İ – LE – Tİ – ŞİM

Sevgili arkadaşlarım,

Şimdiye kadar sizlere iletişimin hayatımızdaki yeri, önemi, faydası, yararı, elzemliği, etkisi, sonuçları, iyileştirici gücü ve hediyeleri vs. hakkında çok bilgi verdim.

Hatta bu konuda birey birey de çok konuşmalarımız oldu.

Ve işte, hayatta NEFES ALMAK kadar önemli olan bu konuda bir makale daha yazmam gerekti.

Tabii anlatmak istediğim, önemle vurgulamak istediğim o kadar çok nokta var ki.

Zaten maraton ve temizlik saati katılımcıları iletişim hakkında çok önemli bir bilgiyi geçtiğimiz günlerde aldılar, çok şükür.

ANLAYIŞ FORMÜLÜ…

Aslında o konuyu da makalelerimde anlatmak isterim ama bugünkü makaleyi son günlerdeki bilgilerin bir tekrarı değil, başlı başına bir iletişim yazısı yapmak istiyorum.

Eğer anlayış formülünü öğrenmeyi acilen isteyen çok okuyucum olursa, o makaleyi de biraz öne alabilirim.

Erken isterseniz lütfen bana yazın. :D

Ama bugünkü makalede İLETİŞİM hakkında öğrencilerime, detaylı bazı bilgiler vermek istiyorum.

Bu sebeple, bu yazıda iletişimi ameliyat eder gibi :D, veya anatomisini çıkartır gibi, teker teker, parça parça, iletişimi oluşturan HER bir parçayı sizlere göstereceğim.

Unutmadan, anatomi, insan, hayvan ve bitkilerin yapısını ve organlarının birbiriyle olan ilgilerini inceleyen bilim demek.

Bir diğer anlamı da, bir şeyin oluşumunda göze çarpan özel yapı.

Kelimenin köküne baktığımız zaman da,

ana—- parçalara

tomi—- ayırmak

anlamında olduğunu görüyoruz.

Bu sebeple, bugünkü makalemize İLETİŞİMİN ANATOMİSİ dersek de harikulade olur. :D

********************************

Sevgili arkadaşlarım,

Bilmenizi isterim ki, en basiti de dahil, eğer herhangi bir iletişimde, bugün bahsedeceğim TEMEL parçalar yoksa veya bunlardan biri veya bir kaçı yoksa, veya bu parçalardan herhangi birini abartıyorsak, o iletişim eksik veya zorlama veya yanlış veya etkisiz, veya zararlı bir hale gelebiliyor.

İletişimin hayatımızdaki önemi gerçekten HAVA gibi sevgili arkadaşlarım.

Bunu söylerken inanın abartmıyorum.

** Hem kendi iletişimimizi düzgün yapmamızın,
** Hem bize gelen iletişimin düzgün olmasına dikkat etmemizin,
** Hem de bize gelen düzgün iletişimi düzgün karşılayıp cevap vermemizin,
** Hele hele yeni bir iletişim başlatabilmemizin,

hayattaki mutluluğumuza, huzurumuza, maddi ve manevi zenginliğimize ve hatta sağlığımıza etkisi çok büyük.

İşte bu sebeple ben derim ki, hayatta mutluluk, huzur, sağlık, zenginlik sizin için önemliyse, daha doğrusu bizim için önemliyse, bu makalede yazacağım iletişimin temel parçalarını iyi öğrenelim.

İyi öğrenelim.

İyi bilelim.

İyi kullanalım.

Hiç birini ihmal etmeyelim.

Şahsen öğrencilerim olarak beraber çalıştığım arkadaşlarım, biliyorsunuz bunlar benim adını koymasam da sizlerden her zaman özellikle rica ettiğim konular.

Neden rica ediyorum?

İnanın sizin hayattaki mutluluğunuz, huzurunuz, başarınız, sağlığınız ve zenginliğiniz için.

Tabii, hayatta başarı için ne kadar elzemse bu konular, kurslarımın başarısı için de aynı şekilde elzem.

Tüm kurslarım ve her bir ders de BİR İLETİŞİM biliyorsunuz.

Ve, hakkı verilmemiş hiç bir iletişimden de, dersten de bir hayır gelmediğini, gelmeyeceğini çok iyi tecrübe ederek öğrendi Funda Teyze de. :D

Bu sebeple de, Funda Teyze’nin kurslarında dersler, ancak ve ancak her bir dersin hakkı verilmişse, yani,

** iletişimin o iyileştirici gücü ve etkisi ortaya çıkmışsa,
** iletişimle sağlanan sevgiye VE anlayışa ulaşılmışsa,

geçilebiliyor.

Amaç her zaman sevgi ve anlayış, sevgili arkadaşlarım.

Sevgi, anlayış, güven, huzur, mutluluk.

Allah’ın güzel isimlerinden, Rahman ve Rahim, benim anlayışım ve tercümemle ANLAYIŞLI ve SEVGİ DOLU demek biliyorsunuz.

Allah’ın Kuran’da neredeyse her sureyi başlatan isimleri bunlar.

ANLAYIŞ ve SEVGİ‘ye ulaşmak, bizim gibi hayatın 8 parçasının iyiliğini isteyen, ve Allah yolunda yürüyen insanlar için her zaman hem amaç, hem araç, hem de hayatımızın özü.

*****************************************

Bugün sizlere iletişimin temel parçalarını önce genel olarak verdikten sonra her birini ayrıca tek tek açıklayıp vereceğim.

Ve işte iletişimin en genel olarak, en elzem ve en temel parçaları:

Etkileyen
Mesafe
Etkilenen

Örnek olarak, burada karşılaşan iki kişi görüyoruz.

Ve birinci kişi, A kişisi, GÜNAYDIN diyor diğerine, yani B kişisine.

Ve bu durumda o ETKİLEYEN oluyor. O selamı alan kişi de ETKİLENEN oluyor.

Etkileyen kişinin karşı tarafta yaratmak istediği bir etki var.

Bu örneğimizde bu etki, o sabah için, iyi dileklerini o kişiye göndermek ve onu mutlu etmek.

MESAFE, her iletişimde olan ve bizim farkında olmamız gereken bir şey.

Mesafe aralarında iletişim olan kişilerin birbirlerine olan mesafeleri.

Kişi 1 metre ötede mi, 100 metre ötede mi?

Bu durumda belki, istediğimiz etkiyi yaratmak için bağırmamız gerekecek veya elimizi kolumuzu sallayıp, zıplamamız gerekecek.

Mesafeyi unutarak konuşursak, kendi kendimize konuşma durumları ortaya çıkabiliyor ve karşı tarafa ulaşmayabiliyor istediğimiz etki.

ETKİLENEN ise, bu örnekte, ‘Günaydın’ selamını alan kişi.

İletişimin birinci amacı birisine bir etkide bulunmak.

En güzeli tabii ki,  hayatın 8 parçasına faydalı, iyi, güzel, doğru bir etkide bulunmak.

İletişimlerde etkilenen bir taraf doğal olarak var olduğu için, tüm iletişimlerimizde karşı tarafı ve onun nasıl etkileneceğini göz önüne almak durumundayız.

Ve daha da önemlisi, kimi zaman da bizim ETKİLENEN taraf olmayı kabul etmemiz şart.

İletişim’in en genel ve temel parçaları,

Etkileyen
Mesafe
Etkilenen

dedik.

Ama daha derine inmeden, buraya eklememiz gereken bir şey de:

GÖNDERİLEN ŞEY.

Gönderilen şey,

** kelimeler olabilir,
** bir bilgi olabilir.
** bir düşünce olabilir,
** bir duygu olabilir.
** veya gerçek bir cisim olabilir,
** bir hediye olabilir.
** bir soru olabilir.
** bir istek olabilir.
** bir ihtiyacın dile getirilmesi olabilir.

Kısacası, herhangi bir şey olabilir, yeter ki, bir mesafe kaydedip, karşı tarafa ulaşsın.

****************************************

Sevgili arkadaşlarım,

Şimdi bu bilgiler ışığında ve bu genel ve temel iletişim parçalarından sonra, biraz daha derine inelim mi?

Önce ETKİLEYEN tarafına bakarsak,  burada olmazsa olmaz, elzem konular:

Sorumluluk ve Niyet

Örneğimize bakarsak, A kişisi, sarfettiği ‘Günaydın’ sözünün karşı tarafa ulaşması için hem sorumluluk almalı hem de niyet etmeli.

Sorumluluk almazsa, niyet de etmezse, hani bazen işte veya komşulukta hatta evde yaşanabilen, MIRMIRMIR ne dediği belli olmadan konuşup da, biz ‘pardon ne dedin duymadım?’ diye sorunca, ‘Günaydın’ dediğini öğrendiğimiz kimseler olabiliyor.

İşte burada iletişimi için sorumluluk almamış, hatta o iletişimi aslında yapmaya niyet de etmemiş bir kişiyi görüyoruz.

Tabii sorumluluk ve niyet için bu en basit bir örnek. Sadece iletişim için sorumluluk alınmasının bir örneği.

Aslında, hayatın 8 parçası açısından TAM BİR SORUMLULUK ve İYİ NİYET en güzeli oluyor.

Bu durumda, kişi bir arkadaşına, veya annesine, babasına, veya hiç tanımasa bile, sokakta, markette gördüğü bir kişiye, sorumluluk alarak, ona güzel bir sabah dilemek niyeti ile ‘Günaydın’ diyor.

Ve ETKİLENEN tarafına da bakıp, onun derinlerine indiğimizde, orada da olmazsa olmaz, elzem konular olarak şunları görüyoruz:

Dikkat
Olduğu gibi almak
Anlamak
Anladığını belli etmek
Cevap vermek

Dikkat, derken sevgili arkadaşlarım, bütün dillerde ve toplumlarda bilinen ve hepimizin çok iyi bildiği o,

** algılarını, düşünce ve duygularını bir konuya yoğunlaştırmayı,

kastediyorum.

Elbette DİKKAT de derece derece.

Bir iletişimin başarılı olabilmesi için, alan tarafın o iletişimin gerektirdiği kadar dikkati vermesi, sarfetmesi gerekiyor.

Tabii, DİKKAT, 2 tarafın da sorumluluğunda.

İletişimi gönderen kişinin, alan tarafın dikkatini çekmek için hem sorumluluk hem de niyet etmesi gerekiyor.

‘Olduğu gibi almak’ derken AYNEN olduğu gibi ve HİÇ değiştirmeden almayı kastediyoruz.

Buna fotokopi çeker gibi, aynen olduğu gibi almak da diyebiliriz.

Mesela, A kişi B kişisine ‘Günaydın’ diyor, ve biz B kişisine soruyoruz, ‘Ne dedi?’ diyoruz.

Ve o bize diyor ki, ‘Merhaba’ dedi, ‘Selam verdi.’

İşte bu durumda, B kişisinin, iletişimin ya dikkat, ya da olduğu gibi almak parçalarında bir problemi olduğunu anlıyoruz.

Çağımızda bir şeyin olduğu gibi alınması, söylenenlerin, okunanların OLDUĞU GİBİ alınması konusunda, sanki bu alan kişinin yaratıcılığına zararlıymış gibi bazı yalan yanlış iddialar oluyor.

Oysa ki, sağlıklı ruhlar, sağlıklı oldukları derecede, iletişimleri OLDUĞU gibi net bir şekilde alırken, ruhumuz temizlikten uzaklaştığı ve acılara daldığı derecede iletişimleri çarpıtarak veya eksilterek veya abartarak alıyor.

Ve işin en güzel tarafı da, iletişimleri OLDUĞU gibi, tarafsız bir şekilde alma isteği ve arayışı dahi, ruhumuzu rahatlatıyor, temizliyor, yükseltiyor.

Ve gerçek yaratıcılık, ve hayırlı yaratıcılık, mutluluk ve temizlikten coşan ruhlardan ortaya çıkıyor.

Bu sebeple, iletişimin bu temel, basit, elzem parçalarını iyi öğrenip, iyi uygulamak çok yararlı ve çok önemli sevgili arkadaşlarım.

Olduğu gibi almak, konusunda biraz daha bilgi vermek gerekirse:

Konuşulan sözlerin veya okunan kelimelerin, teker teker farkında olunması, iletişimdeki vurguların, belirtilen önemli noktaların aynen ve olduğu gibi farkedilmesi.

Kısacası, gönderilen şeyin, alan tarafından kabul edilse de edilmese de, OLDUĞU GİBİ görülmesini veya duyulmasını kastediyoruz.

Bu TAM ALIŞ, TAM ALGILAMA, ağırlıklı olarak iletişimi alan tarafın yani etkilenen tarafın sorumluluğu.

Mesela, örneğimize bakarsak, eğer gönderen kişinin sorumluluğu ve niyeti kuvvetliyse, bu iletişimi doğru ve olduğu gibi anlamak, alan tarafın OLDUĞU GİBİ ALMA yeteneğine, isteğine, kararına, alışkanlığına bağlı.

Eğer kişinin söylenenleri öylesine dinleme, yazılanları öylesine okuma alışkanlığı varsa, bu o kişi ile düzgün bir iletişimi imkansız hale getiriyor maalesef.

Gönderen taraf tam bir sorumluluk ve iyi niyetle ‘Günaydın’ demişse, ve alan taraf aklı başka yerde dinliyorsa, o ‘Günaydın’ sözündeki ilgiyi, sevgiyi, iyi dileği farkedemeyecektir, hatta ezbere konuşuluyor zannedecektir.

Hatta belki duysa bile tam anlayamayacak, ve bu güzel iletişimden faydalanamayacaktır.

Olduğu gibi almanın ardından, bir de ayrıca ANLAMAK geliyor, sevgili arkadaşlarım.

Bir iletişimi kelime kelime algılamış olabiliriz ama, o kelimelerin birleşmesinden ortaya çıkan anlamı ve karşıdaki kişinin niyetini ANLAMAK gerekiyor, iletişimin hakkını verebilmek için.

Ve bunun ardından da, ANLADIĞINI BELLİ ETMEK geliyor.

Nasıl iletişimi gönderenin görevi iletişimi düzgün göndermekse, iletişimi alanın görevi de  iletişimi gönderenin bu emeğine saygı göstermek ve iletişimin alındığını, anlaşıldığını ve hatta gerekli önemin verileceğine dair, bir minik de olsa geri dönüşte bulunması gerekiyor.

Bu bir teşekkür olabilir, bir baş eğmesi ile aldığını göstermek olabilir, bir, gülümseme, tebessüm olabilir.

VE BUNDAN DAHA DA DAHA DA GÜZELİ DE:

Etkilenen konumdaki kişinin ona ulaşan bu güzel iletişimden hemen sonra, kendisinin ETKİLEYEN taraf olup, sorumluluk alıp, niyet edip, karşı tarafa bir iletişim kurması.

Bu da örneğimize bakarsak, B kişisi, bu kez sorumluluk ve niyetle, mesafeye de dikkat ederek, A kişisine ‘Günaydın’ demesi.

Cevap vermek, iletişimin devamı olarak da, yepyeni bir iletişim başlatarak da, herhalükarda da iletişimin harikulade ve vazgeçilemez bir parçası.

************************************

Tabii ki, iletişim ve iletişimin mutluluğumuza, huzurumuza, sağlığımıza, maddi manevi zenginliğimize iyileştirici etkisi derken, sevgili arkadaşlarım, benim kastım HEP, hayatın 8 parçasına hayır, uğur, fayda, yarar içeren iletişim.

Bizim sorumluluğumuz iletişimi başlatan konumda olduğumuzda HEP bu tür iletişimler başlatmak.

Etkilenen taraf olduğumuzda ise, hayatımızın 8 parçasına fayda ve hayır düşünerek, faydasız, zararlı iletişimleri AYIKLAMAK, onları gerekirse çöpe atmak, duymamak, başkalarına iletmemek, en doğru hareket oluyor.

Nasıl hava bizim için elzemse, ve çoğu zaman ilaç gibi ise, temiz hava, iyi, güzel, doğru, sevgi, saygı, anlayış dolu iletişimler de üzerimizde bu temiz hava etkisi yapıyor, içimizi açıyor, ferahlatıyor.

Kötü, çirkin, yanlış, sevgisiz, saygısız, anlayışsız iletişimlerle de kendimizi zehirli hava içinde bulmuş gibi oluyoruz.

Dumanlı, zehirli havayı içinize çekmek zorunda değilsiniz, sevgili arkadaşlarım.

En birinci görevimiz, KENDİ iletişimlerimizin temiz, ferah, açık olmasına dikkat etmek. Ki bunu, iletişimin TÜM parçalarının iletişimlerimizde mevcut olduğuna dikkat ederek yapabiliriz.

Yani, iletişimlerimizde şu konulara sevgi ve ilgi ile, anlayışla önem ve özen göstereceğiz. Onların mevcut olduklarına dikkat edeceğiz:

Etkileyen
Sorumluluk
Niyet
Gönderilen şey
Mesafe
Etkilenen
Dikkat
Olduğu gibi almak
Anlamak
Anladığını belli etmek

Cevap vermek

Bunu yapınca, hem biz başkalarına TEMİZ HAVA, yani bir nevi, hayatımız için elzem olan oksijen vermiş gibi oluyoruz.

Tabii bunların olmadığı, sevgisiz, saygısız iletişimler bize geliyorsa, bu durumda da kendimizi bu zehirli havadan korumak için, mesafeyi arttırmak, araya aracı veya engeller koymak, iletişimi kesmek, hayatımızın 8 parçası için yapabileceğimiz EN HAYIRLI, EN GÜZEL şey oluyor.

Hepinize TERTEMİZ HAVALAR ve yine TERTEMİZ, sevgi, saygı, anlayış, güven, ilgi, yardım, iyilik, güzellik, doğruluk, hayır, uğur, mutluluk dolu, HARİKULADE iletişimler diliyorum.

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (2)
  1. Nevin
    22:41, 28 Mart 2013

    ÇOK SEVGİLİ VE SAYGI DEĞER FUNDA ÖĞRETMENİM,
    İletişimin hava gibi, önemli ve elzem olduğunu, sizin değerli, yazılarınızdan, öğretilerinizden öğreniyoruz, yaşıyoruz.
    Bu makalenizdeki gibi, kirli havadan, uzak durup, temiz havanın ferahlığıyla, yaşam enerjisini, içimize çekercesine ciğerlerimizi derin derin dolduralım.
    Sevgi ile, hem fikir olarak, iletişimlerimizi HARİKULADE anlayışlar olarak yaşayalım.
    Hayatımıza kattığınız her değer için, sonsuz teşekkürler…
    Allah Sizden Razı Olsun.

  2. Funda Teyzen
    20:03, 2 Nisan 2013

    Çok çok sağ olasın Nevin arkadaşım. :D

    Allah senden de razı olsun.

    İletişimin gücünü, faydasını çok güzel anladığın ve benim bu ilteşimimi de TAMAMLADIĞIN için.

    Duyulmayan, veya duyulsa bile duyulduğu belli edilmeyen, veya anlaşılmayan, veya anlaşılsa da anlaşıldığı belli edilmeyen, duyulduğu anlaşıldığı belli edilse de cevap verilmeyen bir iletişim, ne kadar iyi, ne kadar güzel, ne kadar doğru, ne kadar faydalı olursa olsun, ulaştığı o kişilere Allah’ın istisnaları hariç hiç bir fayda sağlamıyor.

    Sağ olasın gerçekten, İLETİŞİM hakkındaki bu çok özel makaleyi sevgiyle kabul ettiğin için.

    Ben de hayırlara uğurlara vesile olsun diyorum.

    Allah’tan iletişimlerinin harikulade bir şekilde açılmasını, ve sana hayatta sevgi, saygı, uğur, mutluluk, sağlık, bolluk, bereket, ve ZENGİNLİK getirmesini diliyorum.

    Çok çok sevgiler

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...