Nazar Çeşitleri ve Çekim Yasası (2. Bölüm)

Sevgili arkadaşlarım,

Son makalemde verdiğim nazar’ın 5 çeşidi, gelen mesajlardan anladığım kadarıyla çok güzel temizliklere, çok güzel kararlara ve niyetlere vesile oldu.

Maşallah, maşallah, maşallah. :D

Ve bu arada ben de hem soru soran arkadaşlarıma cevap verirken hem de makaleyi tekrar okuyup üzerinde düşünürken, Allah’tan bir armağan ve harikulade farkındalıklarla, başka nazar çeşitlerini de farkettim.

Aslında ne ilginç, bu konularda daha önceki makale, yazı veya konuşmalarımda bahsetmiştim ama bunların da nazar, yani BAKIŞ olduğunu, farkettim.

Hani hep derim ya, anlamını bilmediğimiz veya unuttuğumuz kelimelerle hayatımızı yaşamak, bizi kör gibi veya pek çok şeyin farkında olmadığımız bir hayat yaşamaya mahkum ediyor.

Nazar da bu tür bir kelime.

Ne olduğunu tam anlamadan, başımıza gelen olumsuz bir olaya ‘Nazar değdi’ diye bakmak, gözümüz yarı kapalı yaşamak gibi.

Oysa ki, o olayın olmasına sebep olan şeyi,

** anlamak, farketmek,

** tam olarak adını koymak,

** eğer bir bakış ise sebebi, Allah’a sığınıp önlem almak,

hayatımızı daha bilinçli ve net bir şekilde yaşamamıza sebep olacak.

Hayatımızı karmaşadan uzak bir şekilde bilerek ve anlayarak yaşamamıza sebep olacak.

Bu sebeple, hem bizim kendi bakışımızı temizlemek amacıyla, ve yepyeni temizlik kapıları açmak açısından hem de başkalarının olası olumsuz bakışlarını anlamak ve kendimizi korumak açısından, nazar çeşitlerine devam edelim mi?

Önemli NOT:

Sevgili arkadaşlarım,

Bu gecenin Kadir gecesi olma ihtimali çok yüksek. Yani Kuran’ın peygamberimize vahyedilmesinin başladığı gece.

Neden ihtimali diyorum çünkü Ramazan’ın sonlarına doğru bir gece olduğu kesin ama tam olarak bilinmiyor hangi gece olduğu. Ama Ramazan’ın son 10 günündeki tek rakamlı gecelerden biri olduğunu peygamberimiz söylemiş.

Bu gece ben de çok özel dualar etmeye niyet ettim Allah’ın izniyle. Hatta bugünkü teleseminere katılabilirseniz, hatta katılamasanız bile siz de dualar edin.

İnşallah Allah dualarımızı kabul etsin.

Aslında bu yazımı yazarken, eğer görmemiz Allah’ın yardımı ve izniyle mümkün olursa, gelecek Ramazan’ın son 10 günündeki her tek rakamlı gecede, hep beraber dua etmemiz için özel bir proje hazırlamaya niyet ettim.

İnşallah Allah yardım eder ve bunu başarabiliriz.

Ama eğer bugünküne katılmak isterseniz mutlaka beklerim.

Ve, özellikle dua etmek istediğiniz 20 kişi veya proje veya konu belirleyin.

Tabii 20’den fazla olursa da olur, bana bildirin. Sonra hep beraber teker teker dua edelim onlar için.

Etmeye niyet ettiğim dualar,
- Besmele- yani Bismillahirrahmanirrahim (Funda Teyze’nin tercümesiyle Anlayışlı ve Sevgi dolu Allah’ın adıyla)
- Yunus peygamberin duası – Enbiya 87 (Enbiya: Peygamberler)
- Fatiha (Açan, özetleyen)
- Ayetel Kürsi – Bakara 255 (Ayetel Kürsi: Kürsü ayeti, bakara: inek)

Beraber ama hepimiz içimizden edeceğiz diye planlıyorum. Vakit artarsa başka dualar da okuyabiliriz.

Varsa sizin çok sevdiğiniz dualar onları da okuyabiliriz.

Bana yazın.

Katılsanız da katılmasanız da dilerim beraber dua etmiş oluruz.

Çok çok sevgiler 2k

Allah hepimizin dualarını kabul etsin.

Kadir gecesi mutlu, huzurlu, kutlu, hayırlı ve uğurlu olsun.

Nazar Çeşitleri DEVAM… (1. Bölüm için bakınız.)

6- Hakkı Yenilenin Nazarı

Bu nazar, hakkı yenilen bir insanın hakkını yiyenlere olan bakışından kaynaklanıyor.

Bir insanın hakkı yendiğinde haliyle o insan, ister istemez, olumsuz, hatta öfke dolu, kırgınlık, kızgınlık dolu, karşısındakinin zarara uğramasını isteyen bir durumda oluyor.

Genelde, hakkı yenilen bir kimse, bunu kendi çekmiş olabileceği için, bütün o öfkesine ve negatif duygularına rağmen, hakkını yiyene hiç bir zarar veremeyebiliyor. Çünkü yaşadığı duruma kendi sebep olmuş olması olasılığı var ve bunu aslında kendisi de içten içe de olsa biliyor.

Diğer bir ifadeyle, yaşadığı negatifliği kendi çekmişse, o negatifliğin kaynağını da değil durdurmak, destekleyen bir ruh halinde oluyor ve o bakışı yine kendisine dokunuyor.

FAKAAAAAT, (Bu çok önemli bir fakat ve vurgulamak istedim, kusura bakmayın. :D)

Eğer zulme uğratılan kişi, masumsa….

Kalbi temizse…

Ve hele hele, manevi açıdan, ruhi açıdan, yüksek ve iyi bir durumda ise…

İşte o zaman o zulme uğrayan ve hakkı yenilen kişinin bakışı, zalime dokunabiliyor ve etkili olabiliyor.

Ama zaten eğer manevi olarak yüksekse kişi, bu konuyu da çok iyi bileceği için, genelde Allah’a sığınarak bu tür bakışlarını fazla güçlü bir şekilde etrafına ve haksızlık yapanlara yönlendirmiyor.

Onları Allah’a havale etmekle yetiniyor.

Ama yine de hepimiz insanız, bazen haksızlık karşısında, bakışlarımızı tutmakta zorlanabiliyoruz, ne kadar basamaklarda çıkmış olursak olalım.

Allah hepimize yardım etsin.

Zalimler için imtihan aracı olmaktan bizi korusun.

7- Acıyarak Bakanın Nazarı

Bu nazar hakkında aslında daha önceden yazılmış bir makalem vardı. Lütfen onu da okuyun.

Ama kısaca anlatmak gerekirse, her hangi bir kimseye acıyarak baktığımız zaman, daha doğrusu acıma hislerimizi ve acıma düşüncelerimizi o kişiye veya şeye yönelttiğimiz zaman, farkında bile olmadan o kimseyi acınacak durumda olmaya mahkum ediyoruz.

Ben buna kafasına çuval geçirmek diyorum.

Yani o şeye ve o kimseye acıdığımızda, ona ‘senin için umut yok.’ ‘sen zavallı ve acınacak durumdasın’ ‘sen çaresizsin’ ‘vah vah vah’ demiş oluyoruz.

Fakat siz böyle bir şeye inandığınızda, kalbinizde bunu hissettiğinizde, böyle bir şeyin gerçek olmasına çanak tutmuş oluyorsunuz.

O kişi o halde olsa da olmasa da o duruma doğru itilmiş oluyor.

Ve o durumdan çıkması da zorlaştırılmış oluyor.

Oysa ki, işin gerçeği şu:

HERKES İÇİN, HER ŞEY İÇİN, UMUT VAR.

Herkesin potansiyel de olsa gücü var.

Herkesin ortaya çıkarılmayı bekleyen, Allah vergisi harikulade güçleri, yetenekleri var.

Kimse umutsuz değil.

Kimse çaresiz değil.

Ve kimsenin de kimseyi çaresizliğe mahkum etmemesi gerekiyor.

Eğer bir insana yardım etmek istiyorsanız, lütfen bunu ona acıyarak değil, ona sevgiyle, saygıyla, onun kurtulmasına olan inançla, ve onda bu umudun, bu potansiyelin olduğuna olan inancımızla yapalım.

Sevgili arkadaşlarım,

Siz de hayatta acıdığınız, kimseleri, şeyleri Allah’a sığınıp düşünün.

Ve sonra yine Allah’a sığınıp, NE YAPABİLİRİM YARDIM ETMEK İÇİN? diye kendinize sorun.

Bulduğunuz her ne ise, onu acıma duygularına kapılmadan, sevgiyle, saygıyla yapın.

Ve o acıdığınız kimse için veya şey için lütfen olumlu ve pozitif duygularla, Allah’a sığınarak ondan da yardım isteyerek ve Allah’a güvenerek elinizden geleni yapın.

Elinizden bir şey gelmiyorsa da, yine Allah’a sığının ama o kişinin başına acıma çuvalı geçirip, öylece bırakmayın.

Çünkü Allah’ın çareleri tükenmez.

Sizin elinizden gelen bir şey yoksa bile, elinden bir şey gelecek bir kişi, MUTLAKA vardır, Allah’ın izniyle hayatta.

Bizim için zor olan bir başkası için kolay olabilir, veya başkası için zor olan bir şeyi biz kolaylıkla yapıyor olabiliriz.

Allah’ın yardımı herkesten, her yerden, her an gelebilir.

Umudumuzu asla yitirmememiz lazım.

Her konuda bu şekilde olumlu olun.

Her çareyi sizin getirmenize gerek yok. Böyle bir sorumluluk da yok.

Herkes elinden geldiği kadarıyla sorumlu.

Ama düşünce ve duygu aleminde, olumlu olmaktan sorumluyuz.

Kimsenin  başına  düşünce ve duygularımız aracılığı ile çuval geçirmemekten sorumluyuz.

8- Öfkeyle Bakanın Nazarı

Bu nazar, daha çok, çok yakınlarımız arasında gerçekleşiyor. Çünkü öfkeyle bakanların yanında hiç birimiz, eğer çok yakınımız değilse uzun uzun kalmıyoruz.

Kimse kimsenin kahrını, çok yakını değilse çekmiyor.

İşse, istifa ediveriyor.

Eş ise, boşanıveriyor.

Arkadaşsa, iletişimi kesiveriyor.

Ama anne, baba, evlat, kardeş gibi çok yakın olduğumuz kimselerle, eğer varsa bu tür öfkeyle bakan, bu olumsuz durumu yıllar boyunca tekrar tekrar yaşayabiliyoruz.

Öncelikle bu olumsuz durumun yani ÖFKE İLE BAKMA ve ÖFKE İLKE BAKILMA durumunun olumsuz etkilerinden haberdar olmamız gerekiyor.

Yani öncelikle bu durumun bir zararı olduğunu iyi anlayalım.

Öfke ile bakılma kişinin, çeşit çeşit kazalara, sakarlıklara, stresle ilgili sağlık sorunlarına maruz kalmasına sebep olabilir.

Öfke ile bakılan kişi işinde olsun, günlük hayatında olsun, hatalar yapmaya, irli ufaklı kazalar geçirmeye meyledebiliyor.

Hani eli ayağı birbirine dolaşma türünden de diyebiliriz bu etkiye.

Maalesef bu konu işinde yükselmeyi başaran bazı öfkeli kişilerin yükselme sebebi.

İş arkadaşlarına hatalar yaptırıp, sonra bunları yakalayıp, şikayet ederek, veya kendileri düzelterek, işlerinde mevki ve pozisyon elde edebiliyorlar.

Bir bakıma bu kişiler pozisyonlarına başkalarını eze eze, onların iki ayağını bir pabuca soka soka çıkıyorlar.

Fakat, tüm bu olumsuzlukların çaresi, en başta:

Öfke ile bakılacak durumlar yaratmamak.

Çevremizle ve akrabalarımızla ve arkadaşlarımızla, uyum içerisinde, sevgi saygı çerçevesinde yaşamaya özen göstermek.

Varsa bile öfke ile bakan kişiler etrafımızda, onlarla içtenlikle iletişim kurmak, dertlerini öğrenmek ve onları yumuşatmak, öfkelerinden çıkmalarını sağlamak ve aramızdaki sevgiyi ve saygıyı arttıracak şekilde davranmak.

Eğer öfkeli kişiye, onun öfkesini daha da arttıracak şekilde davranırsak, maalesef bu hem ona hem de KENDİMİZE zarar veriyor.

Biz insanlar çok güçlü varlıklarız, öfkelendirmememiz ve öfkelendirilmememiz gerekiyor. :D

Eğer ister istemez öfkelendiriyorsak da hiç olmazsa sonradan durumu sakinleştirelim ve zararı en aza indirelim.

Öfkeli bir bakışımızda dahi özel bir güç olduğunu bilelim.

Yoksa etrafımıza zarar vermemiz kaçınılmaz oluyor.

Bu konuda da çare, yine Allah’a sığınmak değil mi sevgili arkadaşlarım?

Benim öfkelendiğim durumlarda kullandığım bir çare de, tüm öfkemi Allah’a sığınıp, temizlemek amacıyla, kağıda olduğu gibi, tüm gücüyle rahatlayana kadar yazıp dökmek, ve sonra da o kağıtları yırtıp atmak. :D

Çok etkili.

Mutlaka tavsiye ederim.

*********************************

Ve sevgili arkadaşlarım,

Böylece nazar çeşitlerimiz 8′e çıktı.

Bakalım, bu kadarla mı kalacak, yoksa daha artacak mı?

Ben de Allah’tan gelecek farkındalıkları merak ve heyecanla bekliyorum.

Hepinize çok çok sevgiler gönderiyor ve her türlü olumsuz bakıştan Allah sizi, bizi, hepimizi korusun diyorum. :D

Unutmayın Allah’a sığınırsak, tüm bu olumsuz bakışların HİÇ BİR ETKİSİ KALMIYOR.

Şükürler olsun Allah’a.

Yoksa halimiz ne olurdu? :D

Follow Me on Pinterest Pinterest'te Takip Et!
 
Yorumlar (2)
  1. selda
    14:10, 4 Ağustos 2013

    Sizi yazılarınızdan tanımak benim için şans. Benim de kendimde değiştirmem gereken şeyler var. Sizin seminerleriniz veya kitaplarınız varsa sayfanızda duyurursanız sevinirim. İyiki varsınız. İyi günler.

  2. Funda Teyzen
    13:32, 16 Ağustos 2013

    Seni de tanımak benim için bir şans, Selda arkadaşım, sağ olasın.

    Genelde duyurularımı e-magaziminden yapıyorum, üye olmayı unutma. :D Ama bazen sayfaya da geliyor tabii ama asıl üyelere özel e-magazini takip et, olur mu? :D :D

    Çok çok sevgiler
    2k

Yorum Yaz

Bu site, çok sevgili ve değerli ÖĞRENCİLERİM ve öğrencim olmak isteyen bayanlar için hazırlanmıştır.

Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:

Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.

Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.

Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.

31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.

Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.

Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.

Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.

Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,

=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================

Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D

No trackbacks yet.

Mesaj gönder!
Loading...