KELEBEK Ve Çekim Yasası

Bu yazımda, bir kelebeğin “tırtıl olarak başladığı hayatında geçirdiği evreleri” ve “sonunda güzel bir kelebeğe dönüşmesi olayını”, çekim yasası ile karşılaşan ve doğru bir öğretmen bulan bir kimsenin yaşadığı değişim ile karşılaştırarak, bu harikulade doğa olayından hepimiz için çok güzel dersler çıkartmaya niyet ediyorum. :D

Dileklerimizle, kelebek arasında nasıl bir benzerlik var, hepberaber bakalım mı?

Biliyorsunuz ki, kelebekler hayata “tırtıl” olarak başlarlar.

Tırtılların hayatlarına baktığımız zaman, aktif, devamlı uğraşan, halinden memnun, meşgul bir varlık görüyoruz.

Tabii ki dışarıdan bakan ve onu başka canlılarla karşılaştıran, eleştirel bir göz, tırtılın hayatını, tabiricaizse,

** sürünmekte olan,
** her türlü kuş vs. tarafından yenme tehlikesine açık,
** bütün vaktini yemek peşinde dolaşmakla ve yemekle geçiren,
** hayatın diğer bütün güzelliklerinden habersiz bir varlık olarak da görebilir.

Ama işte çekim yasası, tırtılın hayatında da etkili, çünkü tırtıl, yemekten de, güneşin sıcaklığını sırtında hissedip, yapraktan yaprağa dolaşmaktan da memnun. :D

Ve hayatının tüm parçalarına, yaratılışının kurallarına direnmeden, bunlar için elinden gelenin en iyisini yaparak yaşamaya odaklanmış.

“Burada ve Şimdi” mutlu olmak şeklinde geçerli olan çekim yasası kuralı, tırtıl için de geçerli ve maşallah, tırtıl bu kapının hakkını çok güzel veriyor. :D

Her yerdeki yemyeşil yaprakları, hayatındaki bolluk ve bereketi, memnuniyetle kabul ediyor ve hayatını şikayet içinde değil, şükrederek ve tüm yeşil yaprakların tadını çıkartarak, hayatına en faydalı olacak şekilde geçiriyor.

Unutmayalım ki tırtıl, tırtıllığını yapmazsa, kelebek olamıyor.

Ve bu başarısı tırtılın da kapılarının açılmasına sebep oluyor.

Tırtılın hayatında bir an geliyor ve değişim rüzgarları, tırtılı daha üst bir aşamaya çıkması için, kendine döndürüyor.

Ve tırtıl bu amaçla kendine bir koza örmeye başlıyor.

Bir süre kendini dış dünyadan da, yapraklardan da ayırıyor ve kozasının içinde bir değişim çalışmasına başlıyor.

Bu sürede, tırtıl her zamanki alışmış olduğu aktivitelerden uzak kalıyor.

Her zamanki hayat tarzını bir kenara koyuyor ve yapraktan yaprağa gezmek, dolaşmak bitiyor.

Bu koza dönemi, benzetmemizde, bir kimsenin “çekim yasası” ile tanışıp, öğrenme ve değişme isteği, en önemlisi de kararı ile başlıyor.

Kişi bu konuda bilgisini arttırmak için, kurslar alıyor, veya maratonumuza katılıyor. :D

Çekim yasası makaleleri okunuyor ve iç alemde bir değişim, bir yeniden yapılanma dönemi başlıyor.

Tırtıl, kozasını ördükten sonra, içeride ne oluyor, biliyor musunuz?

Tırtıl bir sıvıya dönüşüyor, bir başka deyişle eriyor. Ve sonra kelebek şeklinde tekrar yapılanıyor.

Bu, ne kadar da büyük bir mucize farkında mısınız, sevgili arkadaşlarım?

Şükürler olsun Allah’a, bize böyle örnekler gösteriyor ve bilim sayesinde de biz bu bilgileri öğreniyoruz ki, kendi hayatımız hakkında da umudumuz artsın, biz de doğada yaşanan güzele ve güzelliğe dönüşümü, her şeyin çok çok daha güzel olabileceğini, kendi hayatımızda da yaşayabilelim, ve yaşayabileceğimizi bilelim. Bir takım hoş olmayan koşullara takılıp kalmayalım.

Ben kozanın içinde bu eriyip yeniden yapılanma dönemini, çekim yasasında, kurslarımda, maratonlarımda öğrettiğim çeşit çeşit “temizlik” alıştırmalarına benzetiyorum.

Tüm bu temizlik alıştırmalarımızda,

** Allah’a olan güvenimiz,
** sevgimiz,
** inancımız,
** ve Allah’ın yardımı,
** onun affediciliği
** ve sevgisi,

bizim de işte böyle aynen tırtıl gibi, içimizi eritiyor, kalbimiz yumuşuyor, paslarımız temizleniyor. :D

Şükürler olsun, Allah’a.

Ve bu değişim sonunda da kozasından çıkan, “harikulade bir kelebek” oluyor.

Kelebeğin kanatlarında gördüğümüz her bir güzel renk, sadece elde edilen hayalleri, zenginlikleri temsil etmiyor.

Hayatının 8 parçasını da anlamış ve onlara sımsıkı sarılıp, onlara bir fayda üzerine hayatını yaşayan bir insanın ulaştığı ruhi güzelliği temsil ediyor.

Eğer “insanın dışı değil, ruhu güzel olmalı” diye düşündüyseniz hiç, işte burada Allah’a şükürler olsun, güzel bir ruh var karşımızda:

** Allah’a inanan,
** Hayatının 8 parçasını seven ve kollayan,
** Güzel ve hayırlı hayaller, dilekler, amaçlar peşinde koşan,
** İç alemini elinden geldiğince temizlemiş,
** Ve Allah’ın izniyle, yepyeni güzelliklere, yepyeni yüksekliklere kanat açan bir ruh.

**************************************************************

“Tırtıl ve Kelebek” hikayemizden, çekim yasası hakkında aldığımız dersleri şöyle bir özetleyelim mi?

1- Başkalarıyla karşılaştırıldığında, “yerde sürünüyor” şeklinde görünen bir hayat yaşıyor olsak bile, yaşadığımız hayatta şükredilecek, sevilecek şeylere odaklanıp, kalbimizi huzur ve mutlulukla doldurup, hayatımızın 8 parçasına faydalı olacak şekilde yaptığımız işe odaklanmalı, hayat amacımız peşinde koşmalıyız.

Hayatımızdaki bollukları görmek ve kendimizi başkalarıyla karşılaştırmamak burada anahtar nokta.

“Ben yerde sürünüyorum.” “Kuyunun dibindeyim” şeklinde ağlanmak, sızlanmak maalesef kişinin çekim yasasından faydalanmasına engel oluyor.

Hayatı, hayatının 8 parçasını sevmeyen kimselere maalesef, gerek maratonlarımızda veya kurslarımızda ben de bir fayda getiremiyorum.

Tırtılın kelebek olabilmesi için, görevini yapması, yaprağını severek ve şükrederek yemesi gerekiyor, ki kapıları açılabilsin.

2-
Koza dönemine girildiğinde, kişinin elinde bir dönüşüm planı, bir yapılanma planı olması gerekiyor. Tırtıl için bu Allah vergisi olarak genlerinde saklı. Sıvı hale eriyip, sonra neye dönüşeceği, genlerindeki planda belirli.

Bizler için ise, evet hayatımızın 8 parçası ve hayat değerlerimiz aslında hepimizin temelinde var.

HER BİR İNSAN TEMELDE İYİ.

Ancak, Allah bize seçim yapma, seçmek, karar vermek yeteneği vermiş.

Diğer canlıların böyle bir seçeneği yok. Tırtıl kozadan karınca olarak çıkamıyor. Böyle bir seçim şansı yok.

Ama biz insanlar seçme şansına, daha doğrusu sorumluluğuna sahibiz.

Bu sebeple, çekim yasasından bir dönüşüm, bir yeniden yapılanma beklerken, eğer kişi, kişiliğinin, özünün, özbenliğinin yapısında, temelinde olan, hayatının 8 parçasına, hayat değerlerine, hayat amaçlarına aykırı bir yolla kozaya girdiğinde, sonuçta nasıl bir varlığa dönüşeceği Allah’ın merhametine kalıyor.

Bir başka deyişle:

** Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzeden, hayat değerlerine, hayat amacına aykırı bir şekilde çekim yasasını uygulayanların,

** veya çekim yasasını bu şekilde öğreten öğretmenlerden öğrenenlerin,

kelebek olma umuduyla kozaya girip neye dönüşeceklerini Allah bilir.

Biz biz olalım, kelebek gibi harikulade bir değişim yaşamak istiyorsak tırtıl gibi, hayatımızın 8 parçasına sımsıkı sarılalım, güvenilir bir planla kozaya girelim. :D

3- Tırtılın erimeyi kabul edip, bir sıvaya dönüşmeye direnmemesi gibi, bizim de, eski yanlış fikirlerimizden, eski yanlış hareketlerimizden, hayatın 8 parçasına zarar veren alışkanlıklarımızdan, huylarımızdan uzaklaşmaya ve bunların eriyip gitmesine izin vermemiz gerekiyor.

Bir başka deyimle, iç alemimizde, biraz esnek, yumuşak olmamız gerekiyor. Çekim yasası öğretmenimiz, “Şu yaptığın, şu sebeple yanlış. Hayatının şu şu şu parçalarına zarar veriyor.” dediği zaman, eğer bu yanlışlara sımsıkı sarılıyorsak, ve bunların eriyip gitmesine izin vermiyorsak, kozadan (maratondan veya kurslarımdan) değişerek veya bir kelebek gibi kalben güzelleşerek çıkmamız mümkün olamıyor.

İyiden, güzelden, doğrudan yana olmak, yılların alışkanlığı ile de olsa, kötü, yanlış ve çirkin şeylerden uzak durmaya odaklanmak burada anahtar nokta.

4- Eğer çekim yasası sayesinde özgür olmak, hayatta maddi ve manevi her türlü güzelliklere kavuşma hayalimiz varsa, bilmemiz gereken şey şu:

Tırtılın kelebek olması gibi, bir insanın da tüm bu özgürlüklere ulaşması “son derece mümkün ve son derece doğal.”

Harikulade renklere sahip, kocaman kanatlarla, yerlerden ve sürünmekten kurtulup, pır pır diye uçarak, mutluluktan mutluluğa konarak yaşamak mümkün ve bu Allah’ın kendisine inanan inanmayan HERKESE sunduğu bir fırsat.

Ve bu 4 konuya dikkat edersek, bizim de Allah’ın bizim için hazırladığı ve cömertçe sunduğu harikulade güzelliklere kavuşmamız, gerçekten de an meselesi.

Hepinize,

** kelebek kadar hafif ve güzel bir ruh,
** fil kadar uzun ve sağlıklı bir ömür,
** ve yukarıdaki 4 kapının hakkını vermek için, aslan gibi cesur bir yürek,

dilerim.

Hepinize çok çok sevgiler. :D

Kelebeği ruhumuza benzetince hatırlatmadan geçmek istemedim:

Ruhlarımız için ölüm yok. Bu hayattan ahiret hayatına geçmek var sadece.  Bu konuları daha iyi anlamak için, Kuran’ı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’ün Türkçe çevirisi ile okumanızı tavsiye ederim. Kendisi, her kelimenin olası tüm anlamlarını bölü işareti ile ayırarak vermiş.

Oysa ki mevcut diğer tüm tercümelerde, çeviriyi yapanın anlayışına göre, her kelimenin tek bir anlamı bize verilmiş veya bir takım parantezler açılarak yorumlar yapılmış.

Başkasının yorumu katılmadan, bazı kelimelerin olası tüm anlamlarını görüp, çeşit çeşit anlayış ve keşiflere ulaşmak ve Kuran’ın özünü anlamak istiyorsanız, bu tercümeyi okumanızı tavsiye ederim.

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (2)
  1. Özlem Erkan Esin
    15:12, 16 Haziran 2011

    Ellerinize sağlık :D Ne kadar da güzel bir makale .Çok teşekkürler

  2. emel
    10:01, 23 Haziran 2011

    Merhaba güzel insan, merhaba kalbime yakın dost, merhaba sana…
    Sıcacık, sevgi dolu ışığınla dün tanıştım, bu satırları bir teşekkür olarak kabul edin lütfen, emeğinize, yaydığınız pozitif ışığa küçük bir teşekkür…
    Yaradanımdan bir yolu olmalı, bir örneği, bir metodu olmalı diye düşünürken karşılaştım sayfanızla.

    Yıllarca, hep aynı yerde dönüyorum, 5 kere istifa ettim, insanlardan kaçıp kabuğuma çekildim, onları sevmediğimden değil, aksine herşeyi çok seviyorum, ama rahat değilim, bakışlardan, kalpten olmayan davranışlardan, dedikodulardan….kabuğuma çekilmem bu yüzden, arınıyorum belki de kimbilir, bu kelebek gibi yeniden doğuyorum.

    Güzel yürek, şimdi en hayırlı işi bulmak için, güzellikleri kendime çekmek için bana bir yol gösterdin, aradığım cevaplar burada, sonsuz tşkler ediyorum.

    Ben de ışığımı, sevgimi bütünün ve benim en yüksek hayrıma paylaşmaya niyet ediyorum, sevginin gücüyle her acının dineceğine, kalplerde bastırılmış gizlenmiş o sevginin çıkacağına inanıyorum, önce kendimden başlamalıyım, birşeyler eksik hala, ama ben de bir ışık yaktınız, bu ışığı takip etmeye niyet ediyorum.

    Nice yüreklere umut ekmeniz, ışık olmanız dileğimle…
    Sevgilerimle
    Emel

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...