Çekim Yasası, Gerçek Dileklerimiz ve Ezici Dilekler
ÖZEL MESAJ
Sevgili arkadaşlarım,
Yeni Yılınız Kutlu olsun!!!
Hepinize gerçekten harikulade bir yıl dilerim.
Her sene biliyorsunuz yeni yıl için bir kelime, bir tema belirliyoruz.
Ve o sene en odaklanmak istediğimiz konuya karar veriyoruz.
Bu sene benim odaklanmak istediğim konu, BÜYÜMEK.
İnşallah, hayatımın 8 parçasında da fayda, hayır, uğur, etki, sonuç ve daha pek çok konuda büyümek istiyorum.
Peki ya sen?
Karar verdin mi yeni yılda odaklanmak istediğin en ana konuya?
Alakalı makalemin yorumlar kısmında konuşalım mı?
İşte adresi:
http://cekimyasasi.net/makaleler/2010/12/31/yeni-yilin-kelimesi/comment-page-1/#comment-2014
Bugünkü makalemiz hep yazmak istediğim ama bir türlü fırsat olmayan ama yine dileklerimiz açaısından bakarsak, ÇOK ÖNEMLİ ve ELZEM bir konu.
Her makalemde ÇOK ÖNEMLİ ve ELZEM konulardan bahsetmeyi çok seviyorum, biliyorsunuz.
Neden?
Çünkü keşke birisi bana bunları zamanında anlatsaydı da ben de tüm bu konuların sebep olduğu/olacağı pek çok acıyı çekmeseydim.
Ama şimdi çok mutluyum, çok şükür. Ben o acıyı yaşadım ki, şimdi sizlere bu konulardan bahsedebiliyorum.
İşte herşeyde bir hayır vardır sözünün en güzel kanıtı. Ben onları yaşamasaydım, sizlere tüm bu hayatımız ve dileklerimiz için hassas, önemli, elzem bilgileri anlatamayacaktım.
Maşallah.
Maşallah, Allah dilemiş de olmuş demek, sevgili arkadaşlarım.
Gerçek olan ve çok beğendiğimiz herhangi bir şey hakkında, Allah’a pay vermek ve şükretmek için bol bol kullanalım.
Bugünkü makalemiz EZİCİ DİLEKLERİMİZ hakkında.
Allah hepimizi, ezici dilekler dilemekten ve onların peşinde boşuna koşmaktan korusun.
İyi okumalar, harikulade anlayışlar ve keşifler dilerim.
Çok çok sevgiler
Sevgili arkadaşlarım,
Makalenin adını okuyunca ‘Ezici dilek de ne demek?’ dediniz mi?
Ezici dilek diye bir şey var mı?
Tüm dilekler harikulade değil mi?
Değil, sevgili arkadaşlarım, değil.
Nasıl kötü hareket varsa, o hareketin arkasında kötü bir niyet de olabilir, değil mi?
Aynı şekilde kötü bir hareketin veya niyetin arkasında da kötü bir dilek de olabilir.
Üstelik dilekler sadece ezici de değil, zararlı da olabilir, hatalı da olabilir, az da olabilir, aşırı da olabilir.
Yani çeşit çeşit her türlü olabilir, bir sınırlama yok. Ben diledim, ben istiyorum demek ki, bu iyi bir şey olmalı diyemiyoruz.
Dileklerimizden de sorumluyuz.
Onları iyi, güzel, doğru, hak ve adil bir şekilde seçmekten sorumluyuz.
Bir dilek ancak iyiliği, güzelliği, adaletli oluşu çerçevesinde, hepimizin sevgisini, saygısını, desteğini hakedecektir.
********************************************
Ve bugün konumuz da ezici dilekleri çok iyi anlamak ve bunlardan kurtulmak.
Ezici dilek ne demek?
Ezici dilek derken, dilek sahibine ve etrafına,
** başarısız olacağından dolayı,
veya
** zarar vereceğinden dolayı,
mutsuzluk getirecek herhangi bir dileği kastediyorum.
Başarısız oluyor veya zarar veriyor, ve kişiyi ve etrafını eziyor, onları hayatta zayıflatıyor, ufaltıyor.
Peki bir dileğin başarılı olup olmayacağını önceden tahmin edebilir miyiz, bunu önceden bilebilir miyiz?
Elbette zor ama bunu bilecek birisi var.
Kişinin kendisi.
Kişinin aklı ve kalbi.
Ve eğer kişi, Allah’a sığınmadan ve aklını kalbini dinlemeden dileklerine karar vermişse, dışarıdan bunu hisseden bizler, o kişin aklını kalbini kullanmayışını, o kişinin dilekleri konusunda aldırmazlık ve boşvermişliğini, veya dileği konusunda gösterdiği aşırı şımarıklıklarını görürsek, o dileğin ezici olma ihtimaline dışarıdan karar verebiliyoruz.
Yani, bir dileğin ezici olup olmadığını yani onun başarılı olup olmayacağını, KİŞİNİN KENDİSİ biliyor ama biz de dışarıdan ipuçlarına ve o kişinin söz ve hareketlerine bakarak hissedebiliyoruz.
Peki bir kişi, neden başarısız olacağını bildiği ve kendisine hem dilerken hem de her aşamada mutsuzluktan başka bir şey getirmeyen bir dileği dileyebiliyor?
Hani her dileği Allah dilemişti, ve o dilemeden biz dileyemiyorduk?
İşin aslı şu ki sevgili arkadaşım, dilek dediğimiz o duygu çok ince bir duygu.
Dilek arzu değil.
Dilek ihtiyaç ve özlem duymak değil.
Dilek düşünmek de değil.
Dilek ruhun temiz ve iyi niyetli bir haldeyken ve arzunun ve ihtiyacın üzerine bir haldeyken, hissettiği duygusal bir durum.
Evet arzuda da, dilekde de, özlemde de bir şeyler istiyoruz ama duygular farklı.
Ve önemli olan duygu. (Şey kusura bakmayın, ne kadar çok bayan ismi oldu bu anlatımda değil mi? Arzu, Dilek, Özlem, Duygu… Galiba biz bayanların tüm bu konulara özel bir ilgimiz ve alakamız var. Yoksa anneler babalar kızları için bu hislerin hissedilmesini istedikleri için mi bu isimleri veriyorlar acaba? :D)
Dilek dediğimiz duygu TEMİZ KALBİN ve TEMİZ HİSLERİN yanında gezen bir duygu.
Ve Allah’a sığınmanın da yanında gezen bir duygu.
Ve ihtiyaçtan uzakta hissetmenin de yanında bir duygu.
Ve uyanık olmanın ve şimdide, burada olmanın da yanında gezen bir duygu.
Ve sorumluluk hissinin de yanında gezen bir duygu.
Ve iyi niyetin de yanında gezen bir duygu.
Ve umudun, mutluluğun, sevincin, sevginin, adaletin de yanında gezen bir duygu.
Ve aktif olmanın, iş ve oluş içerisinde olmanın da yanında gezen bir duygu.
Bir bakıma Allah’ın isimlerine YAKIN bir duygu.
O sebeple “Allah dilemezse, siz dileyemezsiniz” deniyor Kuran’da.
İşte bu sebeple, Allah’ın güzel isimlerinin yakınlarında olduğumuz zaman dilediğimiz dilekler de Allah’ın dilemiş olduğu dilekler oluyor.
Eğer bütün bu saydıklarımın yanında veya yakınlarında değilse bir dilek, işte o zaman, o ezici bir dilek olmuş oluyor.
Özetle, zararlı olan veya kişinin kendi gözünde ve yaratılışımızın kanunlarına aykırı olarak başarısız olacağı garanti olan her dileğe, ezici dilek diyoruz.
*********************************************
Ve bu tür dileklerimiz varsa, onlardan kurtulmak ve temizlenmek için, yeni yılda başlayan Yepyeni Taptaze Harikulade Dilekler Maratonumuzda, bugün, çok sevgili maraton arkadaşlarıma bir yazı yazdım, ve onları da bu tür dilekleri çok iyi anlamaları ve kendilerini bu tür dileklerden kurtarmaları için tavsiyeler verdim.
Bugünkü makaleye o yazımı da getirmek isterim.
Harikulade Dileklerin Maratonu‘ndaki 10. gün yazımı okumak ister miydin, sevgili arkadaşım?
Seninle de ilk fırsatta bir maraton koşmak ve beraber ezici dileklerimizden temizlenip, GERÇEK DİLEKLERİMİZE kavuşmak ve onları besleyip büyütmek dileği ile…
*****************************************************
10. Gün
“Dilekler Hakkında”
Sevgili arkadaşlarım,
Biz maratonda dileklerimizi Allah’a sığınarak dilemeyi, hissetmeyi hem öğreniyoruz hem de uyguluyoruz.
Dileklerimiz için maratonda tam olarak öğrendiğimiz ve içtenlikle uygulamak istediğimiz şeyler neler?
Dileklerimiz için,
** Niyet etmek,
** Sorumluluk almak,
** Dua etmek,
** Allah’a sığınıp temizlik yapmak.
Bu ilk 10 günümüzde temizlik yapmadıysanız, ve bundan sonra da yapmayacaksanız, maalesef maratondan elde edebileceğiniz faydalara da sırtınızı dönmüş oluyorsunuz.
Eğer içtenlikle katıldıysanız, lütfen temizlik yapın.
1-2-3 diye çok kolaylaştırmaya çalışarak, size elimden gelen bir yardımı yapmaya çalıştım ben de, ama yapmak veya yapmamak kişinin kendi kararına ve kendi niyetine kalıyor.
Ve lütfen temizliklerinizi mümkün olduğunca verdiğim tavsiyeleri de dikkate alarak yapın.
Eğer takıldığınız yer olursa ben de yardım etmeye çalışıyorum biliyorsunuz.
Yardım almaktan da, soru sormaktan da çekinmeyin. Ancak başka yerlerde öğrendiğiniz ve aklınızın kalbinizin hemfikir olmadığı şeyleri burada anlamaya çalışmayın, onları bırakın ve atın gitsinler.
Zaten aklınız kalbiniz hemfikir değilse, onları anlamaya çalışmanın da bir faydası olmaz.
Maratonda öğrendikleriniz hakkında, veya sitemde okuduğunuz şeyler hakkında yardım etmek için buradayım ben.
****************************************************************
Ve gelelim dileğimiz hakkındaki bugünkü çalışmamıza.
Sevgili arkadaşlarım,
Duamızı ettik. (Tabii aklımıza geldikçe Allah’a sığınmaya devam edelim.)
Bilelim ki o harikulade dileğimizi Allah bizim için istiyor.
Ancak BURADA ve ŞİMDİ,
İçinde bulunduğumuz bu evrende, ve bu dünyada, mesela nasıl yerçekimi diye bir şey var, aynı ve benzer şekilde bizim kullanmaya çalıştığımız çekim yasası diye de bir şey var ve bu yasa, hayattaki dileklerimizin ve hayatta yaşadıklarımızın neler olduğu ve olacağı konularında işliyor.
Tabii insan merak ediyor, değil mi? Bu çekim yasasının detayları tam olarak ne? Ve bunu hayatımızda nasıl kulanabiliriz?
Mesela yer çekiminin detaylarını anlamak ve bilmek, insanın aya gitmesine, sağlam binalar hatta gökdelenler yapabilmesine vesile oldu.
Bütün inşaat bilimi ve mühendislik konuları, yerçekimi kanunu üzerine kuruldu.
Ayrıca bütün MAKİNA bilimi, bütün büyük boy makinalar, yapılar, binlerce ton ağırlık taşıyan köprüler, gemiler, hatta denizaltılar, ve pek tabii uzay araçları, UÇAKLAR, evren, dünya, uzak ve yıldızlar hakkında, güneş, ay ve tüm gezegenler hakkında bildiğimiz HER ŞEY, yerçekimi kanunu temelinden yola çıkarak anlaşıldı, çözüldü ve yapılınabildi.
Ama bunlar bir günde olmadı. Newton bu konudaki çalışmalarına 37 yaşında başlamış ve kitabını yayınlaması, 45 yaşında gerçekleşmiş.
Bizim, doğal kabul ettiğimiz, hakkımız saydığımız o formül için 8 sene harcamış.
Tabii unutmayalım, Newton’dan önce, çok daha önce matematik biliminin de yüzyıllarca ilerlemesi var o formüle ulaşabilmek için.
Bize şimdi inanılmaz geliyor ama ondan önce de insanın FORMÜL diye bir şeyin varolduğunu anlaması 20.000 yıl civarında sürmüş.
Bu çok önemli.
Yani bu uzun süreler bizim için çok önemli bir anlam içeriyor.
O da şu:
İnsanoğlunun FORMÜL, YÖNTEM denilen şeyleri kullanmaya, aklının ve beyninin doğal yapısı uygun değil, hatta bir direnç bile söz konusu. Nedense, insanoğlu sevmiyor formülle yaşamayı, yöntem kullanmayı.
Çünkü dile kolay 20.000 yıl bunu ispatlamış.
İnsanoğlu bu kadar uzun bir süre boyunca formüle, yönteme, ve bunların getireceği başarıya direnmiş ve onu yerine, son derece kötü ortamlarda, ortalama 20 yaş ömürle, kurda kuşa yem olarak, kışın soğuğuna yazın kurağına katlanarak, yarı aç yarı tok bir halde yaşamaya tam 20 bin yıl razı olup katlanabilmiş.
Ve unutmayalım o eski insanlar da bizim kadar zeki ve uyanık insanlar, daha da eski vahşi insanlardan bahsetmiyorum burada.
Yani insanoğlu cahillik uykusunu seviyor, uyanması binlerce yıl alabiliyor.
Bizim insan olarak, özel bir çaba göstermemiz gerekiyor uyanmak için, yoksa uzun yıllar geçebiliyor uykuda.
************************************************************
Sevgili arkadaşlarım,
Çekim yasası da çok büyük bir potansiyele sahip, aynı yerçekimi kanunu gibi.
Ama çoğu insan çekim yasası denilen bir formülün olabileceğine, bunun da kolayca anlaşılabileceğine inanmıyor.
Tabii sizin için bu geçerli değil.
Siz bunun olabilirliğini anlamış şu dünyadaki yaklaşık 7.046 milyar insan arasındaki gerçekten nadir insanlardansanız.
Bunun için size maşallah, demekle birlikte, formüle uymazsak, dileğimizin Allah’ın istisnaları hariç gerçekleşmeyeceğini de anlamamız lazım.
Mesela, yerçekimi kanunu ve elma açısından bakarsak, ELMA NE ZAMAN YERE DÜŞEMEZ?
** Olgunlaşmamışsa düşmez.
** O daha düşmeden birisi eliyle onu koparıp alırsa düşmez.
** Ağaç kesilir de orada ağaç kalmazsa düşemez.
** Ağaca bakım yapılmazsa ve ihtiyaçları verilmezse, ağaç da kurur ve elma da çıkmaz ve bu sebeple de olgunlaşıp düşemez.
Çekim yasası açısından bizim dileklerimizin de olmaması, benzer şekilde ortaya çıkıyor.
Mesela,
** dileklerimizin gerçekleşmesi için vakit erkense, ve eğer hemen olsaydı, ham elma gibi tadı da iyi olmayacak idiyse,
** içtenlikle dilediğimiz ve gerçekten bize ait olan harikulade dileklerimiz, bize yalan yanlış şeyler öğreten filmler, romanlar, şarkılar ve insanlar tarafından zorla koparılıp alınmış, yerine tüm o bize nispet ve gösteriş yapanların öğrettiği yalan yanlış dilekler gelmişse,
** biz dileklerimizin ihtiyacı olan o temizliği, onları besleyen büyüten havayı, suyu onlara vermeyip, hatta bir de ’olmaz olamaz’ deyip, dileklerimizi kesip atarsak,
** aylar ve belki yıllar boyunca azimle minik de olsa bir adım atmamız gerekirken, BUNLARI ATMAYIP sonra da bir değil, tüm dileklerimiz HEMEN gerçekleşsin, ve tüm bu dilekler İLLE de gerçekleşsin dersek,
** sahip olduğumuz dilekler birbiriyle TEZAT OLUŞTURUYORLARSA,
dileklerimiz gerçekleşmez.
Bu sebeple bu konulara dikkat etmek çok önemli.
Siz de dileklerinize bugün dikkatle bir bakın.
Mesela diyelim dileğimiz,
Ben işimde başarılı olmak, çok para kazanmak ve sevgi dolu inançlı güvenilir, sevebileceğim ve beni seven bir erkekle tanışıp yuva kurmak, ve çocuk sahibi olmak istiyorum.
Buraya baktığımız zaman, para kazanmak bir emek gerektiriyor. Evlilik, çocuk sahibi olmak da emek gerektiriyor.
Zamanımız, niyetimiz, enerjimiz, bu ikisini de layıkıyla yapmak için uygun mu?
Özellikle mesela çocuk sahibi olmak için, insanın yaşı da önemli, sağlığı da.
Tabii peygamberler var ve pek çok insan da olabilir buna istisna ve yaşı oldukça ilerlemesine rağmen çocuk sahibi olabilen ve pek tabii evlat edinmek de mümkün çocuk sahibi olmak için.
Ancak bu konuda da ne dilediğimizi iyi bilmek ve anlamak gerekiyor.
Aynı şekilde para sahibi ve zengin olmak konusunda, ister bu maaşımızın az veya çok artması ile olsun, ister kendi işimizde çalışıp para kazanmak olsun, herhalükarda, paranın da para kazanmanın da kendine özel bazı kuralları var.
Tabii ki gökten para da yağabilir, Allah büyük.
Ama ben derim ki, ancak dervişler Allah’tan bu tür armağanlar üzerine planlarını yapabilir ve hareket edebilirler.
Hani bir hikaye vardır, derviş çölün ortasında kalmış, aç susuz, ve kendini yere atmış, Allah’a sığınıp, ’Allah ağzıma bal dökene kadar buradan kalkmayacağım’ demiş.
Ve oradan geçen bir bal tüccarı onu bulmuş, ve yanında su da yokmuş, başka yiyecek, içecek de yokmuş, ve sadece bal varmış ve o da ona bal vermiş.
İşte olağanüstü mucizeler derken bu tür şeyleri kastediyorum.
Biz her ne kadar temizliklerimiz açısından ve Allah’a sığınmamız açısından İLERLEMEK amacındaysak da, sizi bilmem ama ben derviş değilim, sevgili arkadaşlarım.
Çölde bekleyip durup Allah’tan bal istemek, benim için ÇOK BÜYÜK MUCİZE GEREKTİREN bir dilek olurdu.
Onun için haddim olmasa da, eğer siz de benim gibiyseniz, tavsiyem:
O dervişinki gibi çok çok aşırı ve OLAĞANÜSTÜ mucizelere dayanan dileklerinize dikkat edin.
Eğer dileyecekseniz, derviş sabrına da ihtiyacınız olduğunu, derviş gibi huzurla çölün ortasında Allah’ın size o balı nasip edeceğine, aynı derviş gibi inanarak Allah’a güvenerek beklemeye de hazır olun.
Dedim ya ben derviş değilim.
Ama benim de hayatta bu kadar olağanüstü mucizeler beklediğim dileklerim olmadı mı?
Oldu tabii.
Hatta bazılarını hala içten içe dilemeye devam ediyorum, belki.
Ama onların NE ZAMAN GEREKLEŞECEĞİ konusunda TAMAMEN Allah’a sığınmam gerektiğini, kimi bu tür dileklerimin de belki de ahiret hayatına kalabileceğini ve buna rağmen ’bu hayatta dileklerim olmuyor’ diye bozulmadan, DAHA OLASI, daha yaşıma, konumuma uygun ve olabilir dileklerime odaklanmaya çalışıyorum.
Mesela Newton evet çok büyük bir keşifle yerçekimi kanununun formülünü buldu ve o formül insanoğlunun uzaya giden araçlar yapmasına, uydulara, ve tüm bunların sonucunda da şu an kullanmakta olduğunuz internetin, telefonun, iletişimin de gerçek olmasına vesile oldu.
Ama bu pat diye olmadı.
Atılan adımlar.
Atılan adımlar.
Atılan adımlar.
Formül 1687 yılında basıldı.
Ve şu an 2014’deyiz.
Ve bizim için uydular, uydu aracılığı ile internet, kamera ile konuşmak vs. vs. hiç biri günümüzde mucize gibi değil, normal şeylerden. (Çok şükür Allah’a. )
Tabii ki bizim dileklerimiz için bu kadar süreye ihtiyacımız yok, çok şükür.
Ama bizim de çekim yasası formülümüzü çok iyi öğrenmemiz ve bu formülü uygulamamız şart.
Mesela,
DUA-HAREKET-BEREKET
Bu formülümüzde, duamızı ettikten sonra BİZE DÜŞEN, hareket.
Yani adım atmak.
Minik de olsa, miniminnacık da olsa SÜREKLİ bir adım atmak. Aklımızın kalbimizin hemfikir olmasına ve huzur içinde olmasına özen göstererek.
Derviş için bu adım, çölde sabırla ve Allah’a güvenerek beklemek.
Evet, bu da bir hareket.
Ama bana sorarsanız, çok zorlu bir hareket.
O sabrı göstermek…
Düşüncesi bile bana zor geliyor. (Tabii yapmıyorum dersem yalan olur, ben de elimden geldiğince bu konuda da gelişmeye çalışıyorum. )
Ama, bu tür ÇOK BÜYÜK olmayan dileklerimiz için, DAHA YAPILABİLİR bir hareket bulmak daha iyi oluyor.
Minik başarılar bizi büyük başarılara ulaştırıyor.
Uzun lafın kısası, siz de bugün dileklerinize dikkatle bakın.
Dilekleriniz, HER GÜN minik veya yapılabilir bir adım atılarak, makul bir sürede ulaşılabilecek şeyler mi?
Yoksa büyük sabır göstermeniz gereken bir dileğe mi sahipsiniz?
Yoksa dilekleriniz içerisinde TEZAT mı içeriyor.
Birbirleriyle bağdaşması zor mu?
Mesela 18-20 yaşlarında bir bayan, harikulade bir kariyer, harikulade bir evlilik, harikulade çocuklar, zenginlik, zengin eş, mallar mülkler, yatlar katlar, dükkanlar, hanlar hamamlar hayali ve dileği kurabiliyor.
Hayallerin bir sınırı Allah’a şükür yok.
Hayal kurmak da çok zevkli.
Ona da tamam.
İnsan EN İNANILMAZ hayalleri kurup, onları elde de edebiliyor.
O da tamam.
Fakat biz inanılmaz veya geniş ve muğlak ve birbiriyle çatışan ve üstelik de biraz aşırı hayaller kurarsak, işte o zaman bu, başka bir konu oluyor.
İnanılmaz bir hayali gerçekleştirebiliyoruz da neden aşırı ve muğlak hayalleri gerçekleştirmek zor diyebiliyoruz?
Çünkü inanılmaz bir hayalin arkasında, o hayali kuranın gözlerinin parıltısı, aklının açıklığı ve kalbinin heyecanı var.
Ve o insanın kalbine aklına bakabilseniz, göreceksiniz ki, insan o hayalinin gerçek olacağını ve olabileceğini neredeyse ADI GİBİ bildiği için, kalbinin derinliklerinde inanılmaz bir güven ve biliş ile bildiği için, o hayal gerçek olabilir bir hayal oluyor.
Aşırı ve muğlak ve hatta tezatlar içeren bir hayalde ise, kişi, maalesef hayal kurar gibi, rüya görür gibi, harika ama uzak, yani kendi dışında bir filmi seyreder gibi, neredeyse uyku gibi bir dalgınlık ve uyku halinde ama bazen büyük bir zevkle bazen de korku, çaresizlik, ümitsizlikle, hayallerini oluşturmakta.
Yani muğlak, aşırı ve tezat içeren hayallerde, kişinin aklında da kabinde de o UYANIK GÜVEN ve BİLİŞ yok.
Belli belirsiz, yani muğlak ama zamk gibi yapışıklık türünden bir istek var sadece.
Ben bu tür dilek ve isteklere EZİCİ İSTEKLER, EZİCİ DİLEKLER diyorum.
Çünkü en başta kişinin kendisini eziyor, ardından da herkesi.
Aslında bu istekler o uykudaki kişinin kendi istekleri bile değil maalesef.
Aslında onlar, yalan yanlış romanlarda, dergilerde, televizyonda, filmlerde görüp, duyduğumuz, hatta belki de gerçek hayatımızda da bize nispet yapılıp, gösteriş yapılarak kendimizi kötü hissetmemize sebep olunarak, İSTETTİRİLDİĞİMİZ İSTEKLER.
Yani aslında kendi isteğimiz değil de, istettirildiğimiz şeyler.
Onun için GERÇEK DİLEKLERİMİZE sahip çıkmak ve kendimizi düştüğümüz o tuzaktan kurtarıp, gerçeği bulmak, kendimizi yalan ve aslında bize ait olmayan dileklerden de kurtarmamız gerekiyor.
Aşırı ve abartılı EZİCİ İSTEKLERİN, ezici dileklerin, bir çok hemen farkedilebilecek özellikleri var:
1- Hayali kuran kişi, bu hayali yarı uyku halinde, aklını ve kalbini dinleme işlemlerinden son derece uzak bir şekilde kuruyor. Bu uyku halini, en iyi, kişinin hayalini kurarken her hangi bir düzen veya sistem kullanmayı reddetmesinden anlayabiliyoruz. (Mesela ona şu formül, veya şu temizlik adımları var dediğimizde, bu adımları ya hiç uygulamıyor, ya da üstün körü uyguluyor.)
2- Hayalin içerisinde birbiriyle tezat olan, veya hayatın 8 parçasıyla tezat olan şeyler oluyor. (Mesela, işinde çok başarılı olmak istiyor ve aynı zamanda da harikulade bir anne olmak istiyor VEYA kişi harika bir müslüman olmak istiyor ve aynı zamanda da mankenlere benzemek, onlar gibi olmak, onların hayatları gibi bir hayat, veya onların arabaları, elbiseleri, evleri gibi şeylere sahip olmak istiyor.)
3- Kişinin hayalleri konusunda gösterdiği enerji seviyesi son derece düşük oluyor. Hayali için atması gereken adımlar, açılan kapılarda göstermesi gereken hareketler, ve pek tabi yapması gereken temizlikler ve etmesi gereken dualar, ya çok az yapılıyor ya da hiç yapılmıyor.
4- Hayalleri Allah’tan dervişlerin veya peygamberlerin isteyebileceği bir seviyede OLAĞANÜSTÜ MUCİZE gerektiren hayaller oluyor.
5- Hayallerine Allah’ın koşmasını, ve sorumluluk almasını, Allah’ın bir sürü mucizeler yaratmasını, bir sürü imkansızı gerçekleştirmesini bekliyor.
Kendisi ise,
** neredeyse hiç yerinden kıpırdamadan,
** çekim yasasını ciddi bir şekilde öğrenmek veya uygulamak için çaba, zaman ve pek tabii para da harcamadan,
** veya mümkünse en az bir çaba ile, en az sürede, mümkünse bu hafta ve yine mümkünse, 30 ila 100 lirayı da aşmayacak bir harcama ile,
** ve Allah’tan kendi verdiğinin çok üstünde ve çok büyük bir karşılık bekleyerek,
aslında hayaleri için hiç bir sorumluluk almadığını, fazla çaba göstermeye niyeti olmadığını, her şeyi Allah’ın veya başkalarının onun için gerçekleştirmesini istediğini ve beklediğini gösteriyor.
*******************************************************
Ve işte bugün GERÇEK TEMİZLİK başlıyor sevgili arkadaşlarım.
Sizden rica ediyorum, dilekleriniz hakkında bir uyku haliniz varsa uyanın.
Dikkatle bu maddelere bakın.
Ve GERÇEK dileklerinizi hatırlayın.
Gerçek sizi hatırlayın.
Hani o birilerinin size nispet yapıp, sizin kendinizi küçük veya değersiz hissetmenize sebep olmadan önceki SİZ ve SİZİN O ASIL DİLEKLERİNİZ.
Ve bırakın o nispet yapanlar, gösteriş yapanlar, kalbinizi kıranlar, kendinizi ailenizi, sahip olduklarınızı küçük görmenize sebep olanlar, içlerinde bulundukları o cahillik ve zalimlikte oyalanmaya devam etsinler.
Siz kendinizi ve GERÇEK DİLEKLERİNİZİ tekrar bulmuş olmanın mutluluğu ile Allah’a şükredin. Ve temizlik yapın.
Ve gerçek dileklerinize tekrar sahip çıkın.
Hiç bir şey için, hiç bir zaman geç değil.
Yalanlara inandığınız için de kendinize anlayış gösterin, kendinizi affedin ve sevin.
Ve hem maratonumuzda hem de hayat maratonunda, coşkuyla ve şükürle ve umutla, mutlulukla koşmaya devam edin.
Ve işte siz bunu yapınca, çekim yasası da harikulade bir şekilde çalışacak ve beslenmiş, sulanmış, sevgiyle özenle büyütülmüş o dilekleriniz, tam olması gerektiği zamanda olgunlaşıp, o iyi bakılan sulanan, güneş gören ağaçtan elmanın da olgunlaşıp düşüvermesi gibi, hayatınıza geliverecek.
Uyanın ve gerçek dileklerinize, kendinize, hayatınıza sahip çıkın, olur mu?
*****************************************
Bugün yapmanızı istediğim:
- Dileklerinizi bu anlattığım konular açısından dikkatle incelemeniz.
- Ve atılacakları atmanız.
- Bırakılacakları bırakmanız.
- Sizi uyutanlardan, ve şaşaları veya nispetleri ile, gösterişleri ile sizin kendinizi unutmanıza sebep olup, onların ezici isteklerini, size de zorla vermelerinden silkinip, kurtulmanız.
- Kendinizi tekrar bulmanız ve sevmeniz.
Hepinize harikulade farkındalıklar, uyanışlar, keşifler, temizlikler ve başarılar diliyorum.
Çok çok sevgiler
********************************************
Pinterest'te Takip Et!Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.
16:18, 10 Ocak 2014
Harikulade anlatışınız için çok teşekkür ederim
sevgiler
14:42, 15 Ocak 2014
Sağ olasın Özlemi arkadaşım.
Çok çok sevgiler