Hatalar, Yanlışlar, Yalanlar…


Çekim yasası,

  • çevremizle birlikte, aklımızı, kalbimizi, düşüncelerimizi, duygularımızı, beklentilerimizi, inançlarımızı, sözlerimizi, hareketlerimizi de hatalardan, yanlışlardan ve yalanlardan temizlediğimiz zaman,
  • iyiden, güzelden, doğrudan yana olduğumuz zaman,
  • kötü, çirkin ve yanlışları da cesaretle bıraktığımız zaman,

Allah’ın izni ve yardımıyla, JET hızıyla hayatımıza güzelliklerin gelmesini sağlıyor.

Hatalardan, yanlışlardan, yalanlardan temizlemek derken, hayatımızın her parçasındaki, yani hayatımızın vazgeçilemez 8 parçasındaki hatalardan, yanlışlardan, yalanlardan bahsediyorum.

Kısa bir hatırlatma yapmak gerekirse, hayatımızın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:

1- Kendim
2- Ailem,
3- Arkadaşlarım, ülkem,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Yalanlar deyince aklımıza hemen hayatımızın ikinci ve üçüncü parçaları geliyor, değil mi?

Annemize babamıza, belki utandığımızdan belki de korktuğumuzdan söylediğimiz o yalanlar. :D

************************************

Burada bir parantez açıp, benim için hem acı hem de tatlı bir hatamı, yanlışımı ve yalanımı da, bu konu ile alakalı olduğu için anlatmak isterim:

Benim babam ağabeyimin ve ablamın ders çalışmamalarından çok şikayetçi ve çok da katıydı. Hem onların dersleri yüzünden çok çekmişti hem de onlara çok çektirmişti.

Evin 3. çocuğu olarak ben, hem daha rahattım hem de dersler konusunda annemi ve babamı üzmemek konusunda, nasıl desem, belki de önümdeki örnekler sebebi ile, çok özenli ve dikkatliydim. En azından, derste dersimi iyi dinleme alışkanlığı geliştirmiştim. Bu da evde ayrıca çalışmasam bile derslerimde başarılı olmamın en büyük sebebi idi.

Ama bir gün babam, normal derslerimi değil de, özel olarak mektupla gelen bir kursumun ödevlerini yapıp yapmadığımı sordu. Ne de olsa her ay ücret ödüyordu o derslerime ve doğal olarak eğer yapmıyorsam ve ilgilenmiyorsam, boşu boşuna ödemek istemiyordu sanırım. :D

Gerçek şuydu ki, 3-4 haftadır ben biraz boşvermiştim o derslerimi, ama babamın kızıp kursumu iptal etmesinden korkup “Yaptım tabii.” diye yalan söyleyiverdim.

Tam olarak bilmiyorum babam anlamış mıydı yapmadığımı ama, tahmin ediyordu ki herhalde, “Getir bakacağım.” dedi.

Hayal meyal odama gidip ödev defterimi alıp getirdiğimi hatırlıyorum. En son yaptığım ödevin sayfasını (3-4 hafta önceki) açıp önüne koyduğumu da hatırlıyorum, sonra yavaşça pencerenin önündeki koltuğa giderken, “Anne ben bayılıyorum.” dediğimi de hatırlıyorum. :D :D

Ve ne kadar sonra bilmiyorum ama ilk hatırladığım, ayılırken annemin bana koklattığı kolonya idi. :D :D

Babam anladı mı anlamadı mı, hiç öğrenemedim ama o günden sonra ne babam bana derslerim hakkında bir şey sordu, ne de ben onun sormasına sebep olacak bir davranışta bulundum. :D :D Şükürler olsun benim için veli toplantılarına gitmekten hep gurur duydu ve bana da bu gururunu iletti.

Her ne kadar sonu tatlıya bağlandıysa da bu olay, ben bu konuda “TEMİZLİK” yapana kadar bu yalanın olumsuz etkisi üzerimde yıllar boyu kalmıştı.

Şimdi rahat rahat anlatabilmemin sebebi, bu konuda çok güzel temizlik yaptığım için. :D :D

************************************

Maalesef bu şekilde korkuyla veya utançla ailemize söylediğimiz yalanların üzerine, arkadaşlarımıza veya öğretmenlerimize söylediğimiz benzeri yalanlar ekleniyor ve ardından da kimbilir belki de, iş hayatında vs. olası bazı yalanlar.

Hayatta karmaşaya düşmemizde maalesef bu yalanların etkisi çok büyük.

Neden? Çünkü yalan, o konuda sorumluluk almadığımızın en büyük göstergelerinden.

Ablamın ve ağabeyimin derslerini yapmadıklarında veya zayıf notlu karneyi eve getirdiklerinde ailece yaşadığımız olaylar, benim ödevim hakkında babama yalan söylememe sebep olmuştu ama işin gerçeği şu ki:

Her ne kadar bahanemizde haklı da olsak, bahane bahanedir.

Bahaneler maalesef yaptığımız bir yanlış hareketi haklı çıkartmıyor.

İçten içe yaptığımız o yanlış hareket, hayat sevgimizi de azaltıyor, hayatımızın 8 parçasında da küçülmemize daha da doğrusu kendimizi değersiz hissetmemize sebep oluyor. Özsevgimize, özgüvenimize, özsaygımıza zarar veriyor.

Peki ama çare ne?

Tek çare sorumluluk almak.

Evet o an itibariyle yapamasak bile, eninde sonunda (ne kadar erken olursa o kadar iyi) sorumluluk almamız ve yaptığımız bir yanlıştan vazgeçmemiz çok önemli.

Tabii tüm bunlar için sorumluluk almak kimimiz için zor da olabiliyor kolay da.

İşin güzel tarafı şu ki,  Allah’a sığınıp, kendimizi tüm bunlardan temizlemek isteyince, o gücü kendimizde bulabiliyoruz, çok şükür. :D :D

**********************************************

Her ne kadar, yalanlar konusunda ilk aklımıza gelenler hayatımızın ikinci ve üçüncü parçaları olsa da, bugün asıl yazmak istediğim konu, hayatımızın vazgeçilemez birinci parçasında söylediğimiz yalanlar.

Maalesef, hayatımızın birinci parçasında kendimize söylediğimiz yalanların çoğunlukla farkında bile olamıyoruz.

Sanırım temizlemesi daha doğrusu farketmesi en zor yalanlar bunlar.

Ama çekim yasasını lehimize kullanmak istiyorsak, bu yalanları farketmek ve onlardan vazgeçmek ŞART.

Kendimizi bu yalanlardan temizlememiz şart.

Kendimize tonlarca, tonlarca, yüzlerce, binlerce hemen her konuda yalan söylediğimizi biliyor muydunuz?

  • Kendimizi küçülten,
  • Beceriksiz, çaresiz, güçsüz hissetmemize sebep olan,
  • Kendimize olan sevgimizi, saygımızı, güvenimizi azaltan,

her bir düşüncemiz, her bir sözümüz, her bir hareketimiz aslında birer yalan.

Aynı şekilde, hayatımızın ve yaşadıklarımızın sorumluluğunu üzerimizden atmamıza sebep olan her bir düşüncemiz, sözümüz, hareketimiz de yalan.

Kendimizi, kendimize söylediğimiz bu yalanlardan temizlemenin İLK adımı, bunların farkına varmak.

Evet, bunların birer yalan olduğunun farkına varmak.

İkinci adım da sorumluluk almak. :D

İyiden, güzelden, doğrudan yana olmak ÖNCE kendimiz hakkındaki bu yalanları temizlemekle başlıyor.

Kendisinin kendisine söylediği yalanlardan kurtulamamış bir kişi maalesef hayatın diğer parçalarında da iyi-güzel-doğru şeylerle, kötü-çirkin-yanlış şeyler arasındaki farkı ayırt edemiyor.

“Para Bolluk Bereket” adlı e-kitabımın bir bölümünde, para, bolluk ve bereket konularında kendimize söylediğimiz yalanları ve onlardan nasıl temizleneceğimizi yazmıştım.

“Özgüven, Özsevgi, Özsaygı” adlı makalemde de yine bazı yalanları ve o konulardaki GERÇEKLERİ, DOĞRULARI yazmıştım.

Ama maalesef, kendimize söylediğimiz yalanlar o kadar çok, o kadar çok ki, ne sadece “Para Bolluk Bereket” kitabımda, ne de “Özgüven, Özsevgi, Özsaygı” makalemde tümünü anlatamadım.

Allah’ın izniyle “Basamak Atlamak” adlı e-kursumda 12 ay boyunca, elimden geldiğince, TÜM yalanları yok etmeyi planlıyorum. :D :D

Basamak atlamak maalesef, yalanlara sarılarak olmuyor.

Kurtulduğumuz her bir yalan bizim yukarı basamağa çıkmamızı kolaylaştırıyor, hızlandırıyor.

Eğer bir basamakta takılıp kalmışsak veya yukarı çıkamıyorsak, üstüne üstlük aşağı iniyorsak, mutlaka ama mutlaka kendimize söylediğimiz bir yalanın varlığının kanıtı oluyor bu.

11 basamak var hayatta.

En alttaki basamak “karmaşa.” En üstteki basamak ise, “huzur-güven.”

Allah hepimize huzur ve güven içerisinde bir hayat yaşamamız için yardım etsin, yol göstersin.

Ben, Allah’a sonsuz minnettarım bana bu 11 basamağın neler olduğunu, her birinden nasıl yukarı basamağa çıkılacağını gösterdiği için.

Tüm bu bilgileri öğrenmeme ve kullanmama yardım eden öğretmenlerimden de Allah razı olsun.

Kendilerine verdiğim tüm ücretler, tüm zamanım, tüm çabalarım, tüm emeklerim helal olsun. :D

Allah’tan  dilerim ki, ben de onlara daha da bol ve güzel karşılıklar verebileyim.

VE,

  • Kuran’ı insanlığa nasip ettiği için Allah’a,
  • Peygamberimize ilettiği için Cebrail’e,
  • Cesaret ve imanla insanlara sunduğu için peygamberimiz Hz Muhammed’e,
  • Yüzyıllardır aslını bozmamaya özen gösteren, Kuran’ın da söylediği gibi azınlıkta olan gerçekten iman etmiş kimselere,
  • Dinimizi yalanlardan temizlemek için devrim yapan ve değerli bilim adamlarının yetişmesine vesile olan Atatürk’e,
  • Tertemiz bir din yaşayarak bize örnek olan anneanne ve dedelerimize,
  • ve anlaşılır bir dille kelimelerin tüm anlamlarını bize sunarak, Kuran’ı kendi dilimizde rahat rahat okumamızı ve anlamamızı sağlayan Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk’e,

SONSUZ SONSUZ SONSUZ TEŞEKKÜRLER.

Çekim yasası’nı sizlerden aldığım güç ile, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya büyük bir özen ve dikkat göstererek anlatmaya ve öğretmeye söz vermiştim.

11-11-11′de başlayacak olan “Basamak Atlamak” kursum vesilesi ile bu sözümü ve yeminimi tekrar tazeliyorum. :D

Ne mutlu sizlere de, bana da ve bu kursum vesilesiyle basamak atlayacak, huzur’a güven’e kavuşacak ve aşağı düşse bile çabucak yukarı çıkmanın yolunu öğrenecek öğrencilerime.

**********************************************************

NOT 1:

Çocukken mektupla aldığım o kurs, FONO mektupla öğretim kurumunun kursu idi. Hep hayran kalmışımdır, ne kadar harikulade bir fikir diye. Allah kurucularından razı olsun. İnsanın evinin rahatlığından öğrenmeyi yürekten istediği bir konuyu veya konuları öğrenebilmesini sağlamak ne kadar da güzel bir hizmet. :D :D

Benim de kendi hayat amacımı bulduktan sonra, öğrettiğim konuları  e-posta ile öğretmem ne kadar da doğal geliyor bana. :D

İşte hayat amacımız taa çocukluğumuzdan itibaren bize böyle ipuçları veriyor. Benim o kursa yazılmam hiç de tesadüf değilmiş. Allah’ın yardımı ile ilerde yaşayacağım hayat amacımın ilk temelleri atılıyormuş o zamanlar. :D

Siz de hayat amacınızı bulmaya çalışırken, bu şekilde çocukluktaki meşgalelerinize dikkatle bakın.

Hayat amacımızla, çocukluktaki meşgalelerimiz konusundaki çok güzel bir örnek de, Atatürk’ün çocukluğunda dayısının tarlasından kargaları kovması. :D

Tarla, ürün demek, yiyecek demek, aile, çocuklar ve hayat demek.

Çalışkan ve dürüst insanların üretmek ve hizmet sunmak için, dürüst ve helal bir şekilde hayatın 8 parçası yararına çalışması demek.

Kargalar maalesef, o tarlanın ürün vermesine de, hayata hayat katmasına da engel olarak onu talan ediyorlar.

Atatürk’ün hayat amacına ve hayatta yaptığı işlere bakarsak, ülkemizi hem iç hem de dış düşmanlardan temizleyip yani onları kovup, ardından da tekrar üreten, hizmet eden, hayata hayat katan o tarlaya geri döndürmek değil de ne? Yaptığı tüm devrimler, hatta kurduğu Atatürk Orman Çiftliği bile Atatürk’ün hayat amacını bize çok güzel anlatıyor.

Hele hele, çok sevdiğim şu sözü sanki hayat amacının en güzel ifadesi: Yurtta barış, dünyada barış.

Allah askerlerimizden de razı olsun.

Yurtta barış, dünyada barış askersiz olmuyor.

Askerlerin hayat amacı bu zaten. Ve biz yurtta barış, dünyada barış için savaşan tüm askerlere minnettarız.

Ne kadar da tezat gibi görünüyor değil mi?

Yurtta barış, ve dünyada barış için savaşmak, asker olmak.

Ve maalefef bu savaşın önemini anlayamayanlar Atatürk’e, askerlere ve askerliğe karşı çıkıyor.

Ama işte bu da A=A=A olmadığının, yanlış fikirler, yalanlar, yanlışlar, hatalar BANKASI ile hayata bakınca kişinin eşit olmayan şeyleri bu şekilde eşit görmesinin kaçınılmaz olduğunun bir örneği.

Akıl ve kalp gözünün körlüğü, akıl ve kalp kulağının sağırlığı konusunu en iyi bir şekilde anlamak için, Kuran’ı Türkçe okumanızı tavsiye ederim.

Derin ilim ve dil bilgisi sebebi ile, kelimelerin TÜM anlamlarını bölü işareti ile ayırarak vermiş olan ve bu sebeple de çeşit çeşit farkındalıklar yaşamamıza, Kuran’ı en kolay ve öz bir şekilde anlamamızı sağlayan, Sayın Prof. Yaşar Nuri Öztürk’ün Türkçe mealini ben size tavsiye ederim.

Allah ondan da razı olsun ülkemize yaptığı tüm hizmetler, çıkarttığı hayatın 8 parçasını kucaklayan, temizleyen harikulade ürünler için.

Aslında hep dediğim gibi, Allah’ın ondan ve eserlerinden razı olduğuna şüphem yok, bu sebeple asıl söylememiz gereken şu:

‘Allah bizi affetsin, kendisine layık olduğu değeri ülkece veremediğimiz için. Ve bu hatadan, bu yanlıştan, hayatımızın 8 parçasına olan bu büyük zarardan bir an önce dönelim. Yardım et Allah’ım, bize akıl fikir ver.’

NOT 2:

Ödevlerimi aksatmamın ardından, babamın ödevlerimi sorması ve kontrol etmesi de aynı şekilde hiç de tesadüf değil.

Çekim yasası işte böyle çalışıyor.

Basamak Atlamak adlı e-kursumda da göreceğimiz gibi, hayattaki 11 basamaktan bir tanesi de “TEHLİKE” basamağı.

Bu basamak, 11 basamaktan altı (6) numaralı olanı.

Bu altıncı basamakta iken kişi hayatına, işte böyle iyi-güzel-doğru bir şeyi kaybetme tehlikesini çekiyor.

Ruhumuz içinde bulunduğumuz basamağı çok iyi biliyor ve bizim basamak atlamamıza yardım edecek şekilde önümüze uygun kapılar açılıyor.

Ve “tehlike” basamağındaki bir kişi, bilinçsizce yaşamakta olduğu bu tehlike basamağından onu çıkaracak şekilde, hayatına bu tür bir kaybetme olasılığı ile dolu bir olayı çekiyor.

Bir başka deyişle babamın o kontrol etme isteği tesadüf değildi de, benim içinde bulunduğum basamak gereği, çekim yasası gereği, çekmemin kaçınılmaz olduğu bir durumdu. :D

Çocuk aklımla bu durumda ne yapacağımı, bu basamaktan nasıl yukarı çıkacağımı bilememiştim ve hissettiğim o kursumu kaybetme korkusu, ya da babamdan göreceğim o sert tepkinin korkusu bayılmama sebep olmuştu.

Ama bu basamakta isek, çare bayılmak değil. :D :D

Gerçi pek çok makalemde bu durumda ne yapmamız gerektiğini defalarca anlattım ama “Basamak Atlamak” adlı kursumda hem bu konuyu da çok güzel öğreneceğiz hem de diğer 10 basamağı.

12 ayın sonuna kadar azimle devam edecek arkadaşlara ise mezuniyet hediyesi olarak bir poster hediye edeceğim:

“Hayattaki 11 Basamak ve Formülleri” Posteri.

Bu posteri duvarınıza asabilecek ve her durumda her basamakta nasıl yukarı çıkacağınızı bilmenin huzur, güven ve rahatlığını hissedeceksiniz.

Bu huzur, güven ve rahatlık sayesinde ise, hayattaki  bu 11 basamak sizin için de bir çocuk oyunu haline gelecek. :D

Ne güzel.

Hayatı bir oyun tadında yaşayabilmek.

Hayatı bir oyun rahatlığında yaşayabilmek.

Şükürler olsun Allah’a, bu mümkün.

Bu Allah’ın bir mucizesi.

Allah’a ne kadar şükretsem, ne kadar şükretsek az gelir.

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (2)
  1. Özlem
    14:44, 25 Ekim 2011

    Yupppiiiiiiiiiiiiii :D Çok güzel çok güzel bir makale :D Ben de sizin teşekkürlerinize canı yürekten katılıyorum ve ek olarak siz öğretmenime yeniden sonsuz teşekkürler ediyorum :D

  2. Funda Teyze
    17:23, 25 Aralık 2011

    :D :D :D

    Bu yorumu ilk yazdığında ayrıca kutlamıştım ama buraya cevabım biraz geç çıktı, kusura bakma Özlem arkadaşım.

    Sevincine aynen katılıyorum ve hayat amacını bulma konusunda gösterdiğin tüm emeği tebrik ediyorum. :D :D

    Çok çok sevgiler

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...