Araba, Vites, Kaldıraç, Arşimet ve Çekim Yasası…

Sevgili arkadaşlarım,

Gerek e-posta, gerek mesaj, gerekse yorum ile ilettiğiniz “Öğretmenler Günü” kutlamalarınız için ne kadar teşekkür etsem azdır.

Her öğretmenler gününde söylediğim sözü burada bir kere daha hatırlatmak isterim:

Hayat bir okul ve bizler hepimiz öğrencileriz.

Ve aynı zamanda hayatta öğrendiğimiz, bizim açımızdan EN önemli olan bir konunun veya konuların da öğretmeniyiz.

Yani hayat bizi hem öğrenci hem de öğretmen yapıyor.

Tabii eğer hayat amacımızı kucaklamayı, ve hayatta öğrendiğimiz o değerli bilgileri, ihtiyacı olanlara sunmayı kabul edersek.  :D :D

Öğretmenlik görevini üstlenmeyi kabul edersek.

Bu sebeple, ben tüm öğrencilerimin de geçmiş de olsa öğretmenler gününü kutlamak isterim.

Hayat amacını benim yardımımla bulmuş olanlara selamlar, sevgiler.

Hepinize çalışmalarınızda kolaylıklar, başarılar dilerim.

Hayat amacını henüz bulmamış arkadaşlara ise, TEZ zamanda bulmalarını dilerim.

Ardından da, hepinize Allah’ın bana nasip ettiği gibi, hayırlı uğurlu, hayatın 8 parçasını kucaklamak isteyen, iyiden, güzelden, doğrudan yana öğrenciler dilerim.

Sizin gibi öğrencilerim olduğu için her gün Allah’a şükrettiğimi biliyorsunuz, değil mi? :D :D :D

Çok çok sağ olun, var olun. :D :D

**************************

Sevgili arkadaşlarım,

Okulda gördüğümüz her konuyu hayatta kullanabildiğimiz gün o bilgiyi gerçekten öğrenmiş olduğumuzu görüyoruz.

Zaten “Eğer hayatta kullanamıyorsak, onunla hayatımızın 8 parçasının da hayrına, iyiliğine bir katkıda bulunamıyorsak,  o bilgiyi bilmenin ne önemi oluyor ki?” diye insan bazen düşünmeden edemiyor, değil mi?

11 Kasım’da başlayan ve büyük bir heyecanla devam eden kursum “Basamak Atlamak” da benim yine bu konuda çeşit çeşit anlayışlara, çeşit çeşit keşiflere ulaşmama sebep oldu.

Kurs öğrencilerimin kursun daha ilk günlerinde, ilk haftalarında elde ettiği birbirinden güzel, birbirinden değerli başarılar, yaptığım işi neden yaptığımı, niyetimi, amacımı daha da bir kuvvetle tazelememi sağladı.

Tüm öğrencilerime bu vesile ile çok çok teşekkür ederim. :D

Sizler olmasaydınız ben de kendi farkındalıklarımda, kendi anlayış ve keşiflerimde bu güzellikleri yaşayamayacaktım.

İşte alış ve verişin en güzel örneği.

Karşılıklı yardım ile, hep beraber, iyiden, güzelden, doğrudan yana büyüme, gelişme.

Ben size yardım ediyorum, yol gösteriyorum. Ve aynı zamanda Allah’ın yardımı ile, ve sizlerin sayenizde ben de yeni keşiflere, yeni anlayış ve farkındalıklara ulaşıyorum.

Tabii ki bu ulaştığım anlayış, keşif ve farkındalıklarımı hem öğrencilerimle, hem de okuyucularımla paylaşmam da, benim başarılarımı arttırıyor.

Bu anlayışlarımı sırf kendime saklasam, hayatımda aynı etkiyi yapmıyorlar.

İşte bu sebeple sizlere, ısrarla ve önemle, anlayış, keşif, farkındalık ve başarılarınızı kutlamayı, vesile olanlarla, ve yakınlarınızla, sevdiklerinizle, sizi sevenlerle paylaşmanızı öğütlüyorum.

Basamak atlamanın, olmazsa olmaz bir parçası bu. :D

Detaylı bilgi için bakınız: “Anlayış, Keşif, Farkındalık, Başarı” Makalesi.

************************************

Ve gelelim bugünkü makaleme ve 11-11-11′de başlayan kursumla beraber benim de ulaştığım harikulade anlayış, keşif ve farkındalığa. :D

Sevgili arkadaşlarım,

Araba ile bir yerden bir yere gitmek, arabayı kullanmak, hatta kendimiz kullanmasak bile kullananları gözlemlemek ve en önemlisi de arabanın “kullanılma kuralları” bize hayat hakkında çok güzel ipuçları ve yol gösterişler sunuyor.

Hayatımız hakkında, hayatta bulunduğumuz yerden, dileklerimize, hayallerimize, hayatta istediğimiz o yere nasıl gideceğimiz konusunda, hayatın kuralları hakkında, çekim yasası hakkında çok güzel bilgiler bulabiliyoruz, arabada ve araba kullanmakta. :D

Arabada vitesler vardır.

Bu vitesler ne işe yarıyor diye hiç düşündünüz mü?

Her ne kadar günümüzde otomatik vitesler olsa bile, vitesler arabanın vazgeçilmez ve çok önemli parçalarından.

Özetle anlatmak gerekirse, vitesler arabada motorun enerjisini kullanırken, onu kuvvet için mi kullanacağız, hız için mi kullanacağız, şeklinde “KUVVET ve HIZ” arasında, istediğimiz şekilde seçim yapmamızı sağlıyor.

Araba ile giderken, kuvvet mi istiyoruz, yoksa hız mı istiyoruz?

Bazen yokuş çıkarken, motordan KUVVET almak istiyoruz, bunun için vitesi düşürüyoruz veya azaltıyoruz, yani düşük tutuyoruz. O zaman motorun enerjisi kuvvet için kullanılmış oluyor.

Vites düşük denilen konumdayken, (yani 1-2 vs.) hız az oluyor ama kuvvet yani güç fazla oluyor. Yokuş çıkarken, araba insanlarla veya eşyalarla doluysa hızdan ziyade, kuvvet, güç gerekiyor taşımak için.

Bir başka deyişle, hızdan ödün veriyoruz çünkü kuvvete ihtiyacımız var.

Yüksek numaralı viteslerde ise, motorun enerjisinden HIZ ağırlıklı yararlanıyoruz. Düz ve rahat bir yolda, hızlı gitmek istediğimizde bu vitesleri kullanıyoruz.

***********************************
Doğanın FİZİKSEL yapısında, aynı bunun gibi iki şey arasında seçim yapmamıza izin veren bir yapı var.

Çünkü doğada “enerjinin korunumu” yasası var.

Bu yasaya göre, herhangi bir şeyin enerjisi neyse o oluyor. Ve o enerjiden olduğundan fazla yararlanamıyoruz.

Motorun sahip olduğu enerjiyi ya güç için ya da hız için kullanma durumundayız.

Motorun enerjisini arttırmak sadece ve sadece motorda değişiklik yaparak, motorla uğraşarak gerçekleştirilebiliyor.

Ama motor aynı kaldığı müddetçe, sahip olduğu enerji de aynı.

O enerjiyle, ya hızlı gidebiliyoruz, ya da güçlü, ya da ikisinden de biraz.

Vites mekanizması yardımı ile, motordan ister “yüksek hız” ağırlıklı, ister “yüksek kuvvet” ağırlıklı yararlanabildiğimiz gibi, doğada da bu mekanizma ile pek çok konuda benzeri bir seçim yapabiliyoruz.

İşin temelinde KALDIRAÇ mekanizması var.

Hani bir kaldıraçla ağır bir şeyi kolaylıkla kaldırabildiğimiz gibi, hafif bir şeyi de çok yükseğe kaldırabiliyoruz.

Kaldıraçın bir tarafında AĞIR bir eşya varsa, onu rahat kaldırabilmek için, kaldıraçın dayanma noktasının ona YAKIN olması ve bizim bulunduğumuz diğer uca UZUN mesafede olması gerekiyor.

Kaldıraçın bir tarafında HAFİF bir eşya varsa ve biz onu yüksek mesafeye çıkartmak istiyorsak, kaldıraçın dayanma noktasının bize YAKIN olması ve o eşyanın bulunduğu diğer ucuna UZUN mesafede olması gerekiyor.

Arşimet’in “Bana üzerinde durabileceğim bir yer verin, dünyayı yerinden oynatayım.” demesi işte bu anlayış, keşif ve farkındalığından kaynaklanmış. :D :D

*************************************

Ve işte bu kaldıraç mekanizmasının bir benzeri, bu uzun mesafe, kısa mesafe, kuvvet, hız, meseleleri ve dengeleri, arabada, motorda ve tekerleklerde bulunan çarklarla sağlanıyor.

Diyelim motorda 5 dişli bir çark var.

Tekerlekte de 50 dişli bir çark var.

Bu durumda, motor bir kez döndüğünde, tekerlek sadece çarklardaki 50/5 oranı sebebiyle, 10′da 1 tur dönüyor. Yani az mesafe dönüyor ama kuvvetli dönüyor, güçlü dönüyor.

Motorda 50 dişli bir çark, tekerlekte de 5 dişli bir çark varken, motor bir kez dönerken, tekerlek tam 10 TUR dönüyor. Yani uzun dönüyor, hızlı dönüyor.

İşte bu çarkların kaç dişli olduğu konusu, kaldıraçın o uzun ve kısa mesafesini, arabalara getirmiş oluyor.

Ve biz de vites aracılığı ile, bu çarklar arasında seçim yaparak, araba ile giderken, gerektiği zamanlarda, kuvvet ve hız arasında seçim yapabiliyoruz, bazen de ikisinden de biraz almak suretiyle bir yerden bir yere gidebiliyoruz.

**************************************

Diyeceksiniz ki, çekim yasası ile bu konuların ne alakası var? : D:D

Çok alakası var, sevgili arkadaşlarım. :D :D

1- Çekim yasası bizim, hızlı mı çalışacağız yoksa özenli mi çalışacağız, kararını, seçimini doğru yapmamız için, rahatlamamızı, aydınlanmamızı sağlıyor. Körü körüne her şeyi hızlı yapmaktan da kurtarıyor, her şeyi korkak bir tavirla yavaş ve dikkatli yapmaktan da kurtarıyor.

Hayatta herhangi bir işi, hızlı mı yapacağız, özenli ve dikkatli mi yapacağız şeklinde seçim yapmamız gerekiyor.

Özellikle İLK harekete geçerken, ilk başladığımız bir şeyde, hız kullanmak her zaman doğru olmayabiliyor.

Hız kötü değil ama her şeyin çözümü değil.

HER ŞEYİN BİR YERİ, BİR ZAMANI VAR. :D

Başlarken, kuvvet, sağlamlık, kalite ağırlıklı başlamak, işi kolaylayınca ve ilerleyince hıza yönelmek daha doğru oluyor. (Aynı araba ve viteslerdeki gibi. :D :D)

Buna içinde bulunduğumuz durumun veya içinde bulunduğumuz problemin farkında olmak da diyebiliriz.

Ağır bir şeyi hızla ittirmeye kalkmamak, hafif bir şeye aşırı kuvvet uygulamamak gibi.

Bir de bir konuda çalışırken, organize bir şekilde, geleceği düşünerek mi çalışacağız yoksa günü kurtarmak için hızlı hareket etmemiz mi gerekiyor? konusu da var.

Bu da aynı arabadayken doğru vitesi seçmeye benzemiyor mu? :D :D

2- Sevgili arkadaşlarım, alakalı ikinci konu aynı zamanda çekim yasasının bize sağladığı harikulade bir avantaj.

Çekim yasası bizi bu “hız mı, güç mü, dikkat mi, acele mi, organize mi, günü kurtararak mı” ve benzeri ikilemlerden, bu denge oyunlarından kurtarabiliyor.

Fiziksel evrenin bu bitmek tükenmek bilmeyen denge ve enerji tasarrufu, enerji kıtlığı konularından, sıyrılıp, hayatımızın 7. parçası olan ruhlarımızın fiziksel evrenin üzerinde olan o manevi yapısına, manevi özelliklerine, manevi gücüne, manevi sınırsızlığına dokunmamızı sağlıyor.

Nasıl mı?

İşe başlamadan önce şöyle bir durup, önce enerjimizi arttırıp, kendimizi toparlayıp, ruhumuzu yani motorumuzu tamir edip, güçlü hale getirebilirsek, hem hızlı, hem dikkatli, hem güçlü, hem de organize çalışmak mümkün oluyor.

Hatta o bir an durup güç toplarken, duruma dikkatle bakıp, bir plan yaptıktan sonra o plan çerçevesinde hareket edersek, yaptığımız işin kalitesi KAT KAT artıyor.

*********************************

Çekim yasasında da, hayatta da, arzu ettiğimiz tüm o iyi, güzel, doğru şeylere ulaşmak için, sarfettiğimiz enerji, zaman, para, emek  konusunda da, tüm bu kurallar çerçevesinde, enerjimizi, zamanımızı, çabalarımızı, ne zaman düşük viteste kullanacağımızı, ne zaman yüksek vitese geçeceğimizi çok iyi ayarlamak, içinde bulunduğumuz durumun çok iyi farkında olmak gerekiyor.

Bununla birlikte de, fizik kurallarıyla beraber, yani maddenin kurallarıyla beraber, işin içine manevi kuralları da dahil edince ve o kuralları da iyice ve hakkını vererek öğrenip uygulayınca, en güzel sonucu elde edebiliyoruz.

Manevi kurallara göre, Allah’ın yardımıyla maddi kurallar aniden değişiverebiliyor.

Allah’ın mucizeleri, günlük hayatımızın tatlı armağanları haline gelebiliyor.

Bizim çekim yasası açısından, her zaman dikkatimizi hem maddi, hem de manevi kurallara vermemiz, hem yanlış viteste gitmeden, hem de Allah’ın yardımıyla her yokuşun kolaylıkla aşılabileceğini unutmamamız, her zaman en güzel sonucu doğuruyor.

Doğru viteste, doğru yolda ve hep Allah’a sığınarak ilerleyelim. :D :D :D

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (1)
  1. nalan
    22:23, 4 Aralık 2011

    Allah sizin yolunuzu aydın, işlerinizi kolay , yaşamınızı mutluluk,huzur ,sağlık, maddi manevi zenginliklerle güzel eylesin. sizinle tamamlandı herşey ,dönem dönem başa döndüğüm olsada ,tüm kitap ve yazıları neredeyse okumuş ve allah ‘korkusuyla uygulama tersgeliyordu bana göre Allah herşeydi ama yazılar anlatıllar farklıydı şimdi tamamlandı Allahın kudretinde herşey teşekkür ederim .

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...