Kadın Hakları Erkek Hakları İnsan Hakları Çocuk Hakları
Geçen gün düşünüyordum. “İnsanlık tarihinde kadın haklarının en iyi savunucuları kimler ve biz kadınlar acaba bu kişilerin hakkını veriyor muyuz?” diye…
Ve gördüm ki, TÜM tarih boyunca, kadın haklarının en iyi savunucusu, çok sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed olmuş.
Kadınların değil “mal, mülk, para, miras vs” hakları, yaşamaya hakları yokken, kız çocuklarının doğar doğmaz gömüldüğü bir toplumda, peygamberimiz ve Kuran aracılığı ile Allah, kadın haklarını savunmuş, bununla da kalmayıp, onlara mirastan hak vermek, evlenirken boşanırken, nafaka almak vs. gibi en TEMEL YAŞAM haklarını onlara sağlamış.
Yaşama hakkı bile yokken “miras alma” hakkı verilmesi, kadın haklarının EN ZORLU dönemde savunulması değildir de nedir?
Bunun ertesinde de ikinci en iyi kadın hakları savunucusu, bence önderimiz Atatürk.
Kadınlara seçme seçilme hakkı vermesi, onları da toplumda söz sahibi yapması bunun çok güzel bir örneği.
Ancak bugün yazmak istediğim konu tek başına kadın hakları değil.
“Harikulade Dilekler Maratonu” hızla devam ederken, maratonun hakkını veren tüm arkadaşlarımızın olduğu gibi benim de pek çok kapım açıldı.
Benim kapılarım genelde “doğruya doğru yanlışa yanlış” deme kapıları oluyor.
Aslında herkesin açılan kapıları da bu tür kapılar, eğer gerçekten iyi bakarsak.
Tabii bu kapılar bazen bayağı zor oluyor.
Bazen, tersine milyonlarca insanın sımsıkı yapıştığı şeyler için, insanın doğru bildiğini söylemesi, hayatın 8 parçasını gözönüne alıp doğrulardan yana olması, yanlışlara yanlış demesi cesaret istiyor.
Ama çok şükür ki Allah’a sığınıp ona güvenince bu zorluk da yok olup gidiyor.
Bugünkü yazım da işte bu tür yazılardan.
Gerek kurslarıma, gerek maratonlarıma, gerekse sitemin yorumlar bölümüne, hayatın 2. parçasında mutlu olmak, bir aile kurmak için dilekleri olan arkadaşlar çok geliyor.
Kalbimi en çok parçalayan, ve Allah’a en çok sığındığım konulardan biri:
Özellikle,
** evliliğe hazır olmayan
** veya evlenmeyi istemeyen,
** veya yaşı kendisinden ufak,
** veya işi gücü belli olmayan,
** veya eli henüz ekmek tutmayan,
** veya henüz öğrenci,
bir erkek arkadaşı olup da, kendisi,
** çalışan, eli ekmek tutan,
** yaşı ilerleyen (kimin ilerlemiyor ki)
** korku içinde evlilik hayalleri kuran,
arkadaşlar oluyor.
Bu arkadaşlara keşke bir ayna gösterebilsem ve bu aynada 10 sene, 20 sene sonrasını görebilseler.
Maalesef böyle bir yeteneğim henüz gelişmedi.:D
Ama sadece maratonlarda değil, siteme yorum yazan, e-posta gönderip soru soran, evli ve çocuk sahibi olup da, eşi işsiz güçsüz evde oturan, hatta kendisine “sen çalış ben evde oturayım” diyen kocalara sahip eşleri anlatabilsem.
Veya eşine kendi üzerine aldığı kredilerle dükkan açıp, dükkan iflasın eşiğine gelince çaresizlik içinde ne yapacağını şaşıran, hapse girmekten korkan bayanları anlatabilsem.
Allah hepsine yardım etsin.
Ancak benim bugünkü uyarım, daha yolun başındakilere:
Evliliğe hazır olmayan erkeklerle evlenme sevdasından kendi iyiliğiniz için vazgeçin.
Yıllar sonra, lütfen bu erkekleri “Hayallerimi yıktı” diye suçlamayın.
Rica ediyorum:
DAHA YOLUN BAŞINDA, HAYATIN 8 PARÇASINA DA FAYDALI YARARLI BİR EVLİLİK İÇİN DİLEKLERDE BULUNUN.
Bu vesile ile asıl “Kadın Hakları ve Erkek Hakları” hakkında şu tavsiyemi de unutmayın:
Her bayanın “evlenip bir çocuk sahibi olmak, anne olmak” nasıl en doğal bir hakkıysa, her erkeğin de “evlenip, o evin babası, büyüğü, koruyucusu, kollayıcısı olmanın duygusunu tatmak” hakkıdır.
Bu hakkı yaşamasına izin vermeden, evliliğe hazır olmayan bir erkeği evliliğe itmek, zorlamak, hatta bu konuyu dilek yapmak bile bence hayırlı bir şey değil.
Sadece “Kadın Hakları Erkek Hakları” meselesi de değil, “İnsan Hakları” açısından bakınca da, insanların “mutluluğu tadabilecekleri bir evlilik” yapmaları en doğal hakları oluyor.
Tabii insan hakları deyince, çocuk haklarından da bahsetmek isterim.
Her çocuğun,
** anne-baba arasında sevgi ve saygı dolu bir işbirliği görmek,
** ama bundan da önce “süt içmek”
** yaşıtları ile kaynaşabileceği bir yaşa gelene kadar, anne tarafından doğrudan bakılmak, sevilmek, ilgilenilmek,
hakkıdır.
Sevgili anneler ve anne adayları tüm hanımlar, iş hayatına “yangından mal kaçırır gibi” kendinizi atmaya, lütfen o kadar hevesli olmayın.
Çalışacağız diye çocuklarınızı sütten kesip, anne kucağından alıp, anaokullarına atmayın. (Hatta ve hatta anneannelere, babaannelere de.)
Allah’a sığının ve aileniz, çocuğunuz için en iyisini, en hayırlısını isteyin.
Allah en güzel bir şekilde mutlaka bir kapı açacaktır, eğer siz yanlışlarda ısrar etmeyip, Allah’a sığınırsanız.
Allah’ım tüm çocuklar, ve özellikle de ülkemin çocukları önce sana, sonra da hayatın 8 parçasını seven, düşünen ilgilenen annelere ve babalara emanet.
Sütleri erken kesilmesin.
Başka çocuklarla rahat rahat kaynaşabilecekleri bir yaşa gelene kadar, iletişimi kuvvetli ve sevgi dolu anneler tarafından büyütülsünler.
Allah’ım, sana sığındım, bu yazımı yazdım, annelere babalara, anne ve baba adaylarına ricamı yaptım.
Allah’ım, sütten, sevgiden, anne ilgisinden mahrum çocuklara, kol kanat ger.
Allah’ım, aklı başında, başka anneler de bu konuda seferber olsunlar.
Allah’ım, geleceğimiz, mutlu, doymuş çocuklarla dolu olsun.
Mutlu, huzurlu nesiller yetiştirelim.
Pinterest'te Takip Et!Henüz yorum yok.
Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.