21 – Dört Dörtlük Bir Zirve, Dört Dörtlük Bir Başarı

Hayatımızın VAZGEÇİLEMEZ 8 parçası, neden vazgeçilemez?

Çünkü onlar bizim bir parçamız.

Bizi biz yapan şeyler.

Onlar olmazsa, yavaş veya hızlı bir şekilde biz de biz olmamaya başlıyoruz veya olmuyoruz.

Eğer hayatı doya doya, seve seve, kalbimizi vererek mutluluklarla yaşıyorsak, seviyorsak, seviliyorsak, kendimizi hayatımızın 8 parçasıyla BİR BÜTÜN OLARAK hissediyoruz.

Onlara bir fayda gelince, bize gelmiş oluyor. Onlara bir zarar gelince, bize gelmiş oluyor.

VE bu  şekilde birey olarak vücudumuzdan başlayarak, önce ailemize, sonra arkadaşlarımıza, sonra ülkemize ve taa en uçta Allah ile yakınlığımız sebebi ile, sanki tüm varoluşa uzanabilecek şekilde hayatı dolu dolu büyük boyutlarda yaşıyoruz.

Eğer hayatımızın 8 parçasıyla aramız hafif olumsuzsa, mesela kardeşimizle, annemizle, eşimizle aramızda hafif de olsa olumsuzluklar varsa, o zaman küçülerek sadece bir birey, üstelik de mutsuz bir birey olarak yaşamaya başlıyoruz.

Çevremizle ilişkilerimiz, hayatımızın 8 parçasıyla olan ilişkilerimiz, ne kadar sevgi doluysa, hayatı o kadar daha büyük bir başarıyla, daha büyük bir mutlulukla yaşayabiliyoruz.

Karşılıklı sevgimiz sebebi ile hayatımızın her parçası bizi kolluyor, biz de onları kolluyoruz.

Bu noktada TEMİZLİK yapma işleminin önemi kendini gösteriyor.

Kişi hayatının 8 parçasıyla ilgili temizliklerini yaptıkça, o parçalarla ilgili  doğal sevgisi yerine geliyor ve kişi, olması gerektiği gibi, BOL SEVGİ, BOL YARDIMLAŞMA, BOL ALARAK BOL VEREREK hem yukarı hem de her tarafa yayılan bir çınar ağacı gibi hayatını yaşıyor.

Yaşadığımız olumsuz bir olay sebebi ile, hayatımızın herhangi bir parçasıyla, mesela kardeşimizle, eşimizle, patronumuzla, olan, olması gereken BOL SEVGİ azalmışsa ve onun yerine soğukluk ve mesafe girmişse, bir çınar ağacının kuruyan dalı gibi, bizimle o kişi arasındaki sevgi dalı kuruyor, hayat akışı, sevgi alışverişi kuruyor.

Başka bir ifadeyle hayatımızın 8 parçasından bir tanesi kurumaya, ölmeye başlamış oluyor.

ÇARE çok kolay.

Temizlik yapmak, kalbimizdeki sevgiyi TEKRAR coşturmak, büyütmek.

Ve işte Basamak Atlamak e-kursumdan, tam da bu konuda, benim için çok özel bir ders.

Benim çok özel, şahsi bir temizliğimi içeriyor.

Sevgili arkadaşlarım,

Evet, bu ders çok özel bir ders ama unutmayın, bu sadece 5. ders.

Bu kurs, Allah’ın izniyle 365 günlük bir kurs.

Hayatta basamak atlamak için, 365′den de daha çok temizlik gerekiyor.

Neden?

Çünkü basamakları inmek çok uzun bir süre sürdü.

Çıkması da, aah ah gönül isterdi ki, BİR temizlikle çıkabilseydik. :D :D

Ama maalesef, BİR’den çok, hatta bazen tekrar tekrar temizlik yapmamız gerekiyor.

Bu dersi burada size veriyorum fakat unutmayın ki, hem BU temizliği hem de daha gerekli olan pek çok başka temizliği yapabilmek için, seminerime katılmak veya benimle beraber çalışmak için bir kursuma katılmak, hayatta ATABİLECEĞİNİZ en doğru adımlardan oluyor.

Benden söylemesi, davet etmesi, yol göstermesi, yardım etmesi…

İnsanın hayattaki EN BÜYÜK sınavı, vaktini, emeğini, çabasını, parasını, desteğini, yardımını, onayını, sevgisini KİME, KİMLERE, NEYE, NELERE verdiği.

İnsanın hayattaki EN BÜYÜK İKİNCİ sınavı da, vaktini, emeğini, çabasını, parasını, desteğini, yardımını, onayını, sevgisini KİME, KİMLERE, NEYE, NELERE vermediği.

Evet, bunlar hayattaki en büyük 2 sınav.

Hem de HERKES için.

*****************************************************

Basamak Atlamak E-kursu
Ders 5
“Dört Dörtlük Bir Zirve, Dört Dörtlük Bir Başarı”

Sevgili arkadaşım,

Hayatımızda verdiğimiz irili ufaklı HER KARARIN ne kadar önemli olduğunu gördük.

Her ama her konuda, doğru kararlar bizi yukarıya çıkartıyor, yanlış kararlar da aşağıya indiriyor.

Son 4 gündür, derslerimizde gördüğümüz,

** Zirvenin hissini hissetmek,

** Yaptığımız temizliklerle içimize gelen huzur,

** Artık hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olma karar ve niyetimiz,

** Zirveye odaklanma, zirveye çıkma kararımız ve niyetimiz,

** Kendimizi zirvenin hissine şimdiden alıştırıp, onu bol bol yaşamamız,

sen de takdir edersin ki, eğer dünyada bir tek kendimiz olsaydık, oldukça kolay olacaktı. :D

Oysa ki, hayat sadece kendimizden oluşmuyor.

Hayatımız hiçbir şekilde vazgeçilemez 8 parçadan oluşuyor:

1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Biz şahsen ne kadar kendimizi zirvede hissedersek hissedelim, hayatın diğer parçalarında işlerin karmakarışık, felaket, korkunç bir durumda olması, veya bizim bunu farketmemiz, veya onların içinde bulundukları basamak gereği bize gelen iletişimleri, hareketleri, bizi aniden hissettiğimiz o güzelim zirveden tuttuğu gibi en aşağıya atabiliyor bazen değil mi? :D :D

İşte sanırım, çekim yasasında “başarısız” olduğunu iddia eden tüm arkadaşlarımın en büyük derdi bu.

Hayatlarının diğer parçalarını sanki, kendilerinden ayrı, kendilerinin dışında olarak görmeleri ve onlar için sorumluluk almamaları.

Oysa ki her ama her konuda verdiğimiz karar, her zaman bizim sorumluluğumuzda.

Ve, hayatımızın tüm parçalarında da verdiğimiz kararlardan sorumluyuz.

Mesela eğer annemizle aramız iyi değilse, yıllar önce bir gün belki de, ardı ardına ve defalarca verdiğimiz bazı kararlar, annemizle bugün aramızda yaşadıklarımızı, kavgalarımızı belirleyebilir.

Diyelim ki, çocukken veya gençliğimizde bir karar verdik: “Annem beni anlamıyor.” “Annemle aramızda nesil farkı var, anlaşmamıza imkan yok.” “Annem ne kadar da anlayışsız.”

Annenizle aranız iyiyse, bunu babanız için, veya herhangi bir başka kimse için inceleyebilirsiniz.

Aranızın olması gerektiği kadar iyi olmadığı birisini düşünün ve onun hakkında daha en başlarda düşündüğünüz ve hissettiğiniz şeylere dikkatle bakın.

Siz de göreceksiniz ki, mutlaka ama mutlaka en başlarda o kişi hakkında aklınızın ve kalbinizin hemfikir olmadığı, olumsuz bir yargıda bulunmuşsunuz.

Ve ne ilginç ki, bu tür yargılarımız hep bir Türk Filmi havasında oluyor ve biz bu filmin başrol oyuncusu olarak oynamayı gocunmadan yapabiliyoruz.

************************************

Ben çok küçük bir çocukken, çok ama çok değer verdiğim bir bebeğim vardı.

Bu bebeğimi alması için babama çok ama çok rica etmiştim. O kadar çok severdim ki o bebeği, isim bile koyamamıştım.

Ona verebileceğim en güzel isim ne olabilirdi? Hiç bir ismi ona olan sevgimi ifade etmek için yeterli bulamıyordum.

Sonunda adı “et bebek” kaldı. Çünkü yumuşacık bir bebekti, plastik ve sert değildi.

Bir gün çocuk aklımla, bu bebeğimin ağzında ona süt, su, veya bir içecek verebilmek için bir delik açmaya karar verdim.

Mutfağa gidip bir bıçak aldım. Tam dikkatle açacaktım ki, sanırım o zamanlar ilkokul öğrencisi olan ağabeyim, gördü ve “Dur ben yapayım” diyerek aldı bıçağı eline ve bebeğimin ağzında kocaman, yanaklarının ortasına kadar giden hatta neredeyse kulaklarına giden bir yarık açtı. Ve gülerek “Ay elimden kayıverdi.” dedi.

*************************************

Sevgili arkadaşım,

Ben bu olayı yıllarca içime atmıştım. Ağabeyimi suçlamadığımı kendime söylüyordum.

Ama içten içe durumun böyle olmadığını, yıllar içerisinde ağabeyimi içten içe suçladığımı, onun hakkında olumsuz şeyler düşünüp, hissettiğimi, en azından ağabeyim hakkında harikulade duygular hissedemediğimi, ve bu olaya yapışıp kalmış olduğumu hayatıma çekmiş olduğum olaylardan dolayı şimdi çok iyi görebiliyorum.

Tabii ki, bu farkındalığa, çekim yasasını öğrendikten sonra ulaştım.

Benim hayatımda çok büyük etkileri olan bu minicik gibi görünen olay, ilerleyen yıllarda hayatta yaşadığım her zorluğun ardında beni aşağı çeken bir olay olarak yerini almış.

Bu olayda ve ertesinde yaşadığım TÜRK FİLMİ sahnelerini görebiliyor musun?

Gerçek şu ki, bu olay ve ertesinde ben bir Türk Filmi çekmişim, ve başrolde de kendim oynamışım. :D

************************************

Çok şükür bu olayın etkisinden de temizlik yaparak kurtuldum ve artık hayatımı olumsuz etkilemiyor. :D :D

Hayatımızdaki bu tür “Türk Filmi” ve arabesk havalı olaylardan, aklımızı ve kalbimizi kullanarak çıkmak çok önemli.

O olaylardan temizlik yaparak çıkmak çok önemli.

Mesela benim yaşadığım olaya bakarsak, ben nasıl temizlik yaptım, bakalım mı?

1- Öncelikle o olayda kendi payımı, kendi hatamı, kendi yanlışımı arıyorum.

** Minicik bir çocuk olarak, anneme danışmadan bıçakla oynamakla hata etmişim.
** Ağabeyim, “ver ben yapayım” dediğinde bebeği ve bıçağı ona vermekle de hata etmişim.
** Olay olduktan sonra içime atmakla, ağabeyime, anneme, babama veya herhangi bir büyüğüme bu konu hakkında ne kadar üzüldüğümü anlatmamakla da hata etmişim.
** Üzüntümü içime atmakla, ağlamamakla hata etmişim.
** Güzelim bebeğimin ağzında bir delik açmaya karar vermekle hata etmişim. O haliyle ne kadar da güzelmiş. :D
** Madem, ille de açmak istedim, bunu anneme babama sormamakla, onların yardımını almamakla hata etmişim.
** Bu olaydan sonra ağabeyim hakkında olumsuz düşünmekle hata etmişim.

TÜM BU HATALARIM İÇİN SORUMLULUK ALIYORUM. “Ben yaptım. Ben yaptım. Ben yaptım.”

2- Allah’a sığınıp bu hatalarım için içtenlikle af diliyorum. Ve bu yanlışlardan vazgeçmeye karar ve niyet ediyorum.

Allah’ım çocuk aklımla ne yapacağımı bilememişim. Sana sığınmayı unutmuşum. Annemle babamla konuşsam onlar bana yardım edebilirlerdi belki de. Ama onu da yapamamışım. Affet Allah’ım, o olayda sorumluluk almadım, sadece ağabeyimi içten içe suçladım. Onun hakkında olumsuz şeyler düşündüm, yıllar içerisinde aramız giderek daha da bozuldu.

Bu olayın hakkını vererek geçemediğim için, ve üstelik kendimin HAKLI olduğuna inanarak, yıllar içerisinde, bu yanlışımı daha da, daha da devam ettirdim.

Ağabeyimle ilişkimiz kopma noktasına geldi. Affet Allah’ım, beni cahilliğim, hatalarım için affet. Ağabeyimi de affet. O da çocuktu.

Annemi de affet, bu olaylar olurken, ya bizimle ilgilenmedi, ya da yanımızda değildi.

Babamı da affet. Ağabeyimin bu şımarıklığında onun da bir payı var. Onu hem çok şımarttı hem de oldukça da sert davrandı.

Allah’ım biz sana sığındık. Yardım et bize. Tüm bu olumsuzluklardan, acılı olaylardan temizlenmemize yardım et.

Seyrettiğim filmlerin de etkisinde kalmışım. Bu olayı bir film gibi yaşamışım. Tüm hayatıma, hakim olmasına izin vermişim.

Affet Allah’ım.

Sen affetmeyi çok seversin. Beni de bizi de affet Allah’ım. Bize yardım et, tekrar her şeyi düzene sokalım. Sevgi, saygı, işbirliği ile, mutlu, huzurlu yaşayalım. Sevgi dolu, iletişimler gitsin aramızda, birbirimize yardım edelim, hayatta her konuda birbirimize yardım edelim, destek olalım.

3- Allah’ım senin affediciliğini kendime örnek alarak ben de hem kendimi, hem ağabeyimi, hem annemi, hem de babamı affediyorum.

Senin sonsuz sevgini kendime örnek alarak, ben de hem kendimi, hem ağabeyimi, hem annemi, hem de babamı çok ama çok seviyorum.

Şükürler olsun, ailemi seviyorum. Aileme yardım etmek, destek olmak, beraber büyümek, gelişmek istiyorum.

NİYET ETTİM, BİR ZALİMLİKLE, YARAMAZLIKLA VEYA BENİ ÜZEN BİR DAVRANIŞLA KARŞILAŞTIĞIMDA, BUNA İZİN VERMEMEYE, KENDİMİ VE SEVDİKLERİMİ KORUMAYA, GEREKİRSE SEVİYELİ AMA İÇTEN BİR İLETİŞİMLE DUYGU VE DÜŞÜNCELERİMİ ANLATMAYA, GEREKİRSE YARDIM İSTEMEYE.

NİYET ETTİM AĞABEYİME YARDIM ETMEYE.

NİYET ETTİM, AĞABEYİMLE HARİKULADE BİR İLETİŞİM, SEVGİ, SAYGI, İŞBİRLİĞİNE DAYANAN BİR İLİŞKİ KURMAYA.

NİYET ETTİM, HEM KENDİMİ HEM AĞABEYİMİ HEM DE AİLEMİ ÇOK AMA ÇOK SEVMEYE.

NİYET ETTİM AĞABEYİM KONUSUNDA DA BASAMAKLARI ÇIKMAYA.

*******************************************

Sevgili arkadaşlarım,

Dört dörtlük bir hayat, dört dörtlük bir zirve, hayatın 8 parçasında da mutluluğu ve huzuru içeriyor.

Hayatın herhangi bir parçasını yok farzedemiyoruz.

Tabii ki, yukarıda verdiğim örnekte söz konusu olan şey, her ne kadar benim için önemli idiyse de, sonuçta bir oyuncak bebek.

Bazen hayata veya hayatın herhangi bir parçasına olan küskünlüğümüz, çok çok daha büyük bir zarardan dolayı olabiliyor.

Her şeyi affedeceğiz veya kabul edeceğiz diye bir şey yok. Fakat yine de dört dörtlük bir hayat için, bu olayları, aklımızda ve kalbimizde TEMİZLİK ve HUZUR seviyesine çıkarmak zorundayız.

Gönlümüzdeki o acıklı, kirli ve hatta film gibi renkli hatta estetik, veya arabesk sahneler, o gönül kirleri, en güzel bir şekilde temizlenmeli.

Allah’a sığınarak, affederek, karşıdaki kişinin hatalarını görüp affederek, ve en önemlisi de olaydaki kendi minicik de olsa, miniminnacık da olsa hatamızı bulup, bu şekilde hayatımızın sorumluluğunu üzerimize almaya başlayarak.

Olayları, başımıza gelen şeyler olarak görmek değil, sorumluluk alarak bakmak ve temizlemek.

Ancak şunu da unutmamak gerekiyor ki, eğer hayatımıza sürekli bir zararlar veriliyorsa, bazen söz konusu o kişiden uzaklaşmak en hayırlısı olabiliyor.

Çünkü bazen uzaklaşmak ve hayatımızın olası benzeri zararlarla karşılaşmasına engel olmak da sorumluluk almanın bir parçası.

Temizlikleriniz konusunda da, temizlik öncesi, sırası ve sonrası vereceğiniz seçimde de, kararda da HER ZAMAN, Allah’a sığınıp, aklınızın ve kalbinizin hemfikir olduğu adımlar atın.

Vereceğiniz kararın sonuçta,

** hem sizin, hem de alakalı kimselerin iyiye-güzele-doğruya yaklaşıp yaklaşmadıklarına,
** hem size, hem de alakalı kimselere huzur, mutluluk verip vermediğine,

BÜYÜK ÖNEM VE ÖZEN GÖSTERİN.

Kararınızı hem bu çerçeveden bakarak, hem de alakalılar olarak, hayatın 8 parçasını da düşünerek verin.

Ve bu dersimiz vesilesi ile, kendi hayatınızda da bir Türk Filmi olup olmadığına bakın.

Sevgili arkadaşım,

Makalelerimde filmlerden, dizilerden, tüm okurlarımı neden çekip çıkarmak istediğimi, neden kursumuzdan maksimum faydayı alabilmeniz için, dizilerden, romanlardan, filmlerden uzak durmanızı tavsiye ettiğimi anlayabiliyor musunuz?

Henüz bu açık değilse bile, bir gün siz de hayatınızdaki Türk Filmini ve olayın hayatınızı ne kadar olumsuz etkilediğini farkettiğinizde, bana hak vereceksiniz. :D

********************************************

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (0)

Henüz yorum yok.

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...