Açılan Kapılar ve Teyzelik Kapısı

Bugün çekim yasasını düzgün bir şekilde uyguladıktan sonra önümüzde açılan kapılar hakkında konuşacağız.

Çekim yasasını düzgün uygulamaktan kastım,

  • dileklerimizi Allah’a sığınarak,
  • onun her şeyin en hayırlısını bildiğine iman ederek,
  • ona teslim olarak,
  • sonuç ne olursa olsun, Allah’ın her şeyin en iyisini bildiğine inanarak,
  • ve sahip olduklarımız için şükrederek dilemek.

Bir diğer önemli konu da,

  • dileklerimizin hayatın vazgeçilemez 8 parçası ile uyum içinde,
  • onları destekliyor,
  • onlara fayda ve güzellik getiriyor olması,
  • ve hayat değerlerimizle uyumlu,
  • hayat amacımızla uyum içinde dilekler dilememiz.

Kapıların açılması,

  • gerçekleşmesini istediğimiz şeyin ne kadar büyük olduğu ile
  • ve uygulamamızı ne kadar doğru bir şekilde yaptığımızla,

bağlantılı olarak, 3-5 dakikada da olabiliyor, 3-5 saatte de olabiliyor, 3-5 gün de sürebiliyor, ay da, yıl da.

Açılan kapılar konusunda bilmemiz gereken en önemli konu, bunların hep iç içe olması.

Önce ilk kapıyı geçmek gerekiyor ki, ikinci kapıya ulaşabilelim.

Diyelim ki, dileğimizin gerçekleşmesi, 10 kapıdan geçmemizi gerektiriyor. 5. kapı, ilk dört kapıyı hakkını vererek geçmemişsek açılamıyor.

Dileğimizin büyüklüğüne göre gerçmemiz gereken, atmamız gereken adımların sayısı, bazen 100 de olabiliyor, 1000 de veya daha fazla veya daha az.

Bu kapıların ortak özellikleri, bizim için şöyle bir tembellikten silkinme, rahatımızı bırakma, tarafımızdan bir özveri gerektiren ve bilinmeyenlerle dolu kapılar olmaları.

Hem kendimde hem de diğer arkadaşlarda gözlemlediğim şey şu ki, genelde bu kapılar hep tarafımızdan bir şeyi vermeyi gerektiriyor.

Bu vermemiz gereken şey maddi bir şey de olabiliyor manevi bir şey de.

Ve tabii, eğer alma odaklı isek, vermek bize zor gelebiliyor.

Zaten genelde açılan kapılarımızı kapatma sebebimiz, hep bu vermeyi reddetmemiz oluyor.

Ben de zaman zaman, bu şekilde açılan pek çok kapıyı kapatmış ve geçememiş birisi olarak artık ezberledim. Kapıyı kapatınca bir rahatlık bile hissedebiliyoruz.

Oysaki bu rahatlama, fırtına öncesi sessizlik gibi bir şey oluyor genelde. :D

Tabii aynı zamanda pek çok açılan kapının gereklerini yerine getirip, adım atmış bir kişi olarak da, açılan kapıları kabul edince olan şeyleri de artık ezberledim.

Evet, o kapıdan geçmek korkutuyor insanı, ama kapının öte tarafındaki iyi-güzel-doğru şeyleri hayatımızda bol bol görünce, o korkunun hiç bir önemi kalmıyor.

Açılan kapılar, her çeşit şey olabiliyor:

Hepsinin ortak özelliği “içimizden o şeyi yapmak gelmesi”

* Bu bir bulaşık yıkamak için oturduğumuz yerden zor gelse de kalkmak olabilir.
* Bir kitap veya kursu satın almak için zor da olsa parayı denkleştirmek olabilir.
* Bir girişimde bulunmak için adım atmak olabilir.
* İhtiyacı olan bir kimsenin ihtiyacını karşılamak olabilir.
* Bize yardım etmiş birisine, içimizden bir yardım, bir destek vermek istememiz olabilir.
* Bir arkadaşımızı aramak olabilir.
* Bir başvuru yapmak olabilir.
* Bir teklifte bulunmak olabilir.
* Bize yapılan bir teklifi kabul etmek ve bu amaçla adım atmak olabilir.
* Bir kişiden veya hayatımızın herhangi bir parçasından af dilemek olabilir.
* Bir kişiyi veya hayatımızın herhangi bir parçasını affetmek olabilir.
* Maddi veya manevi bize sunulan bir şeyi kabul etmek olabilir.
* Maddi veya manevi bir başkasına bir şey sunmak olabilir.
* Bize gelen bir başvuruyu kabul etmek ve bu amaçla adım atmak olabilir.
* Bir konuyu öğrenmek istemek ve bu amaçla adım atmak olabilir.
* Öğrendiğimiz bir şeyi uygulamak için adım atmak olabilir.

*******************************************************************

Bu vesileyle hem açılan kapılara örnek olması hem de bu kapıların nasıl katmer katmer ve iç içe olduğunu göstermek için, benim “teyzelik” kapımın açılması konusundan bahsetmek isterim.

“Hayatının Amacını Keşfetmenin 7 Adımı” adlı e-kursumda öğrencilerimin elinden tutup, yürümelerine yardım ettiğim o adımları, ben şahsen kendim en başta geçerken, “Hayat Amacım” olarak “Funda Teyze” çıkmıştı.

O anki şartlarımda, bu kapıdan geçmek hatta sitemde bu şekilde yazılar yazmak dahi bana çok zor gelmişti:

“Herkes ne der?” şeklinde bir çekinceydi sanırım. :)

Üstelik, yazılarımı yazdığımı (bir kişi hariç) kendi ailem, en yakın arkadaşlarım bile bilmezken, Funda Teyze diye kendimi tanıtıp, onlar tarafından keşfedilme durumu benim için hiç de hoş bir olasılık değildi.

Ve daha da önemlisi, insanlara, ülkeme vermek istediğim bir mesaj, bir öğüt olmasına rağmen, günümüzde insanların başkalarını seyretmeye, dış görünüşe ne kadar önem verdiklerini bildiğimden, bu modern zayıflığın mesajımla beni sevenler arasına girmesini de istemiyordum.

Tabii, ‘TEYZE’yi duyunca gözlerini devirecek insanlardan da, bu göz devirmelerinden de,  tabii bir de hemen ‘yaş’ konusuna girip ‘ben şu yaştayım, sen kaç yaşındasın, Teyze mi diyeceğim’ vs vs alaylardan da, ya da alaycı ‘teyzem, teyzem’ iğnelerden de uzak olmak istiyordum. :D

Ama açılan kapılardan geçmenin önemini de bildiğim için, bu açılan kapıdan yarım geçmek şeklinde bir uyanıklık etmeyi akıl ettim. :D

Funda Teyze olarak sadece bana çok yaklaşan ve e-kurslarımı alan insanlara hitap edecektim.

Onun dışındaki genel okuyucularım için “Funda Teyze” olmak korkutucuydu ve o kapıdan geçemezdim.

Açılan kapımdan bu yarım geçme işlemini büyük bir zevkle ve rahatlıkla yaptım.

Ama Allah tabii ki çok büyük. Açılan kapıdan yarım geçmemin, aslında bu kapıdan geçmemek olduğunu bana çok güzel bir şekilde öğretti. :D

2010 yılında beni takip eden arkadaşlar, hatırlayacaklardır. 7000 kişiye hitap ettiğim facebook sayfamın kapanması, bence, benim bu açılan kapımdan çekinip, korkarak geçmememin bir sonucu olarak gerçekleşmişti.

Rabbime şükürler olsun, geçemediğim o kapıdan geçmeye de işte bu olay üzerine karar vermiştim.

Yani, Rabbimin bana bahşettiği “Funda Teyze” olma görevini hakkıyla yapmaya işte böyle karar vermiştim.

Ancak, bu açılan kapının sonuçlarını göremediğim için kendimce Allah’ın bana lütfettiği görevin, bir anne yarısı olup, annelere, bayanlara, genç kızlara, teyzelik yapmak şeklinde olduğunu hayal etmiştim.

Oysa ki, “Harikulade Dilekler Maratonu” ile ve oradaki arkadaşlarla beraber çalışmamın sonucunda ulaştığım anlayış ve keşfim şu şekilde:

Allah bana arkadaşlarımın kalplerinde olan o isteklerin, dileklerin teyzesi olup, onların yeşermesi, çimlenmesi, büyümesi için yardım ve destek vermem şeklinde bir iş nasip etmiş.

Yani ben aslında dileklerin teyzesiyim.

O dileklerin annesi ise, siz okuyucularım, öğrencilerim, arkadaşlarım, kardeşlerim belki de ablalarımsınız.

Herhalükarda aramızda bir öğretmenlik ve öğrencilik var ama ben ille de sizin teyzeniz değilim.

Ben dileklerinizin teyzesiyim. Bana tabii ki teyze de diyebilirsiniz ama Rabbimin bana lütfettiği iş, sizin dileklerinizi büyütmenize yardım etmek.

O harikulade dileklerin annesi siz, teyzesi de benim.

Bu sebeple arkadaşlarımla beraber çalışmak, bir çocuk büyütür gibi dileklerimizi büyütmek, bana mutluluk veriyor.

Allah’a şükürler ediyorum. Açtığı kapılardan geçmeye (geç de olsa) cesaret ettiğim için kendimi de seviyor ve kutluyorum.

İşin ilginç yanı şu ki, Funda Teyze olarak adım attığım o ilk günlerde bu farkındalıktan haberim bile yoktu.

İşte Allah bize böyle kapılar açıyor ve bizi gerçekten mutlu edecek yönde yol gösteriyor.

Çok mutluyum.

Ben harikulade dileklerin Funda Teyzesiyim. :D

Tüm bu dileklerin yeşerip, büyüyüp orman olduğunu görmeyi de nasip eyle Allah’ım.

Bu farkındalığa ulaşmama yardım eden tüm arkadaşlarıma da sonsuz sonsuz sonsuz teşekkürler.:D

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (1)
  1. Nuray
    18:14, 14 Ağustos 2015

    Ailemle birlikte mutlu huzurlu sağlıklı bolluk bereket içinde bir yaşantım olmasını Rabbim’den istiyorum

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...