Soru ve Cevap:
Çaresizlik Hissinden Kurtulmanın Yolları Nelerdir?
Soru: Tüm yazılarınızı okudum. Hepsini anladığımı sanıyorum. Güzel düşünceler düşünmeye, güzel hisler hissetmeye ve çekim yasasını hayatıma bolluk, güzellik, iyilik getirmek için kullanmaya çalışıyorum. Ama bu ay gene maaşımız yetmedi.
Kredi kartlarımız tamamen dolu, hatta en az ödemelerini yapamama durumu var. Kış geliyor. Yakıt almak lazım. Borç aldığım akrabalara, arkadaşlara da artık yüzüm tutmuyor. Borç alacak yerim kalmadı. Başkalarından da istemeye yüzüm tutmuyor. Çok umutsuz ve çaresiz bir durumdayım. Bu durumda iyi şeyler düşünmek imkansız gibi bir şey.
Ben böyle hissettikçe de çekim yasası gereği, bu tür şeyleri daha çok çektiğimin farkındayım ama çaresizlik hissinden yine de kurtulamıyorum.
Ben ne yapmalıyım?
Rumuz: Ankara’da bir yaz günü
Cevap: Evet gerçekten de zor bir durum. Ama yapabileceğin o kadar çok şey var ki…
Öncelikle “Çaresiz ve Tükenmiş Hissetmenin İnanılmaz Faydası” adlı makaleyi bir okumanı tavsiye ederim. Burada çaresizliğin aslında hayatta başımıza gelebilecek en güzel şeylerden biri olabileceğinden bahsetmiştim. Umarım ne demek istediğimi iyi anlatabilmişimdir.
Şöyle ki, hissettiğimiz o çaresizlik hissi, aslında hayatın 8 parçasında, inandığımız, doğru bildiğimiz bir yalanın hayatmızda olduğunun en güzel göstergesi.
O çaresizliği yaşamak, aslında daha iyi, daha güzel, daha doğru bir hayata yol gösteriş.
Çaresiz hissettiğimizde ve özelikle çaresiz hissettiğimiz konuda, bizi çok büyük farkındalıklar bekliyor, ve bu farkındalıklara ulaştığımızda ve o çaresizliklere sebep olan yalanları yanlışları bulup düzelttikten sonra, Allah’tan harikulade ödüllerle, harikulade güzellikler yaşayacağımızın ön habercisi gibi olduklarını anlatmaya çalışmıştım.
Ve aşağıdaki noktalarda kendinden bir şeyler bulup bulmayacağına bir bak. Yukarıdaki makale ve aşağıdaki yöntemler hayatımızda mucizeler getirmenin yolları ve çaresizlikten eser kalmıyor.
1 - Önce içinde bulunduğun duruma bir bak ve bu durum için sorumluluk alıyor muyum yoksa başkasını mı suçluyorum diye kendine bir sor.
- Eğer başkasını veya bazı olayları suçluyorsan, buna bir son ver. Evli misin bilmiyorum ama mesela eşini ve onun kötü alışkanlıklarını veya kardeşini ve onun çok para harcamasını veya babanı ve onun erkenden bu dünyadan gidip seni yalnız bırakmasını suçluyorsan, bunu hemen bırak.
- İçinde bulunduğun durumun sorumluluğunu üzerine al. Bunun için tek yapman gereken, “Sorumluluğu üzerime alıyorum. Ben yaptım. Ben yaptım. Ben yaptım.” demek. Ne zaman kendini birilerini suçluyor bulursan, hemen bu cümleleri söyle kendi kendine. “Sorumluluğu üzerime alıyorum. Ben yaptım. Ben yaptım. Ben yaptım.”
2 - Verdiğin bazı veya bir çok kararda hata etmiş olmana rağmen kendine karşı anlayışlı ve sevgi dolu musun?
Eğer bu hatalar için pişmanlık, utanç, saklanma gibi hisler duyuyorsan, “Kendimi affediyorum, kendimi seviyorum.” diyerek bu eski yaraları tamir edip, bugünü yaşamaya başlamalısın.
Gerçekten de pişmanlık, utanç, saklanma hisleri bugünde değil geçmişte yaşıyor olmanın en açık göstergesi.
Bugünde yaşamaya başlamak için geçmişin, aklımızda ve kalbimizde tamir edilmesi şart. Ancak o zaman bugüne layıkıyla bakıp, problemlerimizi çözebiliriz.
Zaten bu problemlerin ortaya çıkma sebebi de geçmişteki o olaylara takılıp kalmamız değil mi?
3 - Nefret ettiğin şeyleri/işleri kendini zorlayarak yapıyor musun?
Sırf para için nefret ettiğin bir işi yapmak gibi. Eğer böyle bir durumdaysan, olasılıklarına iyi bakman lazım. O işi gerçekten yapman lazım mı? Yapmazsan ne olur? Başka bir iş var mı? Bu sorulara kendini bir şekilde iyi hissedene kadar devam et.
Mesela: “İşimi sevmiyorum ama oradan gelen az da olsa maaşım olmazsa başım iyice belaya girer. Kirayı ödeyemezsem evsiz kalırım. Yemek için de çalışmam lazım. Hele borçlarımı hiç ödeyemem. Demek ki bu iş için şükretmem lazım. Üstelik gözüm açık, daha iyi bir iş bulursam, rahatlıkla ayrılabilirim. İşsiz olup da iş aramaktansa, bu işten çıkıp daha iyi bir işe gitmeyi tercih ederim.” gibi.
Eğer hiç bir şey bu işte kendini iyi hissetmene sebep olmuyorsa, ciddi ciddi başka bir iş aramakta fayda var, çünkü nefret ettiğin bir şeyi kendini zorlayarak yaparsan, çekim yasası gereği bu tür şeyleri daha çok çekersin, hatta işine olan nefretini daha da artıracak insanlar ve olaylar başına daha çok gelmeye başlar.
4 - Sana mutluluk veren şeyleri her fırsatta yapmaya özen gösteriyor musun?
- Güzel bir parkta ağaçlar arasında yürümek,
- Çimenlerin üzerine oturup veya uzanıp mavi gökyüzüne, beyaz bulutlara bakıp, bu güzellikler için, hava için şükretmek.
- Sıcak güneşi hissedip şükretmek.
- Oynayan çocukları sevgiyle izlemek, fırsat olursa sevgiyle yardım etmek.
- Rüzgarda söğüt ağacının (veya sevdiğin başka bir cins ağacın) salınmasını seyretmek.
- Uçan, şakıyan kuşları dinlemek, izlemek ve Allah’a tüm bu güzellikler için şükretmek.
- Sonbahar güneşinde tatlı bir şekerleme yapmak.
- Bir kafede oturup çay veya kahve içmek.
En son ne zaman bu ve buna benzer insana mutluluk veren şeyleri yapmıştın? Tecrübe ile söylüyorum ki, hayatımızdaki dertler ve problemler, bunları yapmayı bırakmamızla başımıza gelmeye başlıyor. Bu aşağı düşüşü değiştirip yukarı çıkmak için de, tekrar bu mutluluk veren şeylere geri dönmemiz şart.
Reklamların, filmlerin, dizilerin başımıza kaka kaka öğrettiği, “Sadece paran varsa, bunların tadını çıkarabilirsin.” palavrasını aklımızdan, kalbimizden atmamız gerekiyor.
5 - Aileme, arkadaşlarıma, ülkeme, insanlığa, nasıl katkıda bulunabilirim diye düşünüp, bulduğun şeyi onlardan bir karşılık beklemeden verebiliyor musun?
Bu katkının ille de büyük, pahalı bir şey olmasına gerek yok. Bir güler yüz, tatlı bir söz de olabilir. Önemli olan, senin yapabileceğin bir şey olması.
6 - Allah’a sahip olduğun şeyler için teşekkür ediyor musun?
7 - Yaptığın hatalar için Allah’tan da af dileyip, bundan sonra güzel ve doğru davranmaya Allah rızası için niyet ediyor musun?
8 - Bir defter kağıdını şeritler halinde eşit parçalara kes. Bir hafta yetecek kadar, yaklaşık 100 adet etiket hazırla.
Ve her birine bir adet olmak üzere çaresiz hissettiğin bir konuyu yaz. Yazdıkların genel değil ayrıntılı olsun. Mesela, “faturalar nasıl ödenecek?” yerine, “ödeme tarihi geçmiş elektrik faturası nasıl ödenecek?” şeklinde detaylı yaz.
Önemli önemsiz her derdini bu kağıtlara yazdıktan sonra, her bir kağıdı alıp yüksek sesle oku ve kendine sor: ” Bu konuda bugün yapabileceğim herhangi bir şey var mı?”
Cevap evetse kağıdı bir tarafa, hayırsa diğer tarafa koyarak iki grup oluştur.
Tüm kağıtları gözden geçirdikten sonra, “hayır” grubunu al ve olduğu gibi çöpe at, çünkü onlar için bugün yapabileceğin hiçbir şey yok.
“Evet” grubunu ise birer birer tekrar gözden geçirip sıraya koy, hangisini ilk olarak, hangisini ikinci vs. yapacaksın, karar ver. Ve hemen yapabileceğin şeyi yapmaya koyul.
Her bir kağıdı elden geçirip, bugün yapabileceğin her şeyi yaptıktan sonra, “yapabileceği herşeyi yapmış” bir insan olarak işin kalanını Allah’a bırak. Ve gününü tasalanarak değil, güzel geçirmeye odaklan.
Bu kağıtlara yazma ve o gün için yapılabilir şey olanlar / olmayanlar olarak ayırmayı her gün yap ve yapabileceğin şeyleri kararlı bir şekilde yap.
Bir süre sonra bakacaksın ki çaresizlik hissi gitmiş ve elinden gelen her şeyi yapmaya çalışan bir kişi olarak, işler de yolunda gitmeye başlamış.
Eğer tüm bu yazdıklarımı sabırla uygulamaya devam edersen, – çekim yasası gereği – yavaş yavaş da olsa hayatına güzelliklerin, bolluğun, iyiliğin hakim olduğunu göreceksin. (Tabii ki hızlı da olabilir eğer gerçekten içtenlikle ve hızla bunları hayatına yerleştirebilirsen.)
Unutma, bunları yapan o kadar çok insan var ki, sen de yapabilirsin.
Umudunu asla kaybetme.
“Sapıtmışlardan başka kim ümit keser Rabbin rahmetinden!” Hicr suresi 56
Pinterest'te Takip Et!Henüz yorum yok.
Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.