Sakin, Huzurlu, Berrak ve Mutlu
Bugün, karmaşanın,derdin, kaygının, korkunun, üzüntü ve endişenin tersini düşünürken bunları buldum:
Sakin, huzurlu, berrak ve mutlu.
Düşüncesi bile insanın içinin huzurla dolmasını sağlıyor.
Hayatta, başarı ile amaçlarımız ve dileklerimiz uğruna çalışmak, adımlar atmak da ancak bu huzur ve güven içindeyken mümkün olabiliyor.
Ve çok şükür, içtenlikle Allah’a sığınıp, dua ettiğimiz, af dilediğimiz o anlar bizi çabucak bu güvenli, güçlü konuma getiriveriyor.
Peki günlük hayatta bizim bu sakin, huzurlu, güvenli ve güçlü konumda kalmamızı sağlayacak bazı alışkanlıklar neler?
1 – Hareketlerimizin sorumluluğunu alıp, iyiden, güzelden, doğrudan yana kararlar almak.
Attığımız her adımda, yaptığımız her seçimde, adımlarımızın ve seçimlerimizin hayatın tüm parçalarına veya çoğunluğuna faydalı olduğuna emin olmak.
Faydalı şeylerden yana kararlar almak.
2 – Çeşit çeşit senaryolar yazmaktan, “Şöyle yapsaydım, böyle olsaydı, o şunu dedi, bu bunu dedi, ne demek istedi, ne düşünecek, ne yapacak” gibi özellikle başkalarını içeren, ve özellikle onlar hakkında endişeler içeren düşüncelerden ziyade, KENDİ DİLEKLERİMİZE odaklanıp, onların mutluluğunu hissetmek ve kendimizi tüm o negatiflikten uzak tutmak.
3 – Düzenli olarak kendimizi, ve başkalarını affetmek üzerinde odaklanmak.
Gerçekten de “affetmek” bizi en kısa sürede huzur’a kavuşturan şeylerden biri.
Şahsen, benim de, hem kendimi, hem başkalarını affetmekle kalbime hemen bir huzur gelir. Kalbime büyük bir sevinç dolar.
Hele hele, Allah’a şükürle beraber, eğer gözlerim de dolmuşsa, işte ben bu ana “Huşu” diyorum.
“Ağlayan göz ve gülen kalp”, bence huşunun tanımı.
Tabii tekrar edeyim ki, bu gözyaşı mutluluk gözyaşları.
Sözlüklerde huşu, “Allah’a boyun eğme, gönlü korku ve saygı ile dolu olma” şeklinde verilmiş.
Ancak ben benim tanımımı daha çok seviyorum:
Mutluluk, huzur ve şükür dolu bir kalple beraber gelen gözyaşı, Allah’a teşekkürümün en yüksek derecesi gibi bir şey.
Bazen, bazı arkadaşlardan duyuyorum. Mutsuzluğa o kadar kendilerini atıyorlar ki, “Kalbim kırık, kalbim ağlıyor. Çevreme insanlara yüzüm gülüyor ama içerde kalbim ağlıyor.” diyorlar. Oysa ki, ne hissedeceğimiz bizim kararımıza bağlı.
Kalbimiz bu derece kırık ise, “Affetmem gereken şey ne acaba?” diye kendimize sormak harikulade bir adım olurdu.
4 – Hayata sadece gülen yüz ve gülen ağız ile değil, gülen kalp ve gülen gözlerle bakmak.
Hayatımızın tüm parçalarına verebileceğimiz en güzel armağan belki de bu olurdu:
Gülen bir kalple ve gülen gözlerle bakmak.
Gülen kalple ve gülen gözlerle bakan bir anneyi hayalinizde canlandırın…
Peki ya baba…
Peki ya bir çocuk… Gerçi çocuklar doğal olarak bilirler bunu eğer çevrelerindeki baskıyla yok olmamışsa bu özellikleri…
Peki ya bir öğretmen…
Bir arkadaş…
Bir müdür…
İşte bu insanlarla değil beraber çalışmak, sırf onlarla beraber olmak dahi insana mutluluk verir.
Haydi bu harikulade baharın ilk günlerinde, karar verelim ve niyet edelim, kalbimizi ve gözlerimizi güldürmeye. D
Karar verdim, niyet ettim kalbimi ve gözlerimi güldürmeye.
Hatta bunun alıştırmasını önce ayna karşısında yapmanızı tavsiye ederim.
Gülen kalp ve gülen gözlerle aynaya ve hayata baktığınızda, hissedeceğiniz o mutluluğu duymak için sabırsızlanıyorum.
Eğer zorlandığınızı düşünüyorsanız, en güzel çare, sizin gibi kalbini ve gözlerini güldürmek isteyen, hatta daha da iyisi bunu başarmış insanlarla bir araya gelmek.
Bu insanları nerede bulacağınızı bilemiyorsanız, işte benim bildiğim en güzel adres: http://harikuladedileklermaratonu.com/
Pinterest'te Takip Et!
Henüz yorum yok.
Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.