Problemler Zinciri ve Lunapark Treni
Hayat sizin için bir problemler zinciri mi?
Bir dert bitmeden bir diğeri başlıyor ve bunlarla boğuşmaktan, insanın nefes almaya bile vakti kalmıyor gibi hissettiğiniz oluyor mu?
Kimileri bu soruya hemen “evet” diye cevap veriyorlar.
Hayat onlar için sanki bir dertler lunaparkı.
Bir dertten kurtulup, onun ardından, dur durak bilmeden hemen yeni bir derdi çözmek için mücadeleye başlıyorlar.
Dışarıdan baktığımızda da, bir dert hallolduğunda daha onu kutlamaya bile fırsat bulamadan kişinin yeni bir dert ile boğuşmaya başladığını görüyoruz.
Sanki açlar dertlere ve problemlere.
İşin acıklı tarafı da bu kimseler işlerini veya eşlerini de bitmek tükenmek bilmeyen bir dert kaynağı olabilecek şekilde seçiyorlar.
Aaah aah, ben de bu durumun nasıl bir şey olduğunu, bir zamanlar yaşadığım için biliyorum.
Aslında bu hepimizde biraz var. Sadece miktarı kimimizde fazla oluyor, kimimizde daha az.
Hayatı “problemler zinciri” olarak görmeye başladığımız ve bunu alışkanlık haline getirdiğimiz zaman işte bu “dertler lunaparkı” bizim için normal ve gündelik yaşam oluyor.
Oysa ki, lunapark sadece arasıra gidilen özel bir yer.
Her gün lunaparkta olsak, o salıncaklara, yukarı çıkıp, hızla aşağı inen trenlere vs. her gün binsek, sanırım çekilmez olurdu.
İşte hayatı dertler ve problemler zinciri olarak gördüğümüzde de aynen bunu yapmış oluyoruz.
Peki bunun doğrusu ne?
Hayata olan bakış açımız nasıl olmalı?
Hayatı problemler halinde yaşamak değil de, başarılar, kutlamalar halinde yaşamak.
Biz problemlere odaklanmayı bırakıp, başarılara odaklandıkça, hayat da zaten bir başarılar silsilesi halinde yaşanmış oluyor ve başarılar, kutlamalar birbirini kovalıyor.
Odak noktamız, başarılar olunca, hayat güzel ve zevkli oluyor. Karşılaştığımız problemler gözümüze aşılabilir görünüyor ve mutlulukla çözmek için atılabiliyoruz.
Ve üstelik, başarılara odaklanmak derken kastım, o senede bir defa olabilecek, nadir, özel, kocaman, dev gibi başarılar değil.
Senede bir yapılan o sınavda geçer not almak değil kastım.
Hayat arkadaşımız bulup, düğün yapmak için en moda olan saraylarda evlenmek değil, kastım.
Harikulade ürünler çıkartıp, hak bir karşılık alarak bolluk ve bereket içerisinde yaşamak da değil, bu başarılardan kastım.
Buradaki kastım, minik başarılar, tatlı başarılar, günlük başarılar, anlık başarılar.
Sabah kalktınız, niyet ettiniz.
Neye niyet ettiniz?
- Güzel, düzgün ve başarılı bir gün geçirmeye.
- Tüm bir gün boyunca, kendinizi iyi hissetmeye.
- Günün sonuna geldiğinizde ve güne şöyle bir baktığınızda, “Ne güzel bir gün geçirdim.” demeye.
Sevgili arkadaşlarım,
Bu niyetleri ettiğimiz zaman ve bu niyetler doğrultusunda hareketler edip, sözler söylediğimiz zaman, niyetimizin de aynen gerçekleşeceğini BİLİN.
Bu niyetlerin yanına, bir iki dilekler de ekleyebilirsiniz tabii ancak, hiçbir şeyin bu niyetlerin önüne geçmeyeceğine karar verin. Buna o dileklerin o gün gerçekleşip, gerçekleşmedikleri de dahil.
Ve unutmayın ki, gün boyunca, bu niyetlerinizle ve dileklerinizle uyumlu her sözünüz, her hareketiniz sizin için kutlanması gereken bir başarı.
İşte bu başarılara dikkat edip, kutladığınız zaman, ve bunu bir alışkanlık haline getirdiğiniz zaman göreceksiniz ki, hayat sizin için de bir problemler zinciri olmaktan çıkmış, ardı arkası kesilmeyen bir başarılar silsilesi haline gelmiş.
İşte o zaman, hayatın tadına doyulamıyor.
Ve sevinç içerisinde, Allah’a şükürlerimizi sunmak, Allah’a şükür olarak iş yapmak, hayata faydalı olacak işlerle uğraşmak, hayattaki en doğal şey haline geliyor.
Niyetlerimize dikkat edelim.
Çünkü niyetlerimiz gerçekleşiyor.
Ve niyetlerimizin gerçekleşmesi bize mucize gibi geliyor.
Hepinize başarılar silsilesi ile dolu bir hayat ve mucizeler silsilesi ile dolu günler dilerim.
Not: Silsile kelimesini çok seviyorum.
Türk Dil Kurumu “Birbirine bağlı, birbiriyle ilgili şeylerin oluşturduğu dizi, sıra” şeklinde tanımını vermiş. Özellikle başarılar ve mucizeler konusunda konuşurken, silsele kelimesi ne kadar da yakışıyor bu konuya, değil mi?
Artık lunapark treninden inip, problemler zincirlerine olan alışkanlığımızı, bağımlılığımızı bırakıp, hayata, Allah’ın bizim yaşamamızı istediği o düzgün, normal ve başarılarla, sevinçlerle dolu hayatı yaşamaya başlayalım mı?
Zaten bu da, hayatımıza mucizeler ve başarılar silsilesinin hakim olmasını sağlayacak.
Pinterest'te Takip Et!Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.
12:08, 9 Mayıs 2011
Maşallah hocam ne güzel bir yazı, içimi aydınlattı şükürler olsun ve ellerinize sağlık
Ben de niyet ediyorum güzel bir gün geçirmeye.
16:17, 10 Mayıs 2011
Merhaba Funda Teyze;)
Maillerinizi büyük bir keyifle okuyorum ve uygulamaya çalışıyorum. Bazen yine karamsar olduğum anlar oluyor, ama tam o anda yine sizden yeni bir mail geliyor. İşte o mail benim çekim yasası frekansımı olumluya çeviriyor. Şimdi ben bu gelen maili severek uygulamaz mıyım? Uygularımmmmmmm:))
Herkese sevgiler
17:49, 15 Mayıs 2011
14:18, 3 Ekim 2013
Sevgili Funda Hocam,
Özellikle arabama binince ilk 5 dakikamı duaya ve o gün ile ilgili niyet etmeye ayırıyorum.Ne kadar da doğru bir şey yaptığımı şükürler olsun makalenizi okuyunca yine anladım.Sağ olun
Bu makaleyi lunapark treninden inmeyi başarmış ve hala da bu amaçla, niyetle yaşayarak okumak çok çok iyi geldi.
Teşekkürler benim sevgili Funda Hocam Ellerinize sağlık
15:48, 3 Ekim 2013
Sevgili Özlemi arkadaşım,
Şükürler olsun Allah’a, izni, ve yardımıyla, lunapark treninden inmeyi başardığımız için.
Bu makaleyi ben de geçenlerde tekrar okuyup lunapark treninden indiğim için şükretmiştim Allah’a.
Beraber şükredince bambaşka oluyor tabii.
Sağ olasın bu güzel iletişimin için.
Çok çok sevgiler