Geçmişin değişmesi mümkün mü?

Pin It

Allah’tan harikulade ve inanılmaz bir mucize, GEÇMİŞİN DEĞİŞMESİ…

Bu konu aslında yıllar içerisinde bir kaç defa yazmak istediğim bir konuydu.

Başıma gelen bir çok ilginç olay vasıtası ile gördüm ki, niyet edilir, dua edilir, Allah’ın yardımı, ruhumuzun sevgisi ve niyeti güzel bir şekilde harekete geçirilirse, bu, geçmişi dahi değiştirebilecek bir mutluluk kaynağına dönüşebiliyor.

Allah’ın gücü, tahmin edersiniz ki, sevgili arkadaşlarım, bugünü, geleceği belirleyebildiği ve değiştirebildiği kadar, geçmişi de değiştirebilir.

Tabii ben şahsen bunları yaşadığımda, önce bir şaşkınlık ardından da ‘yanlış hatırladım herhalde‘ türünden düşüncelerle bu mucizevi olayların üzerini, bir süre sonra kapatmaya hep meylettim, tabii şükürlerimi eksik etmeden.

Ancak geçenlerde (27 Eylül 2016 Salı) bir arkadaşımla konuşurken, GÖZLERİMİN ÖNÜNDE geçmişin değişişini görünce, artık dedim, Allah’a övgülerle bu makaleyi yazmam lazım, ki üstelik bu arkadaşımızla bu yaşadığımız 2. defa niyet ertesi geçmişin değiştiğini farketmemiz ve hayretler içerisinde kalmamız.

Çok şükür bu arkadaşla 2 olayımız var, çünkü sizlere bir tanesini detaylı anlatabiliriz, çünkü 2. biraz daha özelimsi.

Şöyle ki,

Geçen hafta sonu (25 Eylül) bu arkadaşımla konuştuğumuzda, beraber bir niyet etmiştik. Eşinin işlerinin açılması hakkında. Ve sağlam, güçlü ve harikulade bir niyetti, şimdi geri dönüp baktığımda da görüyorum ki.

Ve Salı günü konuştuğumuzda ve yine o niyetin konusunu açtığımda, arkadaşımız aniden bana kendisi hakkında, ailesi hakkında bu niyete çok faydalı olabilecek bir gerçeği söyledi.

Aramız bu kadar yakınken, ve ben bu konuyu daha önce hiç duymamış iken, bunun aniden harikulade bir çözüm olarak ve o niyetimizin gerçek olmasını sağlayabilecek bir armağan gibi önüme çıkmışken, ben arkadaşımıza şaşkınlıkla, bunu bana neden hafta sonu konuştuğumuz zaman söylemediğini sordum.

O da ‘aklıma hiç gelmedi’ gibi bir şeyler söyledi.

Ama onun açısından geçmiş geçmişti ve aynen öyleydi, Hafta sonu bana söylememesinin sebebi, aklına gelmemesiydi.

Ancak, Allah geçmişi değiştirdiğinde tabii ki, o kişi o geçmişi öyle yaşadığını biliyor. (Sanıyor diyemiyorum, çünkü geçmiş değişince gerçekten değişiyor ve alakalı kişiler geçmişi aynen öyle yaşamış oluyorlar.)

Ama dışarıdan bakan bizler için, durum farklı. Haftasonu konuşurken, hatta 6 senedir beraber çalıştığımız bu arkadaşımın neredeyse her konusunu biliyorken, ve o bana her şeyi rahat rahat bol bol anlatıyor iken, bu konunun bu önemli kapının akla gelmemiş olması doğrusu bana hiç inandırıcı gelmiyor.

Daha önce de tanık olduğum benzer mucizelerden de güç alarak, ben bu olayda da Allah’ın herşeye kadir olduğu ve geçmişi de değiştirebildiğine tüm kalbimle inanıyorum.

Gözlerimin önünde değişmesi de sadece övgülerimi ve şükürlerimi arttırıyor, ne güzel.

Tabii böyle bir mucizeyi tanıyabilmek için, duygularımızın açık olması, böyle bir mucizeyi tanımaya hazır olmamız da gerekiyor.

Biz Allah’tan bir şey istediğimiz zaman, o şeyin bir kaç gün içerisinde bize sanki geçmişten gönderilen bir armağan gibi, zaten oradaymış gibi, ama nedense kimsenin haberi yokmuş gibi, ya da farkedilmemiş gibi, önümüzde belirivermesi ve daha da önemlisi, olayda bir huşu, bir Allah tarafından sakınılma ve korunma hissi, bir lütuf, bir armağan hissi olması gerekiyor.

Eğer duygularımız açıksa bu his yadsınamaz bir şekilde belirgin ve bariz oluyor.

Bize orada düşen, Allah’a şükretmek, Allah’ı övmek ve minnettarlığımızı, sevincimizi ifade etmek.

Tabii olayın bir de niyet tarafı önemli.

NASIL böylesine harikulade bir armağana ulaşabiliriz ve bize lütfedilmesini sağlayabiliriz?

İşte son yaşadığım mucize ertesi, o günkü o niyeti incelediğimde bulduğum çok önemli ve hassas noktalar:

1- Allah önünde ve kendi vicdanımız önünde AHLAKLI bir hedefimiz olmalı. Ahlaklı derken, hayatımızın 8 parçasında maksimum faydalı, yani başkalarına zararlı olmayacak, onların mutluluğunu çalmayacak, kendimize veya başkalarına nefsimiz adına veya inat adına zalimlik etmeyecek bir istek olmalı.

2- Bunu istememiz, buna ihtiyaç duymamız, ve bunun bizim için önemli olması gerekiyor. Ama inat değil. Vicdan ile bakıldığında önemli olması gerekiyor. Maalesef ülkemizde nazar değmesin diye fazla isteme, olmaz, istemiyormuş gibi yap, şeklinde bir yöntem yaygın. Halbuki Allah önünde bir şey istiyorsak, o anda başkalarının nazarını değil, Allah’ın rızasını önemsemeliyiz ve Allah’ın bizim için önemli olan bir konuda bize daha sevgiyle yardım edeceğine inanmalıyız.

3- Allah’tan bir şeyler istemek hayatımızın doğal bir parçası olmalı ki, bu ender görülen nadide armağanı hayatımızda en azından bir kaç sefer yaşayabilelim. Şahsen ben de Nasretttin Hoca’nın göle maya çalması gibi, her gün, 10′larca hatta daha fazla güzel niyetleri dilekleri Allah’a sunuyorum bol bol.

Bu hem Allah ile iletişim kurmaya bir vesile, bir bahane, bir fırsat hem de Allah’ın armağanlarına kavuşmak için zaten şart.

4- Niyetimiz güçlü, fakat ille de, inatla, soğuklukla değil, aynı zamanda da bir rüzgar gibi özgür ve ağırlıktan arınmış olmalı. Sanki 1 saniyede binlerce kilometre hatta aynı ışık gibi milyonlarca kilometre gidebilecek kadar geniş, ferah, güçlü ve hafif olmalı.

5- Niyetimizi ederken ve edince, aynı zamanda ulaştığını da hissetmeliyiz.

6- Niyetimiz aklımız tarafından da son derece mantıklı ve hayırlı kabul edilmeli. Kalbimiz tarafından da sevilmeli ve istenmeli.

7- Söz konusu niyeti paylaşan birden fazla kişi olmalı ve aralarında SEVGİ, İLETİŞİM, HEMFİKİRLİK olmalı. Ve bu sevgi, iletişim, hemfikirlik, gücünü ve sevgisini Allah’tan, iyilikten, güzellikten almalı. Yani 2 kul birbirlerine yardım destek ve sevgi vererek Allah’ın artı bir hayranlığını alıyorlar ve hayırlı bir amaç için elbirliği yapıyorlar ve beraber Allah’a dayanıyorlar.

İşte geçen haftasonu ettiğim o niyet ertesinde Salı günü, yani 2 gün sonra, geçmişin değiştiğini farketmem üzerine incelediğim O NİYET DE AYNEN BÖYLE BİR NİYETTİ, sevgili arkadaşlarım.

——————————-

Ve hani demiştim ya bu arkadaşla bu 2. yaşadığımız geçmişin değişmesi olayı.

Ne ilginç ki, o ilk olay biraz daha az özel ve detaylarını sizlerle de paylaşmamız mümkün. Ben de o arkadaşımdan rica ettim, kendi anlatımıyla bize o yaşadığımız olayı anlatmasını.

Ve işte onun anlatımıyla o mucize:

***********************************
Allah’ın bana da, eşime de bir lütfu olarak ve tabii benim maraton dileğim olan bir ev alma durumumuz birden ortaya çıkınca birikmiş paramız da çok şükür vardı ama borç da almamız gerekiyordu. Şükürler olsun lütufları bol olan Rabbime.

Aslında 10 bin TL olsa çok iyi olurdu ama 7 bin TL de harikulade olurdu. Ve kimden istesek ne yapsak diye düşünürken babama açılmıştım ama babam onda olmadığını kibarca bana söyleyince de birşey diyememiştim. Olsa babam verirdi çok şükür o güne kadar da ne zaman desteğe ihtiyacımız olsa vermişti. Allah razı olsun.

İşte ben ne yapsak ne etsek derken, Funda Hocama durumu anlattım. O beni dinledi ve anladığını söyledi ve dedi ki ‘Gel arkadaşım biz dua edelim. Ben de SENİN için dua edeceğim, biz Allah’a sığınalım’ dedi. Funda Hocam da babamda paranın olabileceğini düşünmüştü ama ben emindim yoktu. Çünkü yok demişti ve babam bize vermekten çekinmezdi. Ve biz dua etmeye karar verdik. Funda Hocam da edecekti sağ olsun ve o konuşmamızda hatırlıyorum, benim de içimi ürperterecek bir şekilde, ‘Ben niyet ediyorum, Allah büyük. Allah’ın mucizeleri sonsuz, bakarsın babana da bir yerden para gelir, bir şey olur ve bu iş olur.’ da dedi. Ve biz Allah’a sığındık, güvendik. Dua ettik.

Onunla konuşmamızın ertesi sabahı idi ve ben halamlara sormaya karar vermiştim ama önce babama da bir haber verip, böyle böyle ben halamları arayacağım dedim. Babam 10 bin TL si olmadığını ama 7 bin TL yi hemen hesabıma geçireceğini söylemesin mi? Yaşadığım şaşkınlığı hala bugün gibi hatırlıyorum.

Ben olan bu mucizeyi sevgiyle, coşkuyla, şaşkınlıkla karşıladım. Hemen Funda Hocama da haber verdim. Bu gerçekten de dualarımızın hayırlı dileklerimizin bir mucizesi idi.

Ama ne mucize. İlk sorduğumda babamın parası olmadığına o kadar emindim ki, sanki bu para aniden o akşam yoktan var olmuş gibiydi.

Tüm övgüler alemlerin yaratıcısı Allah’adır.

*************************************

Ve bu güzel mucizeyi incelemek ve dersler çıkarmak adına arkadaşıma biraz daha soru sordum.

Soru:

‘Sevgili arkadaşım, sen ilk sorduğunda nasıl sormuştun, hafif çekinerek mi, Allah’a sığınarak mı yarım sığınarak mı niyetlerin nasıldı? NORMAL bir soruş muydu?’

Cevap:

‘Sevgili Funda Hocam, babama ilk sorarken çekinerek sormuştum. Ben de parası olmayacağını düşünüyordum.’

*************************************

Bu önemli detayı da öğrenmemiz bence ister geçmiş değişerek, isterse değişmeyerek, Allah’tan harikulade bir armağan olarak dualarımızın, niyetlerimizin gerçek olması konusunu anlamamız, öğrenmemiz açısından çok önemli, sizce de öyle değil mi sevgili arkadaşlarım?

Hepinize hayırlı uğurlu harikulade bugünler, yarınlar ve dünler diliyorum.

Çok şükür, bugün de, geçmiş de, gelecek de Allah’ın elinde.

O her şeyin en iyisini, en güzelini, en hayırlısını, en adilini bilir.

Ve unutmadan, ne geçmişe bakıp, ne bugüne bakıp böbürlenmemekte de fayda var, diyorum.

Allah korusun, Allah sadece ödül olarak değil, ceza olarak da bugünümüzü, geçmişi, geleceğimizi değiştiriverir.

Biz Allah’a sığınalım ve iyilikten, doğruluktan yana olalım.

Hepinize bugünde de, geçmişte de, gelecekte de, çok çok sevgiler, selamlar.

Tweet Yap
Facebook'ta paylas!