Olmuyor Kapılar Açılmıyor

Pin It

şeklinde ağlayan bir takım şikayetler nadir olarak da olsa bana ulaşıyor.

Sevgili arkadaşlarım, çok iyi bilmenizi istediğim şey şu:

Beklediğiniz o kapılar çoktan açık ve karşınızda duruyor.

Tek yapmanız gereken bu kapıların FARKINA varmanız.

Evet, kapılar zaten açık, tüm çözümler önünüzde, hatta burnunuzun ucunda.

Ancak bunları görebilmek için FARKINDA olmanız gerekiyor.

Gözünüzün AÇIK olması gerekiyor.

Kulağınızın AÇIK olması gerekiyor.

Aklınızın ve kalbinizin AÇIK olması gerekiyor.

********************************************

Peki farkına varmak, gözümü, kulağımı, aklımı, kalbimi açmak için ne yapacağım diyeceksiniz.

** Kuran’ı anlaya anlaya, düşüne düşüne ve kalbinizi temizleyerek okuyacaksınız.

** Kuran’ı anlaya anlaya, düşüne düşüne ve kalbinizi temizleyerek okuyacaksınız.

** Kuran’ı anlaya anlaya, düşüne düşüne ve kalbinizi temizleyerek okuyacaksınız.

Neden üç defa?

Önemini anlatmak için.

Ben de Kuran’ı anadilimde Türkçe (Sayın Prof. Yaşar Nuri Öztürk’ün yorumsuz olarak, ve varsa bir kelimenin değişik anlamları, bize hepsini vererek çevirdiği) okumaya başladığım zaman, orada Rabbimizin yapmayın dediği pek çok şeyi yaptığımı görmüştüm.

Ama zaman içerisinde tekrar tekrar okuya okuya ve Allah’tan af dileye dileye, ve kendimi düzelte düzelte farkettim ki, hem ben hem de hepimiz Allah’ın lütufları içerisindeyiz.

Her yanımız, her anımız sonuna kadar açık kapılarla dolu ve şükretmekten daha doğal hiçbir şey olamaz.

Bu sebeple şu kısa ömrümüzü, Rabbimizin bize armağanı olan Kuran’ı anlamadan geçirmemizin, ÇOK BÜYÜK BİR KAPIYI kapatmamız, onu görmemezlikten gelmemiz demek olduğunu düşünüyorum ve buna yürekten inanıyorum.

Sayın Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk bize SON DERECE BÜYÜK BİR KAPI daha açmış.

Kendi dilimizde, üstelik son derece güzel ve sade bir Türkçe ile ve bir kelimenin TÜM anlamlarını anlayarak Kuran’ı okumak, kimbilir, belki yeni nesil Araplara dahi, diğer tüm müslüman ülkelere dahi açılmamış bir kapıdır.

(Atalarımıza ve Atatürk’ümüze ülkemize Cumhuriyeti getirdikleri ve Sayın Yaşar Nuri hocamız gibi değerli bilim adamlarının yetişmelerine sebep oldukları ve onların ürünlerini serbestçe satın alabildiğimiz için şükürler olsun.)

Bu harikulade kapıyı, son derece değerli o harikulade kitaplarıyla birer ÜRÜN olarak milletimizin önüne sunan hocamıza teşekkürü bir borç bilirim. Onun ürünlerini size ne kadar tavsiye etsem az gelir.

Lütfen Yaşar Nuri Öğretmenimizin “İmam-ı Azam Ebu Hanife” adlı eserini de okuyun. Bence Sayın Yaşar Nuri Öztürk de aynı İmam-ı Azam gibi değeri yüzyıllar sonra ancak anlaşılacak derecede aydın bir lider.

Ancak ben onun layık olduğu sevgi ve saygıyı bu hayatında görmesini isterim.

İmam-ı Azam da yaşadığı sürece takdir edilmemiş ama kimbilir Allah’tan ne güzel ödüller onu ahiret hayatında bulmuş ve kimbilir daha ne eserlere imza atmıştır.

Allah’a ve Yaşar Nuri Öztürk’e onun eserlerini yüzyıllar sonra dahi olsa bize tanıttıkları ve bu doğruyu bulma şansını verdikleri için yürekten teşekkür ediyorum.

Yaşar Nuri Öğretmenimizin de bu hayatta harikulade ürünler çıkartıp, milletine, hayata bir fayda getirmek, iyi-güzel-doğru yolu bulmaları için elinden gelen her şeyi yaptığının farkındayım.

Onun da ahiret hayatında, nice güzellikler yaşayacağına hiç şüphem yok. Ama isterdim ki, millet olarak biz yüzyıllar önce İmam-ı Azam’ın değerinin anlaşılmaması olayını bugün burada tekrar etmeyelim.

*******************************************************

İşte yukarıda, size Allah’tan sunulmuş, önünüzde duran açık kapılar.

Ve diyelim ki bu anlattığım KOSKOCA AÇILMIŞ KAPILAR’ı görmenize, farkına varmanıza ben bunca yazdığım makale ile yardımcı olamadım.

“Olmuyor, kapı açılmıyor.” hisleriyle bana yazan sevgili arkadaşım, “farkına varman” için benim çıkarttığım ürünleri de mi GÖRMÜYORSUN?

İşte tekrar gösteriyorum:
http://www.cekimyasasi.com/urunler.htm

Benim ürünlerim de ŞU AN itibariyle AÇIK BİR KAPI olarak önünde duruyor.

Gelecek sene bu ürünleri burada bulabilir misin?

Ben bilmem. Allah bilir.

Yarın bu ürünleri burada bulabilir misin?

Ben bilmem. Allah bilir.

Benim bildiğim, “burada ve şu an” ben buradayım, hayattayım, nefes alıyorum, bir ürün ve hizmet sunmak için canla başla çalışıyorum ve bu kapıyı açtım.

Bunu bir kapı olarak görmek, görmemek senin aklına ve kalbine kalmış.

Ürünlerimi bir kapı olarak görmeyen sevgili okuyucularım, size tavsiyem, önerim, gösterebileceğim bir yol, kendinize daha uygun, aklınızın kalbinizin hemfikir olduğu bir öğretmen bulmanız.

Çünkü hayatta her konuyu öğrenmek ve doğru, düzgün kullanmayı, uygulamayı öğrenmek için hepimizin iyi bir öğretmene ihtiyacı var.

Ve ürünlerimi kapı olarak görmediğiniz için, sizi kendinize hayırlı uğurlu bir kapı bulmanızı dileyerek, uğurluyorum.

Ama eğer kapı olarak görüyorsanız da, aklınızın ve kalbinizin hemfikir olduğu BİR ŞEKİLDE bu kapının hakkını vermeniz gerekiyor.

Senenin başında ürünlerimi almaya karar verip, kendine verdiği değeri, benim bilgilerime verdiği değeri, temizlenmek isteğini gösteren arkadaşlar, benim YILLAR BOYUNCA binbir zorlukla, binbir çaba ile edindiğim bilgileri evlerinin rahatlığında, e-posta aracılığı ile kolayca, çoğunlukla eğlenceli bir şekilde, üstelik üç beş ayda elde ettiler.

YILLAR = üç beş ay

Ve sanırım kendilerine, ailelerine, sevdiklerine, hayatlarına verebilecekleri en büyük armağanı vermiş oldular.

Ürünlerimi bir kapı olarak gören ama “pahalı” diyen arkadaşlarım:

Aklınızı ve kalbinizi, vicdanınızı açık ve dürüst bir şekilde dinlemenizi rica ediyorum.

Ocak 2010 tarihinden itibaren hayatınız için aslında GEREKSİZ hatta daha da kötüsü ZARARLI olan nerelere, ne kadar para harcadınız?

Gereksiz derken kastım, O KADAR DA İHTİYACINIZ OLMAYAN bir gömlek olabilir. Çanta olabilir. Makyaj malzemesi olabilir. Saç yaptırmak, manikür, pedikür olabilir. Yemeseniz de olacak bir tatlı, veya bisküvi veya içecek olabilir. Okumasanız da olacak bir kitap olabilir.

Lütfen, yanlış anlamayın, ben bütün bu ürünlerin hepsini ÇOK AMA ÇOK severim ve bu ürünleri sunanları da ÇOK AMA ÇOK takdir ederim.

AMA ruhumu temizleyecek, beni Allah’a yakınlaştıracak bir ürünü almaktan KAÇINIRKEN onları almamın kendime yapabileceğim en büyük haksızlık ve zarar olduğunu düşünüyorum.

Zararlı derken kastım ise, sigara olabilir, piyango, loto, fal baktırma seansları, Allah korusun büyü vs. yaptırmak olabilir. (Beni okuyan okuyucularımın arasında olabileceğini hiç tahmin etmiyorum ama alkollü içki olabilir.)

Hatta bir kağıt ve kalem alın elinize ve bunların hepsini alt alta yazın ve toplayın.

Ocak 2010′dan itibaren, bu hayati bir ihtiyacı olmayan belki de o an için gereksiz veya zararlı olan şeylere verdiğiniz paraların toplamını düşünerek, benim ürünlerime tekrar bakın.

Ve kararınızı verin.

Son 5 yılda bu şekilde harcadığınız parayı hesap edersek hesap nasıl olurdu?

Peki ya son 10 yıl?

Eğer hala “pahalı” diyorsanız, şunu bilmenizi isterim ki, benim hem kalbim hem de aklım, Ocak 2011′den itibaren bu harikulade ürünlerimin fiyatlarını arttırmamı söylüyor.

Beni takip edenler bilir. Aklımın ve kalbimin hemfikir olduğu adımları atmakta ben Allah’ın yardımı ile çok kararlıyım.

Ve işte “Olmuyor, kapılar açılmıyor” diyen arkadaşım.

Önünde ardına kadar açık kapıları görmen ve farkına varman için daha ne kadar açık yazabilirim?

Gözlerini açman, içinde bulunduğun körlükten çıkman için ben elimden geleni yaptım.

Artık,

“Allah’ım, kapılarım ardına kadar açıkmış, ben görememişim. Rabbim sana sığındım bu ardına kadar açık kapıları göremediğim için affet beni. Senin affetmeyi çok sevdiğini biliyorum. Ve seni örnek alarak ben de kendimi affediyorum. Seni de kendimi de çok seviyorum. Ben senin tüm bu yol gösterişlerinin değerini bilen, şükreden ve açtığın bu harikulade kapılardan kararlılıkla geçen bir kulum. Şükürler olsun sana.”

demek sana kalmış.

Bu harikulade kapılardan geçip geçmemek sana kalmış.

Geçen kendi lehine geçiyor.

Geçmesini tavsiye ettiğim tüm arkadaşların hayatına (benim de başıma geldiği gibi) pek çok harikulade kapılar arka arkaya açılıyor.

Senin de o arkadaşlardan olmanı çok isterim.

Çok çok sevgiler.

Tweet Yap
Facebook'ta paylas!