kargaşadan?
Alışkanlıklarımızı değiştirerek:
- Her şeye olumlu bakarak, (Bunu en güzel Allah’a gerçekten ve içtenlikle sığınınca, hakkını vererek yapabiliyoruz.)
- Olayların, insanların beğendiğimiz özelliklerine konsantre olup, kusurlarını örterek,
- Şikayet edecek şey aramaktansa, övecek şeyler arayıp, övmeye karar vererek,
- Hayata güleryüzle bakarak,
- Her fırsatta bunları dile getirerek…
Bunun için de, annemize karşı negatif duygular besleme olayının, bütün basamaklarında alışkanlıklarımızı kırmamız gerek.
Bunu da,
- Onda olumlu, güzel taraflar bularak,
- Bir saygısızlık göstermişsek fazlasıyla özür dileyerek ve telafi edecek davranışlarda bulunarak,
- Onun tekrar kalbini kazanarak,
- Onun bir kusuru varsa, affederek ve nedenini anlayarak.
- Güleryüz, sevgi ve anlayış göstererek
- ve her fırsatta onun hakkında, önünde veya o yokken güzel sözler söyleyerek,
gerçekleştirebiliriz.
Unutmayın, sonuçta bu sadece bir alışkanlık meselesi.
Olumsuz düşünmeye alıştığımız gibi olumlu düşünmeye de alışmak mümkün.
Ve bunu başardığımız zaman hayatımızda mucizeler, sevinçler, güzellikler eksik olmuyor…
Haydi, sen de koşarak gel bu eski alışkanlıkları değiştirme oyununa…
NOT:
Eğer bu konuda sana yardımcı olacak akıldaş ve kalpdaş arkadaşlara ihtiyacın varsa (kimimizin yok ki? :D) ve tabii ki akıldaş ve kalpdaş isek (yani katılım şartlarını okuyunca, sen de ‘Evet, evet, evet, ben de bu arkadaşlarla tanışmak ve birlikte çalışmak isterim, diyorsan), senede bir kaç kere yaptığımız çok çok özel, 23 gün süren MARATON‘a katılıp beraber çalışmaya ne dersin?
Pinterest'te Takip Et!Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.
20:23, 22 Şubat 2014
Sevgili Funda Hocam,
Daha önce de okuduğum bu makalenizde anlattıklarınız ve sizin öğrenciniz olarak şükürler olsun başarabildiğimi de görmenin sevinci var.
Ve ilk iş çıktısını alarak buzdolabımın kapağına asabileceğim harikulade bir makale Emeğinize sağlık. Teşekkürler
16:22, 25 Şubat 2014
Maşallah Özlemi arkadaşım, ne güzel.
Ve çok çok teşekkürler.
00:33, 28 Şubat 2014
Sevgili Funda Ögretmenim,
Yine cok güzel cok sahane bir makale.
Bu aralar etrafimdaki insanlarla bu Tür konusmalar gecti ve karsima bu Makaleniz cikti. Cok sevindim.
Hatta Bende karsimdaki insana iyi taraflarini görmeye calis mutlaka bulursun dedim.
Cok Muhtesem birsey bu :))
Iyiki varsiniz.
Cok cok sevgilerimle
En Kisa zamanda Rabbim sizinle tekrar calismayi nasip etsin. ::
07:30, 1 Mart 2014