Yasaklar ve Özgürlükler
Gençken insan yasakları anlayamıyor, isyan edesi geliyor, değil mi?
Ben aslında gençken fazla yaramazlık peşinde değildim fakat yine de çevremdeki diğer gençlerin özgürlükçü ve yasaklara düşman bazı fikirlerini bazen aklen bazen kalben destekledim.
Bana göre de pek çok yasaklar insanın içini daraltan ve onu sınırlayan şeylerdi ve karanlık bir konuydu. İnsanlar özgür olmalı ve kendileri seçmeliydi ne yapabileceklerini ne yapamayacaklarını.
Ben de kendimi yasaksız bir toplumda yasaksız bir ebeveyn ve yasaksız bir kişi olarak yaşamaya hazırlamıştım.
Yasaksız hayat ne güzel. Gökyüzü gibi serbest. Gökyüzü gibi özgür.
Görünüşte ne kadar güzel ve insanın kalbine ferahlık veren ve dünyanın tüm dertlerinden insanı uzaklaştıran bir fikir gibi görünüyor, değil mi sevgili arkadaşlarım?
Taa ki, bu yasaksızlık ve özgürlük fikrinin, benim ve çevremin ve hatta bu site aracılığı ile tanışıp hayatlarını öğrendiğim pek çok dünya tatlısı insanın çektikleri acıları, yaşadıkları olumsuzlukları anlayana ve görene kadar.
Meğerse, yasak dediğimiz pek çok şey aslında bizi seven birisinin, bize yapacağımız veya yaşayacağımız kötü bir şey için bize “DUR, ONU YAPMA, SANA ZARARI OLUR” demesinden ibaretmiş.
Meğerse, insanoğlunun özgürlükler kadar hatta daha da çok, asıl yasaklara ihtiyacı varmış.
Meğerse, pek çok yasak bizi seven, bize kendisi kadar, canı kadar değer veren kimselerin bizi korumaları, yardım etme, yol gösterme çabaları imiş.
Meğerse, insanoğlu yasaklara ihtiyacı olmayacak kadar kusursuz değilmiş.
Şunu unutmayalım ki, biz o yasaklara, o korumalara, “hayır” dediğimiz zaman, eğer biz kendimizi bir şekilde zarardan uzakta tutsak bile, çevremizde bizim kadar güçlü olmayan, korumaya kollanmaya ihtiyacı olan pek çok kimseden yardımımızı esirgemiş oluyormuşuz.
Evet belki ben alkol ile ilgili bir sorun yaşamadım ama keşke alkol yasağına daha da destek verseydim de, şu an alkol sebebiyle dağılmış yuvalar dağılmasaydı, yaşanmış acılar yaşanmasaydı.
Evet belki ben kumar, at yarışı, iddia ile ilgili bir sorun yaşamadım ama keşke bu konuların yasaklanması konusunda sözlerimle, hareketlerimle ve dualarımla daha bir destek verseydim de, bu dert yüzünden acı çeken insanlar ve aileler o acıları çekmeselerdi.
Artık anladım ki, bir toplum,
** fertlerine,
** toplumun temeli olan aileye,
** topluma ve hayata FAYDA SAĞLAMA olasılıklarına,
zarar veren veya engel olan her şeye DUR diyebildiği oranda medeni oluyor.
Bir toplum ve hatta bir insan kötülüklere DUR diyebildiği oranda medeni ve iyi oluyor.
Yasakların kalkmasını medeniyet sanmak ve ZARARI serbest bırakmak, toplumu orman, insanları da hayvan seviyesine düşürüyor.
Ormanda yasak yok.
Kanun yok, kural yok. Al alabildiğini, kap kapabildiğini.Ama yarın sabah sen veya çocukların da bir başkasının kahvaltısı olabilir, işte bu da o orman özgürlüğünün ve yasaksızlığının bedeli.
Medeni ve iyi bir toplumda, alkol, sigara, uyuşturucular, kumar, loto gibi oyunlar, ahlakı çökerten her türlü yayın ve aktiviteler yasak olmalı.
Bir toplum yasaklarını doğru, yerinde ve güzel tuttuğu sürece medeni oluyor.
Ve yasaksız yaşamak aslında bir çözüm değil, bir kaçış.
Siz de, sevgili arkadaşlarım, pek çok yasaklar ve özgürlükler konusunda, söz hareket, düşünce ve duygularınız için sorumluluk alın.
Bu konularda sevgiden, korumadan, yardımdan, ilgiden ve kollamadan yana olun.
İşte Kuran’dan bu konuda tam da anlatmak istediğim şeyi harikulade bir şekilde anlatan bir ayet:
***********************************************
ARAF SURESİ 166 (Araf: Cennetle cehennem arası bölge)
Ne zaman ki, yasaklandıkları şeylerden ötürü öfkelenip başka aşırılıklar yapmaya başladılar, onlara şöyle dedik: “Aşağılık, maskara maymunlar olun!”
***********************************************
Ve ne ilginç ki, cennetten çıkma sebebimiz de Allah’ın bize sevgiyle ve bizi korumak için koyduğu bir yasağı dinlemememiz:
***********************************************
ARAF SURESİ 19 (Araf: Cennetle cehennem arası bölge)
“Ey Adem! Sen ve eşin cennette oturun, dilediğiniz yerden yiyin ama şu ağaca yaklaşmayın. Yoksa ikiniz de zalimlerden olursunuz.”
***********************************************
Yorum Yaz
Funda Teyze'nin öğrencileri kimler?:
Funda Teyze'nin öğrencileri:
** Akıl ve kalp merkezli,
** Hayatın 8 parçasını seven, sevmek isteyen,
** Hayatının her parçasında başarı isteyen,
** Hayatının her parçasını takdir etmeyi, teşekkür etmeyi bilen ve seven,
** Bir hatasını, yanlışını farkedince, bunun üzerinde ısrar etmeden azim ve kararlılıkla vazgeçmeye, hep iyiden, güzelden, doğrudan yana olmaya kararlı ve niyetli,
** Ve en önemlisi de, öğrenmeyi çok ama çok seven,
** doğru öğretmeni bulduktan sonra, hayatının her parçasında da olduğu gibi öğretmenine de sadakat gösterebilen,
** Allah'ı seven,
** Allah'ın da onu ve herkesi çok sevdiğini bilen,
** Anne veya anne olmak isteyen,
** Mutlu ve huzurlu bir aile kurmak isteyen,
** Mutlu, huzurlu, sağlıklı, bolluk ve bereket içerisinde bir hayat isteyen,
** Hayatının 8 parçasında hayırlı uğurlu işler yapmak isteyen,
** Türk hanımları.
Hayatımızın 8 parçası derken, hemen hatırlatayım, hayatın vazgeçilemez 8 parçası şunlar:
1- Kişinin kendisi,
2- Ailesi,
3- Arkadaşları, ülkesi,
4- Tüm insanlık,
5- Tüm canlılar,
6- Tüm fiziksel evren,
7- Ruhlarımız,
8- Allah.
Beyler ve öğrenci olmaya niyeti olmayan bayanlar da tabii ki okumak isterlerse okuyabilirler ancak yorum ve sorularınızı kabul edemeyeceğimiz ve cevap veremeyeceğimiz için lütfen kusura bakmayın.
31 Aralık 2011 tarihi itibariyle artık, rumuzlu yorumları kabul edemiyoruz.
Harikulade yorumlarınız bizim için çok değerli. Bu sebeple, hayatın her hangi bir parçası için sevgisiz, saygısız, iyiden, güzelden, doğrudan yana olmayan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Aynı şekilde özel cevap isteklerini de karşılamam artık mümkün olamıyor. Anlayışınız için teşekkür ederim.
Lütfen yorumunuzda, okuyanlara ve güzelim Türkçemize olan sevgi ve saygınızı da, imla kurallarına elinizden geldiği kadar dikkat ederek gösterin.
Çok çok teşekkürler, çok çok sevgiler,
=======================
Çekim Yasası Öğretmeni
Ve Harikulade Dileklerin Funda Teyzesi
=======================
Not:
Harikulade dilekler derken kastettiğimiz hayatın 8 parçası için hayırlı, uğurlu, faydalı, güzel dilekler. Hayatın 8 parçasından birini veya daha çoğunu yok farzetmeyen, zarar vermeyen, iyi, güzel, doğru dilekler.
Hepimize kolay gelsin. :D
No trackbacks yet.
18:42, 28 Şubat 2014
Sanırım insan gençken, hayatın tadını çıkartmaya o kadar çok yoğunlaşıyor ve hevesli oluyor ki, kendisine doğru yolu gösteren herhangi bir öğüt, tavsiye, kural hatta yasak, ona çirkin, kabul edilemez ve yıkılması gereken, çok eskimiş, modası geçmiş bir fikir olarak gelebiliyor.
Ve kişi, eğer olgunluğa da doğru ve düzgün bir geçiş yapamazsa, ömür boyu, sadece kurallara ve öğütlere değil, sevgi dolu korumalara bile, “yasaklar” gözüyle bakabiliyor.
Ve hayat,
** yasaklara düşman ve özgürlükçü bir birey maskesinin altında,
aslında kötülüklere dur diyemediği için kendisini de, çevresini de kötülüklere yem eden veya etmiş bir birey olarak yaşanmış oluveriyor.
Allah hepimizi korusun bu gidişattan.
18:56, 28 Şubat 2014
Anlayışlar ve keşifler akarak devam ediyor bu konuda
İnsan yasak deyince, alınganlıkla mı nedir, tüm yasaklar kendisi üzerine zannediyor. Kendisini kısıtlanmış hissediyor.
Meğerse, yasak denildiği zaman, yasaklar çoğunlukla bizim üzerimizde değil, bize zarar vermek isteyenler üzerindeymiş.
Bize değil, bize zarar vermek isteyenlereymiş çoğu yasak.
Biz yasaklar olmasın dediğimiz ve bunu desteklediğimizde, asıl kötülükleri yapanların ekmeğine yağ sürmüş oluyormuşuz.
19:19, 28 Şubat 2014
Ve yasaklar konusunda en önemli konu da, asıl yasağı koyanların en çok yasaklarının olması gerektiği.
Yani, sadece ve sadece SEVGİ, SAYGI, İYİLİK, HAYIR, UĞUR, DOĞRULUK, FAYDA, YARAR amacı ile yasaklar konulabilir.
Eğer bu olmazsa, yasak koymak da yanlış bir hareket haline geliveriyor.
Ama yanlış olan yasak koymak değil, YANLIŞ YAPARAK yasak koymak.
Bu tür hatalı yasaklardan yılıp, “hiç yasak olmasın” dediğimiz zaman aslında bu, hayattan bezmiş olmanın bir göstergesi.
Doğruyu bulmanın tek çaresi?
Allah’a sığınıp hayatın 8 parçasına faydayı amaç edinerek aklımızı kalbimizi dinlemek.
03:29, 1 Mart 2014
Sevgili Funda Hocam,
Bu makalenizi okuduğumda , bana bir dersimde
”ALLAH NE DİYOR, ALLAH NE İSTİYOR ” diye bakmam ve, aklımın ve kalbimin sesini dinlemem ile ilgili anlattıklarınızı hatırladım.
ALLAH NE DİYOR, ALLAH NE İSTİYOR diye baktığımda bahsettiğiniz tüm yasakların ne kadar da hayırlı, uğurlu, faydalı olduğu, aklımdan ve kalbimden gelen ses.
İnşallah Allah’ın ne dediğini duyan, Allah’ın ne istediğini bilen kişilerin sayısı kat kat artsın.
Allah hepimizi kötülüklerden ve zararlardan korusun.
Çok çok sevgilerimle
07:47, 1 Mart 2014
Bu makalede bahsettiğim bu konu da, o sorumla gerçekten çok alakalı değil mi Sevgin arkladaşım?
Her olayda karar verirken, niyetlerimizi ederken, söz söylerken, adım atarken, “Allah ne diyor? Allah ne istiyor?” diye bakmak ve hayatın 8 parçasına faydayı amaç edinip, aklımızı kalbimizi dinlemek bizi DOSDOĞRU GİDEN YOLA iletecektir.
Allah’ın anlayan, Allah’ı bilen, dinleyen, aklını kalbini dinleyip, hayatın 8 parçasına iyiliği hedef alan insanlardan oluşmuş bir dünya bize dünya hayatında da cenneti yaşatacaktır.
Yani biz eğer dünyada cenneti yaşayabilir ve yaşatabilirsek, insanları yalanlardan yanlışlardan kurtarabilirsek, bunun ödülü de zaten cennet.
Yok eğer dünyada cehennemi yaşar ve yaşatırsak, insanları yalanlara yanlışlara daha da batırırsak, dünyada da cehennem hayatı kaçınılmaz, zaten arkadan gelecek olan da malum.
Ama çok şükür Allah kimseye kaldıramayacağı yük vermiyor. Ve herkes elinden geleni yapmaktan sorumlu.
Ne mutlu bize. Elimizden geleni yapmamız yeterli.
Tekrar teşekkürler Sevgin arkadaşım, düşünce ve duygularını paylaştığın için ve kurslarımızdaki çalışmalarımızı makalelerle de birleştirip, aklını kalbini daha da açtığın için.
Çok çok sevgiler
14:10, 1 Mart 2014
Bir anlayış ve keşif daha:
“Pek çok yasaklar iyi” dediğimizde, bu ne demek? Şeriat mı istiyoruz? Her şeyin yasak olduğun, yasaklar üzerine kurulu bir düzen mi istiyoruz?
HAYIR.
İyi güzel, doğru, her şey olmalı o ideal hayat düzenimizde.
Yasaklar da.
Özgürlükler de.
Haklar da.
Kanunlar da.
Mahkemeler de.
Demokrasi de.
Eğitim ve üniversiteler de.
Anne sevgisi ve anne tarafından büyütülmek.
Baba sevgisi ve baba koruması.
Aynı bir vücudun ihtiyacı olan besin çeşitleri ve vitaminler gibi, HEPSİ dengeli bir şekilde olmalı.
Veya zengin ve güzel bir sofra gibi. Faydalı ve güzel çeşit çeşit yiyecekler. Elbette zararlı şeyler olmamalı o sofrada.
Hayatımızda da hayata zarar veren şeyler yasak olmalı.
Hayatımıza faydalı olan her şey de, hayat sofrasında serbestçe bulunmalı.
15:09, 1 Mart 2014
Sevgili Funda Öğretmen’im,
Maşallah tüm farkındalıklarınız için.
“Yasakların kalkmasını medeniyet sanmak ve ZARARI serbest bırakmak, toplumu orman, insanları da hayvan seviyesine düşürüyor.
Ormanda yasak yok.
Kanun yok, kural yok. Al alabildiğini, kap kapabildiğini.Ama yarın sabah sen veya çocukların da bir başkasının kahvaltısı olabilir, işte bu da o orman özgürlüğünün ve yasaksızlığının bedeli.” diye ne güzel söylemişsiniz.
Bu bedeli ödeyebileceğimizi unutmayarak ve Sevgin arkadaşımınızın ve sizinde belirttiğiniz gibi “Allah ne diyor? Allah ne istiyor?” diye bakarak yaşamak en doğrusu, en güzeli bencede.
Yine bu güzel makaleyle farkındalıklarımızı arttırdığınız için çok teşekkür ederim.
Allah hepimizi bizlere zarar veren şeylerden korusun.
Çok çok sevgiler.
20:58, 1 Mart 2014
Çok çok sağ olasın Sanem arkadaşım.
Gerçekten de Allah bizi korusun. Ve inşallah biz de elimizin gücümüzün yettiği kadarıyla çevremizdekileri koruyalım.
Ve bu vesileyle, iddia vs gibi oyunlarla ve artı sormadan istemeden kredi kartı verip insanları zayıf noktalarından yakalayarak onları borç batağına sürükleyen tüm insanlara da lanet olsun diyorum. Dilerim Allah’tan oyunları bozulur ve toplumumuz da hepimiz de bu tuzaktan kurtuluruz.
Bu yazı da, senin yorumun da, bu oyun ve tuzağın bozulması için bizim elimizden gelen şeyler.
Allah kabul etsin tüm çabalarımızı.
Çok çok sevgiler
18:45, 2 Mart 2014
Ben de çok teşekkür ederim. Sizden öğrendiğim her bilgi birer pırlanta çok şükür. Ancak bu makalenizde ki; ”Ve yasaksız yaşamak aslında bir çözüm değil, bir kaçış.” sözünüz çok hoşuma gitti. Anladım ben de kendi hayatımda ki kaçışlarımda aslında nasıl da çözümsüz kaldığımı
Çok çok teşekkürler
00:55, 3 Mart 2014
Merhaba Çok Sevgili Funda Öğretmenim,
Harika bir makale olmuş. Anlayış ve keşiflerle beraber harikulade olmuş. Aklım kalbim açıldı okurken. Allah’a sığındım ve Allah’ın bizi ne kadar çok sevdiğini bir kez daha anladım. Bizi sevdiği, şefkat gösterdiği için bizi korumak için bize yasaklar koyuyor. Aslında Allah’ın bize yasakladığı şeyler o kadar az ki. Yani bize helal ettiği ve cömertçe bol bol verdiği şeylere kıyasla. Tıpkı koskoca cennette her şeyin helal olup sadece tek bir ağacın yasak olması gibi. Ve bu da Allah’tan bize bir hayır, bir koruma, sevgiyle bir koruma olduğu için yasak. Biz de Allah’a sığınıp bu yasaklara, Allah beni ne kadar da çok seviyor ki beni kötülüklerden korumak için bu yasağı koymuş, ben de buna şükürle uyayım, ne güzel korunuyorum şeklinde bakmalıyız.
Ben de tüm bu kumar, içki, iddia, bol bol kartlar gönderen bankalar, insanları zayıf anlarında tuzağa düşürüp felaketlere sürükleyen tüm bu şeytan işi şeylere ve bu şeytanlıkları yapanlara lanet ediyorum.
Çok çok teşekkürler bizi aydınlattığınız için.
Çok çok sevgiler.
15:42, 3 Mart 2014
Senin de bu farkındalığın benim çok hoşuma gitti Özlemi arkadaşım, maşallah.
Gerçekten kaçtığımız zaman nasıl da çözümsüz kalıyoruz, değil mi?
Paylaştığın için çok çok teşekkürler.
Çok çok sevgiler
15:47, 3 Mart 2014
Çok sevgili Alev arkadaşım,
Asıl senin farkettiğin şey harikulade olmuş.
“Aslında Allah’ın bize yasakladığı şeyler o kadar az ki. Yani bize helal ettiği ve cömertçe bol bol verdiği şeylere kıyasla.”
sözlerini okuyunca ben de gözyaşlarımı tutamadım, Allah’ın hepimize ve herkese olan cömertliği ve sevgisi karşısında.
Allah herkesi ve bizi affetsin, bilerek veya bilmeyerek, cahillikle veya zalimlikle yaptığımız tüm nankörlükleri.
Ve en önemlisi de, tüm o kumar, içki, iddia, bol bol kartlar gönderen bankalar, insanları zayıf anlarında tuzağa düşürüp felaketlere sürükleyen tüm o şeytan işi şeylere bizim de az veya çok yaklaştığımız veya meylettiğimiz zamanları affetsin.
Çok çok teşekkürler bu harikulade farkındalığını buradan da paylaştığın için.
Maşallah sana da.
Çok çok sevgiler