Soru Ve Cevap: Maddi Dilekler
Soru:
Düşünce gücünü ilahi güçle birleştirebilirseniz, sonuç mükemmel oluyor…
Çok yıllar önce, bu ilmin bu kadar yaygınlaşmadığı zamanlarda, bu konuyu bilinçsizce yaşadığım bir deneyimle tecrübe etmiştim…
Çok sonra bunun çekim yasası olduğunu öğrendim…
Bana yeni yıl hediyesi oldunuz…Bugün: 02.01.2010 Yeni başlangıçların tarihi!!!
Yıllar önce Samanyolu tv nin ilk açıldığı yılda, kurban bayramı arifesinde, canlı yayında KABE ÖRTÜSÜnün değiştirilme törenini izlemiştim. Evliliğimin en kötü ve sona yakın bir dönemiydi. Yani ağlıyacağım çok konu vardı. Ancak ben kabe örtüsünün bir tel ipliğine sahip olmak için gözyaşı dökmüştüm. Erkek kardeşim geçerken uğramış ve beni o halde görünce eşimin bana kötü birşey yaptığını zannedip ısrarla sormuştu. Ben de anlatmak zorunda kalmıştım: Kabe örtüsünün bir tel ipliğine sahip olmak arzusu içinde yanıp tutuştuğumu ağlıyarak anlatmıştım.
Ertesi gün bayramdı ve eşim aileme gelmek istemediği için kavga çıkarıp çekip gitmişti. Ben de o sırada çok küçük olan kızımı alıp annemlere yalnız gitmek zorunda kalmıştım. Babam yalnız geldiğimi görünce ağlamaya başlamıştı. Bende “Böyle kabul ederseniz edin, etmezseniz içeri girmeyeceğim” demiştim.
Erkek kardeşim de ortamın havası değişsin diye bir gün önce benim ağladığım konuyu anlatarak, anneme “Kızında hiç akıl yok anne, baksana kabe örtüsünü istiyor ve bunun için ağlıyor” demişti. Olay aynen bir gün önceki gibi, aynı şiddet ve arzu ile tekrar yaşanmıştı. Annem hiç sesini çıkarmadan odadan ayrıldı. Ben gene ağlayarak odada kalanlara anlatıyorum ne kadar çok istediğimi…
Biraz sonra annem elinde beyaz bir bohça ile geldi. “BUNU MU İSTİYORDUN? AL İŞTE…” dedi…Hepimiz donup kalmıştık. Meğer bizim evde kabe örtüsü varmış, ancak annem kıymet bilmeyiz diye bugüne kadar bize tek kelime bile etmemiş.
Aslında olayın daha da ayrıntıları var ama sizi meşgul etmek istemiyorum.
Benim sorum: İhtiyacımız olan şeyleri, ne yapacağımızı bildiğimiz halde, neden bazen aynı şiddetle isteyemiyoruz?
Yanıtlarsanız çok mutlu olurum.
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN…
SEVGİLERİMLE….
Rumuz: Macide A.
Cevap:
Sevgili Macide arkadaşım,
Senin de dediğin gibi, düşünce gücünün ilahi güçle birleşmesinden ortaya çıkan eser değil mi bu başına gelen olay?
Ben buna, Allah’ın bize verdiği “akıl ve kalp gücünü” beraber kullanırken, Allah’ın yardımını da ekleyince ortaya çıkan mucize diyorum.
Seni tebrik ederim, bu mucize eser için. Hayatının her alanında bol bol devamını dilerim.
Sorunun cevabına gelince…
“İhtiyacımız olan şeyleri, neden aynı şiddetle isteyemiyoruz?” diyorsun.
Çünkü, aslında ruhumuz yaralı ve hayatta ihtiyacımız olan şeylere, mesela ev, araba, bol para, kıyafetler vs. vs., ilgisizmiş gibi davranıyor.Hani olur ya hasta bir insanın canı hiç bir şey istemez. Biraz onun gibi sanki.
Hatta bazımız, bunları istemenin çirkin olduğunu bile düşünüyor.
Hatta bazen kişi bunları haketmediğini bile düşünebiliyor.
Üstelik sadece maddi değerleri değil, manevi değerleri bile, (sağlık, iyi ve sevgi dolu bir eş, çocuk, arkadaş, ebeveyn vs. vs. gibi) kendimize çekmeyi bırak, tam gaz itmekle meşgul olabiliyoruz.
Bu sebeple, “kabe örtüsü” istemeyi ruhumuz kabul edip, tam gönülle isteyebilirken, başka konularda “o kadar da istemem” diyebiliyor.
Oysa ki, ruhumuzun yaralarını iyileştirebilsek, onun keyfini yerine getirebilsek, o da anlayacak ki: iyi-güzel-doğru olan her şeyi istemekte bir sakınca yok.
Ben bu konuda en çok şu ayeti seviyorum:
********************************************
“Allah’ın, kulları için çıkardığı süsü, güzel ve tatlı rızıkları kim haram etmiş?”
Araf Suresi 32
********************************************
Ruhumuz bunu idrak edebilse, sanırım, bu problem çözülmüş olacak.
Zaten çekim yasasını kullanmanın özü de bu değil mi?
Ruhumuzu rahat ve ister bir hale getirip, hayatta istediğimiz iyi-güzel-doğru şeyleri kendimize çekmek.
Bunun için de kendimize, çevremize ve hayata olan sevgimizi arttırmak, ruhumuzun yaralarını iyileştirmek ve sonra da istediğimiz şeyleri istemek veya dilemek gerekiyor.
Bu konularda makalelerimde pek çok merhem bulacağını umuyorum.
Hepsi bu amaç için yazıldı:
- Ruhumuzun yaralarını sarmak,
- merhem sürmek,
- ve sahip olduğu Allah vergisi yetenekleri tekrar uyandırmak için…
Benim ayrıca sana (ve senin gibi “bir mucize gerçekleştirmiş ve yeteneğini ortaya çıkartmış” arkadaşlara) özel bir tavsiyem olacak:
Her gün, gün boyunca 3-5 tane ufak-tefek dileklerde bulun, bunları birkaç defa içinden söyle ve yanına Allah’ın yardımını alacak güzel sözler de ekle.
Mesela, “Bugün çok güzel bir gün geçireyim” veya “Bugün eski bir arkadaşla karşılaşayım” veya “Bugün elimize sürpriz bir para geçsin” gibi.
Bunları büyük çapta güzellikler için alıştırma şeklinde kullan ve aynı zamanda da tadını çıkarmaya bak.
Ve en ufak bir “dilek gerçekleşmesi” başına geldiği zaman, mesela sürpriz bir para diledin ve arkasından yolda 1 kuruş bozuk para buldun, hemen şükranla al ve sakın ha küçümseme, Allah’a şükret.
“Sürpriz para dileğim işaretlerini göstermeye başladı. YAŞASIN!!! YOLDA, GELİYOR” diye düşün ve sevinçle takdir et.Çekim yasasını ve yeteneklerimizi öldüren TEK şey var:
Meydana gelen minik işaretleri küçümsemek ve “Bu çok az” veya “Bu yetmez” veya “Ben bunu ne yapayım, daha çok lazım” şeklinde bunları ezmek ve yok saymak.
Halbuki bunlara, kör bir insanın gözünde beliren ilk ışık gibi yaklaşmak gerekiyor.
Evet, hala kör ama ışık görmeye başlamak, gözün görmeye başlamasının ilk işareti değil mi? Hem de çok önemli bir işaret.
Veya bir bebeğin ilk adımları gibi. Evet çok zayıf, her an düşebilir ama korunur ve desteklenirse, daha güçlü adım atacak, hatta ilerde yürüyüp koşacaktır bile o bebek.
O yüzden büyük dilekler isterken, gerçekleşen ufak başarılarımızı da takdir etmek çok önemli.
Umarım soruna biraz olsun ışık tutabilmişimdir.
Güzel haberlerini bekliyorum.
Çok çok sevgiler.
Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.
20:13, 3 Mayıs 2010
Muhteşem bir yazı teşekkürler hayatıma uyguluyorum
20:43, 3 Mayıs 2010
Hocam bugün öyle garip bi heyecanla açtım ki sitenizi. Ve öyle de yerinde bi makale ki bugün benim için bu.
Ben de hep bişeyler dilerken acaba ben buna layık mıyım diye sorgulayanlardanım. Hem de maddi manevi. Mesela çok iyi bi evlilik yapmak istiyorum, sonra hemen sorgulamalar başlıyo. “acaba ben böyle bi evliliğe layık mıyım, yürütebilir miyim” vs vs. sonra mesela manevi dilekler. Cenneti istiyorum, sonra da diyorum ki benim gibi bir kulu Allah cennetle ödüllendirir mi, ödüllendirse bile cennetteki konaklara köşklere koyar mı ki diyorum. Geçmişte çok ağlardım bu yüzden.
İşte böyle güzel hocam. Yine de bugünüme şükürler olsun. Ne de güzel anlatmışsınız.
Yüreğinize sağlık.
18:35, 4 Mayıs 2010
merhaba… içim umutla doldu yine her umutsuz olduğumda bana yine ışık gösterdiği için Rabbime şükürler olsun..Ben Ondan sevgi dolu ,huzurla aşkla dolu bir evlilik istiyorum ama hep yarı yolda kalmalar ve hep yanlış kişiler çıkıyor karşıma ve ben isteğimin neresi hatalı bunu bilmiyorum…
00:16, 18 Mayıs 2010
Nergis rumuzlu arkadaşım,
Nerede hata yapıyorum diye merak ediyorsun. Şu iki cümleni dikkatle tekrar okumanı ve incelemeni tavsiye ederim:
1) içim umutla doldu yine her umutsuz olduğumda bana yine ışık gösterdiği için Rabbime şükürler olsun
2)Ben Ondan sevgi dolu ,huzurla aşkla dolu bir evlilik istiyorum ama hep yarı yolda kalmalar ve hep yanlış kişiler çıkıyor karşıma
Birinci cümlede çok güzel Allah’a şükrediyorsun. Harika, hiç bir problem yok.
İkinci cümlede ise Allah’tan bir şey istediğini ama O’nun sana bu istediğini vermediğini, üstü kapalı bir şekilde sitem ederek söylüyorsun.
Yaptığın yanlış, (eğer benim yardımımı kabul edersen) ikinci cümlede.
Aslında yanlış insanları çeken de, onlara kapılan da sensin.
*************************************************
“İyilik ve güzellikten sana her ne ererse Allah’tandır. Kötülük ve çirkinlikten sana ulaşan şeyse kendi nefsindendir.“ Nisa suresi 79
*************************************************
Yanlış insanlardan ise seni yine Allah kurtarıyor.
*************************************************
“İyilik ve güzellikten sana her ne ererse Allah’tandır. Kötülük ve çirkinlikten sana ulaşan şeyse kendi nefsindendir.“ Nisa suresi 79
*************************************************
Hayatı, Allah’a güvenerek, onun her şeyin en hayırlısını bildiğine yürekten inanarak yaşamanı tavsiye ederim.
Ve ikinci cümleni değiştirip,
“Kendime çektiğim bu yanlış insanların mucizevi bir şekilde yarı yolda hayatımdan çıkıp gitmelerini sağladığı için Rabbime sonsuz teşekkürler.”
şeklinde söylemeni tavsiye ederim.
Kolay gelsin. Çok çok sevgiler.