İletişim ve Mucizeler…
Bazen okuyucularımdan gelen bazı e-postalar beni hem şaşkınlık içerisinde bırakıyor hem de uzun uzun düşüncelere daldırıyor.
“Kendimi iyi ifade edemiyorum.”
“Yazarak kendimi pek ifade edemem.”
Tabii benim için söylemesi kolay.
Ben de kendi iletişimimi geliştirmek için, kendimi ifade etmeyi hem sözlü, hem yazılı, hem de olası her türüyle, çok çalıştım.
Çok temizlik yaptım.
Allah’a çok şükür, iletişimimdeki tıkanıklıkları Allah’ın yol gösterişiyle, yardımıyla çok sevgili benim de kendi çekim yasası öğretmenimin yardımıyla açtım.
Pratiğimi çocuklarla, anneleriyle yaptım.:D
VE Allah’a çok şükür iletişim konusunda piştim.
Pek çok makalemde de İLETİŞİM’in,
- mucizevi etkisinden,
- gerek düşüncelerimizde, gerek duygularımızda, gerek hayatımızdaki pek çok derdi MUCİZEVİ bir şekilde halletmesinden,
bahsettim.
Ancak yine de, hala bazı arkadaşlarımdan gelen, “kendimi iyi ifade edemiyorum” “yazarak pek anlatamıyorum” türünden kendi üzerlerine koydukları KISITLAMALARI görünce, hayatın her parçasında, çekim yasası açısından DEV gibi bir kapılarını kapattıklarını görünce, “Henüz tam anlatamadım galiba.” diye düşünmek zorunda kalıyorum.
Bu sebeple bugün size İLETİŞİM hakkında tekrar yazmak istedim.
Sevgili arkadaşlarım,
1- Hayatta insan bir takım acılar çektikten sonra, bunu kelimelere dökünce, ve bu bir başkası tarafından duyulunca, kişinin iç alemi dış dünyaya tekrar ısınıveriyor.
Bu da acıların iyileşmesine sebep oluyor, aradığımız o mucizler için gerekli, çekim yasası için gerekli duygusal olumlu tavrı ortaya çıkarmış oluyor.
Bu sebeple iletişim, bu olumlu tavrı ortaya çıkarmakta ÇOK ÖNEMLİ bir araç.
2- İletişim ve sevgi beraber oluyor.
Bazen, iletişim kişinin sevgisini arttırıyor, bazen de sevgi kişinin iletişimini arttırıyor.
Yani sevince şakıyoruz, şakıdıkça daha da çok seviyoruz.
Tabii sessiz sessiz de sevebilirsiniz bir insanı, ama güçlü, derin ve sağlıklı bir sevgi için, elle tutulur bir sevgi için, hayata hayat katan bir sevgi için, iletişimi de içeren bir sevgi daha iyi.
Sevginin doğal bir sonucu zaten iletişim.
Sevince insan, kurumuş topraklara rahmet gibi yağan yaz yağmuru gibi, bir sevgi dolu söze aç kalplere rahmet olup konuşuyor.
Ve kendini sevince insan, üzüntüden ağlayamaz hale gelmiş kuru gözlerde beliren o umut göz yaşları gibi, kendi kalbine rahmet olup konuşuyor.
Konuşuyor da dinliyor da.
İletişim bir rahmet. Ve insan bu rahmeti ne kendisinden ne de başkasından esirgememeli.
3- Ruhumuz iç alemindeki kirleri pasları, onları inceleyerek, onlara bakarak da temizleyebiliyor, başkasına anlatarak da.
Ama başkasına anlatmayı başarabilirsek, bu kendi kendimize temizlemekten 10 kat daha derin temizliğe sebep oluyor. (Tabii kime anlattığımız burada önemli, sevgi dolu, işini bilen bir öğretmen gerekiyor, dinleyen bir kulak olarak.)
4- İletişim, hayatta sorunlar yaşamış bir insanın, hayata tekrar ısınmak için bir çırpınışı.
Eğer dinleyen taraf, düzgün dinleyebilirse, kişinin hayattan çektiklerine, daha da yeni dertler eklemeden dinleyebilirse, sırf dinlenilmiş olmak dahi, hayatı tekrar sevmek için yeterli oluyor.
5- Maddi sanılan bir çok dert, aslında manevi, yani kişinin kalbine ve aklına bağlı.
Maneviyat her zaman maddeye hakim durumda. Hayatın 7. parçası olan ruhlarımız, hayatın 6. parçası olan maddenin her zaman üzerinde.
Kişi dertleri hakkında konuşmadıkça, iletişim kurmadıkça, dertleri manevi alanda yumuşamadığı için, maddi alanda da, daha da sertleşiyor, daha da maddileşiyor, daha taşlaşıyor.
İki kişi o dertler hakkında konuştuğunda, dertler aniden manevi alemin gücü altında eriyor, yumuşuyorlar, hatta o konuşma esnasında ortadan kalkıveriyorlar.
6- Yaşanan dertlerin bir çoğunun kaynağı, kişinin hayata sıkan, kasan, inat eden, kavga eden, bir tavırla bakması.
Kişi konuştuğu anda, gevşiyor, sıkmayı bırakıyor, hayatı kasmayı bırakıyor, kavga etmeyi bırakıyor ve anında da, mucizelerine tekrar kavuşuyor.
Zaten çekim yasası aslında bu demek, siz olumlu ve rahat olacaksınız, mucizeler kendiliğinden gelecek.
7- İletişimin de kendi içinde bir çıkmazı var.
İletişim kurabilmek için kişinin biraz keyifli olması gerekiyor. Ama dertleri olan kimse keyifsiz olduğu için haliyle konuşmak istemiyor.
Bu kısırdöngüyü, kişinin kendisinin veya onu seven bir başkasının kırması şart.
Eğer ben sizin yanınızda olabilseydim, size gülümseyip, bir çay verebilseydim, iletişim kurmamız ne kadar da kolay olurdu, değil mi?
Ama aramızda internet var, benim tek yapabildiğim, bu yazılarımla böyle lak lak lak konuşarak, size yardımcı olacak bilgiler vermek ve arada size gülümseme göndermek.
İşte sizin içinde bulunabileceğiniz o kısırdögüyü kırmak için benim çabalarım bu yazılarım.
Eğer okuyan da bu çabayı kabul edip, karşılık verirse, varolan herhangi bir kısırdöngü kırılmış oluyor.
Ve iletişimin sunduğu mucizelere kişinin kapısı aralanmış oluyor. Bu da benim hayattaki belki de en büyük hizmetim, ülkeme en büyük katkım.
8- Aklımızla düşünüp, kalbimizle istediğimiz bir hayali, bir dileği, söze, yazıya dökmek, ve bunu sözle veya yazıyla bir başkasına İLETMEK, o dileğin o hayalin, GERÇEK olma yolunda İLK KAPISI.
Bir hayalin söze veya yazıya dökülmesi, başka bir kimse tarafından duyulması, sanki onun gerçekleşmesine engel olan gizli zincirleri koparıyor.
Mümkünse bu hayalimizi, bu dileğimizi, hayatımızın 8 parçasına iletmek en güzel etkiyi yapıyor. MUCİZELER bu kapılar kapatılınca gerçekleşemiyor.
9- Ben sizin dertleri olan, sıkıntıları olan kişi durumundan, çevresinin ve hayatının lideri, başarıdan başarıya koşan, her gün hayatında çiçekler, mucizeler olan kişi durumuna gelmenizi istiyorum.
Ve sevgili arkadaşım, “başarılı insan” “mutlu insan” olmak istiyorsak, kendimizi hazırlamamız gereken bir gerçek var ki, o hale gelebilmenin ve o halde yaşamanın EN BÜYÜK koşulu, şakıyor olmak, iletişim içerisinde yüzmek.
Konuşmak, konuşmak, konuşmak. Ve sonra tekrar konuşmak, konuşmak, konuşmak. Gür bir bahar yağmuru gibi, ardı arkası gelmeden konuşmak.
Sessiz alemden konuşmak durumuna geçmek zorundayız, eğer hayatta başarı istiyorsak. Bunsuz olmuyor.
Haydi geçin bu tarafa, başarıya, liderliğe, bol iletişime.
Haydi geçin köprünün bu mutlu tarafına.
10- İletişim ZORLA olmaz.
Zorla yapıldığı zaman ona “zorlama iletişim” diyoruz ve onun da kendine has yaraları, kendine has zararları var.
Kişinin yaralarına yeni yaralar ekliyor o da.
Kalpten istemek gerek. Fakat, kalbiniz ve duygularınız biliyorsunuz sizin kontrolünüzde.
Eğer iletişim zor geliyorsa, konuşmak istemiyorsanız, biraz çaba göstermek, biraz kalbinizin ısınmasına izin vermek şeklinde kendinizi o yönde geliştirmeniz gerekiyor.
İnanın bana, hayatta sevebileceğiniz konuşabileceğiniz şeyler, kimseler, sizi dinleyecek, güvenebileceğiniz kulaklar var.
Eğer onlardaki güzelliğe kalbinizi açabilirseniz, hayatınıza her çeşit mucizeleri getirecek olan bu çok değerli, bize Allah’ın lütfu, hediyesi olan, iletişimi kurmak sizin için de kolay olacaktır.
11- Size aslında rakam verebilirim, bir mucizeden önce kişinin kaç dakika konuşması gerekiyor diye.
Çok dertli bir insanın takriben 2 saat kadar konuşması, onun o derdiyle ilgili mucizeye yaklaşmasına yardım edebiliyor.
Bu yazılı veya sözlü olabilir ama genel olarak toplamda 2 saat kadar konuşması gerekiyor.
Biraz hayatı olumlu giden bir insan, 5-10 dakikalık iletişimlerle bir mucize yaşayabiliyor.Ama unutmayalım, bu rakam, belli bir temizlik aşamasına gelmiş, öğrencilerimde gördüğüm rakam.
Diyeceksiniz, “Böyle süre nasıl verilebiliyor?” “Böyle süre verilebilir mi?”
Elbette verilebiliyor, çünkü İLETİŞİM çok güçlü bir geliştirici etkiye, mucizeleri çekici, gerçekleştirici etkiye sahip.
Hani, soğuk alınca, nane limon içeriz, hani biraz keyiflendirir ama tam iyileştirmez, bizi iyileşmeye hazırlar, İLETİŞİM öyle bir şey DEĞİL.
ÇOK GÜÇLÜ, çok başarılı, çok faydalı bir araç.
Tabii verdiğim bu süreler, size benim tecrübemden bir fikir olsun diye verdiğim rakamlar.
12- Ve o verdiğim 2 saatlik iletişim, parça parça yazılı olarak da olabilir. Bu rakam toplam olarak verilmiş bir rakam.
VE en önemlisi, bu iletişimden sonra, kişinin uyanık davranması gerekiyor.
Bu iletişimle yaşadığı mucizenin, benzerini devamını istemesi gerekiyor.
Hayatının mucizelerle dolu olması için kendisine mucizeler yaşatan iletişimleri sürdürerek yeni mucizeleri tekrar tekrar yaşaması ve bunu devam etmesi gerekiyor.
Hep mutlu ve hep mucizelerle yaşamak istiyorsak, İLETİŞİMİ hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline getirmek durumundayız.
Tabii ben bunu söyleyince, iletişim, yapılması zor bir şeymiş gibi oldu, halbuki iletişim demek sevgi demek, anlayış demek, saygı demek. Dünyanın EN TATLI şeyi.
Eskiler buna MUHABBET derlerdi.
İletişim deyince, belki biraz spor yapmak gibi, egzersiz yapmak gibi biraz zorlanılarak yapılan faydalı şey havasına giriyor.
Oysa ki, muhabbet deyince, belki iletişimin mucizeler açısından önemini çok daha çabuk kavrayabilirsiniz.
*************************************************
Sevgili arkadaşım,
Senin de öğrencim olup, öğrencilerimle yaşadığım harikulade muhabbete dahil olmanı çok isterim.
Funda Teyze ile NASIL iletişim (muhabbet) kurabilirsin?
Önce sitemdeki yazılarımı okuyarak beni biraz tanırsın, bana biraz ısınırsın.
Acaba ben, konuşulacak, güvenilecek bir insan mıyım? Bunu biraz kalbinle hissetmeye çalışırsın.
Ardından da biraz cesaret göstererek, iletişime karar verirsin.
Bu kararından sonra, takip edebileceğin yol, siteme yorum yapmak olabilir, bana e-posta yazmak olabilir.
Veya, düzenlediğim maraton veya teleseminer, veya e-kurslarıma yazılarak en baştan güçlü bir iletişime başlayabilirsin.
Ki benim tavsiyem, doğrudan bu şekilde başlaman.
Mutlu yarınları, mutlu bugünleri ve tamir edilmiş geçmişleri geciktirmemekte çok büyük bir fayda var.
Allah hepimizin muhabbetini arttırsın.
Allah hepimizin iletişimimizi arttırsın.
Hepinize çok çok sevgiler.
Pinterest'te Takip Et!Henüz yorum yok.
Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.