Çekim Yasası, 10 Kasım, Atatürk’ün Vasiyeti ve Funda Teyze’nin Açılan Bir Kapısı

Sevgili arkadaşlarım,

Atatürk, arkadaşları ve onlara destek veren dede ve ninelerimiz, bizi, ülkemizi, milletimizi NEYDEN KURTARDILAR?

Neye karşı savaştılar?

  • Ülkemizin topraklarında yaşayan, çoğunluğu Türk ve müslüman halkın, yabancı devletlerin yönetimine verilmesine karşı,
  • Anadolu’nun parçalara ayrılmasına karşı,
  • ve bunun sonucu olarak da, Türk ve müslümanların o topraklardan uzaklaştırılmak amacıyla soykırım’a uğratılmasına karşı.

Yani köylerde yaşayan, tarım ağırlıklı bir milleti yok olmaktan, köle olmaktan, yıllar sürecek acılardan kurtardılar.

Eğer SADECE İngilizler veya o zamanın başka bir büyük devleti işgal etseydi topraklarımızı, büyük bir ihtimalle kaderimiz Hindistan’daki gibi ikinci sınıf vatandaşlar olarak yaşamaktı.

Ama sadece İngiltere değil, Yunanlılar, Ermeniler, İtalyanlar, Fransızlar da paylaşıma katıldıkları için, bizim topraklarımızdan büyük kan dökülerek kaçırılmamız söz konusuydu.

Büyük insani felaketler yaşanacaktı ve bunların işaretleri de gelmeye başlamıştı.

Ayaklanmalar, yerel halka saldırmalar, köy yakmalar, bazı bölgelerin Türklerden temizlenmesi vs. çabaları ortaya çıkmıştı.

*****************************************

Ülkenin ve milletin bu işgalden, bu eziyetten, bu kaderden ve bu karanlık gelecekten kurtarılması, vatansever, milletsever kimseler için, açık ve bariz bir şekilde,

YAPILMASI GEREKEN, ADIM ATILMASI GEREKEN ŞEY İKEN,

Padişah ve çevresindekilerin, belki korku, belki de bencillik ve kendi çıkarlarını düşünmeleri sebebi ile bu görevden kaçması, Atatürk’ün savaşının onlara karşı da olmasına sebep oldu.

Korku, bencillik ve kendi çıkarını düşünmek…

Ve bunun tam tersi de,

Allah’a güven, ve hayatın 8 parçasına faydayı esas almak.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
********************************************

Padişah ve çevresinde, gördüğümüz:

Korku, bencillik ve kendi çıkarını düşünmek…

Atatürk ve ona yardım eden milletimizde gördüğümüz ise:

Allah’a güven, ve hayatın 8 parçasına faydayı esas almak.

*****************************************

Gördüğümüz üzere, çekim yasası harikulade bir şekilde işliyor.

Allah’a güven, ve hayatın 8 parçasına faydayı esas alarak atılan her adım, tüm olanaksızlıklara, tüm zorluklara ve imkansızlıklara rağmen, mucizelerle amacına ulaşıyor.

Korku, bencillik ve kendi çıkarını düşünerek atılan adımlar ise, tüm olanak, imkan, kolaylık, güç ve yetkiye rağmen, Allah’ın hikmeti olarak sonuçsuz kalıyor ve başarısızlığa uğruyor.

*****************************************

ÇOK İYİ ANLAMAMIZ ve USTALAŞMAMIZ GEREKEN İKİ KONU

Bizlerin de, çekim yasasını hayatın her alanında, doğru ve düzgün, lehimize ve pek tabii hayırlı ve uğurlu olacak şekilde çalıştırmamız için, bu iki konuya %100 hakim olmamız lazım, sevgili arkadaşlarım:

1- Allah’a güven,

2- Hayatın 8 parçasına faydayı esas almak.

*****************************************

Alınacak Dersler:

Atatürk’ün bu savaşı ve yukarıda gördüğümüz Padişah ve çevresinin oluşturduğu tablo, bize kendi mücadelelerimizde de örnek alabileceğimiz bazı ipuçları ve dersler veriyor.

Çıkardığımız bu dersler, hayatta kendi amaçları ve dilekleri olan bizler için de örnek olmalı.

Çünkü Atatürk başarılıydı. Allah’a güvenip, aklını kalbini dinleyip, hayatın 8 parçasına faydayı esas almıştı.

Padişah ise, Allah’a güvenmeden korkuya kapılıp, tahtını ve çıkarını düşünerek, milletini ve ülkesini feda etmeye hazırdı, yani hayatın 8 parçasına faydadan çok uzaklaşmıştı.

Biz de bu konuyu çok iyi anlayarak, doğru dersleri alarak, harikulade başarılara ulaşabiliriz.

Siz de kendi derslerinizi çıkartın tabii ki, sevgili arkadaşlarım. Eminim alınacak pek çok ders var burada.

Ama şimdi ben size benim şahsen çıkarttığım bazı çok özel, 3 dersi vermek isterim:

Ders 1

Zeki, eğitimli, uyanık, Allah’a güvenen, aklını ve kalbini dinleyen bir insan için hayatta her zaman umut vardır.

Aynı Atatürk’ün ülkemizin işgali sırasında umudunu kesmemesi gibi.

Gemileri İstanbul’da gördüğünde, “Geldikleri gibi giderler” diyebilecek kadar Allah’a güvenmesi, yapılan bir yanlışın farkında olacak kadar uyanık olması.

Ders 2

Gözlerin kapalı olması, korkaklık ve açgözlülük bir araya geldiğinde sonuç felaket olabilir.

Biliyorsunuz, 1. Dünya Savaşında içine düştüğümüz o korkunç yenilginin kaynağı, daha doğrusu başlangıcı, padişahın 1. Dünya Savaşına girmeyi kabul etmesi ve yeni topraklar ele geçirme hevesinde olmasıydı.

Yani açgözlü olmasıydı.

Almanya saldırgan ve yeni topraklar ele geçirme peşinde olan taraftı ve Padişah, Almanya’nın yanında savaşa girdi.

Eğer savaşa girmeseydik, Osmanlı İmparatorluğu da yıkılmayacak, hasta hasta da olsa, yaşamaya devam edecekti.

Fakat Padişah’ın açgözlülüğü, uyanık olmaması ve olayların sonunda sergilediği korkaklık, Osmanlı İmparatorluğunun sonunu getirdi, ve Türk Halkını da çok büyük bir tehlikeye attı.

Ben çekim yasasını öğrenmeye ve uygulamaya çalışanlarda da görüyorum ki,

1- Eğer bir insan çekim yasasına açgözlülükle saldırırsa,

** yani “derhal yarın zengin olmak istiyorum, en güzel en yakışıklı, zengin ve genç kişiyle, en kısa zamanda mümkünse bu ay, hem de Çırağan Sarayı’nda evlenmek istiyorum” türünden…

2- Çekim yasasını uyanık olmadan, cahil ve uykuda bir şekilde uygulamaya kalkarsa,

** yani, dışı süslü, anlaşılmaz kelimelerle dolu, ama içi boş öğretmenler ve uygulamalar peşinde koşarsa,

3- Aklının kalbinin hemfikir olduğu bir konuda korkaklık, cesaretsizlik gösterirse,

** yani mesela, iyi bir öğretmenle karşılaştığında, o öğretmenin açtığı öğretme kapılarından geçmezse,

sonu aynen Padişah gibi oluyor ve başarısızlık kaçınılmaz oluyor.

Çekim yasasını uygularken de, uyanık, cesur, ve adil olmak gerekiyor.

Ders 3

Olumlu ve umutlu olmak, mutlaka yanında CESARETLE birlikte olmalı.

Eğer Atatürk düşmanlara bakıp, “Geldikleri gibi giderler” deseydi ama sonra,

** işine gücüne bakıp, sarayda düşmanlara “hoşgeldiniz” diyen Padişah’ın yanında, o temiz temiz, şıkır şıkır kıyafetleri ile rahatına ve keyfine baksaydı,

** Anadolu’ya gitmeyip, savaşanlara katılmayıp, akşam sohbetlerinde söz açıldığında, “olumluyum, ülkemiz düşmanlardan kurtulacaktır” şeklinde bazı “olumlamalar” :D yapsaydı,

Ne olurdu bu ülkenin, bu milletin hali?

Ne olurdu Atatürk’ün başarısı?

Olumlu olmak dendiğinde, çekim yasası açısından biliyoruz ki, her olumlu ifadeden, her olumlu duygudan sonra, kişiye BİR KAPI açılır.

Bir hareket kapısı.

Bir fırsat kapısı.

Geçme veya kapatma kapısı.

Hayırlı bir şeyi sahiplenmek, hayırsız bir şeyi bırakmak kapısı.

Ve kişi, ağzından çıkan o olumlu sözlere sahip çıkmak ve o açılan fırsat kapısından geçmek, gerekli cesareti göstermek ve yola koyulmak zorundadır.

Atatürk için de bu kapı, millete güvenmek, padişahı ve saltanatı bırakmak kapısı idi.

Düşmanla savaşmak ve kendi rahat pozisyonunu bırakmak kapısı idi.

Atatürk’ün Vasiyeti ve Funda Teyze’nin Açılan Bir Kapısı…

Sevgili arkadaşlarım,

Atatürk’ün bir dileği, zamanının din ve ilim adamlarının Allah’a sığınıp, ellerinden, akıllarından ve kalplerinden geldiği ölçüde Kuran’ı Türkçe yazmaları ve çok sevdiği milletinin de artık, Kuran’ı Türkçe ve anlayarak okumalarını sağlamaktı.

Bu konuda Allah razı olsun TÜM EMEK HARCAYANLARDAN.

VE geçenlerde 400. gününü tamamladığımız şükür maratonumuzda, benim de inanılmaz bir kapım açıldı.

Aslında bu kapı gerçekten de aylardan beri, maraton arkadaşlarımla ve Temizlik Saati dua arkadaşlarımla beraber teker teker geçtiğimiz,

  • dua,
  • Kuran,
  • anlamadığımız kelimelere sözlüklerde bakmak,
  • 23 adet Kuran tercümesini incelemek,
  • ve Allah’a sığınıp, aklımızı kalbimizi dinleyerek, EN DOĞRU, EN ASLINA YAKIN anlamı bulmak,

kapılarımızın sonucunda doğal olarak açılan bir kapıydı.

VE Allah’a sonsuz şükürlerle Funda Teyze,

** 23 tercümeyi dikkatle inceleyerek,

** Ebruli sözlük ve Türk Dil Kurumu sözlüğünü bol bol kulanarak,

Fatiha suresini,

** şimdiye kadar HER TERCÜMEDEN öğrendiği her şeyi birleştirerek,

** ve bu sebeple de HİÇ BİR TERCÜMEDE görülmeyen bir açıklık ve netlikle,

TÜRKÇE OLARAK hazırladı.

Video olarak izlemek isterseniz, şu adreste bulabilirsiniz:

Funda Teyze’den anlaşılır ve güzel bir Türkçe ile Fatiha Suresi

Şükürler olsun Atatürk’ün naçiz vücudunu bırakıp, Allah’ın şefkatine sığındığı günün 75. yıldönümünde onun vasiyetinin İLK BÖLÜMÜNÜ yani Fatiha suresini açık, anlaşılır, öz ve net bir Türkçe ile arkadaşlarıma, okuyucularıma sunabildiğim için.

******************************************

Tarih okurken öğrenmiştim ki,

İngiltere’de bir zamanlar, Kral James’ti galiba, ülkenin en önde gelen din ve ilim adamlarını toplamış, hepsini bir araya getirmiş ve onlardan Latince İncil’i HEPSİ HEMFİKİR olacak şekilde, hep beraber çalışarak İngilizce’ye çevirmelerini istemiş.

VE onlar da yapmışlar. :D

Ben buna hep ilgiyle ve biraz hayranlıkla bakardım.

Keşke birisi de bizim din ilim adamlarımızı da bir araya getirip, HEPSİ HEMFİKİR olacak şekilde Türkçe bir Kuran hazırlasalar derdim.

Nereden bilirdim, bu görevi Allah Funda Teyze’ye vermiş. :D

Allah nasip eder ve ömrüm yeterse, meğer ben yapacakmışım. :D

Allah’ım ben minicik bir adım attım. Fatiha ile yani Kuran’ın İLK BÖLÜMÜ ile başladım.

Allah’ım yardım et, güç, kuvvet ver.

Önce en sevdiğim sureleri, ardından namaz dualarını, ve eğer izin verirsen, tüm Kuran’ı bu şekilde tüm din ilim adamlarının hemfikir olacağı şekilde, yani hepsinin tercümelerini göz ününe alarak, :D , bol bol sözlük kullanarak hazırlamaya karar verdim niyet ettim.

İşte bu sevgili Atatürk’ün de ülkemize vasiyeti idi aslında.

Dilerim Funda Teyze bu görevi ya tamamlar ya da öncü olur.

Dilerim tüm öğrenci ve arkadaşlarının da desteği ile bu görev kolaylıkla tamamlanır.

Maddi ve manevi her türlü yardım ve desteklerinizi bekliyor ve rica ediyorum, sevgili arkadaşlarım.

Sana sığındık biz sana güvendik Allah’ım.
Bu büyük görevin altından yüzakıyla kalkmamıza yardım et.
Ülkemize milletimize yardım edelim.
Anlayarak bilerek okumalarına biz de bir katkıda bulunalım.
Şükürler olsun.
Şükürler olsun.
Şükürler olsun.

Dilerim Atatürk’n ruhu da huzur ve mutluluk içindedir.

Sevgili arkadaşlarım,

Hani din adamları Fatiha okunacağı zaman, EL FATİHA!!! derler.

“El Fatiha” ne demek biliyor musunuz?

El, Türkçe’de aslında olmayan, hani İngilizce’de THE, Almanca’da DER/DIE/DAS olarak bilinen bir kelime var ya, işte onun Arapçası.

Anlam olarak ise, O BİLDİĞİMİZ demek.

Hem İngilizce’de hem de Arapça ve Almanca’da, “o bildiğimiz” anlamı, bazen “o bildiğimiz, şanlı şöhretli, saygıdeğer hatta meşhur” anlamında bir deyim olarak kullanılıyor.

Mesela “the book” dediğimizde, bu Türkçe’ye “kitap”, “o kitap”, “o bildiğimiz kitap” şeklinde çevrilebilir, hatta mesela bir isim önüne geldiğinde, neredeyse “saygıdeğer, meşhur” anlamlarına bile gelebiliyor.

Bu sebeple, “El Fatiha” dendiğinde bu,

  • O bildiğimiz fatiha,
  • veya saygıdeğer meşhur fatiha,

anlamlarına gelebilir.

VE sevgili arkadaşlarım,

Bu 10 Kasım gününde, biz de sevgili Atatürk için,

  • onun huzur ve mutluluğu için,
  • ve vasiyeti için çalışan bizler olduğunu hem ona hem de Allah’a göstermek için,

hep beraber Kuran’ın İLK BÖLÜMÜNÜ, ÖZETİNİ okuyalım mı?

İşte Funda Teyze’den anlaşılır ve güzel bir Türkçe ile, Fatiha Suresi, yani Kuran’ın giriş bölümü:

Allah kabul etsin.

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (14)
  1. Seçil
    22:41, 10 Kasım 2013

    Sevgili Funda Öğretmenim;

    Yazdığınız bu güzel makale için ellerinize, yüreğinize sağlık. Fatiha süresi de çok güzel olmuş. Yeni niyet ve kararınız için de sizi tebrik eder, Allah’ın izni ile tez zamanda bu dileğinize hayata geçirirsiniz.

  2. Funda Teyzen
    07:31, 11 Kasım 2013

    Çok çok teşekkürler Seçil arkadaşım.

    Dilerim senin için de hayırlı uğurlu olur.

    Okuduğun ve güzel yorumun için çok çok teşekkürler.
    2k

  3. serpil
    10:09, 11 Kasım 2013

    Merhaba Sevgili Funda Öğretmenim,
    Makalenizi okurken bir kez daha Atatürk için, atalarımız için şükrettim. Allah hepsinin emeklerini kabul etsin.
    Ve sizi de tebrik ederim. Fatiha Suresi’ni anlayarak okumak birçok insan için bir BAŞLANGIÇ olur inşallah. Allah sizin de emeklerinizi kabul etsin.
    Çok çok sevgiler
    2k

  4. Sanem
    11:02, 11 Kasım 2013

    Funda Öğretmen’im,

    Yine bizleri aydınlatan bu harikulade makaleniz, kararınız ve niyetiniz için sizi kutluyorum ve teşekkür ediyorum.

    İnşallah çok hayırlı ve uğurlu olur.

    Çok çok sevgiler :)

    2k

  5. Funda Teyzen
    11:46, 11 Kasım 2013

    Serpil arkadaşım,

    Aslında bu makale için, hani senin geçenlerde çekip de maratonda paylaştığın köy resmini kullanmak istemiştim ama Pazar günü senden izin almak için bekleyemediğimden bir başka güzel Anadolu köyünün resmini kullandım. (Aslında izin verirsen, makalenin içinde biraz daha ufak boyda olmak üzere senin çektiğin o resmi de kullanmak isterim. :D)

    Gerçekten şükürler olsun Atatürk için ve Allah razı olsun, ona yardım eden, onunla beraber Allah’a sığınıp vatanımızı koruyan tüm dede ve ninelerden.

    Fatiha suresi için dilediğin dilekler için de çok çok teşekkürler.

    VE aslında maraton ve Temizlik Saati dua arkadaşım olarak, asıl senin emeklerini Allah kabul etsin. :D

    Diğer dualarımızda açılan kapılarımızı da inşallah kolaylıkla verelim, çünkü sırada hazırlamak istediğim videolar onlar. :D

    Yardımların için çok çok teşekkürler. :D :D

    Çok çok sevgiler
    2k

  6. Funda Teyzen
    11:51, 11 Kasım 2013

    Ben teşekkür ederim Sanem arkadaşım,

    Temizlik saatindeki özellikle namaz duaları hakkında açılan kapılarımız da hep senin yardımınla idi. Üstelik, o kapılarımızın hakkını vermemize de çok yardım ettin. Sağ olasın. Allah razı olsun.

    İnşallah o dualarımızı da, Kuran’ın bu ilk bölümü kadar kolaylıkla hazırlayabiliriz.

    VE dediğin gibi inşallah hayırlı ve uğurlu olur.

    Çok çok sevgiler
    2k

  7. dilek
    15:17, 11 Kasım 2013

    Sevgili Funda Öğretmenim;

    Yine sevgi dolu anlaşılır ve çok güzel bir makale yüreğinize sağlık…
    Fatiha süresi de o kadar anlaşılır ve güzel olmuş ki maşallah maşallah maşallah… Fatiha’dan sonra ettiğiniz niyet ve almış olduğunuz kararlarınızda hayırlı uğurlu olsun. Allah’ın izni ile en kısa zamanda bu dileğinizi de hayata geçirirsiniz.
    Çok tebrik ediyorum,çok çok sevgiler…

  8. Sanem
    21:34, 11 Kasım 2013

    İnşallah Funda Öğretmen’im :)

    Allah sizden de razı olsun tüm yardımlarınız için ve siz de sağolun.

    Çok çok sevgiler.

    2k

  9. Alev
    00:39, 13 Kasım 2013

    Emeğinize sağlık öğretmenim. Yine harikulade bir makale ile bizi aydınlattınız. Allah Atatürk’ten, atalarımızdan, dede ninelerimizden razı olsun.
    Çok çok sevgiler.
    :kalp: :kalp: :kalp:

  10. Funda Teyzen
    14:11, 14 Kasım 2013

    Çok çok teşekkürler Dilek arkadaşım.

    Fatiha suresini anlaşılır ve güzel bulmana da çok sevindim.

    Sana da hayırlı uğurlu olmasını dilerim.

    Çok çok sevgiler
    2k

  11. Funda Teyzen
    14:11, 14 Kasım 2013

    :D

  12. Funda Teyzen
    14:12, 14 Kasım 2013

    Çok çok teşekkürler Alev arkadaşım. :D

    Gerçekten de Allah razı olsun.

    Çok çok sevgiler
    2k

  13. özlemi
    11:41, 15 Kasım 2013

    Ellerinize sağlık Sevgili Funda Hocam :D Çok güzel bir makale 2k 2k 2k

  14. Funda Teyzen
    15:43, 26 Kasım 2013

    Çok çok teşekkürler Özlemi arkadaşım. :D :D

    Çok çok sevgiler
    2k

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...