Sahip Olduğumuz Lazer’in Gücü…
6 Şubat 2012 Pazartesi
Sevgili arkadaşım,
Sana da yeni yıla daha dün girmişiz gibi geliyor mu?
Oysa ki, Ocak ayını çoktan geçtik, Şubatta da ilk bir hafta su gibi akıp gitti.
Ama işte bugün benim için çok özel bir gün.
Ve aynı zamanda da çok heyecanlı bir gün.
Geçen haftaki e-magazinimde bahsettiğim ‘Çekim Yasası ile HARİKULADE BİR HAYAT’ adlı projem için kayıt sayfamı bugün açıyorum.
Bu proje için en az benim kadar heyecanlı olan TÜM arkadaşlara sonsuz teşekkürler ederim.
Sağ olun, var olun.
Bu projem hakkında detaylı bilgiyi KAYIT sayfamızdan okuyabilirsin.
Bu proje ile sizleri daha da yakından tanımak, ve yardım etmek, çekim yasası açısından hayatınızda en olmadık şekillerde baş gösteren tüm o tıkanıklıkları açmanıza yardım etmek, yol göstermek beni çok mutlu edecek.
Hepinize çok çok sevgiler.
NOT : Benim için çok özel ve heyecanlı olan bugünün anısına ve hatırına, yeni projemin açılış günü hatırına siz sevgili okuyucularıma, Basamak Atlamak adlı e-kursumun 35. dersini hediye etmek isterim.
Hem çok eğlenceli hem de çok faydalı bir ders. Mutlaka okuyun ve kullanın. Çok çok sevgiler.
*****************************************************
Ders 35
“Sahip Olduğumuz Lazer’in Gücü”
Sevgili arkadaşım,
Sahip olduğun Allah vergisi bir yetenek var. Farkında mısın bu sahip olduğun hazinenin?
Ben buna bazen “LAZER” de diyorum.
Çünkü işleyişi lazer’e çok benziyor.
Tabii, lazerler hakkında çok bilgim yok.
Uzay filmlerindeki silahları, bir de hani seminer verenlerin bazen sunumlarında bir yere işaret etmeleri için kullanılan o kırmızı ışığı biliyorum.
Bir de Amerika’daki bir firmanın lazer konusunda yaptığı buluşlarla yaptığı bir silahın aynı uzay filmlerindeki lazer silahları gibi, lazeri attıkları yada gönderdikleri kişiyi aletin ayarına bağlı olarak, bayıltabildiğini ve hatta öldürebildiğini okumuştum.
Bu da bize hayatın “olmaz” üzerine kurulmadığını, en “olmaz” diye düşünülen şeylerin bile bir gün “olur” olduğunu gösteriyor, değil mi?
Siz de “olmaz” olarak bakmayın dileklerinize, hep “olur” olarak görün onları.
Ama bugün lazerlerden konuşma sebebim aslında bunlar değil.
Bazen laf lafı açıyor ve başka konulara geçebiliyoruz değil mi? Ama bugünkü konu o kadar önemli ki, hiç bir şeyin onu silip süpürmesine izin vermek istemem.
********************************
Sevgili arkadaşım,
Sahip olduğumuz bu lazer gücü ne biliyor musun?
“DİKKATİMİZ.”
Evet, dikkatimiz.
Karar, niyet, temizlik, adım ve bunların içimize sindirilmesi.
Bu muhteşem 5′linin her biri bizim DİKKATİMİZİ gerektiriyor.
Dikkatin tanımı için, niyetin günlük hayatımıza girişi de diyebiliriz.
Kararın özünde de dikkatimiz var.
Neye karar veriyoruz?
Temizlik de dikkat gerektiriyor.
Hem temizlik yapılacak konunun belirlenmesi, hem de temizlik sırasında dikkat yoksa, o temizliğin hiç bir manası olmuyor.
VE tabii ki attığımız adımlar, şükür ve kutlamalarımız da dikkat gerektiriyor.
Ama dikkate LAZER deme sebebim bunlar değil.
**********************************
Çekim yasası açısından DİKKAT’in başlı başına, kendine nazır olarak da BÜYÜK BİR ÖNEMİ var.
Dikkati de aynı SEVGİ gibi, bir çeşit enerji olarak görün lütfen.
Tüm enerjiler gibi, o da bir yerden bir yere gidebiliyor, oradan oraya akabiliyor.
Bizden başkasına veya hayatımızın her hangi bir parçasına, veya hayatımızın herhangi bir parçasından bize akıp giebiliyor, gelebiliyor.
Tabii çoğunluk, pek çok kimsenin aslında takıldığı yer, takıldığı konu da burası.
Çünkü dikkatlerini YANLIŞ şeyler üzerine odaklamaya alışmışlar.
Hayatlarında düzgün gitmeyen, içerledikleri, negatif ne varsa, dikkatlerini onlar üzerine vermeye, odaklanmaya alışmışlar.
Ve aslında sahip oldukları bu DİKKATİN ne kadar güçlü, ne kadar lazer gibi önemli ve değerli olduğunun farkında bile değiller.
Ama BASAMAK ATLAMAK kursu öğrencilerim için bunun böyle olmasına asla izin veremem.
Eğer bu kursumuzdan hiç bir şey alamasan da bunu mutlaka AL lütfen:
Sahip olduğun, DİKKATİNİ BİR ŞEYE ODAKLAMA YETENEĞİ, Allah’ın sana verdiği, nasip ettiği belki de EN GÜÇLÜ, EN ETKİLİ YETENEK.
Salise içerisinde DİKKATİNİ verdiğin, odakladığın şeyi değiştirebilirsin.
Ve dikkatimizi, negatifliğe, korkuya, içerlemeye, eski yaralara verip, onlara odaklayarak, Allah korusun, kendimizi hasta etmek bile mümkün.
***************************************
Sevgili arkadaşım,
Sen de sahip olduğun bu lazer’in gücünü iyi anla.
Allah vergisi bu yeteneğinin, lazer gücünün değerini bil.
Son haftalarda yaptığımız dersler aslında, yavaş yavaş, senin bu değerli yeteneğini nasıl kullanman konusunda eğitiyordu.
Dikkatimizi, önce çevremize verip, sızıntı tamirlerimize başlayınca, hayatımızın her alanında da dikkatimizi bu sızıntı tamirlerine ve iyiliğe, güzelliğe vermeyi çok iyi öğreniyoruz, değil mi?
Ama artık bu konuya açık açık da bakma zamanımız geldi.
Allah vergisi yeteneğin, dikkatinin gücü ile hayatına çekeceğin mucizeleri görünce, senin de bu konuda daha da kendini geliştirmek isteyeceğini biliyorum.
Lütfen unutmayalım.
Çekim yasası, dikkatimizi verdiğimiz yönde işliyor.
Negatifliğe odaklanınca hayatımıza da negatiflik çekiyoruz.
Unutmayalım, çekim yasası bazen işleyen bazen işlemeyen bir şey değil.
Çekim yasası her zaman işliyor. Aynı yerçekimi kanunu gibi, her zaman işliyor.
Dikkatimiz hep bir şeyin üzerinde, bir şeye odaklı.
Problem “NEYE ODAKLI” olduğu.
Sorun, sadece ve sadece senin onu NEYE ODAKLI tuttuğun.
******************************
Bugün dikkatini nereye odakladığına bir bak.
(Bir başka deyişle, lazer yeteneğini nereye doğru tuttuğuna… :D)
Şikayetten uzak olduğunu tahmin ediyorum. Çünkü 1. dersten bu bizim sözümüz.
Ama dikkatimiz nereye odaklı olursa olsun, onu iyiliğe, güzelliğe doğru BİR MİLİM daha yaklaştırmaya çalışalım.
Lazerler milimle değişse bile çok büyük bir sonuç vereceği için, sahip olduğumuz lazer’in gücünü bilerek kullanalım.
Çok çok sevgiler,
********************************************
Pinterest'te Takip Et!Henüz yorum yok.
Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.