Gönülsüzlük – Yarım Gönül – Tam Gönül
2015′de kurslarımdan birine katılıp daha ilk günden itibaren şikayetler, beğenmeyişler, yetersiz buluşlarla ilerlemeye çalışan bir arkadaşla karşılaşmıştım.
Tabii ki, ona da sabırla, sevgi-hemfikirlik-iletişim üçgeninden, duygu-düşünce-hayat üçgeninden bahsettim.
Şükür ve şikayetten bahsettim.
En ufak bir farkındalığın dahi değerini bilmenin, anlamanın öneminden bahsettim.
Kursu bu şekilde değer bilmeyerek, yarım gönülle veya tam bir gönülsüzlükle yaparak bir fayda elde edemeyeceğini de dilim döndüğünce ifade ettim.
Bu arkadaş, bu uyarım üzerine biraz yumuşar gibi olmuştu ama maalesef şikayetleri hafif hafif devam etti taa ki kurs bitene kadar.
Ben de kendisini sevgiyle uğurladım. Yeni kurslarıma da davet etmedim. Çünkü kurstan fayda elde edebilmesinin EN BİRİNCİ şartının, bana ve kurslarıma olan sevgisi, hemfikirliği, ve güzel iletişimleri olduğunu bildiğimden, davet etsem de, o da gelse de bir fayda elde edemeyeceği açıktı.
Neden?
Tekrar söyleyeyim:
Gönülsüz, veya yarım gönülle yaptığımız işlerden hayır gelmez!
Bu o işin hayırlı, uğurlu, faydalı veya hayırsız, uğursuz, faydasız olması ile alakalı değil.
En hayırsız uğursuz işlerden bile, Allah dilerse, biz de Allah’a sığınırsak bir fayda elde edilinebilir diye düşünüyorum.
Ama eğer biz yarım gönüllüysek, veya gönülsüzsek, veya şikayet ve beğenmezlik ve hemfikir olmadan, sevgisiz yaklaşırsak insanlara veya işlere, EN HAYIRLI işlerden veya kişilerden bile fayda göremeyebiliriz.
Zaten adı üzerinde çekim yasası bu demek.
Biz ortaya ne getiriyorsak, Allah’ın istisnaları hariç, bulacağımız da o oluyor.
Uzun lafın kısası, bu arkadaş o kursun ardından kendi kendine yapmalık bir kursuma daha katıldı. Ve benim uyarılarım üzerine bazı farkındalıklarını da benimle paylaştı, sağ olsun.
Ancak şimdi görüyorum ki, siteme gelmiş, Sene Sonu Anketime, kurslarımdan bir fayda göremediğini ama makalelerimi, dualarımı, Uyan Dostumlarımı okuduğunu söylüyor.
Bu arkadaşa ve onunla benzeri durumda olduğunu düşünebilecek TÜM arkadaşlara 3 şey söylemek isterim:
1- Eğer kurslarımdan bir fayda göremediğini açıkça düşünüyor ve hatta beyan ediyorsa bir kişi, elde ettiği minicik farkındalıkları da, dev gibi farkındalıkları da ÇÖPE atıyor demek. Ne yazık. Çünkü onlar ONUN farkındalıklarıydı Allah’tan ona armağanlardı. Bence yazık olur o armağanları çöpe atmak ama benim elimden bir şey gelmez. İnsan beğenmezse beğenmez, değil mi? Yapacak bir şey yok.
2- Tamam madem fayda göremedin, NEDEN hala makalelerimi okuyorsun, NEDEN hala buralarda yarım gönüllü dolaşıyorsun? Hep anlatıyorum ya MUCİZELER TAM GÖNÜLLE olur. Yarım gönülle, ya da gönülsüz yapılan işlerden hayır gelmez – o kişi veya iş hayırlı olsa dahi!
3- Zaten en baştan beri şikayet ve beğenmemizlikle yani yarım gönülle başladığımız bir işten fayda görememek çok normal. Ama bunu hala oralarda dolaşıp beyan etmeye çalışmak, en başta SANA ZARAR. Kendine daha da şikayet edeceğin, daha da beğenmeyeceğin şeyleri çekmektesin bunu yaptığın müddetçe.
****************************************
VE HEM BU ARKADAŞA, HEM HER OKUYANA, HEM DE özellikle SEVGİLİ ÖĞRENCİLERİME vermek istediğim bir mesaj:
Yaptığınız her işte, attığınız her adımda, girdiğiniz her ortamda, beraber olduğunuz her insanla aranızda, SEVGİ ve HEMFİKİRLİK var mı, dikkatle bakın.
Hayatınızın 8 parçasına fayda var mı?
Onunla hem fikir misiniz?
Onu seviyor musunuz?
O iş, o kişi, o yer, o olay, o durum, o konu hakkında GÖNÜLSÜZ MÜSÜNÜZ?
YARIM gönüllü müsünüz?
TAM gönüllü müsünüz?
Gönülsüzseniz, yarım gönüllüyseniz, bana sorarsanız, oralarda dolaşmayın, oralarda vakit geçirmeyin, uzaklaşın.
Ancak ve ancak TAM GÖNÜLLÜYSENİZ, hayatın 8 parçasına faydasından eminseniz, sevgi, şükür, huzur hissediyorsanız, hemfikirseniz, ve bu sevgiyi-hemfikirliği harikulade tatlı iletişimlerle ifade edebilecekseniz, yaklaşın.
Eğer bunu yapmazsanız, hayat hayalkırıklıkları, şikayetler, mutsuzluklar silsilesi olarak yaşanmaya devam edecek.
Bilin ki, yarım gönüllü veya gönülsüz olduğunuz bir ortamda, yarım gönüllü veya gönülsüz olduğunuz insanlarla, yarım gönüllü veya gönülsüz olduğunuz aktiviteler yapmanız sonucunda yaşayacağınız mutsuz hayatın sorumlusu Allah değil, o kişiler de değil, en başta SİZSİNİZ.
Kuran’da bu konu çok açık ve net bir şekilde vurgulanmış.
Ben de size hatırlatmayı bir borç bilirim. Her ne kadar ben de sitelerimin veya çevremin dolu dolu olmasını tabii ki istesem de, ASIL önemli olanın, benim için de, sizin için de HAYIRLI bir birliktelik olması konusunun önemini çok iyi biliyorum.
Benim de dileklerim var. Ben de mucizeler yaşamayı istiyorum.
Ve biliyorum ki, mucizelerin kaynağı, tam gönüllülük, sevgi, hemfikirlik, ve bunların getireceği karşılıklı harikulade iletişimler.
Allah SEVGİ, ŞÜKÜR, HEMFİKİRLİK üzerine üzerimize mucizeler yağdırıyor.
Ben de SEVGİ, ŞÜKÜR, HEMFİKİRLİK üzerine bir ortam yaratmak için buradayım.
Ve yağan o harikulade mucizeleri istiyorum.
Yarım gönüllü, veya gönülsüz veya Kuran’ı Türkçe okuyarak anladığım ve tüm yazılarımda anlattığım konularla hemfikir olmayan insanların olumsuz etkileri hem benim, hem de sizin mucizelerinizi kurutacağı için, lütfen, lütfen, lütfen,
* tam gönüllüyseniz, kalın.
* gönülsüz veya yarım gönüllüyseniz, hoşça kalın.
Hepinize çok çok sevgiler
Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.
14:02, 29 Haziran 2016
Okuyunca tam gönüllü olmaya niyet ettim heveslendim doğrusu
Çok teşekkürler,
18:32, 1 Temmuz 2016
Ne güzel!