Kendimizi Sevmek İçin Onay Almak

Bazen insan onay istiyor, izin almak istiyor.

Kendini sevmek için.

Kendine değer vermek için.

Kendini bilmek için.

Sahip olduğu Allah vergisi yetenekleri görebilmek için.

Bunları gördükten sonra da kabuğundan çıkıp, dünyaya sunabilmek için.

Hayatın tüm parçalarına yardım etmek, hizmet sunmak için.

Allah’ın kendisine lütfettiği tüm bu güzellikleri başkaları ile paylaşmak için.

Bu paylaşımın doğal sonucu olan tüm güzellikleri, ödülleri de gönül rahatlığı ile kabul edebilmek için.

Ve canıgönülden, hiçbir eksiklik hissetmeden, Allah’a şükretmek için.

************************************

Bu onayı önce anne ve babamızdan, hatta ağabey, abla gibi yakın akrabalarımızdan istiyoruz.

Eğer onlardan böyle bir onay gelmemişse, büyükanneler, büyükbabalar veya diğer akrabalar da bize olan sevgi, güven şeklindeki bir değer veriş ile bu açığı kapatabiliyorlar.

Eğer onlardan da böyle bir onay gelmemişse, hala şansımız var. İlkokul öğretmenleri, hatta ilkokuldaki bir arkadaşımızın büyükannesi gibi çok uzak gibi görünen bir insandan dahi gelen sevgi, saygı, güven, anlayış şeklindeki bir onay, hayatımızı değiştirmeye yetebiliyor.

Ama eğer tüm bu süreç içerisinde, kendimizden gelmesi gereken onayın ateşini yakamamış isek, hep dışarıdan gelen bir ateşi ile yaşamak, hayatımızın bir aşağı bir yukarı gitmesine sebep olabliyor.

Bir başka deyişle, hayat bir adım ileri iki adım geri ve bir nevi mutsuzluk, şikayet, korku yumağı haline geliyor.

“Ben kim oluyorum da…”

“Ben kimim ki…”

Bu şekilde başlayan düşüncelerimiz, sözlerimiz, kendimize olan bu sevgisizliğimizin, değer vermeyişimizin ipuçları oluyor.

Ben kim oluyorum da, büyük hayaller peşinde koşuyorum?

Ben kimim ki, dünyayı değiştirmeye kalkıyorum?

Veya tüm iyi niyetimizle, hayallerimizin uğruna adımlar attığımızda, çevremizdeki bazı insanlardan duyduğumuz şu sözler de bu sevgisizliğin ve değer vermeyişin kanıtları oluyor:

“Sen kimsin ki konuşuyorsun?”

“Sen kim oluyorsun da ahkam kesiyorsun?”

Şu bir gerçek ki, sadece ve sadece iyi-güzel-doğru şeyler uğruna çalışmak bizi haklı yapıyor.

Kötü-çirkin-yanlış bir şey uğruna çalışıp da buna karşı gelenlere “Sen kim oluyorsun da…” diye çıkışmak, hem kişinin hem de tüm toplumun daha da batmasından başka bir işe yaramıyor.

Ama eğer dikkat ettiyseniz, iyi-güzel-doğru şeyler üzerine çalışanlar, genelde iyiliğe odaklı oldukları ve zorbalıktan uzak oldukları için pek ağızlarından “Sen kim oluyorsun da…” türünden sözler çıkmıyor da, daha çok “Ben kim oluyorum da…” şeklinde bir pasiflikte kalıyorlar.

Oysa ki, kötü-çirkin-yanlış şeyler üzerine çalışanların aklının ucundan bile “Ben kim oluyorum da…” geçmiyor ama kendilerine karşı gelenlere “Sen kim oluyorsun da…” demek çok kolaylarına gidiyor.

Hayatın tüm parçalarına güzellikler yaşatmaya odaklı insanların kendilerini sevmeleri, kendilerine değer vermeleri, Allah vergisi yeteneklerini dünyaya sunmaları, “Ben kim oluyorum da…” hatasından çıkmaları, kendilerine” Sen kim oluyorsun da…” diyenlere rağmen, değer üretmeleri gerekiyor.

******************************************

Peki, gerek çocuklukta ve gençlikte, gerekse şu an çevremizde bize onay veren kimse yoksa, veya onay vermeyenler hep çoğunlukta kalmışsa  ne yapmamız gerekiyor?

Hayatımız boyunca hep kendimizi başkalarıyla karşılaştırarak, eksiklikler görmüşsek ve kendimizi sevmemek için, beğenmemek için, değer vermemek için milyon tane sebep üretmişsek ne yapmamız gerekiyor?

İlk olarak bilmemiz gereken şey şu ki, sırf varoluşumuz dahi, kendimizi sevmek, kendimize değer vermek için bir sebep.

Gerçekten de aslında herhangi başka bir sebep aramaya dahi gerek yok.

Buradayım, varım, yaratılmışım, nefes alıyorum.

Bu bir mucize.

Bu hayranlık duyulacak, harikulade bir hediye.

Rabbimin bana bir hediyesi.

Var olmam için onay, önce Allah’tan gelmiş.

Kendimi sevmek için, kendime değer vermek için sadece bu sebep dahi yeter.

Sonra, kendimize, kendimizi başkalarıyla karşılaştırmadan bakmamız gerekiyor.

Sanki dünyada eşimiz benzerimiz yokmuş gibi bakmamız gerekiyor.

Sevgili arkadaşlarım, üstelik bu bir gerçek.

Dünyada tekiz.

Eşimiz benzerimiz yok.

Tek yumurta ikizlerinin dahi parmak izlerinin aynı olmadığını biliyor musunuz?

Onlar dahi gerek yapı, gerek karakter olarak birbirlerinin aynısı değiller.

Eşi benzeri olmayan bir varlığı nasıl olur da, başkası ile karşılaştırıp, onda kusur bulabiliriz?

Varoluşumuz, şu an burada oluşumuz, nefes alışımız, Allah’tan bize büyük bir armağan.

Kendimizi sevmek için, kendimize değer vermek için alabileceğimiz en büyük onayı Allah’tan almışız.

Allah bize “OL” demiş.

Hayatımızın tüm parçalarında, başarılı olmak, mutlu olmak için, maddi ve manevi tüm zenginlikleri gönül rahatlığı ile istemek için, elde etmek için, bunlara layık olmak için en büyük onayı Allah’tan almışız.

Allah bize “Ol!” dedikten sonra, biz, “Yok, ben olamam.” dersek, işte o zaman, biz de zalimlerden olmuş oluruz.

Kendinize şunları sürekli hatırlatın:

Kendimi seviyorum.

Kendime değer veriyorum.

Benim eşim, benzerim yok.

Her şeyim tam olması gerektiği gibi.

Allah’ın bana olan lütuflarını, yeteneklerimi, bilgilerimi başkaları ile paylaşmak benim için bir mutluluk kaynağı.

Ektiğim iyilik ve güzelliklerin, ürünlerini toplamak da bir zevk.

Ödül almak da, başarılarımı kutlamak da kendimi sevmenin ve  değer vermenin bir parçası.

Onayım Allah’tan.

Teşekkür ederim Allah’ım.

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (2)
  1. ŞERİFE
    01:31, 30 Ağustos 2010

    Çok güzel ve anlaşılır paylaşımlarınız için teşekkürler.
    Keyifle okuyor ve uyguluyorum. Ayrıca arkadaş ve yakınlarıma sitenizi okumaları için öneriyorum.
    Yolunuz açık ve ışıklı olsun.

  2. Şerife arkadaşım,

    Güzel yorumların için çok çok teşekkürler. Hem yazdıklarımı okumana, hem onları uygulamana, hem de arkadaş ve yakınlarına önerdiğin için çok çok mutlu oldum.

    Sağ olasın, var olasın. :D

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...